Datça için çok şey söylenmiş ama benim hoşuma en çok giden Halikarnas balıkçısı Cevat Şakir’in söyledikleri… Büyük usta Datça’nın havası için “İklim tam insan boyundadır. Sıcağı da soğuğu da insan tahammülünü aşmaz. İklimi paltoyla, sobayla ya da yelpazeyle düzeltmeye gerek yoktur.” diyerek ne güzel anlatmış bu coğrafyayı. İklimiyle, pırıl pırıl koyları, mis kokan sokakları ve binlerce yıllık tarihiyle adeta büyülüyor insanı Datça. Gelin beraber Datça’ya uzanalım… Size Datça gezilecek yerler ve ulaşım, konaklama ile ilgili tüm detayları anlatayım.
Türkiye’nin güneybatısında, ince uzun bir ok gibi denize doğru uzanan Datça Yarımadası bu farklı yapısının avantajlarını taşıyor. Bazen kopacakmış gibi daralan yerler, bazen kimsenin ayak basmadığı masmavi koylar… Eşsiz doğal güzellikler bekler sizi burada. Biraz zor ulaşılır olması onu bu kadar cazip yapıyor belki. Birçok tatil beldesine göre sakin huzurlu ortamıyla da insanı mest ediyor.
Herkesin sevgilisi Datça bu özellikleriyle sadece tatilcilerin değil Türkiye’nin her yanından huzur ve sakinlik arayanların yaşamak için de tercih ettiği bir yer olmuş. Emekliler, sanatçılar, doğayla baş başa kalmak isteyenler. Böyle huzur arayanlar bir araya gelince Datça’nın yaşanabilirlik seviyesi de artmış tabi…
Türkiye’nin en lezzetli bademi Datça’da
Datça, Akdeniz’le Ege’nin kucaklaştığı bir nokta aynı zamanda. Bu çarpıcı coğrafyası sayesinde Akdeniz’in o dayanılmaz sıcakları bile daha çekilir oluyor burada. Türkiye’nin en güzel, en bakir koyları burada… Bir yanda surf için uygun alanlar var. Diğer bir yanda Akdeniz’in en güzel örtüsü zeytin ağaçları ve badem ağaçları… Hem de Türkiye’nin en lezzetli bademleri…
Konu bademe gelmişken asıl siz Datça’yı şubat ayında görmelisiniz. Yarımadayı başta uca beyaza boyayan badem ağaçları görüp göreceğiniz en güzel manzaraları yaşatır size. Datça merkezden yola çıktığınızda Palamutbükü’ne giden yol sağlı sollu beyaz bir görsel şölen sunar. Palamutbükü’ne gelmeden az önce tepeden baktığınızda tüm vadi bembeyazdır.
Datça’nın havası dolayısıyla burada bademler şubat başında çiçekleniyor. Tabii, böyle bir coğrafyada bademin lezzeti de bir başka. Buraya has cinsler olan bademlere ak, kaba, sıra, diş, yazı ve tüylü gibi isimler verilmiş. Bunların en özeli ise ‘nurlu’ badem. Kabukları ince olduğundan en kolay yeneni ise Dişli olan. Bir kısmı erkenden toplanıp çağla olarak tüketiliyor büyük çoğunluğu ise badem oluyor.
Badem ağaçları açarken bir yandan da doğa inanılmaz bir güzelliğe bürünüyor. Altlarında açan papatyalar, anemonlar çirişler sayesinde gözünüz çiçeğe böceğe doyuyor. Ve sonrasında benim gibi her yıl buraların yolunu tutar oluyorsunuz.
Geleneksel Datça Badem Festivali
Bu dönem aynı zamanda Datça Badem Festivali’nin de düzenlendiği dönem. Belediye düzenlediği birçok farklı aktiviteyle bölgeyi festival alanına çeviriyor. Gündüz badem bahçeleri arasında yürüyüşler yapılırken şehir merkezindeyse zaman yemek yarışmaları akşamları da konserlerle geçiyor. Tavsiyem bir fırsatını bulun ve en azından hayatınızda bir kere bu dönemde Datça’ya gelin.
Tarihler için Instagram’da Datça Badem Festivali hesabını kontrol edebilirsiniz.
