Yürüyüş yapmayı sevenler için Türkiye’de bence yürünecek ilk rota Likya Yolu olmalı. Likya Yolu yürüyüşü, muhteşem manzaraları, antik kalıntıları ve doğanın eşsiz güzellikleri ile dopdolu bir macera vaat ediyor size. İşte bu yazıda bu eşsiz yolculuk hakkında detaylı bilgiler ve yararlı öneriler bulacaksınız.
Bana göre Likya Yolu Türkiye’nin en muhteşem rotalarından biri. Onu böylesine eşsiz yapan şeyse karadan araçla asla göremeyeceğiniz öyle etkileyici yerlerden geçiyor ki, size sadece her gördüğünüz manzarayı hayranlıkla izlemek kalıyor.
Likya Yolu, yürüyüş tutkunları için adeta rüya gibi bir deneyim. Türkiye’nin tarihi, kültürü ve doğasıyla harmanlanmış bu yolculuk, unutulmaz anılar biriktirmek için mükemmel bir fırsat aynı zamanda. Hazırlıklı olun, ayakkabılarınızı giyin ve Likya Yolu’nun büyülü dünyasına adım atın! Çünkü bu yolda yürümek insanın hem bedenine hem de ruhuna iyi geliyor.
O yüzden gelin bu özel deneyimin detaylarına bakmaya başlayalım.
Likya Yolu nedir?
Likya Yolu, Türkiye’nin güneyinde, Muğla’nın Fethiye ilçesinden başlayarak, Antalya’nın Demre ilçesinde sona eren bir uzun yürüyüş rotası. Yol boyunca antik Likya bölgesini keşfetme şansı buluyorsunuz.
Bu rota aynı zamanda dünyanın sayılı yürüyüş rotaları arasında yer alıyor. İlk olarak 1999 yılında Kate Clow tarafından ortaya çıkartıldıktan sonra 2000 yılında resmi olarak açıldı.
Yolun uzunluğu 500 metrenin üzerinde ve genellikle 25 ila 30 gün süren bir yürüyüşle tamamlanabiliyor. Her bir etapta birbirinden etkileyici antik kentleri, kaya mezarlarını, tarihi kalıntıları, kanyonları ve Akdeniz’in muhteşem manzaralarını görme şansı buluyorsunuz. Yolun tamamını bir seferde yapanlar var ancak genellikle etap etap yürünerek birkaç seferde tamamlanıyor.
Likya Yolu’nun öne çıkan bazı özellikleri
Tarihi kalıntılar
Antik Likya bölgesi, tarihi kalıntılarla doludur. Yol boyunca Likya kaya mezarları, antik tiyatrolar ve kalıntıları keşfetme şansına sahip olacaksınız.
Xanthos, Letoon, Patara, Myra, Andriake, Aperlai, Arykanda, Limyra, Olimpos, Pınara, Sidyma, Simena, Telmessos, Tlos gibi antik kentlerin bazen içerisinden ve bazen de çok yakınlarından geçeceğiniz bazı antik kentler.
Doğal güzellikler
Yürüyüş rotası, zengin biyolojik çeşitliliğe sahip ormanlık alanlar, vadiler, plajlar ve dağlık bölgeler içeriyor. Akdeniz’in turkuaz rengi ormanın yeşiliyle birleşerek manzaranın güzelliklerini tamamlıyor.
Yerel kültür
Likya Yolu üzerindeki köylerde ve kasabalarda yerel halkla etkileşime geçme fırsatı bulabiliyorsunuz. Bu sayede geleneksel Türk kültürünü ve mutfağını deneyimleyebiliyorsunuz.
Zorluk derecesi
Likya Yolu’nun zorluk derecesi orta seviye olarak kabul ediliyor. Ancak bazı kısımlar gerçekten zorlu… O yüzden yürüyüş öncesi etapların zorluk derecesini bilerek planlama yapmak çok önemli.
İşaretleme
Yolun tamamı uluslararası kırmızı-beyaz renkli işaretleme sistemiyle işaretlenmiş durumda. Parkurlar orman içlerinde her 50 metrede bir ağaç veya kayaların üzerine, toprak yollarda ise 200 metrede bir uygun yerlere işaretlenmiş.
