BALKAN TURU – 10 GÜNDE 4 ÜLKE, 10 ŞEHİR, 8 ADA

Bir Balkan turu planlıyorsanız, coğrafya derslerinden hatırladığımız Dalmaçya tipi kıyıları, masmavi koyları, pek çoğunda hissettiğiniz İtalyan esintilerini taşıyan şehirleri, yemyeşil doğası ve Akdeniz iklimiyle bölgede sizi müthiş güzellikler bekliyor. O yüzden de nereden başlayacağınızı şaşırıyorsunuz. Burası öyle ilginç bir coğrafya ki bir günde aynı ülkede bir şehirden diğer şehre geçerken bile sınır geçmen gerekiyor.

10 günde yaptığımız tur kapsamında gezdiğimiz yerlerin detayları bu yazıda… Ama Balkan turu gezi planı yaparken işinize yarayacak en detaylı bilgilerin yer aldığı BALKAN TURU – BİLİNMESİ GEREKENLER yazısını da mutlaka okuyun…

GEZİLECEK YERLER

Karadağ

Budva

Bu güzel sahil şehri Karadağ’ın en popüler yerlerinden… Sahilleri, tarihi dokusu ve hareketli gece hayatıyla turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor. Şehrin duvarlarla çevrili tarihi bölümü; kırmızı çatılı eski yapıları, taş sokaklarıyla en güzel bölümü… Yıllar içerisinde geçirdiği depremler sonrası eskiye en yakın şekilde tekrar restore edilmiş… Kafeler, barlar ve gece kulüpleri de burada… Ayrıca kiliseler, hediyelik eşya satan dükkanlar da dar sokaklarda her an karşınıza çıkabiliyor.

Podgorica Havalimanı’ndan 1 saatlik bir yolculukla ulaşılıyor. Konaklama imkânı çok fazla olduğundan burayı merkez alarak birçok yere kolayca ulaşabilirsiniz…

Kotor

Budva’ya 30 dakika mesafede olan Kotor, Perast ile beraber bana göre Karadağ’ın en güzel yerlerinden… Etrafı tepelerle çevrili bir koyda yer alan Kotor’un muhteşem bir konumu var… Şehrin tarihi bölümüne girdiğinizde ortaçağa adım atmış gibi oluyorsunuz. Geçmişi 12-13. yüzyıla kadar uzanıyor. Özellikle kalesine çıkıp kasabayı seyretmek gerekiyor. Koy, tüm şaheserliğiyle ayaklarınızın altında… Sadece günübirlik gezilecek bir yer değil bence en azından bir gece kalmalı burada… Sokaklarında dolaşmaya doyamayacaksınız.

Perast

Kotor kadar etkileyici… Bana göre Kotor’dan daha masalsı… Bozulmamış yapısı, tertemiz deniziyle, bir şehir nasıl korunur adeta ders veriyor herkese… Sahil şeridi, Venedik mimarisi, koyda yer alan iki küçük adacığı ve harika doğasıyla sizi sizden alacak bir yer… Huzur dolu küçücük bir kasaba… Ara sokaklarına girmeden, kiliselerini gezmeden, körfezde tekne turuna katılmadan dönmeyin…

Kotor’a sadece 15 dakika… Kotor’dan Perast’a geçerken yol üzerindeki Dobrota’ya da mutlaka uğrayın…

Sveti Stefan

15. yüzyıl eski balıkçı adası olan Sveti Stefan, daha sonra küçük bir köprüyle karaya bağlanmış. Taş yapıları, kırmızı çatılarıyla harika görünen bu küçücük ada, özellikle James Bond filminin çekiminden sonra daha da ünlenmiş. Son dönemde bir otel zincirine kiralandığından, adayı gezebilmek için içerisindeki otellerde kalmak gerekiyor. Ama sahilini kullanabiliyorsunuz. Ücretli ve ücretsiz iki kısmı var.

