Önemli yolların üzerinde geçiş noktası görevi, Yeşilırmak’ın getirdiği bereket, binlerce yıllık tarih ve kültür birikimiyle adını çok duymadığımız Tokat, Anadolu’nun gizli hazinelerinden biri. Bu yazıda size bu gizli hazineden bahsedip Tokat’ta gezilecek yerler ile ilgili kısa notlar vereceğim.

Çok beklentilerle gitmediğiniz şehirler; sizi en çok onlar şaşırtır. Hazreti Mevlana’nın bir dönem yaşadığı “Tokat’a gitmek gerek. Havası ılıman, insanı mutedil” diye övgüyle bahsettiği Tokat’a giderken benim de aklımda sakin bir Anadolu şehrinde göreceklerimden fazlası belirmemişti açıkçası. Oysa Tokat’ın merkezine ilerlerken geçtiğim tarihi köprü, kartal yuvasına andıran kale, düşündüklerimin aksini kanıtlamak ister gibi tüm görkemiyle karşılıyordu beni. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Tokat’ı gezerken sürprizlere açık olmak gerekiyor. 

Tokat'ta gezilecek yerler
Tokat’ta gezilecek yerler – Niksar

Tokat’ta gezilecek yerler

Tokat Kalesi

Karşılamayı yapan Tokat Kalesi’nden başlıyorum şehri gezmeye. Şehrin en güzel görüntüsünü izleyebileceğiniz kaleden, birazdan içlerinde dolanacağım sokakları seçmeye çalışıyorum. Yeşilırmak’ın bereket verdiği topraklar 6 bin yıllık tarihin izlerini taşıyor. Hatti, Hitit, Frig, Roma, Bizans, Danişmend, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı gibi irili ufaklı birçok uygarlık bu topraklarda hüküm sürmüş, değerli eserler bırakmış. 

Tokat'ta gezilecek yerler
Tokat’ta gezilecek yerler Tokat Kalesi

İçerisinde bulunduğum kale, sarp kayalar üzerine Roma döneminde inşa edilmiş. Daha sonra da kullanılmaya devam edilen kaleden tarihi boyunca ilginç isimler gelip geçmiş. Bizans İmparatoru Diogenis ve Kazıklı Voyvoda olarak bilinen Kont Drakula bir müddet burada tutsak kalmış. 

Önemli bir geçiş noktası

Asya’dan Avrupa’ya, Karadeniz’den İç Anadolu’ya geçiş noktası olması onu tarih boyunca değerli konumda tutar.  Romalılar için kral yollarının önemli bir durağı, Bizans döneminde dini merkez, Danişmendliler Beyliği’nin başkenti, Selçuklu ve Osmanlıların en önemli 10 şehrinden biri yapar. 

17. yüzyılda kara gümrüklerinin burada kurulması nedeniyle tüm kervanların uğramak zorunda olduğu bir noktaymış. Onu ticari anlamda değerli kılan bu görev sayesinde tekstil, bakır ve deri işleme konusunda rakipsiz şehirlerden biri olur. 

Tokat'ta gezilecek yerler
Tokat’ta gezilecek yerler – Merkezden sokaklar

“900 adımda 900 yıl” projesi

Kaleden inerken izleyeceğim rota Tokat’ta son dönemde hayata geçirilen “900 adımda 900 yıl” yolu. Yol boyunca Tokat’ın en önemli eserlerini görebileceğiniz yürüyüş parkurunda Roma’dan Bizans’a, Selçuklu’dan Osmanlı’ya birçok eser görülebiliyor. Haritası otel veya müzelerden temin edilebiliyor. 

Ulu Cami

İlk durağım Danişmendliler döneminden kalma 13. yüzyıl yapısı Ulu Cami. Dışarıdan sade yapısına aldanmadan içeri giriyorum. Gözlerimi kırpmadan her detayını izleyeceğim bir güzellikle karşılaşıyorum. Kırmızı ve yeşilin hâkim olduğu tavanın ortadaki göbeği künde kari tekniğiyle yapılmış. Tavandan ve işlemelerinden gözlerimi alamıyorum bir müddet. Dış duvarlardan birine oyulmuş kuş eviyse Anadolu’da nadiren görülen özelliklerden.

Tokat'ta gezilecek yerler
Tokat’ta gezilecek yerler – Ulu Cami

Arastalı Bedesten

Ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmeyen Arastalı Bedesten artık Tokat Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. 15. – 16. yüzyıllarda yapıldığı tahmin edilen yapı, Gök Medrese’nin ihtiyaca yetmemesi üzerine müze görevini üstlenmiş. Tokat’ın en eski dönemlerine ait eserlerin yanı sıra günlük hayatı anlatan etnografik eserlerden oluşan güzel bir koleksiyona sahip. 