Bu sistemde çarpı (X) işareti patikaya girilmemesini ifade eder. Kavşaklarsa genellikle yapılacak dönüşe göre eğimle gösterilir. Bu işaretlerse genellikle gönüllüler tarafından her yıl yenileniyor.
Likya Yolu nasıl keşfedildi?
Likya Yolu’nun tasarlanması ve yürüyüş rehberi Kate Clow tarafından gerçekleştirildi. İngiliz doğa yürüyüşçüsü Kate Clow, Likya Yolu’nu ortaya çıkarmak amacıyla uzun süren araştırmalar ve harita incelemeleri yapmıştı. İlk olarak 1999 yılında planlanan bu rotanın resmi açılışı ise 2000 yılında yapıldı.
İlk yıllarda Garanti Bankası’nın sponsorluğunda ve gönüllüler tarafından yapılan işaretlemeler sonucu Türkiye’nin ve dünyanın en güzel rotalarından biri ortaya çıktı.
İşte Likya Yolu’nun bulunması ve geliştirilmesi sürecinde önemli adımlar:
Araştırma ve Planlama: Kate Clow, bölgenin haritalarını inceleyerek, antik kalıntıları, doğal güzellikleri ve geçilebilecek güzergahları belirler. Tarihi ve kültürel zenginliklerin yanı sıra, yürüyüş rotası için güvenli ve ilginç parkurların planlanması da büyük bir öneme sahip.
Gelir Sağlama ve İş birlikleri: Yolun oluşturulması için gerekli finansmanı sağlamak amacıyla yerel ve ulusal destekler aranmış. Bu süreçte yerel hükümetler, turizm kuruluşları ve çeşitli bağışçılar ile iş birlikleri yapılmış.
Altyapı ve İşaretlemeler: Yolun kullanıcılar için güvenli ve kolay anlaşılabilir olması için altyapı çalışmaları yapılmış. Yol boyunca yürüyüşçüleri yönlendirmek amacıyla işaretlemeler, tabelalar ve rehber materyaller yerleştirilmiş.
Kamuoyu ve Tanıtım: Likya Yolu’nun tanıtılması, yürüyüş rotasının popüler hale gelmesi ve daha fazla kişinin bu güzergahı keşfetmesi için çeşitli tanıtım faaliyetleri yapılmış. Turizmi desteklemek ve bölgeye katkıda bulunmak amacıyla tanıtım kampanyaları düzenlenmiş.
Likya Yolu’nun bulunması, geliştirilmesi ve tanıtılması, sadece bir bireyin çabasıyla değil, aynı zamanda yerel topluluklar, turizm kuruluşları ve doğa severlerin desteğiyle gerçekleştirilmiş. Kate Clow’un vizyonu ve bu projeye olan tutkusu, Türkiye’nin doğal ve tarihi zenginliklerini keşfetmek isteyen birçok yürüyüş severin dikkatini çekmiş ve Likya Yolu’nun bugünkü popülerliğini kazanmasını sağlamış.
Likya Yolu’nun uzunluğu
Likya Yolu, ilk açıldığı yıllarda 509 km uzunluğundaydı. 2023 yılı itibariyle yolun uzunluğu 760 kilometreye ulaştı. Fethiye’nin Ovacık yakınındaki Hisarönü’nden başlayarak Antalya’da Konyaltı, Geyikbayırı ilçesinde son buluyor.
Likya Yolu’un etapları
Likya Yolu 20’nin üzerinde etaptan oluşan bir uzun mesafe yürüyüş rotası. İşte bu etaplar:
Hisarönü – Faralya (13 kilometre)
Bu etap, Likya Yolu’nun ilk etabı… Çam ağaçları arasındaki başlangıç tabelasına hoş geldiniz… Yol bir süre bu ağaçlar asından devam ederek Babadağ’ın eteklerinden geçen bu bölüm, muazzam deniz manzaralarına ve kanyonlara sahip. Tempolu bir yürüyüşle 6-7 saatte yürünebiliyor.
Faralya – Kabak Koyu (7 kilometre)
İnişlerle geçen bir etap olduğundan nispeten biraz daha kolay bir etap gibi görünse de inişlerin de çıkışlar kadar zorlu olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu rotada Kabak Koyu’nun turkuaz rengi eşliğinde etkileyici manzaralarla yürüyeceksiniz.