Budva’ya 15 dakika mesafede…

Bosna – Hersek

Mostar

Sadece Mostar’ı görmek için bile gidebilirsiniz Bosna-Hersek’e… Köprüsüyle ünlü şehrin sokaklarını gezerken kendinizi bir Anadolu kasabasının sokaklarında gezer gibi hissediyorsunuz. Tarihi dokusu ve insanlarıyla sıcacık bir yer. Köprü sadece, iki yakayı birleştirmekle kalmamış, yıllarca Müslüman ve Hristiyan halkı da birleştirmiş… Kanuni’nin emriyle 1566 Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayrettin tarafından yapılan köprü, 1993 yıllında bölgedeki savaş sırasında bombalanarak maalesef yıkılmış…

Savaş sonrası Avrupa Birliği, Türkiye gibi birçok yerden gelen maddi destekle 2004 yılında tekrar açılmış… Bombalanma sırasında suya gömülen taşlar toplanmış… Köprüyü orijinaline en yakın halde restore edebilmek için yıllardır kapalı kalan taş ocağı tekrar açılmış… Artık tüm ihtişamıyla yine ayakta… Ama artık Müslümanlar bir yakasında Hristiyanlar ise diğer yakasında oturuyor. Savaş sırasında şehri terk eden Sırplar, savaştan sonra tekrar geri dönmemiş.2005 yılından beri UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde…

Eskiden beri erkeklerin cesaretlerini sergilemek için yaptıkları atlayışlar hala devam ediyor. Artık biraz da kazanç kapısı olmuş. 20 metre yükseklikten atlayan gençler, sudan yüzeye çıktıklarında bir alkış tufanı kopuyor…

Taş mimarinin ağırlıkta olduğu şehrin sokakları gezerken yeşille taş uyumuna hayran kalıyorsunuz. Arka sokaklarda bir de Mostar’ın minyatür hali var, Kriva Köprüsü… Sokaklardan gezerken “93’ü Unutma” yazıları da gözden kaçmıyor.

Hırvatistan

Dubrovnik

Adriyatik’in incisi diyorlar Dubrovnik için…  Dünyanın duvarlarla çevrili en güzel şehirlerinden biri… Aynı zamanda Hırvatistan’ın da en çok ziyaret edilen şehri. Masmavi denizle çevrili şehir, yüzyıllardır güzelliğini koruyarak bugüne ulaşabilmiş. 1991-95 yılları arasında yaşanan savaş döneminde yaralar alsa da eski haline dönmesi uzun zaman almaz… Game of Throne dizisine ev sahipliği yaptıktan sonra da ününe ün katar…

Şehre geldiğinizde gördüğünüz ilk şey surlar oluyor. Gezmeye de şehri saran surlardan başlamak en iyisi… 2 kilometrelik surlar tüm eski şehri dolaşıyor. İnişli çıkışlı yol boyunca harika Adriyatik manzarası da eşlik ediyor size. Mermer kaplı sokaklar, kiliseler, saraylar ve müzelerle kaplı tarihi bölümde görecek çok fazla şey var. Merdivenli dar sokaklarından tırmanarak şehri en yukarılardan seyredebilirsiniz. Teleferikle daha da yukarı çıkarak şehri en tepeden izlemek mümkün.

Eğer denize girmek isterseniz şehrin hemen yanındaki Banje Beach en iyilerden biri. Biraz daha uzakta olan Lapad Beach’e ya da limandan kalkan teknelerle Lokrum Adası’na kadar uzanabilirsiniz.

Split

Şehir, Romalılardan kalma Diocletian Sarayı etrafına kurulmuş… Hala sarayın kalıntıları duruyor ve burayı bir müze yapmak yerine yaşayan bir yer haline getirmişler. Sarayın sokaklarında gezebiliyor, içindeki dükkanlarda kafelere oturabiliyorsunuz… Burası da UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde… Split, aynı zamanda Hırvatistan’ın ikinci büyük şehri. Diğer şehirlerine oranla biraz daha modern bir görünümü var… Adalara geçiş noktası olduğundan turistlerin de yoğun olduğu bir yer. Palmiye ağaçları altında uzanan sahili, kafe ve barlarıyla keyifli vakit geçirilecek bir yer…