Biraz tarih…
Datça’nın güzelliği antik çağlardan bu yana dikkat çekmiş. Datça önce Karya’lıların, M.Ö. 1100 yılından sonra da Dorların egemenliği altında kalmış. Önce Datça merkezdeki Burgaz mevkiinde kurulan Knidos, MÖ 4. yüzyılda ticari nedenlerle şu anki yerine yani yarımadanın en uç noktasına taşınmış. Dorlar ve Romalılar yeni Knidos’a çok sayıda eser bırakmış. O dönemlerde 70 bin olan nüfus Bizans dönemine gelindiğinde binlere düşmüş. Bir yandan depremler bir yandan korsan saldırıları nedeniyle 13. yüzyıla kadar terk edilmiş olarak kalmış.
13. yüzyılda Menteşoğulları Beyliği’ne, 15. yüzyılda ise Osmanlığı İmparatorluğu sınırlarına katılarak Datça ismiyle anılmaya başlanmış. Son Osmanlı padişahlarından olan Sultan Reşat döneminde Datça’nın adı “Reşadiye “olarak değiştirilmiş ancak Cumhuriyet döneminde ismi tekrar “Datça” olmuş. 1947 yılında ise merkez bugünkü yeri olan İskele Mahallesi’ne taşınmış.
Artık Datça gezilecek yerler listesine geçebiliriz.
DATÇA GEZİLECEK YERLER
Datça Merkez
Sayfiye havasını hissedeceğiniz tatlı bir kasaba aslında Datça merkez. Elimin altında her şey olsun diyen tatilcilerdenseniz Datça merkezi üs alarak yarımadayı gezebilirsiniz ya da en azından 1-2 gecenizi burada geçirebilirsiniz.
Birkaç küçük ana caddesi, marketi, manavı, kafeleri, restoranlarıyla tam bir ilçe merkezi görünümünde. Ama güzel yanı begonvilli sokakları, güzel bir kumsalı, barları, balık restoranları, yat limanıyla size yazlık havasını da fazlasıyla hissettiriyor. Kumluk Plajı küçük ama uzaklara gitmeden de size yüzme şansı veriyor.
Datça bademin başkenti olduğundan burada bademle ilgili her şeyi bulabiliyorsunuz. Badem satan mağazalar, badem kurabiyeciler, badem gazozu ve yine bölgeye has ürünleri satan birçok dükkân var.
Kumluk Plajı
Datça merkezdeki en şirin bölge burası olabilir. Gündüzleri sahile atılan şezlonglarla beach havasındayken akşamları kumlar üzerine atılan masa, sandalye ve fenerlerle bambaşka bir havaya bürünüyor. Keyifli bir ortamda rakı-balık sevenlerdenseniz burası tam size göre. Hepsini denemediğim için bilemiyorum ama şunu söylemeliyim genelde yiyecekler için orta halli yorumlar yapılıyor. O yüzden gideceğiniz mekânı seçerken yorumları dikkate alın mutlaka.
Datça Yat Limanı
Datça merkeze renk katan yerlerden biri de burası. Akşam yemek sonrası takılmak, bir şeyler içmek için bu bölgeyi deneyebilirsiniz. Kafe, bar, restoran gibi mekanlar bolca var. Kimisinde canlı müzik de bulabiliyorsunuz.
Eğer Datça’yı tekne turları ile gezmek isterseniz buradan kalkan tekneleri kullanabilirsiniz.
Eski Datça
Adı eski olduğuna bakmayın Datça’nın en şirin yerlerinden biri burası. Merkeze 2 – 2,5 km uzaklıkta Harika taş evlerin olduğu bir bölgeyi Datça gezilecek yerler listesinin en başına koyabilirsiniz. Her sokağınıza girip çıksanız 30-40 dakikada gezersiniz. Son yıllarda restore olan evlerin sayısı da artıyor. Bu sayede bölge daha da popüler hale gelmiş durumda. Restoranlar, kafelerle görülmeye değer yerlerden. Eski Datça aynı zamanda Can Yücel’in de evinin olduğu bölge.