Kabak Koyu – Belceğiz (26 kilometre)
Bu etap, dağlık araziden geçiyor ve kıyı köyleri olan Kabak ve Alınca’yı içeriyor. Yol üzerinde kanyonlar ve zeytinliklerle dolu manzaralar var. Rotanın en zorlu çıkışlarından biri burada. Ancak yine eşsiz manzaralar sizi bekliyor. Yedi Burunlar’ın görüntüsüne bayılacaksınız.
Belceğiz – Letoon (14 kilometre)
Yükseklerden sizi Patara kumsalına indirecek yine güzel etaplardan biri. Burada Likya Uygarlığının en önemli şehirlerinden olan Letoon’u görme şansınız olacak.
Letoon – İnpınar (13 kilometre)
Likya Yolu’nun en güzel etaplarından biri. Likya’ya uzun yıllar başkentlik yapmış Xanthos ve bu şehrin su kaynağı olmuş İnpınar. İhtiyaçlar için köyün bakkalını kullanabilirsiniz. Xantos Antik Kenti’ni gezmeyi unutmayın.
İnpınar – Patara (16 kilometre)
Suyun kaynağı İnpınar’dan başlayıp bir başka güzellik olan Patara’ya uzanacaksınız. Hani, şu kum tepeleriyle de ünlü sahil. Akbel Köyü yine her türlü ihtiyaç için mola verilebilecek yerlerden biri.
Patara – Bezirgan (26 kilometre)
Kalkan manzaraları eşliğinde sizi Bezirgan Köyü’ne götürecek bir tırmanış var bu sefer. Tahıl ambarlarıyla ünlü bu köy mola vermek için en güzel yerlerden biri. Köylüler burada bu ambar geleneğini hale devam ettiriyorlar.
Bezirgan – Gökçeören (19 kilometre)
Bu etap oldukça yorucu olacak. Yolun bir kısmı asfalt yol ile de birleşiyor. Bu yol üzerinde denk geleceğiniz vadi Kaputaş Sahili’ne kadar iniyor ancak bunu başka sefere bırakıyoruz. Yol tepelerden ve dere yatağından geçerek farklı bir güzergahtan devam edecek.
Gökçeören – Susuz (14 kilometre)
Kısa gibi gözükse de bolca tırmanışlar içerdiğinden oldukça zorlu bir rota. Varacağınız nokta ise adı gibi suyu olmayan, doğanın kucağında bir yer olacak. Burada kalmak istemezseniz 20 kilometre daha yürüyerek Kaş’a inebilirsiniz.
Susuz – Kaş (20 kilometre)
Bu etap bir önceki günkü tırmanışın aksine hep iniş içeriyor. Varışınız ise eski adı Antiphellos olan güzeller güzeli Kaş. Yine manzaralarla dolu bir rota. Dinlenme molası vermek için en doğru yerdesiniz.
Kaş – Aperlai (23 kilometre)
Kaş’ın içinden başlayan bu etap yine Likya Yolu’nun en güzel etaplarından biri olacak. Küçük ve Büyük Çakıl’dan geçerek tekrar tırmanışa geçeceksiniz. Aynı zamanda da bol yüzme molaları verebileceğiniz bir etap. Bir süre su kaynağı olmadan yürüyeceksiniz o yüzden tüm depolarınız doldurmanız önemli.
Aperlai – Kekova (13 kilometre)
Bu rota özellikle benim favori etabım. Yine muhteşem manzaralar eşliğinde kıyı şeridini takip eden bir etap. Aperlai batık kentinden başlayarak Kekova’ya kadar uzanıyor. Kekova’da mutlaka uzun zaman geçirin. Etrafı dolaşın. Simena’da kaleye çıkın, lahitler arasında yüzün ve manzaranın keyfini çıkarın.
Kekova – Demre (26 kilometre)
22 kilometresi patikadan devam eden yolun son 4 kilometresi asfalt yoldan geçiyor. Belki burada bir kaçamak yapılabilir. Sonrasında güzel koylar ve tepeler arasında keyifli bir yürüyüş sizi bekliyor. İsterseniz yolu biraz değiştirerek Andriake ve sonrasında Myra antik kentlerine uğrayabilirsiniz. Sonraki durak Noel Baba’nın köyü Demre.
