Mevsimlerin en güzeli bana göre bahar… Doğanın canlandığı, ağaçların yeşerip çiçeklerle donandığı mevsim, sanırım herkesin dört gözle beklediğim bir dönem. Rengarenk çiçekleriyle bu canlanışı izlemek için çok uzağa gitmeye gerek yok aslında. Balkonunuza dikeceğiniz birkaç saksı çiçekle ilgilenmek bile en güzel terapilerden biri… Gezmeyi seviyorsanız Anadolu’nun cennet köşelerinden birine yolculuk yapmak ya da İstanbul’da halen keyfinin çıkarabildiğimiz birkaç parka uzanmak da yapılacak şeylerin başında geliyor. Eğer daha uzaklara gitmeyi arzulayanlardansanız bir alternatif ise baharda Avrupa rotası oluşturmak.

Bu seferki önerilerim ise Avrupa rotasını seçenler için… Dünyanın en yeşil, en güzel şehirleri listesinin başında gelen üç önerim var. Baharın bu müthiş gösterisini izlemek için tarihe meydan okuyan, zarafetleriyle göz kamaştıran şehirlere yolculuğa ne dersiniz? Alplerin gölgesindeki Zürih, kuzeyin incelikli mimarisiyle Kopenhag ve masalsı güzelliğiyle Prag, Avrupa’da bahar rotası için en iyi adresler olabilir.

Türkiye’den önereceğim bahar rotaları için BAHAR AYLARINDA GEZİLECEK EN GÜZEL 8 YER yazıma da göz atabilirsiniz.

Alplere açılan kapı: Zürih 

Limmat Nehri ve Zürih Gölü’nün buluşma noktasına kurulan Zürih, Avrupa’nın en önemli kültür ve finans merkezlerinden biri. Dünyanın en yaşanılası şehirler listesinin ilk sıralarında yer alıyor. Soğuk bir finans merkezi beklentisinin aksine etkileyici mimarisi, renkli sokakları, eğlenceli meydanları ve yeşil alanlarıyla sıcak bir atmosferi var.

Zürih
Zürih

Alp Dağları’nın muhteşem manzarasına sahip Zürih, Limmat Nehri’nin iki yakası boyunca uzanıyor. Şehrin kalbi diyebileceğimiz Bahnhofstrasse, modadan sanata, çikolatadan saate şık mağazaların yer aldığı bir bulvar. Yanı başındaki Paradeplatz ise dünyaca büyük bankaların merkezi. Yayalara açık Niederdorf, alışveriş kadar eğlence hayatının merkezi sayılıyor. Reform hareketlerinin başladığı yer olarak kabul edilen Grossmünster Kilisesi, dini anlamda şehrin en önemli ve en eski kiliselerinden biri. Kökeni 853 yılına kadar uzanan Fraumünster Kilisesi ise Avrupa bürokrasisine söz sahibi kadınlar tarafından kurulmuş. Vitrayları Chagall ve Giacometti’nin imzalarını taşıyor. 

Şehirde bir vaha Lindenhof

Avrupa’nın en büyük sanat koleksiyonlarından birine sahip Kunsthaus (Modern Sanat Müzesi) ve İsviçre tarihine ait etkileyici eserlerle dolu Landesmuseum (İsviçre Ulusal Müzesi) Zurih’in önemli müzelerinden sadece ikisi.

Şehrin geçmişinin izlerini sürebileceğiniz yeşillikler içerisindeki Lindenhof şehri seyredebileceğiniz harika bir konuma sahip. 2850 metredeki Uetliberg Tepesi hem göl hem Alpler hem de şehrin muhteşem manzarası için ideal. Zürih Opera Binası, Botanik Bahçesi, Bürkliplatz, Beyer Saat Müzesi, FIFA Futbol Müzesi diğer görülebilecek yerlerden birkaçı. 

Kuzeyin renkli limanı: Kopenhag

Danimarka’nın en büyük adası Zealand üzerine kurulu başkent Kopenhag, çok eskiden küçük bir balıkçı kasabasıyken zaman içerisinde dünyanın en etkileyici liman kentlerinden birine dönüştü. Şehir, kuzeyin zarafeti ve kültürü ile öne çıkarken aynı zamanda dünyanın en mutlu, en yeşil ve en temiz şehirlerinden de birisi.