Can Yücel Evi
Datça deyince ilk akla gelen isimlerden biri sanırım Can Yücel’dir… Onsuz Datça düşünülemez… Artık adı verilen Can Yücel Sokağı’na mutlaka uğrayın ve bahçe çitlerinin arkasından kendisine bir selam gönderin. Çünkü ev ziyarete açık değil maalesef. Belki bir gün müze olarak gezmek de mümkün olur.
Knidos Antik Kenti – Deveboynu Deniz Feneri
Datça’nın en önemli tarihi ve arkeolojik alanlarından biri olan Knidos Antik Kenti, tarih ve doğa tutkunlarının ilgisini hakkedecek özel bir yer. Antik tiyatrosu, tapınak kalıntıları ve limanıyla Knidos, görülmeye değer yerlerin başında geliyor. Özellikle burada gün batımı izlemek ayrı bir keyif.
Knidos antik dönemin önemli şehirlerinden biriydi. Geçmişi 2000 yıl öncesine dayanan şehir Dorlar tarafından kurulmuş. Aslında ilk şehir Burgaz mevkiinde kurulmuş daha sonra buraya taşınmış. Şehir kıyıdan tepeye doğru yükselen teraslar halinde planlanmış.
Önündeki adaya bağlantı daha sonra doldurularak elde edilmiş. Bu sayede şehir iki farklı limana sahip olmuş. Bu da onun ticari açıdan önemli bir yere gelmesini sağlamış. O zamanlar şarabıyla ünlü kent bu limanlardan şarap ithal ediyormuş. Şehir içerisinde akropol, kiliseler tapınaklar, odeon, nekropol, tiyatro, villalar ve büyük bir agora buluyor.
Knidos’un ünlü isimleri
Döneminin önemli ticaret ve kültür merkezi olan şehir birçok önemli ismi ev sahipliği yapmış. Ünlü astronom, fizikçi Eudoksos burada bir gözlemevi kurmuş. Atinalı heykeltıraş Praksiteles, İskenderiye Feneri’nin mimarı Sostratos da Knidosluymuş.
Asıl Knidos’u ünlü yapan şeylerden biri de şehrin simgesi olan Knidos Aslanı. Maalesef İngilizler tarafından Osmanlı’dan izinle Londra’ya götürülmüş. Şu an British Museum’un giriş salonunun baş köşesinde tüm ihtişamıyla sergileniyor.
Deveboynu Feneri ve dikkat edilecekler
Deveboynu Feneri’ne ise konumundan dolayı Knidos’ta görülmeye değer şeylerin başında geliyor. Öyle bir noktadaki burada gün batımı yapmak Datça’ya gelenlerin olmazsa olması. Kesinlikle değer de… Ancak gitmeden bir iki şey aklınızda olsun. Fenere çıkmak yaklaşık 40 dakika sürüyor. Yol çalılıklar arasından geçen toprak bir patika. O yüzden ayağınızda mutlaka sağlam bir ayakkabı olsun ve bacaklarınızı da örten uzun bir şey olsun.
Günü batıracaksanız yanınıza içecek-yiyecek gibi bir şeyler alın mutlaka. Tepe rüzgârlı oluyor yanınızda bir hırka-ceket olursa iyi olur. Önemli bir not da dönüş yolu için. Gün batımından sonra inerken karanlığa kalacağınızı düşünerek yanınızda bir fener ya da telefonunuzda şarj olmasına dikkat edin.
Giriş ücretli. MüzeKart geçerli.
Bilgi için: KNİDOS ÖREN YERİ
Palamutbükü Plajı
Datça’nın en ünlü plajlarından biri olan Palamutbükü, berrak denizi ve doğal güzellikleriyle sakin bir tatil arayanların favori duraklarından biri. Plajda deniz keyfi yapabilir ve çevredeki restoranlarda lezzetli deniz ürünleri tadabilirsiniz. Palamutbükü aynı zamanda badem ağaçlarını izleyebileceğiniz en doğru adreslerden biri.