Demre – Goncatepe (19 kilometre)
Yol bugün dağlara uzanacak. Kısa görünse de çıkış olduğu için biraz zorlayabilir. Alakilise, Papazkaya bugünün ilginç durakları olacak.
Goncatepe – Finike (20 kilometre)
Bu etabın güzel yanı dünkü zorlu çıkıştan sonra bugünün iniş günü olması. Sedir ağaçları arasından yol sizi Erentepe diye anılan bir türbeye götürecek. Belen Köyü’nden geçerek Finike’ye ulaşacaksınız.
Mavikent – Gelidonya Feneri (15 kilometre)
Bu etap için önerilen, Finike-Mavikent arasını bir araçla geçmeniz. Nefesinizi Mavikent – Gelidonya arasındaki etaba saklamak en iyisi. Fener yoluna girmeden önünüze çıkan birkaç güzel koyda mola vermeyi ihmal etmeyin. Karaöz’de ihtiyaçlar için bir mola verip fenere çıkan yola girebilirsiniz. Ve sonrası unutulmaz manzaralar.
Gelidonya Feneri – Adrasan (13 kilometre)
Yine kısa ama zorlu etaplardan biri. Ben bu etabı tersten yürüyerek de oldukça zorlandığımı hatırlıyorum. Kayalıklardan ve dere yatağından geçen yol sizi çam ağaçları arasından geçerek Adrasan’a ulaştıracak.
Adrasan – Olympos / Çıralı (16-20 kilometre)
İşte, size yine rotanın en güzel etaplarından biri. Önce Musa Dağı’na çıkacak sonra zorlu bir inişle Tanrıların ateşi olarak bilinen Çıralı’ya geleceksiniz. Su kaynaklarının olmadığı bir etap olduğu için baştan hazırlıklarınızı yaparsanız harika olur. Olimpos Antik Kenti’ni mutlaka gezin.
Olympos – Phaselis (25 kilometre)
Çoğunluğu sahile paralel geçen bu yol ara sıra yükselerek sizi harika bir antik kente ulaştıracak. Tekirova civarında asfalt ile birleştiğinden belki otostop yapmak akıllıca olabilir. Daha sonra denizin hemen kıyısına kurulmuş Phaselis’te uzun bir mola verin. Bir zamanların önemli liman şehri olan Phaselis’te hamam kalıntıları, kemerler ve sütunlarla çevrili üç koyu gezebilirsiniz. Konaklama için Tekirova’ya dönebilirsiniz.
Phaselis – Gedelme (17 kilometre)
Buradan sonrası artık dağlarda tepelerde geçecek. Likya Yolu’nun deniz sefası sona erdi dersek yanlış olmaz. Çıkışlı inişli yol sizi Kemer Çayı’na kadar getirecek ve sonunda asfalt yol ile birleşecek. Araçla geçmeyi planlarsanız yol üzerinde karşınıza çıkacak şelalelerde yüzme şansını kaçıracağınızı söylemeliyim.
Gedelme – Tahtalı Zirvesi (21 kilometre)
Gedelme’de ihtiyaçlarınızı aldıktan sonra Likya Yolu’nun üzerindeki en güzel zirve deneyimine hazırsınız demektir. 2000 metrenin üzerine çıkacak yol çam ağaçları arasından ilerliyor. Kuzudere Yaylası’nda ise yaş kış oturanlar var. Dev bir çınarın yanından geçeceksiniz, sonra Akdeniz’in ünlü sedir ağaçları başlayacak. Ve sonrasında Çukuryayla geliyor. Tahtalı Zirvesi ise size Toroslar’dan Gelidonya Feneri’ne kadar uzanan etkileyici bir manzara ile ödüllendirecek.
Gedelme – Göynük Yaylası (31 kilometre)
Tahtalı’dan Gedelme’ye gelip bu sefer her daim yeşil Göynük Yaylası’na çıkıyoruz. Ormanlık yol üzerinde bir kamp alanı göreceksiniz ancak yol buradan devam ediyor. Nehir geçmeniz gereken ve bol sulu bir etap. Ancak bundan sonra tırmanışla devam ediyor ve sonunda Göynük Yaylası var.