Hırvatistan’ın 1000 kadar adası var ve Split’ten bu adaların bir kısmına rahatlıkla ulaşılıyor. İsterseniz aracınızla da adalara gidebiliyorsunuz. Bir günde birçok adayı gezmek için en hızlı yollardan biri, sürat motorları ile yapılan turlar… Biraz daha pahalı ama oldukça fazla yer görme fırsatı sunduğundan oldukça iyi bir seçenek… Kişi başı 100 Euro civarında…

Vis Adası

Split’e yaklaşık 3 saatlik mesafede olan ada 1990’lardan sonra popüler olmuş. Tarihi şehir merkezi, batısında yer alan Komiza ve güneyinde yer alan Stivina Koyu görebileceğiniz yerler arasında… Taş binaları, plajları ve gizli kalmış koylarıyla oldukça güzel bir ada…

Biševo Adası – Mavi Mağara / Blue Cave

Vis Adası açıklarındaki 6 km² çapındaki bu küçük ada, Mavi Mağara’yı görmek isteyenlerin ziyaret ettiği bir yer…. Kayalar arasındaki küçücük bir girişten botla girerek ziyaret edilen mağara, inanılmaz güzellikte… Denizin dibindeki çatlaklardan aldığı güneş ışıkları duvarlara yansıdıkça muhteşem bir görüntü sağlıyor. Yoğun dönemde biraz kalabalık olsa da eğer Split’teyseniz kesinlikle görmeye değer…

Ravnik Adası – Yeşil Mağara / Green Cave

Vis açıklarında yer alan Ravnik Adası, Yeşil Mağarası ile meşhur… Yine tekneyle girebildiğiniz mağara, günün belli saatlerinde küçük bir delikten gelen ışık yansımalarıyla yem yeşil bir görüntü sergiliyor. Mavi Mağara kadar ilginç olmasa da görülmeye değer…

Budikovak Adası – Blue Lagoon

Yine Vis adası yakınlarında yer alan küçük adacık Mavi Lagün’ü ve el değmemiş sahilleriyle göz kamaştırıcı bir güzelliğe sahip… Adada sadece bir kişi yaşıyor.

Hvar Adası

Hırvatistan’ın en yoğun ama en güzel adalarından biri… Lavantası ve şarap bağlarıyla ünlü… Yürümek, adayı keşfetmek için en iyi yöntem… Ana meydanından başlayarak tüm sokakları dolaşabilirsiniz. Taş evleri, bozulmamış yapısıyla hayran bırakıyor insanı kendine… Denize girmek için adanın farklı yerlerinde yer alan plajlara ya da çok yakındaki Pakleni Adaları’na gidiliyor… Ana meydan civarında pek çok kafe, restoran ve bar var. Popülerliğinden dolayı biraz pahalı ancak mutlaka görülmesi gereken yerlerden… Hatta vaktiniz varsa Hvar Adası bir gece kalmak da güzel olabilir…

Pakleni Adaları

Hvar Adası açıklarındaki ilginç şekilli, masmavi sularıyla muhteşem adalardan biri…

Brac Adası – Zlatni Rat Plajı

Split’ten feribotlarla gidilen Brac Adası’na yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculukla varılıyor… Burası da kendine özgü, tarihi dokusuyla diğer adalar kadar güzel. Ancak burasının asıl güzel bölümü Zlatni Rat Plajı… Tekneden sonra plaja, 20 dakikalık dolmuş benzeri araçlarla gidiliyor. İsterseniz özel taksi de tutabilirsiniz…  Girişte sizi, rüzgârın etkisiyle yan yatmış çam ağaçları karşılıyor. Plajın bir yanı çıplaklar plajı bir yanı da normal plaj… Şezlong ve şemsiyeler kiralanıyor. Yeme-içme için birkaç seçenek var… Dönüşte de getiren araç, anlaştığınız saatte gelip sizi alıyor.