Diğer bükler arasında en gelişmiş olanı Palamutbükü. Uzun sahiline paralel uzanan yolun önü kumsal üst tarafındaysa işletmeler-pansiyonlar var. Bu işletmelerin sahile attıkları şezlonglarından yararlanabileceğiniz gibi sahili ücretsiz de kullanabiliyorsunuz. Kumsal çakıl taşlı… Buranın güzel yanı işletmelerin sahil kısmında kafe- lokantaları olması. Denizden çıkıp soğuk bir şeyler içmek isterseniz buraları kullanabiliyorsunuz.
En güzel Datça koyları ve plajları
Datça’da birbirinden güzel 53 koy var. Palamutbükü bunlar arasında en popüler olanları ama bu popülerlik öyle Bodrum, Kaş yoğunluğunda değil. Zaten istese de böyle bir kalabalığı kaldıracak bir yer değil. İşte size Datça’nın en güzel koyları ve plajları:
- Akvaryum Koyu
- Domuzbükü
- Akçabük
- Ovabükü
- Hayıtbükü
- Değirmenbükü
- Bağlarözü Plajı
- Murdala Koyu
- Karaincir Plajı
- Balıkaşıran Koyu
- Aktur Kovanlık Koyu
- Aktur Çiftlik Koyu
- Taşlık Plajı
- Kargı Koyu
- Palaia Beach
- Kızlanaltı Gebekum Plajı
- Mandalya Plajı
- Tekirbükü
- Kurubük
- Kızlan Gereme Koyu
- Hastanealtı Plajı
- Görmen Koyu
- Gönlücek Bükü
- Mersincik
- Sarı Liman
- Çiftlik
Mehmet Ali Ağa Konağı
19. yüzyıldan kalma Mehmet Ali Ağa Konağı mimari detaylarla dolu hoş bir konak. 19. yüzyılda inşa edilen konak restorasyon geçirdikten sonra otel ve restoran olarak hizmet vermeye başlanmış. Girit asıllı Tuhfezade ailesinden gelen Mehmet Ali Ağa Datça Yarımadası’nın topraklarını yöneten bir aileden geliyor. Şu an Kocaev isminiyle işletilen otelin içerisinde Elaki isimli bir de restoran var.
Knidia Eco Farm
Farklı tarzda tatil yapmayı sevenler Knidia Eco Farm’da başka bir deneyim yaşama şansı buluyor. 12 dönümlük bir alan içerisinde zeytin, badem ağaçları arasındaki çiftlik Değirmenbükü’nde yer alıyor. Burada kural çiftlikte yapılması gereken işlere yardım etmek… Gitmeden önce rezervasyon yaptırmayı unutmayın.
GEREKLİ BİLGİLER
Datça nerede?
Akdeniz ile Ege’nin buluştuğu en güzel noktada diyebilirim. Ege Bölgesi’nde, Muğla ilçesinde yer alan Datça Yarımadası’nın üzerinde yer alıyor. Muğla merkeze 2 saat, Marmaris’e ise 1 saat mesafede.
Datça’ya ne zaman gidilir?
Datça yaz aylarının favorisi aslında… Yaz aylarında bile esen rüzgârı bence büyük avantaj… Denizi biraz geç ısınıyor ama inanın pırıl pırıl hali sizi cezbetmeye yetiyor.
Ama asıl Datça’nın benim için en güzel zamanı şubat ayı. Datça yarımadasını boydan boya beyaza boyayan badem ağaçları sayesinde bölge inanılmaz bir güzelliğe bürünüyor. Önce badem ağaçları ardından açan papatyalar sayesinde her taraf beyaza kesiyor. İşte bu yüzden Datça’nın ben yazını da kışını da seviyorum dersem abartmış olmam.
Datça’da ne kadar kalınır?
Datça’yı hakkıyla gezmek isterseniz bence 5 – 7 gün arasında kalmanızı öneririm. Ancak havasını alayım, bir iki koyda yüzeyim, Eski Datça sokaklarını biraz arşınlayayım dersem 2-3 güne de bitirebilirsiniz bölgeyi.
Datça’da nerede kalınır?
Daha önce de söylemiştim tekrar söyleyeyim. Datça’da sakin bir tatil arayanların mekanı. O yüzden nerede kalacağınıza buna göre karar vermeniz iyi olur. Datça merkez ve Eski Datça nispeten hareketli ancak koylarda yaşam çok yavaş akıyor. Gece hayatı seviyorsanız merkez de kalmak iyi bir seçenek olabilir.
Datça merkezinde birçok konaklama seçeneği mevcut. Butik oteller, pansiyonlar ve apart daireler arasından tercihinizi yapabilirsiniz. Merkezi konumlarıyla hem şehir merkezine yakınlık hem de denize erişim imkanı sunuyorlar.
Datça Villa Aşina Hotel
Sessiz ve sakin bir konumda bulunan bu otel, Datça’nın doğal güzelliklerine yakın bir konumda. 17 odası da oldukça rahat ve ferah. 24 saat açık resepsiyona sahip otelin bahçesi huzurlu bir atmosfere sahip.
Patiska Butik Otel
Eski Datça’nın merkezinde yer alan çok tatlı taş bir binada hizmet veriyor. 4 blokta 19 oda mevcut. Odalar adından esinlenerek doğayla bütünleştirilerek Rüstik tarzda dekore edilmiş. Eski Datça’nın hareketli sokakları ise otelin hemen arkasında. Datça merkez ise sadece 2 kilometre uzaklıkta.
Bademli Konak
Bademli Konak 2018 yılında hizmet vermeye başlamış. Datça merkezdeki konumu sayesinde her yere yürüyerek ulaşabiliyorsunuz. Kumluk Plajı ise sadece 250 metre uzaklıkta. Otel aynı zamanda 3 kez Tripadvisor’ın Traveler’s Choice seçimlerinde en iyilerden biri seçilmiş.
Dalya Resort Hotel
Ege’nin maviliklerine bakan bir yamaçta yer alan Dalya Resort Hotel Datça şehir merkezinde. Taşlık Plajı’na 500 metre yürüyüş mesafesinde. 4 yıldızlı otelin 4 katında 149 oda var. Otel yöresel yarım pansiyon konseptiyle çalışıyor. Tüm öğünlerde yemekler açık büfe olarak servis ediliyor. Kargı Plajına 3 dakikalık sürüş ile ulaşıyorsunuz. Ayrıca otelde açık havuz ve çocuk havuzu da mevcut.
Kocaev – Mehmet Ali Ağa Mansion
Tarihi bir yapıda konaklama deneyimi yaşamak isteyenler için harika bir seçenek. Zarif ve özenle restore edilmiş odalarıyla dikkat çekiyor. Açık havuzu, barı ve restoranıyla kalmasanız bile Datça’nın görülmesi gereken yerlerinden biri.
Portakal Suites Datça
Portakal ağaçları arasında 12 daireden oluşan bir aile işletmesi. 6 adet 1+1, 4 adet 2+1 ve 2 adet 2+1 Dublex daireleri bulunuyor. Kendi havuzunun yanı sıra deniz de 200 metre mesafede.
Otel Mavi Beyaz
Palamutbükü’nün en sakin ve güzel köşesinde yer alan otel, mavi-beyaz renkleriyle gerçekten etkileyici mekanlarından biri. Önünde denize girmek için özel alanı var ve burada şezlong ve şemsiyelerden ücretsiz yararlanabiliyorsunuz. Otel içerisinde hizmet veren Deli Zeytin Restoran ise Ege-Akdeniz mutfağından lezzetli yemekler sunuyor. Doğa ve denizle bütünleşeceğiniz konforlu bir seçenek olacak.
Datça’daki kamp alanları:
Merkez’de– Ilıca Camping
Palamutbükü’nde – Akçabük Kamping
Glamping için – Ederlezi Kamping
Aktur – Aktur Datça Camping
Datça’da nerede yenir, içilir?
Datça, taze deniz ürünleriyle ünlü bir yer. Sahil bölgelerinde bulunan restoranlarda lezzetli balık ve deniz mahsulleri yemekleri tadabiliyorsunuz. Özellikle Palamutbükü ve Datça merkezindeki restoranlar yerel tatları bulabileceğiniz güzel mekanlarla dolu.
Datça mutfağı, zeytinyağlılar, keçi eti ve yöresel sebzelerle zengindir. Köy kahvaltıları ve yöresel restoranlarda bu lezzetleri deneyebilirsiniz. Ayrıca Datça’nın ünlü badem reçeli ve balını da mutlaka tatmalısınız.