Kopenhag
Nyhavn, Kopenhag

Kuzey ülkelerine giriş noktası olan şehir, Viking tarihini ve kültürünü tanıyabileceğiniz yerlerin başında geliyor. Limandan içeri uzanan kanallar şehre ayrı bir güzellik vermiş. Eskiden hareketli bir ticari liman olan Nyhavn bölgesi rengarenk binaları, tarihi gemileri, kafeleriyle şehrin yine en canlı yerlerinden biri. Yazar Christian Anderson’un yaşadığı ev de burada. 1843 yılında açılan Tivoli Bahçeleri ise lunaparkı, açık hava tiyatrosu, çiçek bahçeleri ile dünyanın en çok ziyaret edilen parkları arasında yer alıyor. 

Özerk şehir Christiania

Kopenhag’ın alışveriş caddesi Stroget, şehrin sembolü olmuş Küçük Deniz Kızı Heykeli, Danimarka kraliyet ailesinin gösterişli sarayı Amalienborg, Avrupa’nın en eski gözlem evi Round Tower, sanat eserleriyle dolu Ulusal Galeri (SMK), Taş Devrinden günümüze Danimarka tarihine dair eserleri görebileceğiniz Ulusal Müze, Kraliyet mücevherleriyle Rosenborg Kalesi ve paha biçilmez sanat eserleriyle Glyptotek Müzesi Kopenhag’ı gezerken uğrayabileceğiniz yerlerden. 

Kopenhag’ın bambaşka bir yüzünü göreceğiniz özgür şehir Christiania, karma kültürüyle son dönemde popülerleşen ve Superkilen Parkı’yla ünlenen Norrebro, restoran, kafe ve tasarım butikleriyle dolu Vesterbo, Kopenhag’ın benzersiz yanlarını görebileceğiniz bölgeler olacak.

Zamansız şehir: Prag

Güzelliğiyle göz kamaştıran Prag, belki de “masalsı şehir” ismini en çok hak eden yerlerden biri. Capcanlı meydanları, taş döşeli sokakları, tarih kokan binaları, müzeleri, muhteşem sarayları, ihtişamlı kiliseleri, açık hava müzesi köprüleriyle bu unvanı fazlasıyla hak ediyor. 

Prag
Eski şehir, Prag

Bir zamanlar Bohemya Krallığı’nın merkezi olan Prag’ı gezerken adeta bir orta çağ şehrini adımlıyor gibi hissediyorsunuz. Şehrin neredeyse tüm sokaklarında Gotik, Barok, Art Nouveau tarzının en güzel örneklerini görmek mümkün. Şehri ikiye bölen Vlatna Nehri çevresinde gelişen Prag’ta nehrin her iki yanı da birbirinden güzel detaylarla bezenmiş. Şehri gezmeye tarihi meydan Staromestske Namesti’den başlayabilirsiniz. Her zaman hareketli meydan etkileyici eserlerle dolu. Saat başı gerçekleşen kukla gösterileriyle popüler Astronomik Saat Kulesi, Eski Belediye Binası ve sivri kuleleriyle Gotik sanatı şaheseri Meryem Ana Kilisesi (Tyn Kilisesi) meydanın çevresine konumlanmış. Çok yakınlardaki Barut Kulesi, Kinsky Sarayı, Yahudi Mahallesi ve sayısız kafe, restoran, mağazalarla dolu tarihi bölgeyi hakkıyla gezmek bir gününüzü alabilir.

Detaylı PRAG GEZİ REHBERİ için bu sayfalara da bakabilirsiniz.

Açık hava müzesi Charles Köprüsü

Meydandan devam ettiğinizde varacağınız yer Charles Köprüsü. Prag’ın simgesi haline gelen 600 yıllık köprü 30 adet birbirinden özel heykelle süslü. Köprü aynı zamanda gündoğumu ve gün batımında muhteşem Prag manzarasını izleyebileceğiniz bir yer. 

Tepelerden şehre bakan Prag Kalesi ise artık devlet başkanına ev sahipliği yapıyor. Eski Kraliyet Sarayı, görkemli St. Vitus Kilisesi, Altın Yol bu kompleksin içerisinde. Buradan ilerlediğinizde Letna Park’ına, Metronom’a ve şehrin eşsiz manzarasını seyredebileceğiniz teraslara ulaşılıyor. 

Dans Eden Bina, Ulusal Müze, Devlet Tiyatro Binası, Kafka Müzesi, Lennon Duvarı, Petrin Tepesi, Ulusal Müze, Ulusal Kütüphane (Klementinum), Rudolfinum Binası’nın yanı sıra Prag doğumlu sanatçı David Černý’nin dört bir yana yayılmış ünlü eserleri, şehrin büyüleyici atmosferini size en çok hissettiren detaylar olacak. 

İsviçre’nin barışa başkentlik yapan şehri CENEVRE notları için bu yazıma göz atabilirsiniz.

Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol 

Yorumlar kapandı...