Feribottan inmeden önce gördüğüm ilk görüntüsü beni heyecanlandırmaya yetmişti. Uzun kuleleri, kırmızı çatılarıyla harika bir şehir beni bekliyordu. Tallinn’in sokaklarında ilerlemeye başladığımda hiç de yanılmadığımı anladım. Surlar içerisindeki Tallinn, ortaçağdan kalma bozulmamış dokusuyla Avrupa’nın en güzel korunmuş yerlerden biri olarak kabul ediliyor.
Tarih boyunca İsveçliler, Danimarkalılar, Polonyalılar, Almanlar, Sovyetler arasında paylaşılamayan bu küçük şehir, Avrupa’nın en yeni başkentlerinden biri aynı zamanda. Yeni başkent ama siz onu bir de sokaklarında dolaşmaya başlayınca görün. Tarihi bir film setinde dolaşır gibisiniz. 13. – 14. yüzyılda şekillenen şehir yapısı neredeyse hiç değişmeden gelmiş bugüne… Şehir, İkinci Dünya Savaşı’nda bombalanmasına rağmen eski tarihi bölümü (yani Old Town) bundan etkilenmeden kurtulmayı başarmış. Böylesine bir güzellik de 1997 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmış.
Arnavut kaldırımlı sokakları, seyir terasları, tarihi kiliseleri, yuvarlak kulelerle süslü surları, harika parkları, birbirinden güzel evleriyle gerçekten Tallinn görülmeye ve övülmeye değer. Gündüzleri renkli sokaklar akşamları daha da hareketleniyor. Işıklar altında şehir daha da güzelleşiyor sanki. 400 bin kişilik Tallinn huzur veriyor insana. 50’den fazla parkla donanmış yeşilliklerle kaplı Tallinn’nin tertemiz bir havası var. Merkezin hemen yanı başındaki plajlarıyla yaz aylarındaysa bambaşka bir havaya bürünüyor.
Benim gittiğim haziran ayı turistlerin henüz akın ettiği bir dönem olmadığı için gezerken ayrı bir keyif aldım. Şansıma havalar çok güzeldi, bu sayede gündüzünü de gecesini de çok güzel geçirdim. Haziran başı günlerin en uzun dönemine denk geldiğinden geceleri neredeyse 23.00’e kadar gün ışığından yararlanabiliyor insan.
Paylaşılamayan şehir
Tallinn’in sanırım konumu tarihi boyunca onu çok cazip hale getirmiş, belki de bu yüzden birçok kez el değiştirmiş. Toompea Tepesi çevresine kurulan şehrin adı ilk defa 12. yüzyılda anılmaya başlar. 1219’da Danimarkalıların fethettiği şehir “Taani Linn” yani Estonca “Danimarka kasabası” olarak isimlendirilir. Bir dönem sonra Almanlarla İsveç arasında el değiştirir. 1700’lü yıllarda Rus Çarı Petro’nun Baltık Deniz’ine bir liman açma arzusuyla çıkardığı savaş sonunda imzalanan anlaşmayla Estonya topraklarının büyük kısmı Rusya’ya kalır. 2 yüzyıl süren bu dönemden sonra 1918 yılında bağımsızlığını ilan eden Estonya, 1940 yılında tekrar Ruslar tarafından işgal edilir. 1941-1944 yılında Almanların işgaline uğrar ama sonrasında 1991’deki egemenlik sürecine kadar yine Rusların egemenliğinde kalır.
Bağımsızlık için gizli veya açık mücadele yıllarca sürer. Meydanlarda festivallerde söylenen şarkılar bu mücadelenin en önemli silahı olur. “Şarkı Devrimi” diye adlandırılan bu silahsız protesto dönemi sonucunda Estonya, 20 Ağustos 1991 yılında bağımsızlığını ilan eder. Sovyetler Birliği’nden ayrılan ilk ayrılan ülkedir aynı zamanda. 1994 yılında ise Rus askerleri tamamen çekilir ve tüm zincirlerinden kurtulan Estonya, 2004 yılında Avrupa Birliği’ne katılır. Bu süreci detaylıca okumak isterseniz SINGING REVOLUTION sayfasına göz atmanızı önerim. (Kaynak İngilizce)
Tallinn’e 2019 yılında mayıs-haziran aylarında yaptığım “Kuzeyden güneye Avrupa turu”m kapsamında uğradım. Maalesef geçirdiğim 3 gün bana yetmedi. Tekrar gelmek üzere ayrıldım bu güzel şehirden.
TALLINN GEZİ REHBERİ için detaylara geçebiliriz artık…
GENEL BİLGİLER
Tallinn neresi?
Estonya’nın başkenti Tallinn, Finlandiya Körfezi’nin güneyinde yer alıyor. Helsinki’ye denizden sadece 80 kilometre uzaklıkta.
Tallinn’de kaç gün kalmalı?
Tallinn oldukça küçük bir şehir. Tarihi bölgesini bir günde rahatça gezebilirsiniz ancak böylesine güzel bir ortaçağ şehrinin keyfini çıkarmak istiyorsanız en az 2 gece geçirmenizi öneririm.
Eğer günübirlik Helsinki gezisi yapacaksanız buna bir gün daha ekleyebilirsiniz.
Tallinn’e ne zaman gidilir?
Bir kuzey şehri olduğundan ekim ayından sonra havalar soğumaya başlıyor. Ancak soğuk seviyorsanız ya da Noel pazarlarına meraklıysanız aralık-ocak aylarını tercih edebilirsiniz. CNN’e göre “Avrupa’nın en güzel Noel pazarı” buradaymış.
Haziran-temmuz ayları hem havaların güzelleştiği hem de uzun günlerin keyfini çıkartabileceğiniz zamanlar. Birçok güzel festival de bu aylarda yapılıyor. Ancak turistlerin de gelmeye başladığı zamanlar. Bu yüzden şehir bir anda kalabalıklaşıyor.
Eylül ayı havalar hala güzelken ve kalabalıklar çekilmişken Tallinn’in keyfini çıkartabileceğiniz bir ay. Fiyatlar da biraz daha düşüyor. Bu arada genel olarak akşamları yaz aylarında da serin oluyor. O yüzden ince bir mont- kazak bulundurmanızda fayda var.
TALLİNN GEZİLECEK YERLER
Tarihi Bölüm (Old Town)
Şehir aşağı ve yukarı bölüm olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Yukarı bölümdeki Toompea Kalesi ve civarı ne kadar muhteşemse aşağı bölüm de meydanı, kiliseleri, tarih kokan sokaklarıyla o kadar etkileyici. Her iki bölümde de tüm sokaklara, avlulara girip şehrin keyfini çıkarın mutlaka…
Aşağı bölümü şehrin yukarı bölüme bağlayan iki ana yol var. Bunlar Kısa Ayak (Lühike Jalg) ve Uzun Ayak (Pikk Jalg) diye iki ilginç isme sahip. Kısa olan dik ve merdivenli, uzun olanda eğimi daha az hissediyorsunuz. Hangisinden çıkacağınız sizin tercihiniz.
Town Hall Meydanı (Raekoja Plats)
Aşağı bölümünde yer alan meydan, 8. yüzyıldan beri şehrin en hareketli yerlerinden. Etrafınızı saran harika binaların çoğu şu an restoran, bar ya da hediyelik eşya dükkanına dönüşmüş. Noel pazarı ve Noel ağacı tam 1441 yılında beri bu meydanda kuruluyor. Festivaller de yine burada gerçekleşiyor.
Meydanın orta yerindeki devasa bina Belediye Binası… Yüksek bir kuleye sahip. 1402-1404 yıllında inşa edilen bina artık sadece konserler ve devlet başkanlarının ağırlanmasında kullanılıyormuş. Renkli toplantı salonları, işlemeleri tavanları ve dekorasyonuyla dikkat çeken bina Temmuz ve Ağustos aylarında ziyarete açılıyor. Tallinn Card ile ücretsiz gezilebiliyor.
Aynı zamanda tarihi eczane (Town Hall Pharmacy) meydanın köşelerinden birinde yer alıyor. 1422’den beri açık olan eczane Avrupa’nın en eski eczanesi. 1581 yılından beri aynı aile tarafından işletilen eczaneyi dilerseniz gezebiliyorsunuz.
St. Olav’s Kilisesi
Şehrin en büyük ortaçağ kilisesi ismini Norveçli Kral Olav II Haraldsson’dan almış. Geçmişi 1267 yılına kadar uzanan Gotik kilise şu anki haline 16. yüzyılda kavuşur. 159 metrelik kulesiyle bir zamanlar (1549-1625) dünyanın en uzun binasıymış. Şehrin sembollerinden biri olan kilisenin kulesine nisan-ekim ayları arasında çıkmak mümkün. Buradan şehrin muhteşem görüntüsünü izleyebiliyorsunuz. Kuleye tarihi boyunca tam 10 kere şimşek düşmüş ve bunların 3’ü yangınla sonuçlanmış.
Kiliseye giriş ücretsiz ancak kule için ücret ödeniyor. Tallinn Card ile ücretsiz.
Pazar günleri 10.00 ve 12.00’deki ayinlere katılabilirsiniz.
Alexander Nevsky Katedrali
Tallinn’deki en büyük Rus Ortodoks kilisesi olan bina soğan şekilli kubbeleriyle ünlü… Rusların hem dini hem politik güçlerini göstermek amacıyla yaptırdığı bina Toompea Tepesi’nin en gösterişli yapılarından biri. St. Petersbuglu mimar Mikhail Preobrazhenski tarafından tasarlanan binanın dışı kadar içindeki mozaik ve ikonalar da görülmeye değer.
Giriş ücretsiz.
Toompea Kalesi
Kayalıklar üzerine kurulu kale bir zamanlar Alman şövalyelerini ağırlarken şimdi Estonya Parlomentosu’na ev sahipliği yapıyor. Tarih boyunca birçok kez elden geçirilen bina son halini 13. ve 14. yüzyılda alır. Pembe boyalı Barok tarzda yapılan bina şehrin aşağı bölümünden de görülebiliyor. 46 metrelik Pikk Hermann Kulesi ise sembol yerlerden biri. Şehre kim hükmediyorsa onun bayrağı dalgalanırmış burada. Artık her sabah Estonya bayrağı törenle çekiliyor göklere.
Seyir Terasları
Toompea Tepesi’nde şehrin güzel görüntüsünü izleyebileceğiniz manzaralı seyir terasları var. Patkuli Noktası, tepenin kuzey tarafında yer alıyor. Manzarası şehrin kırmızı çatıları, St. Olav’s Kilisesi ve liman alanı ile harika bir eski Tallinn manzarası…
Kohtuotsa Seyir Terası ise yine Tallinn’in en güzel manzarasını seyredebileceğiniz alanlardan biri. Ben burayı daha çok sevdim sanırım.
Ayrıca farklı şehir manzaraları için Piiskopi Seyir Terası, Lounge 24, St. Olav’s Kilisesi’nin kulesi, Tallinn Televizyon Kulesi, Town Hall’ın kulesi, St Mary’s Katedrali’nin kulesi ve Kiek in de Kök Müzesi’ni de deneyebilirsiniz.
Viru Kapısı
Beyaz iki kulesiyle eski şehrin giriş kapısını oluşturuyor. Kırmızı kiremitlerle kaplı çatılarıyla akşamları aydınlatılan iki kuleden geçtiğinizde adeta 21. yüzyıldan 18. yüzyıla geçiş yapar gibi oluyorsunuz. Buradan uzanan cadde sizi eski şehrin tarihi surlarına ve sokaklarına bağlıyor.
St. Catherine Geçidi
Duvarlar arasına gizlenmiş bu küçük pasaj şehrin en fotojenik yerlerinden biri. Vene Caddesi ile Müürivahe Caddesi’ni birbirine bağlıyor. Şehir surlarının yanından ilerlediğinizde pasajın küçük girişini göreceksiniz. Pasajda şu an hediyelik eşya dükkanları, galeriler ve ayrıca camdan ipeğe, seramikten şapkaya kadar birçok üretim atölyesi yer alıyor.
Tallinn eski şehir surları ve kuleleri
Avrupa’nın en iyi korunmuş surlarından biri Tallinn’de… 1,9 kilometre uzunluğundaki surlar 20 tane savunma kulesiyle oldukça etkileyici duruyor. Şehri gezerken bir ortaçağ efekti yaratan kulelerden üçü; Nunna, Sauna ve Kuldjala ziyaret edilebiliyor. Diğerlerinin bir kısmı da müze olarak kullanılıyor. Kuleleri en iyi Patkuli Seyir Terası’ndan ve Tornide valjak meydanından izleyebiliyorsunuz.
Giriş ücreti: Yetişkin 2 Euro / Çocuk 1 Euro. Tallinn Card ile ücretsiz.
Kadriorg Sarayı ve Parkı
1718 yılında Rus Çarı Petro’nun yaptırdığı saray artık bir sanat müzesi olarak kullanılıyor. Barok tarzı inşa edilen bina, İtalyan mimar Niccola Michetti tarafında tasarlanmış. Sarayın çevresinde ziyarete açık birkaç bina daha var ve yine onlar da müze olarak kullanılıyor. Sarayın bir parçası olarak düzenlenen bahçesi ise şehrin tartışmasız en güzel yerlerinden biri. Yapıldığından beri halka açık yerlerden biriymiş. Yaz ve ilkbahar aylarında havuzları, çiçek bahçeleri ve kuş sesleriyle özellikle harika oluyor. 2011 yılında bir de Japon Bahçesi eklenmiş.
Bahçenin içerisinde yer alan küçük gösterişsiz sayılabilecek Büyük Petro’nun Evi ise yine ziyarete açık yerlerden biri. Saray inşa edilmeden geldiğinde kaldığı bu mütevazı tek katlı k ev bir bahçıvan kulübesi kadar küçük. İçerisinde Petro ve eşi Katerina’ya ait eşyalar sergileniyor. İlk kaldığı yer olduğundan burası “eski saray” olarak anılıyor.
Giriş ücreti: Yetişkin 6,5 Euro / Çocuk 4,50 Euro. Tallin Card ile ücretsiz gezilebiliyor.
Detaylı bilgi ve bilet için: KADRIORG ART MUSEUM
Kumu Sanat Müzesi
Estonya’nın en geniş sanat koleksiyonlarından birine sahip olan müze, 2008 yılında Avrupa’da “Yılın Müzesi” ünvanını almış. Tasarımıyla da dikkat çeken müzede sergilenen çağdaş sanat eserleri 18. yüzyıldan 1991 yılına uzanan dönemi kapsıyor. Ayrıca dönemsel sergilerin yanı sıra müzede eğitim programları da düzenliyor.
Kalamaja Bölgesi
Tarihi bölgeye çok uzak olmayan Kalamaja Bölgesi şehrin biraz daha farklı yüzü… Rahat ortamı, renkli ahşap evleri, gece hayatı ile son dönemde herkesin sevdiği bir yer haline gelmiş. Özellikle gençler, yaratıcı tiplerce tercih ediliyor. Aslında eski bir balıkçı limanıymış ancak 1870’de tren yolunun gelmesiyle Tallinn bir sanayi şehrine dönüşmüş. Yeni oluşan işçi sınıfının konaklaması için bu bölgede ahşap evler inşa edilmiş. İşte bu evler Kalamaja’nın tarihi mirasını en güzel şekilde yansıtıyor şu an. Renkli ahşap evler, renkli kapılarıyla gençlerin yaşam merkezi olmuş. Valgevase, Kalju, Kungla, Vana-Kalamaja ve Niine sokakları bu evleri görebileceğiniz en güzel yerlerden. Bu evler “Tallinn Evleri” (Tallinn Houses) olarak geçiyor.
Ayrıca bölgede Seaplane Limanı, Fotoğraf Müzesi (Fotografiska Tallinn), Kai Art Center gibi birçok farklı yer var görecek.
Telliskivi Creative City
Kalamaja Bölgesi içerisinde yer alan sanatsever mekan, ortak ilgi alanları olan insanları bir araya getirmek için hem dinlenme hem de bir iş alanı olarak planlanmış. Burada workshop alanları, galeriler, restoranlar, kafeler, tasarım dükkanları var. Her hafta cumartesi günleri burada bir bit pazarı kuruluyor. Salı akşamları ise dans gecesi.
Detaylı bilgi için: TELLISKIVI
Toompark
Toompea Kalesi’nin eteklerinde yer alan park kocaman göletiyle şehrin cennet köşelerinden biri. Parkın içerisindeki merdivenlerle şehrin yukarı bölümünde yer alan Patkuli Seyir Terası’na çıkabiliyorsunuz. Göletin çevresi ağaçlarla ve çiçeklerle donatılmış. Ben yaz başında gittiğimden özellikle kestane ağaçlarının çiçekleriyle birlikte harika görünüyordu her yer. Gezi yorgunluğunu atmak ve piknik için düşünebilirsiniz burayı. Parkın devamında spor alanları var, kış aylarında açılan buz pisti de burada kuruluyormuş. Buradan devam ettiğinizde kale bölgesine arka tarafından giriş yapabiliyorsunuz.
Balti Jaam (Baltic Station) Pazarı
Modern bir Pazar yeri olan Balti Jaam’da kıyafetten taze meyveye, spor kulübünden kuaför salonuna kadar her şey var. Yeme- içme mekanları ile hem yerlilerin hem de turistlerin rağbet ettiği yerlerden biri.
Kiek in de Kök Müzesi
Toompea Tepesi’nde kulelerin içerisinde yer alan müze; kuleler, gizli pasaj, Maiden Kulesi ve oyma taşlar bölümünden oluşuyor. Kuleler 1470’li yıllarda yapılmış. Müzede şehrin duvarlarının ve kulelerinin yüzyıllar içerisinde nasıl geliştiğini gösteren bir sergi yer alıyor. Ayrıca 6. katından şehir manzarası da çok güzel.
Giriş ücreti: Yetişkin 14 Euro / Çocuk 8 Euro. Tallinn Card ile ücretsiz.
Detaylı bilgi için: KIEK IN DE KÖK
Tallinn Botanik Bahçesi
4500 çeşit bitki türü ile benim gibi botaniğe ilgi duyanlar için harika duraklardan biri. İçerisinde muz ağacından ev çiçeklerine kadar birçok çeşit var. Her ay farklı bir temaya göre düzenlemeler yapılıyor. İlaç olarak kullanılan bitkiler, mantarlar, egzotik meyveler, kokulu çiçekler, zehirli bitkiler her ayın farklı temalarından birkaçı. Yaz aylarında bahçesi piknik için harika bir alternatif. Yıl boyunca açık. (Konumu merkezin dışında)
Giriş ücreti: Yetişkin 5,50 Euro / Çocuk 3 Euro. Tallinn Card ile ücretsiz
Bilgi için: BOTANICAL GARDEN
KGB Hapishanesi
Burası Sovyet döneminde KGB’nin Tallinn’deki merkez üssüydü. Mahzenlerinde binlerce Estonyalı o zamanlarda esir tutulmuş, işkence görmüş. Temmuz – ağustos aylarında her çarşamba günü saat 14.00’te İngilizce düzenlenen turlara da katılabiliyorsunuz.
Ayrıca bir tane daha KGB Müzesi var.
Giriş ücreti Yetişkin 5 Euro / Çocuk 4 Euro. Tallinn Card ile ücretsiz
Estonya Açık Hava Müzesi (Estonian Open Air Museum)
Merkeze 15 dakika uzaklıktaki Açık Hava Müzesi’nde ülkenin günlük yaşamından ve mimarisinden örnekler sergileniyor. 18., 19., 20. yüzyılda ailelerin nasıl yaşadığını gösteren 14 sergi alanı hazırlanmış. Normal bir köyde görebileceğiniz kilise okul, itfaiye, değirmen, lokanta, dükkan gibi yerlerin örneklemesi yapılmış. Müze yıl boyunca açık.
Giriş ücreti: Yetiştkin 8 Euro / Çocuk 6 Euro. Tallinn Card ile ücretsiz
Bunlardan başka:
Tallinn gezilecek yerler listesine Tallinn Televizyon Kulesi, Estonya Film Müzesi, Lennusadam (Seaplane Harbour), Estonya Doğa Tarihi Müzesi, Tallin Şehir Müzesi, Fotoğraf Müzesi, Tallinn Art Space, Tallinn Dönmedolabı, Kelebek Bahçesi, Masters’ Courtyard, Marzipan Room, Tallinna lauluväljak (Song Festival Grounds), Tallinn Opera Binası, Mextonia grafitileri (2017 yılında yapılan festival kapsamında şehir 25 grafitiyle donatılmış. Bunları farklı mekanlarda görebiliyorsunuz) bunları da ekleyebilirsiniz. Ayrıca, Katharina Buharlı Gemisi’yle deniz gezisine katılıp yaz aylarında gelmişseniz plajlarında yüzmeye gidebilirsiniz.
Visittallinn sayfası Tallinn ile ilgili çok detaylı bilgiler içeriyor. Gezinizi planlarken buraya da göz atabilirsiniz.
BAŞKA NELER YAPILIR?
Yaz aylarında gidiyorsanız Estonya’nın sayfiye şehri Parnu’ya, kuş gözlemine meraklıysanız Matsulu Doğa Parkı’na, üniversite şehri olan tarihi şehir Tartu’ya, dokunulmamış doğasıyla Soomaa Ulusal Parkı’na, en iyi korunmuş şatolarıyla Narva – Narva Joesuu’ya uğrayabilirsiniz.
Eğer fazladan bir gününüz varsa feribotla günübirlik Helsinki’ye gidebilirsiniz. 2 saatlik mesafedeki Helsinki’yi bu kadar yakınlara gelmişken kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Yine birkaç saat mesafedeki Letonya’nın başkenti Riga, yolculuğunuzun bir sonraki durağı olabilir. Tarihi sokakları, etkileyici mimarisi ve renkli gece hayatıyla sizi gittiğinize pişman etmeyecek.
Tallinn-Riga-Vilnius rotası gezginlerin oldukça tercih ettiği bir rota… Hem birbirlerine çok yakınlar hem de ufak şehirler olduğundan bir haftalık bir tatil planına sığdırabileceğiniz 3 güzel şehir.
Tallinn’de nerede yenir?
Estonyalılar için yemek, bizim gibi çok önemli… Mutfaklarının bugünkü halini alması yüzyıllar almış. Füme balıktan ekmeğe herkesin seveceği bir şeyleri var mutfaklarında. Mayalı içecekle yapılan Kvas, çavdar ekmeği, çaça balığından yapılan Kiluvöileib (bir çeşit balıklı sandviç), bir çeşit tatlı Vastlakukkel Estonya mutfağından birkaç örnek…
Yerel lezzetleri bulabileceğiniz Rataskaevu 16 Restaurant, Savoy Boutique Hotel’in içerisinde yer alan Estonya mutfağı için MEKK, Town Hall’a yakın bahçesiyle Leib, Rus etkili menüsüyle Moon, harika manzarası ve yemekleriyle Noa, Tallinn’in güzel lezzetlerini bulabileceğiniz yerler.
Daha uygun fiyatlı yerler için Jahu Tanavagurmee, Grenka Cafe, Hotokas, Dodo Pizza’yı deneyebilirsiniz.
Telleski Creative City’de F-Hoone bir şeyler içmek için güzel yerlerden biri. NoKu tarihi bölgedeki gizli barlardan…
En iyi kahve içinse Gourmet Coffee, Trühvel, Nohik, Rost Bakery & Cafe, The Living Room, Björn Espresso Bar, Kohvik August’a uğrayın mutlaka…
Dondurma için ünlü Gelato Ladies…
Tallinn’de nerede kalınır?
TRIBE THEORY – Entrepreneurs Hostel for Startups and Digital Nomads
Tribe Theory eski şehir merkezinin sınırlarında tatlı, rahat ve güzel bir hostel. Adından da anlaşılacağı gibi girişimciler için özellikle hazırlanmış. İş toplantıları için de uygun düzenekleri var. Odalar kadın – erkek ve karışık olarak ayrılıyor. 6 ya da 8 kişilik ortak odaların yanı sıra çift kişilik özel odaları da var. Banyo ve tuvaletler ise ortak paylaşım. Temiz ve oldukça genişler. Yemek yemek veya hazırlamak için mutfakları oldukça kullanışlı. Dilerseniz bahçesini de kullanabiliyorsunuz. Geceliği 12 Euro.