Datça’nın sokaklarında dolaşırken yerel kafelerde oturup kahve veya çay keyfi yapabilirsiniz. Eşsiz manzaralar eşliğinde dinlenmek ve Datça’nın sakin atmosferini hissetmek için ideal bir seçenek.
Sarıhoş
Palamütbükü’nde yer alan Sarıhoş’un bademli levreği ve kabak çiçeği dolması en seveceğiniz yemekleri. Aynı zamanda diğer deniz ürünleri de taze ve lezzetli. Gündüz giderseniz önündeki şezlongları da kullanabiliyorsunuz. Yer: Palamutbükü
Tekin Usta Dondurma
Datça’nın keçi sütünden ünlü dondurmasını yiyebileceğiniz en iyi adres burası. Datça merkezin yanı sıra Kumluk Yolu’nda, Eski Datça’da, Palamutbükü’nde, Hayıtbükü Ovabükü’ndeki şubelerinde de aynı lezzeti bulabiliyorsunuz.
Cafe Inn
Datça merkezde Kumluk Plajı’nda lezzetli yemeklerini bulabileceğiniz bir kafe burası. Ev yapımı reçeller kahvaltıların en sevilen lezzetleri. Pizza makarnanın yanı sıra kahve yanına gidecek güzel tiramisu ve brownieleri de var.
Machu Pichhu Cafe
Kumluk Plajı’nda kahve ve atıştırmalık ihtiyacınız için uğrayabileceğiniz güzel bir mekan. Yer: Datça Merkez
Eski Meyhane
Datça’nın en iyi meyhanelerinden biri diyebiliriz. Buranın en sevilen yemeği kavunlu karidesli mezesi. Diğer mezeleri de oldukça lezzetli. Yer: Datça Merkez, İskele
Meyhane Datça
Datça merkezde saklı bir bahçe içerisinde. Ciğer ve kaburga sevenler buraya mutlaka uğramalı. Et ağırlıklı menüsü var ama mezeler de kesinlikle denenmeye değer.
Jackie O
İsmini Amerikalı Jaqueline Kennedy Onasis’ten alan bir bar. Güzel müzikleri ile yemek sonrası uğrayıp bir şeyler içebileceğiniz hoş bir mekan. Yer: Eski Datça
Datça’ya nasıl gidilir?
Havayolu ile gitmek isterseniz;
Datça’ya gitmek biraz zahmetli. Buraya kadar geldiğinize göre kesinlikle bu zahmete değeceğini de anlamışsınızdır.
Dalaman’a ya da Milas havalimanlarından birini kullanabilirsiniz. Ancak buradan Datça’ya gitmek için her iki taraftan da önce Marmaris’e gelmeniz gerekiyor. Havaş ya da Muttaş araçları ile Marmaris’e rahatça gidiliyor. Oradan da saat başı kalkan dolmuşlarla Datça’ya kolayca ulaşabilirsiniz.
Deniz yoluyla;
Bir alternatif de Bodrum’a geldikten sonra 2 saatlik bir feribot yolculuğuyla Datça’ya gitmek.
Bilgi için BODRUM FERİBOT’un sayfasına bakabilirsiniz.
Karayoluyla;
Bilinen birçok firmanın Datça’ya seferi var. Genellikle Marmaris üzerinden gelip Datça’ya devam ediyorlar.
İstanbul – Datça yaklaşık 743 kilometre / 9 – 10 saat
İzmir – Datça yaklaşık 285 kilometre / 4- 4,5 saat
Kayseri – Datça yaklaşık 920 kilometre / 12 saat
Ankara – Datça yaklaşık 710 kilometre / 9 – 9,5 saat
Malatya – Datça yaklaşık 1257 kilometre / 17 – 18 saat
Diyarbakır – Datça yaklaşık 1492 kilometre / 9 – 10
Trabzon – Datça yaklaşık 1451 kilometre / 18 – 19 saat
Bu kadar yakınlardayken rotanıza ekleyebileceğiniz en güzel alternatiflerden biri de Fethiye… Detaylı bilgi için hazırladığım FETHİYE GEZİ REHBERİ size yardımcı olabilir.
Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorumlar kapandı...