Göynük – Hisar Çandır (19 kilometre)
Artık yolun sonuna yaklaşıyoruz. Nehirde yüzme molası verip tırmanışla yola devam eden bir rotadasınız. Sonra harika bir Antalya manzarası. Hidacık Tepesi denen bu noktadan sonra yol inişle bir vadiye ulaşıyor.
Hisar Çandır – Geyikbayırı
Likya Yolu’nun son etabı 2015 yılına kadar burasıydı. Daha sonra eklenen Geyikbayırı etabı
otoyoldan başlayarak ormanlık ve dağlık alanlardan geçiyor. İnişlerle ve çıkışlarla yol Trebanna kalıntılarına kadar uzanıyor. Kaya tırmanışı yapılan alan vardığınızda Likya Yolu’nun son (ya da) başlangıç noktası Geyikbayırı’na ulaşıyorsunuz.
Likya Yolu’na nasıl gidilir?
Likya Yolu’na gitmek için genellikle iki ana başlangıç noktası var: Fethiye (Muğla) ve Antalya. Hangi noktadan başlayacağınıza rotanın hangi kısmını keşfetmek istediğinize bağlı olarak karar verebilirsiniz. İşte her iki başlangıç noktasından Likya Yolu’na nasıl gidileceği:
1. Fethiye başlangıç noktası:
Hava yoluyla:
Fethiye’ye gitmek için en uygun yol hava yolunu kullanmak. Muğla Dalaman Havalimanı, Fethiye’ye en yakın uluslararası havaalanı. Havalimanından Fethiye’ye transfer sağlayan otobüsler, taksi veya özel transfer hizmetlerini kullanabilirsiniz. Yolculuk yaklaşık 1 saat sürüyor.
Kara yoluyla:
Fethiye’ye kara yoluyla gitmek istiyorsanız, büyük şehirlerden otobüs veya araç kiralama seçeneklerini değerlendirebilirsiniz. Özellikle kara yolu ile seyahat ederken rotanın trafiğe bağlı olarak değişebileceğini unutmayın.
2. Antalya başlangıç noktası:
Hava yoluyla:
Antalya, Likya Yolu’nun diğer başlangıç noktası. Antalya Havalimanı, uluslararası uçuşlara hizmet veren bir havalimanı. Havalimanından Antalya şehir merkezine ulaşım sağlayan otobüs, taksi veya özel transfer seçeneklerini kullanabilirsiniz.
Kara yoluyla:
Antalya’ya kara yoluyla gitmek için otobüs veya araç kiralama seçeneklerini değerlendirebilirsiniz. Antalya şehir merkezinden Fethiye’ye giden otobüs seferleri de mevcuttur.
Rotaya ulaşım:
Likya Yolu rotasına ulaşmak için şehir merkezlerinden otobüs, minibüs veya taksi gibi toplu taşıma araçlarını kullanabilirsiniz. Ayrıca, başlangıç noktanızın yakınında bulunan pansiyon veya otelden yolculuğunuz için yardım ve transfer hizmeti talep edebilirsiniz.
Likya Yolu’na ne zaman gidilir?
Likya Yolu’na gitmek için en uygun zaman, genellikle ilkbahar (Nisan-Mayıs) ve sonbahar (Eylül-Ekim) aylarıdır. Bu dönemlerde hava koşulları oldukça ılıman ve bu da yürüyüş için en ideal ortamı sağlıyor. Yazın bu bölgenin aşırı sıcak olduğunu ve bu yüzden su kaynaklarının kuruduğunu unutmayın.
İlkbahar aylarında doğada canlanma başlar ve Likya Yolu boyunca çeşitli bitki örtüsü renklenir. Sonbaharda ise yaprak dökümü ve sonbahar renkleri yürüyüşünüze görsel bir güzellik katar.
Likya Yolu’nda konaklama
Güzergahı ve konaklama yerlerini önceden belirlemek, seyahatinizi daha kolay ve planlı hale getirebilir. Öncelikle yerel haritaları ve rehberleri inceleyerek rotanın detayları hakkında bilgi edinmelisiniz.