Yazmacılar Han

Tokat’ta heyecanla görmeyi beklediğim yerlerden biri Yazmacılar Hanı’ydı. Her yerden almayı sevdiğim yazma-yemenilerin en özelleri bu handa satılıyor. Tahta baskılı yemeniler rengarenk. Oyalı olanlardan bir tane seçiyorum kendime. 

Taşhan

Herkesin Türkiye’nin en güzel hanlarından biri olduğuna hemfikir olduğu Taşhan aynı zamanda Anadolu’nun en büyük şehir hanlarından biri. 103 odalı, iki katlı hanın ortasında açık bir de avlusu var. 

Gök Medrese

Buradan da Gök Medrese’ye geçiyorum. İki renkli taşlarla inşa edilmiş işlemeli bir kapıdan girdiğiniz 13. yüzyıl eseri medresede, Anadolu Selçukluları döneminde tıp eğitimi veriliyormuş. Adını turkuaz çinilerden alan medresedeki işlemeleri gördüğünüzde bir Selçuklu eseri olduğunu anlıyorsunuz hemen. 

Tokat'ta gezilecek yerler
Tokat’ta gezilecek yerler

Meydan Cami

Tokat’taki en güzel Osmanlı camilerinden olan Meydan Cami’sini II. Sultan Beyazıt annesi Gülbahar Hatun için yaptırmış. Bu yüzden Hatuniye Cami olarak bilinen yapı kesme taştan mimarisi, tek minaresi, 5 kubbeli son cemaat yeri ve yüzyıllık ahşap kapısıyla Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri. Tokat’ta camiler güzellikleriyle tek başına bir turun konusu olacak kadar etkileyici. Ahşap şadırvanıyla ünlü Ali Paşa Cami, Anadolu’nun ilk camilerinden Garipler Cami, Zile’deki Elbaşoğlu Cami görülmesi gereken yerlerden. 

Tokat'ta gezilecek yerler
Tokat’ta gezilecek yerler – Meydan Cami

Ünlü Tokat Mutfağı 

Gaziosmanpaşa Bulvarı’ndan ilerlerken Tokat’ın meşhur Pirhan Restoran’da öğle yemeği molası veriyorum. Bereketli toprakların ve farklı medeniyetlerin Tokat mutfağına katkısı büyük. Ünlü Tokat yaprağından yapılmış sarma, tadına bakmak istediğim ilk şey. Tokat kebabı, kuzu eti, domates, patlıcan, yeşil biber ve patatesin birlikteliğiyle oluşuyor. 

Dikey olarak pişirilen kebabın inceliğiyse en üst kısmına konulan kuyruk yağı. Sıcakta eriyen yağ böylece tüm malzemeye nüfuz edebiliyor. 

Tokat'ta gezilecek yerler
Tokat yağlısı

Bulgurla yapılan bakla sarması ve pehlili pilavın tadı damağımda kalıyor. Bacaklı çorba, keşkek, cevizli çörek, Tokat yağlısı, bezli sucuk ve bat buralara gelmişken denenmesi gereken yiyeceklerden birkaçı.

Tarihi sokaklar: Sulu Sokak ve Halit Sokak

Artık ünlü Sulu Sokak ve Halit Sokak’ı ziyaret zamanı. Tokat’ta uygarlık kurmuş tüm medeniyetlerin izleri neredeyse var bu sokakta.  Eski Tokat evlerinin yanı sıra etrafı medrese, han, cami, türbe gibi birçok dönemin izlerini taşıyan yapılarla dolu. Sulu Sokak’ın devamındaki 12. yüzyıl eseri Yağıbasan Medresesi, konaktan kültür evine dönüştürülen Tokat Kültür Evi, tek kişilik odalarıyla otel kavramının ilk adımlarını atan Deveciler Hanı, 18. Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden Latifoğlu Konağı, Abdülhamit’in tahta çıkışı şerefine yaptırılan Tokat Saat Kulesi, Hz. Mevlana’nın yaşadığı dönemde yapılan ikinci Mevlevihane olan Tokat Mevlevihanesi, Atatürk’ün ziyaretlerinde kaldığı Atatürk Evi bu bölgede gördüğüm diğer eserler.