Trogir

Zadar yolu üzerindeki Trogir de mutlaka görülmesi gereken yerlerden… Bozulmadan günümüze kadar gelmiş başka bir ortaçağ kasabası… Tarihi duvarlarla örülü bu küçük ada, bir köprüyle ana karaya bağlanmış… Mermer kaplı sokakları, tarihi yapılarıyla Dünya Mirası Listesi’ne alınmış… Sahili, limanı oldukça güzel… Ayrıca buradan hemen ilerisindeki Čiovo Adası’na bağlanıyorsunuz.

Zadar

Tarihi merkezi, bir yarımada üzerine kurulmuş… Roma kalıntıları, ortaçağdan kalma kiliseleri, modern kafeleri ve müzeleriyle şık bir şehir…. Etrafında birçok ada bulunduğundan, Zadar da adalara geçiş noktası olarak kullanılıyor. Marinadan Ugljan, Pašman, Dugi Otok adalarına yapılan gezilere katılabilirsiniz.

Özellikle gün batımını ile ünlü sahilin en ucundaki Deniz Orgu ve Güneş Paneli görülmeye değer yerlerden… Denize açılan en uç noktaya inşa edilen orgdan dalgaların çıkardığı sesi dinleyebiliyorsunuz… Hemen yanındaki 22 metre çapındaki güneş panelinin, renkli camları sayesinde gündüz topladığı ışıklarla yaptığı ışık şovu, oldukça ilginç… Paneller aynı zamanda tüm limanın aydınlatmasını sağlıyor… Tertemiz denizi için Kolovare, Borik veya Vitrenkak plajlarına gidebilirsiniz.

Plitvice Gölleri Milli Parkı

Zadar’dan muhteşem bir doğa ve köy yolları eşliğinde vardığınız Plitvice Gölleri Milli Parkı, Avrupa’nın en güzel gezi alanlarından biri… Merdiven şeklinde birbirine bağlanmış kat kat şelalelerden oluşuyor… 1979 yılından beri Dünya Mirası Listesi’ne alınan parkı, bir gezi rotası dahilinde geziyorsunuz… En kısası 2-3 saat süren 3,5 kilometrelik tur ile en uzunu 6-8 saat süren yaklaşık 18 kilometrelik farklı birçok etap var. İnişli çıkışlı bu etaplar boyunca bir tekne geçişi yapıyorsunuz. Herkes performansına ve zamanına göre kendine en uygun turu seçebiliyor.

Ahşap bir yol üzerinden yürüyerek farklı şekillerde ve yükseklilerdeki turkuaz rengi şelalelerden geçerek orman içi büyüleyici bir tur yapıyorsunuz…  Manzaralar hepsinde muhteşem… Yürüyüş, en son kısımdaki harika manzarayla son buluyor… Zadar ya da Zagreb’ten günübirlik turlarla da parka gelinebiliyor.

Zagreb

Hırvatistan deyince çok akla gelmeyen Zagreb, aslında oldukça güzel bir şehir… Gece gündüz yaşayan, hareketli, eğlenceli bir şehir aynı zamanda… Yaklaşık 1 milyon kişinin yaşadığı şehir, yürüyerek kolayca gezilebilir. Gronji Grad ve Donji Grad yani aşağı ve yukarı kısım olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Buralar şehrin, kültürel, dini ve ticari merkezleri… Gezilecek yerlerin pek çoğu bu iki bölümde… Üst kısım biraz daha tarihi bölüm…

Ban Jelacic Meydanı, St Stephan Katedrali, Migorgoj Dolac Pazarı, St. Mark Kilisesi görülecek yerlerin başında geliyor. Ayrıca arkeoloji ve sanat alanlarında da birçok müze var ama en ilginci Museum of Broken Relationships – Bitmiş İlişkiler Müzesi diyebiliriz. 2011 yılında “Avrupa’nın En Yaratıcı Müzesi Ödülü”ne layık görülmüş…

Bu arada Hırvatistan, kravatın anavatanı olması sebebiyle Zagreb sokaklarını gezerken birçok kravat dükkanına denk gelmeniz mümkün… 

Balkan turu gezi planı yaparken işinize yarayacak en detaylı bilgilerin yer aldığı BALKAN TURU – BİLİNMESİ GEREKENLER yazısını da mutlaka okuyun…

Daha çok fotoğraf ve geziler için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol