Seyahat etmeye yıllarını vermiş biri olarak bazı şeyleri artık kolaylıkla yapabiliyor, yolumu nerede olursam bulabiliyor, en kötüsü başıma geldiğinde nasıl halletmem gerektiğine karar verebiliyorum. Ama bazen ne kadar tecrübeli olursan ol, yolun bittiği, darda kaldığın zamanlar olabiliyor. Yolda olmanın güzel yanı da bu bana göre, sürprizler geziyi unutulmaz kılıyor. Anlatılacaklar listesinin başına onlar geçiyor. Bu yazıda uzun seyahat planı nasıl yapılır onu anlattım.

Eğer seyahat etmeye yeni başladıysanız veya ilk seyahatinizse kafada binlerce soru oluyor: Nereye gitmeliyim, ne zaman gitmeliyim ne kadar kalmalıyım, Avrupa mı, Asya mı, aşı olmak mı lazım, yanıma ne kadar para almalıyım gibi… Bunlardan kurtulmanın en kolay yolu, dersine iyi hazırlanmak. Benim en sevdiğim kısımlarından biri bu kısım galiba… Eskiden rehber kitaplar satın alır, haritaları çalışır, şehri gitmeden ezberlemeye çalışırdım. Şimdi de yine bunu yapıyorum ama araçlar ve yöntemler biraz daha değişti. Biraz daha kolaylaştı sanırım… Plan yaparken yapmaya çalıştığım yaşayabileceğim sıkıntıları baştan ortadan kaldırarak anın tadını daha fazla çıkarmaya zaman ayırmak. Tabi ki, her anı planlayarak bir yerlere koşturacak şekilde detaylara inmiyorum. Bazen sadece kalacağım yerin olması yetiyor bana…

Dersini iyi çalışmak önemli

Bu yazıyla amacım yıllardır kullandığım bazı ipuçlarını bir araya getirerek “uzun seyahat planı nasıl yapılır” sorusuna cevap arayanlara yardımcı olmak. En son yaptığım gezi olması açısından geçen yaz başında yaptığım (2019) hayatımın en unutulmaz seyahatlerinden biri üzerinden anlatmak istiyorum detayları. Hem görmeyi çok istediğim 10 ülkeyi görme fırsatı buldum hem de ilk defa 1 ay gibi bir süre yalnız başıma seyahat ettim. Daha önce de bir ay kadar uzun zaman yolculuk yapmıştım ama bunda bana ara ara arkadaşlarım eşlik etmişti. Bu kadar uzun ilk defa bu gezide yalnız seyahat ettim. İyi bir planlama yapmaya çalışmıştım ama ufak tefek telaşlı dakikalar haricinde büyük bir sıkıntı yaşamadım. Hayatımın en etkileyici ve en özel gezilerinden biri oldu.

Yola çıkmaya karar verdiğimde 6 ay öncesiydi ve sadece bir Oslo biletim vardı. Sonra rotaları, mesafeleri, ülkeleri, ulaşımı çalışmaya başladım ki ancak bir ay gibi bir süre içerisinde İtalya’ya kadar gidebileceğimi gördüm. 5 ay kala Milano’dan dönmeye de karar vermiştim. Dersimi çalıştıkça gördüm ki kuzeyden aşağıya inerken daha önce görmediğim bazıları yüksek maliyetli olmayan 9 ülkeye rahatlıkla görebilecektim. Yüksek maliyet kısmına Norveç, Finlandiya ve İtalya’yı katmıyorum tabii… Yıllardır hayalim olan Dolomitler’i ekleyince maalesef maliyetler biraz tahminimin üzerine çıktı ama diğer ülkelerden kıstığım zaman ve maliyetle buranın da altından kalkmayı başardım.

Dolomitler
Lago di Braies

2019 “Kuzeyden Güneye Avrupa” rotası

Yaptığım çalışmalar sonucu benim rotam şöyle sonuçlandı:

  • Norveç – Oslo / 3 gece (Uçak – Pegasus)
  • Finlandiya – Helsinki / 2 gece (Uçak – Norwegian Airlines)
  • Estonya – Tallinn / 2 gece (Feribot – Eckerö Line)
  • Letonya – Riga / 2 gece (Otobüs – ECOLINES)
  • Litvanya – Vilnius / 2 gece (Otobüs – ECOLINES)
  • Belarus – Minsk / 1 gece (Otobüs – ECOLINES)
  • Polonya – Varşova / 2 gece (Otobüs – BUSFOR)
  • Slovakya – Bratislava / 2 gece (Otobüs – FLIXBUS)
  • Macaristan – Budapeşte / 2 gece (Otobüs – FLIXBUS)
  • İtalya – (Venedik üzerinden) Cortina d’Ampezzo / 2 gece (Otobüs – Cortina Express)
    • Lago di Braies / 2 gece (Otobüs – Yerel Hat) 
    • Santa Magdalena / 2 gece (Otobüs – Yerel Hat)
    • Milano / 2 gece (Tren – TrenItalia) 
  • İstanbul – Uçak (Pegasus)

Tabi ki bir ayda bu kadar şehir gezmek çok akıllıca gelmeyebilir bazılarına. Sürekli hareket halindeydim, bazı geceleri yolda geçirdim. Ancak ben planı yaparken bu gezinin biraz keşif gezisi olmasını istedim. Her şehirde en az iki tam gün geçirmeye çalışarak şehrin havasını hissetmeye çalıştım. Bazı şehirlere az geldi, bazı şehirlere çok geldi. Ama kesinlikle birkaç şehre tekrar gitmek için şimdiden can atıyorum. Şehir rehberleri de en kısa zamanda blogda olacak. 

SEYAHAT PLANI YAPARKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?

Gidilecek yerlere karar verme 

Liste o kadar uzun ki hangisinden başlamalı insan şaşırıyor. Ama bir yerden başlamak gerekiyor ve bir öncelikler listesi yapmaya başlamak lazım. Bu ülkelerin birbirine yakın olması, vize durumu, en uygun mevsim ve sizin gidebileceğiniz en uygun zamanları belirledikten sonra hedefe daha kararlı ilerleyebilirsiniz. Eğer nereye, nerelere gideceğinizi biliyorsanız bundan sonraki aşamalarda size kolaylık sağlayacak. “Ben Roma, Paris, Prag’a gitmek istiyorum” dedikten sonra uygun bileti bakmaya başlayabilirsiniz. 

Eğer birden fazla ülkeye gidecekseniz birbirine yakın olması, aktarmalarda hem zaman hem de para kaybetmemeyi sağlıyor. Mesela sadece Schengen geçerli ülkelerle, vize istemeyen ülkeler birleştirilebilir. Böylece 2 ayrı vizeyle uğraşmamış olursunuz. Nereye gideceğinize karar vermek önemli… Çünkü bu, sizin yavaş yavaş hedefinize ulaşmanızı sağlayacak. Avrupa gideceğim değil de ben “Paris’e gitmek istiyorum” ya da Hindistan’a değil de “Varanasi’ye gitmek istiyorum” demek sanırım işinizi daha kolaylaştıracak.

Zamanlama ne olmalı?

Gideceğiniz ülke için en uygun zamanları bilmek gerekiyor. Bazı yerler, bazı mevsimlerde 10 saat yağmur alabilir, bazı yerler 35-40 derece olabilir, bazı yerlere o mevsimde o kadar kalabalıktır ki, adım bile atamazsınız. Tabi özel bir zamanda gitmeyi planlamıyorsanız. Karnaval, yılbaşı, festival vs… Ne zaman gideceğiniz kadar ne kadar kalacağınız da önemli. Bu durumda da bütçe konusu araya giriyor. Tatil tarzınız nedir? Otelde mi kalacaksınız, hostel mi yoksa apartman mı tercih edersiniz? Bunların fiyatlarını kontrol ettikten sonra aşağı yukarı bir zaman belirmeye başlayacaktır kafanızda. 

Bütçenizi oluşturma

En önemli konu, bütçe. Ne kadar kalacağınızı, nereye gideceğinize kadar etkiliyor. Gitmeye karar verdiğiniz yerlerle ilgili fiyatları çalışmak gerekiyor. Seyahat tarzınıza göre fiyatları çıkarmak önemli. Forumlar, rehber kitaplar ve tabi ki bloglar bunun için oldukça yardımcı. Özel bir şey bakıyorsanız Google, en yardımcı araç… Hotel, hostel fiyatları, yemek fiyatları, yol masrafları vs. çalıştıktan sonra kendinize günlük bir bütçe ayırıp buna uygun şekilde planlamaya başlayabilirsiniz. 

Uçak bileti ayırtma

Benim kafamda gidecek yer planları çok önceden belli olduğundan, ilk önce yaptığım şey uçak bileti bakmaya başlamak. Fiyatları 1 yıl önceden bakmaya başlar, 5-6 ay kala sıklaştırır en geç 3-4 ay önceden biletimi almış olurum. Bazı yerler için çok daha öncesi bile olabiliyor bu. Bunun için detaylı bir yazım da var. Göz atmak isterseniz linki burada: UCUZ UÇAK BİLETİ NASIL BULUNUR?

Daha uzun, mesela dünya turu gibi bir şey planlıyorsanız o zaman bazı hava yollarının ortaklıklar yaparak oluşturdukları Dünya Turu programlarına ait bir bilet de satın alabilirsiniz. Nasıl işliyor bu sistem derseniz. Mesela Star Alliance, THY’nin de içinde olduğu en büyük programlardan biri. Biletinizi alırken duraklarınızı seçerken mil hesabı yapıyorsunuz. 24000, 26000, 34000, 36000 mil gibi seçenekler var. Bunları farklı kıtalardaki 15 varış noktasına kadar (stopover) kullanabiliyorsunuz. Mesela 29000 mil 3 kıta için yetebilir. 39000 mili ise 5-6 kıta için kullanabilirsiniz. Oneworld, Sky Team yararlanabileceğiniz diğer programlar. 

Fiyatı ne kadar derseniz seçeceğiniz bilet türüne göre fiyatlar 2700 – 15000 dolar arasında değişiyor. Kıtalararası ve uzun saatli uçuşlar olduğundan ister istemez fiyat yükseliyor ama böyle bir gezi için tek tek bilet almaya kalksanız inanın çok yüksek fiyatlar ödeyeceğinizi bilin. Eğer tarihleriniz ve yerleriniz belirli, çok değişiklik yapmayacağınızdan eminseniz bu bilet oldukça avantajlı. Size hem zaman hem de para kazandıracağı kesin. Ama plansız gideceğim ve bir yıldan fazla gezeceğim diyorsanız farklı bir yol izlemeniz daha yararlı. 

Konaklama seçimi

Ben uzun vadeli planlamayı seviyorum. Gittiğim yerde zorluk yaşamamak için rotamı belirlediğim yerlerde tüm rezervasyonlarımı önceden yapmaya çalışıyorum. Tabi, iptal edilebilir bir şekilde olmasını tercih ediyorum. Uzun bir gezide yolculuğun tümünü planlayamayacağınız durumlarda ilk 2-3 günü ayarlayarak en azından kafanızın rahat olmasını sağlayabilirsiniz. Ben merkezi yerleri seçiyorum ya da merkeze yürüyüş mesafesi olmasına dikkat ediyorum. 30-40 dakika benim için sorun olmayan mesafeler… Şu da var ki merkez dışında kalmak her zaman maliyetleri aşağıya çektiğini unutmayın. 15-20 dakika yürüyüş veya 2-3 duraklık mesafeler işinize yarayabilir. Tek başımaysam hostellerde kalmayı seviyorum. Hem fiyatları iyi hem de farklı insanlarla tanışma fırsatı yaratıyor.

Hostelworld, Booking, Agoda, Airbnb ya da Couchsurfing bakılabilecek siteler. 

Dolomitler
St. John Kilisesi, St. Magdalena

Ulaşım ipuçları – Kullandığım siteler

Yoğun bir döneme denk gelmiyorsa çok önceden plan yapmaya gerek yok ama ben rotam belliyse ara bağlantıları önceden almayı tercih ediyorum. Avrupa’da dolaşırken Flixbus oldukça iyi bir ağa sahip ve fiyatları çok iyi. Önceden alabilirseniz bir miktar daha ucuz olabiliyor hatta. Avrupa’da tren oldukça pahalı olduğundan ben mümkünse otobüsü seçiyorum. Ancak Hindistan’da tren yolları oldukça iyi ve ucuz olduğundan burada tren tercih etmiştim. Oradaki tek sıkıntı internetten alışveriş yapabilmek için Hindistan kayıtlı bir cep telefonunuz olması gerekiyor. Teyit mesajınızı giremezseniz bilet alamıyorsunuz. Ama yine bayram, festival gibi bir zaman değilse, tren biletinizi 2-3 gün önceden bulunduğunuz şehrin istasyonundan alabilirsiniz. 

Ülkelerle ilgili çalışma yaparken bunları kontrol etmekte fayda var. Mesela Japonya’da tren yoluyla şehirlerarası seyahat edecekseniz bir haftalık bir bilet alacak olursanız fiyatlar çok ucuza gelebiliyor. Ama bu bileti Japonya’ya gitmeden kendi ülkenizden almanız gerekiyor. Bu tür detaylar maliyetler açısından oldukça önemli.

İnternetin sayesinde artık basılı bir harita kullanan kalmadı sanırım. Ben Google Maps’i kullanıyorum ve gitmeden önce o şehrin mutlaka offline haritasını indiriyorum. Gezilecek yerleri de üzerinde pin’leyerek gün içerisinde gezerken rotamı pinl’er arasında belirliyorum. Google Maps ayrıca şehir içi ulaşım bilgileri ve mekanlar konusunda da Avrupa’da çok verimli çalışıyor. 

Bilet almak için ben öncelikle Omio, Rome2rio, Flixbus, Skyscanner gibi siteleri kullanıyorum. Bazı ülkelerin şehir için ulaşım uygulamaları oldukça iyi…

Seyahat sigortası

Seyahat sigortasını mutlaka yaptırıyorum. Bazı ülkeler için zorunlu ama bazıları için değil. Özellikle uzun Schengen vizeniniz varsa bir sonraki gidişler sigortanız kapsamında olmayabiliyor. 2 günde olsa 1 ay da olsa sigorta mutlaka yaptırıyorum. 

İnternet ve telefon

Yaşasın akıllı telefonlar ve internet… Artık internet olmayan hostel, hotel, cafe yok galiba… Bazı ülkelerde meydanlarda bile internet var. Cep telefonu firmalarının bir ara makul kampanyaları vardı ama şimdi fiyatlar almış başını gitmiş. Günlük olarak Turkcell’e 49 TL verirseniz Türkiye’de kullandığınız paketi devam ettirebiliyorsun diyorlar da bana makul gelmiyor artık. Vadofone ise 39 TL… 2-3 günlük bir gezi için belki gerektiği günlerde kullanılabilir ama 8-10 günlük bir gezide çok mantıksız. Diğer aylık paketlerdeki 100 MB 100 dakikalık paketlerse artık komik kalıyor. 

Ben 1 aylık Avrupa gezimde ilk durağım Oslo’dan sadece interneti olan Sim kart satın aldım. AB içerisinde dolaşım serbest olduğundan bir ay boyunca 10 GB’ı rahat rahat kullandım. Bir tek Belarus’ta geçerli değildi orada da 2 gün Wi-Fi’lerle idare ettim. Artık Avrupa seyahatleri için gerektiği kadar yükleme yaparak bu hattı kullanmaya devam edeceğim. Eğer 5-6 günden fazla bir gezi planlıyorsanız sizin için de gittiğiniz ülkede geçerli bir internet hattı almak avantaj olabilir. 

Ödemeler

Uzun seyahat planlıyorsanız en önemli konu yanınıza alacağınız nakit para miktarı. Kredi kartı kullanmak her zaman bir avantaj olmadığından ben genelde nakit kullanmayı tercih ediyorum. Uzun yıllar seyahat edince yaşadığım aksilikleri de düşünerek kendimce birkaç taktik geliştirdim tabi ki. Mesela üzerimdeki paranın tamamını hiçbir zaman aynı yerde taşımıyorum. Normalde tek kredi kartı kullanıyorum ama ikinci kartımı da yanıma alıyorum ve onu da farklı bir yerde tutmaya çalışıyorum. Her zaman bir yedek planımın olmasına dikkat ediyorum açıkçası. Boynuma taktığım küçük bir çantaya da kartlarımı ve nakit paramı bölüştürdüğüm oluyor. 

Gezilecek yerleri planlama

Dolomitler
Tre Cime di Lavaredo

Benim en sevdiğim yöntem Lonely Planet rehberlerinde çalışmaktı. 3-4 ay önceden alır, satır satır çalışırdım. Son 3-4 yıldır artık kitap yerine online kitap ya da bölümler alıp telefonuma indirmeyi tercih ediyorum. Tabi, bunun yanında bolca yerli yapancı blog okuyorum. Okudukça sevdiğim yerleri Google Maps’te pin’liyorum. Bu sayede şehirde gezerken rotamı buna göre oluşturuyorum. Farklı kaynaklardan çalışmak farklı yerleri keşfetmek için faydalı. Herkesin gezginin tarzı farklı olduğundan her birinden farklı noktaları bulabiliyorum. 

Benim en sevdiğim bloglar: Biz Evde Yokuz, Çok Okuyan Çok Gezen, Yolda Olmak, Yoldabiblog, Lonely Planet, Nomadic Matt, Culture Trip

Çanta ve içindekilere karar verme

Benim en çok dertlendiğim konu bu. Onca hazırlığı yapıp sıra çanta yapmaya geldiğinde bir yandan sevinip bir yandan stres oluyorum. Benim için neyi alacağım değil neyi almayacağıma karar vermek en zoru… Fotoğrafla ve yazı yazarak hayatımı geçirdiğimden fotoğraf makinem ve bilgisayarım yanımda oluyor. Aksesuarlarıyla bunların ağırlığı zaten 4-4,5 kiloyu buluyor. Hafifleyebilmek için uzun zamandır artık tek lensle gezmeye çalışıyorum. Dijitalleşme işimizi kolaylaştırırken bir yandan da zorlaştırıyor galiba. Son zamanki en büyük isyanım kulaklıkların bile şarj ediliyor olması. Bir kablo daha yani 🙂 Piller, kartlar, filtreler, kablolar ve tripod alınacaksa o çantayı siz hayal edin… 1 ay boyunca 8 kilo sınırında kalmam gerektiğinden 5 tişört, 2 ayakkabı, 2 pantolon ve bir taytla geçirdim. Soğuk yerleri düşünerek mont almam gerekiyordu. En zoru ise böyle mevsim geçişli yerlere gitmek… Oslo’da yağmur ve bahar, Bratislava’dan itibaren 27-30 derece sıcaklık ve Dolomitler’de 10 derecelere göre bu 4-5 kiloyu idare etmeliydim. 

Bu gezinin en komik anlarından birini Minsk’te yaşadım. Hava 25 derecenin üzerindeydi ve her gün giymek zorunda kaldığım spor ayakkabısından sıkılıp o gün yürüyüş için yanıma aldığım (bileksiz) yürüyüş ayakkabısını giymiştim. Bir marketten ödeme için sırada beklerken yaşlı bir amca ayakkabılarımı göstererek bana bir şeyler demeye başladı. Sanırım “bu sıcakta bu ayakkabılarla ne yapıyorsun” demeye çalışıyordu. Ben anlamadığımı anlatan bir şeyler demeye çalıştıysam da o Rusça konuşup bana gülmeye devam etti. Sonra ikimiz de gülüşmeye devam ettik. 

35-40 litre bir sırt çantası ve günlük gezi için ufak bir çanta sanırım en uygun seçim. 

Dolomitler
Braies yolu

Çantanızda bir asma kilit mutlaka bulundurun. Avrupa’da bazı hostellerde sizin temin etmenizi istiyorlar ya da kiralıyorlar. Uzak Doğu için de dolabınızın bazen de odanızın kapısında kullanmanız gerekebiliyor.

SCHENGEN VİZESİ NASIL ALINIR merak ediyorsanız bu yazı işinize yarayabilir. Uzun bir seyahate çıkarken yanınıza alacaklarınız konusunda da detaylı bir yazım var. SEYAHAT ÇANTASI LİSTESİ yazıma göz atabilirsiniz.

Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol

İyi gezmeler 🙂

Yorumlar kapandı...