Ballıca Mağarası

İkinci günümdeyse merkezin dışına çıkarak Tokat’ın güzelliklerini keşfe devam ediyorum. Dillere destan güzelliğiyle Ballıca Mağarası ilk durağım. 3,4 milyon yıllık mağaranın girişinden inerek gezmeye başlıyorum. 94 metrelik alan ziyarete açık. Işıklandırılmış mağara içerisinde sarkıtlar ve dikitler arasında büyüleyici bir atmosfer oluşturulmuş. Soğan şeklinde sarkıtlar ise bu mağarayı benzerlerinden ayıran en karakteristik özelliklerinden.

Kaz Gölü

Buradan başka bir cennete doğru ilerliyorum. Kaz Gölü olarak bilinen bölge Tokat’taki yaban hayatı izleyebileceğiniz bir alan. Ziyaretçi evinden bilgi alıp en yakındaki gözetleme kulesine çıkıyorum. Kuşların göç yolları üzerinde olduğundan yaz kış farklı kuş türlerine rastlanabiliyor. Mart – mayıs aylarında kuluçkaya yatanlar temmuz ayında yavrularıyla ayrılırken kışı burada geçiren kuşlar eylül-ekim ayında geliyorlar ve onlar da ilkbaharda kuzeye uçuyorlar. Saksağan, Angıt, Kızılkuyruk, Çıkrıkçın, Çıvgın gibi 108 kuşa sürekli yuva görevi görüyor göl. 

Tokat'ta gezilecek yerler
Tokat’ın ünlü el baskısı ürünleri yapılırken…

Zile ve ünlü Tokat yaprağı

Ekonomisi turizmden çok tarım ve hayvancılığa dayalı Tokat, bu anlamda inanılmaz bir zenginliğe sahip. Araçla ilerlerken bağların arasından geçiyorum. Kış olduğu için bağlar sessizliğe gömülmüş. Yaz aylarında gelip salkım salkım üzümler arasında gezmek gerek bir de. Bir dönem 37 cins üzüm, 25 çeşit armut yetişiyormuş bu topraklarda. Tokat yaprağının ününü biliyordum ama Zileliler kendilerininkinin en iyisi olduğunu iddia edecek kadar güveniyorlar yapraklarına. 

Zile Kalesi

Yakınlarına gelmişken öğle molamı Zile’de veriyorum. Zile Kalesi’ni girip ağaçlar altına serpiştirilmiş Roma ve Bizans dönemi kalıntıları arasında geziniyorum. Julius Sezar’ın “Geldim, gördüm, yendim” (Veni, vidi, vici) dediği yer burası. Sezar, ordusuyla geldiği Zile’de Pontuslularla yaptığı Zela Savaşı’nı kazandıktan sonra Roma’ya galibiyetini işte bu cümlelerle bildirmiş. 

Sebastapolis Antik Şehri 

Dönüş yolumda Sulusaray’da yer alan Sebastapolis Antik Şehri’ne uğruyorum. İlçe aslında antik kentin üzerine kurulmuş. Kazı çalışmaları devam eden şehrin yapısının Bergama’yla benzerlik gösterdiği söyleniyor. Adının anlamı “büyük, azametli” olan şehir, Roma döneminde önemli bir yerleşim yeriymiş. Önce kazı alanı geziyorum sonra da mozaiklerin sergilendiği Sebastapolis Mozaik Evi’ne uğruyorum. Özel bir not olarak şunu da belirteyim, 90’lı yıllarda İngiltere Prensi Charles Sebastapolis’e gayri resmi bir ziyaret yapmış.

Niksar

Son durağım ise suyuyla ünlü Niksar. Danişmendliler Beyliği’ne uzun yıllar başkentlik yapmış Niksar’ın önce tarih kokan sokaklarında dolanmaya başlıyorum. Bölge mimarisiyle ahşaptan yapılmış 2 – 3 katlı evlerin bir kısmı restore edilmiş bembeyaz boyalı, diğerleriyse eskimiş yüzleriyle yıllara direnmeye çalışıyor. 

Tokat'ta gezilecek yerler
Tokat’ta gezilecek yerler – Niksar sokakları

Anadolu’nun sayısız Ulu Camilerinden biri de burada var. Ancak bunun farkı 1145 yıllarına uzanan tarihiyle ayakta kalmayı başarmış en eskilerden biri olması. 

Keşfedilmeyi bekleyen bu gizli hazineleriyle Tokat, Anadolu’nun parlayan yıldızı olmaya en önemli adaylarından biri duruyor. 

Tokat'ta gezilecek yerler
Tokat’ta gezilecek yerler – Niksar sokakları

Anadolu’nun başka gizli hazinelerini merak ediyorsanız bu yazılarıma da bakabilirsiniz:

ADANA’DA 48 SAAT

NEMRUT DAĞI GEZİSİ

ERZİNCAN – TARİH VE DOĞA

Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol

Yorumlar kapandı...