The Three Sisters Boutique Hotel
Bir 14. yüzyıl binasının içerisinde yer alan butik otel, oldukça şık bir şekilde tasarlanmış. Merkeze sadece 600 metre uzaklıkta olan otelin gecelik fiyatları 100-350 Euro arasında değişiyor. Fiyatlara kahvaltı dahil.
Godart Rooms
Merkeze ve gezilecek yerlere çok yakın olan otel, şık tasarımı ve özel döşenmiş odalarıyla oldukça iyi bir seçim. Kahvaltının yanı sıra yerel yemekleri bulabileceğiniz restoranı da var. Fiyatları 70-100 Euro civarında.
Yine merkezi konumdaki Delta Apartments Old Town Luxe ve Old Town Apartment Aia 5a, 50-80 Euro civarındaki fiyatlarıyla tercih edebileceğiniz yerlerden.
Tallinn’e nasıl gidilir?
Tallin’e Türkiye’den direk gitmek istiyorsanız seçenek çok fazla değil. THY’nin Lennart Meri Tallinn Havalimanı’na doğrudan seferleri bulunuyor. Ancak aktarmalı uçuşlarla Avrupa başkentlerinden de ulaşım sağlayabilirsiniz. Hatta bu şekilde daha da ucuza getirebilirsiniz. LOT (Polonya), AEROFLOT (Rusya), Pegasus, Ryanair aktarmalar için uygun fiyatlı fırsatlar sunuyor.
Ben 2019 yılında yaptığım “Kuzeyden güneye Avrupa turu” kapsamında gittiğim için Helsinki’den deniz yoluyla geldim. Helsinki ile arasında sadece 80 kilometre var. Helsinki’ye ya da Tallinn’e gidenlerin özellikle günübirlik gezi için kullandıkları bir yol bu. Hem sefer sayısı çok hem de sadece 2 saat 15 dakika sürüyor. İki şehir arasında sefer yapan birkaç feribot firması var. Gemiler de yeme-içme için bölümler, canlı müzikli eğlence yer alıyor.
Sefer yapan firmalar: Eckeröline, Viking Line ve Tallink-Silja Lines. Ben en uygun fiyatlı olan ECKERÖLINE’ı kullanmıştım. Helsinki – Tallinn yolculuğu için 24 Euro ödedim (Mayıs 2019). Sefer saatlerine, mevsime göre fiyatlar farklılaşıyor. Tallinn’de limandan merkeze ulaşmak sadece 10 dakikalık bir yürüyüş mesafesi. Helsinki’den de sık sık kalkan tramvay ve otobüslerle şehir merkezine ulaşılabiliyor.
Diğer Avrupa şehirlerinden gelmek isterseniz Tallinn’e otobüs bağlantısı var. Gideceğiniz ülkeye göre INFOBUS, LUX Express, Euroline gibi firmaların seferlerine bakabilirsiniz. Ben genelde farklı fiyat ve zaman seçenekleri görebilmek için OMIO ya da Rome2Rio sitelerini kullanıyorum. Bu siteler Avrupa genelindeki tüm seyahatlerinizde işinize yarayacaktır. Flixbus henüz buraya çalışmıyor.
Tren seferleri oldukça az. Elron isimli tren yolu firması Tartu, Viljandi, St. Petersburg ve Moskova gibi birkaç şehre daha sefer yapıyor.
Şehir içi ve havalimanı ulaşım
Tallinn çok küçük bir şehir olduğundan çoğu yer yürüyerek gezilebilecek mesafede. Toplu taşıma kullanmak isterseniz otobüs, tramvay ve troleybüs seferlerini kullanabilirsiniz. Binmek için Ühiskaart isimli karta ihtiyacınız var ve binmeden önce R-Kiosk yazan yerlerden karta yükleme yapmanız gerekiyor. 1 saatlik bilet 1,10 Euro civarında tutuyor. Araca her binişinizde araç içindeki aktivasyon noktalarında aktive etmeniz gerekiyor. Bu arada ilginç bir bilgi de Tallinn’de ulaşım yerel halk için ücretsiz.
Tallinn Card alırsanız toplu taşımadaki yolculuklarınızda da kullanabilirsiniz.
Havalimanından şehre ulaşım
Havalimanından şehre gitmek için otobüs tercih ederseniz terminalin hemen önündeki otobüs durağından 2 numaralı otobüse binebilirsiniz. 2 Euro karşılığında bineceğiniz otobüs 15-20 dakikada sizi merkeze ulaştırıyor.
4 numaralı tramvay hattının da havalimanına seferleri var. 06.00-24.00 arası arasında çalışan hattın tek yön ücreti 2 Euro. Yaklaşık 15 dakika sürüyor.
Taksi kullanacak olursanız 7-10 Euro arasında tutuyor.
Fiyatlar
Avrupa’nın büyük şehirleriyle karşılaştırdığınızda Tallinn’de yaşam oldukça ucuz.
Yeme içme için farklı fiyat seçenekleri bulmak mümkün… Uygun fiyatlı bir kahvaltı için 3 – 8 Euro, öğlen yemeği için 4 – 10 Euro, akşam yemeği için 6,5 – 15 Euro gibi fiyatlar bulabiliyorsunuz. Mesela bir kase çorba 1,85 Euro, bir hamburger 1 Euro civarlarında… Bira fiyatları 50’lik 3 – 5,5 Euro civarı. Kahve içmek isterseniz espresso 2 Euro, capuccino 2 – 2,5 Euro, bir dilim kek için 1,5 – 3,5 Euro ödemeniz gerekiyor.
Artık neredeyse her şehirde denk geldiğiniz ücretsiz yürüyüş turları burada da var. Nisan – ekim aylarında her gün saat 11.00 – ve 14.00’teki turlara katılabilirsiniz. Diğer aylarda ise yine her gün sadece 11.00’de oluyor. Rezervasyon gerekmiyor, sadece o saatte buluşma noktasında olmanız yeterli. İngilizce-İspanyolca ve yaklaşık 2 saat sürüyor. Bu siteden inceleyebilirsiniz.
Tallinn’de bolca mekan ve müze gezerim diyorsanız Tallinn Card almayı düşünebilirsiniz. 24 – 48 – 72 saat için alabildiğiniz kartlar size birçok müze ve etkinliğe ücretsiz veya indirimli girme şansı veriyor. Bu tür kartların aslında kart ücreti fazla gibi görünse de birkaç müzeye ödeyeceğiniz giriş ücreti neredeyse buna karşılık geliyor. Bu kartları aynı zamanda şehir içi ulaşımda kullanabiliyorsunuz.
24 saatlik yetişkin için 26 Euro / Çocuk* 15 Euro
48 saatlik yetişkin için 39 Euro / Çocuk* 20 Euro
(*Çocuk 7-17 yaş arasını kapsıyor. 7 Yaş altı çocuklar içinse ücretsiz.)
Bu arada Tallinn Card Extra diye farklı bir seçenek var ekstra 10 Euro (yetişkin için) ödediğinizde biletiniz Hop-on hop-off otobüslerinde de geçiyor.
Detaylı bilgi ve satın almak için TALLINN CARD
GEREKLİ BİLGİLER
Dil
Estonca
Para birimi
Euro
Zaman
+1 saat yaz uygulamasının kaldırılmaması nedeniyle +2 saat
Vize
Schengen vizesi gerekiyor. Estonya genelde rahat vize alınan ülkeler arasında ama Estonya gibi küçük ülkeler uzun süreli vize verme konusunda nedense çok bonkör değiller. Aklınızda olsun…
Eğer ilk defa SCHENGEN VİZESİ alıyorsanız bu yazı işinize yarayabilir.
Yalnız gidilir mi?
Estonya hakkında izlenimim güvenli bir ülke olduğu… Küçük bir şehir ve huzurlu bir hayatı var. Tallinn gezimde yalnızdım ve herhangi bir sorun yaşamadım. Ancak ben şehirlerde her zaman geç saatlerde ve ara sokaklarda dikkatli olmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorumlar kapandı...