Likya Yolu üzerinde konaklama için köylerde, pansiyon, kamp alanları, butik otel seçeneklerinden birini tercih edebilirsiniz. Bu rotada konaklamak isteyen yürüyüşçüler, her günün yürüyüş mesafesine göre konaklama yerlerini planlamalıdır.
İşte Likya Yolu’nda konaklamak için bazı öneriler:
Pansiyonlar ve aile işletmeleri: Likya Yolu üzerinde birçok köyde küçük aile işletmeleri ve pansiyonlar bulunmakta. Bu tesisler genellikle temel konaklama imkanları sunar ve yerel halkla etkileşimde bulunma şansı verir.
Kamp alanları: Yürüyüş rotası üzerinde belirli bölgelerde kamp yapmak mümkün. Ancak, kamp yapmadan önce bölgedeki izin gereksinimleri ve kamp kurma kuralları hakkında bilgi almak önemli.
Köy evi konaklamaları: Likya Yolu üzerinde bazı köyler, yerel halkın evlerinde konaklama imkânı sunuyor. Bu tip konaklamalar, ziyaretçilere daha kişisel bir deneyim ve yerel kültürle etkileşim fırsatı sağladığı için tercih edilebilir.
Butik oteller ve pansiyonlar: Bazı durumlarda, rotanın geçtiği bölgelerde küçük butik oteller bulunabilir. Bu tür konaklamalar daha fazla konfor sunar ancak rezervasyon önceden yapmayı ihmal etmeyin.
Oteller: Rotanın başlangıcı olan Fethiye, Kas ve Demre gibi şehirlerde çok fazla büyük otel seçenekleri bulubilirsiniz.
Yol Üzerindeki Hizmetler: Bazı köylerde ve rotanın geçtiği diğer bölgelerde, yürüyüşçülere yönelik hizmetler sunan tesisler bulunabilir. Restoranlar, kafeler ve marketler, yürüyüşçülere yiyecek ve içecek temini konusunda yardımcı olabilir.
Likya Yolu giriş ücreti var mı?
Likya Yolu’nu yürümek için herhangi bir ücret yok. Ancak turlarla gitmeyi düşünürseniz buna ayrıca bir bedel ödemelisiniz.
Likya Yolu kampı için yanınızda neler getirmelisiniz?
Likya Yolu’nda yürüyüşe çıkmadan önce yanınıza almanız gereken ekipmanları ve malzemeleri düşünerek hazırlık yapmak önemli. Hava koşulları, yürüyüş mesafeleri ve rotanın zorluk derecesi göz önüne alınarak bir çanta yapmanızı tavsiye ederim.
İşte Likya Yolu yürüyüşü için sırt çantası listesi:
Sırt çantası
Hafif ve rahat bir sırt çantası, yanınıza almanız gereken diğer ekipmanları taşımanız için önemli. Sırt çantanızı doğru ayarlayarak sırt ağrılarını önleyebilirsiniz.
Yürüyüş ayakkabıları
Bileğe iyi destek sağlayan, su geçirmez ve konforlu yürüyüş ayakkabıları seçmelisiniz. Ayakkabılarınızın rotanın zorlu koşullarına uygun olduğundan emin olun.
Giysi
Hava koşullarına uygun, hafif ve katmanlı giyim tercih edin. Yürüyüş yaparken terleyeceğinizden emin olduğunuz için hızlı kuruyan ve nefes alabilen kumaşları tercih edin. Sayıları abartmamaya çalışın.
Yağmurluk veya rüzgarlık
Beklenmedik hava değişikliklerine karşı korunmak için su geçirmez bir yağmurluk veya rüzgarlık yanınızda bulunmalı.
Şapka ve güneş gözlüğü
Güneşin etkilerine karşı başınızı koruyacak bir şapka ve gözlerinizi güneş ışığından koruyacak güneş gözlüğü almayı unutmayın. Ve tabii ki, güneşten korucuyu bir krem.
Su kabı
Likya Yolu üzerinde birçok su kaynağı var, ancak kendi su kabınızı yanınıza almak her zaman önemli. Ayrıca, su arıtma tabletleri veya filtre kullanarak suyunuzu temizleyebilirsiniz.
Harita ve yol rehberi
Yol üzerinde kaybolmamak için güncel bir harita ve Likya Yolu’nun yol rehberini yanınıza almalısınız. Akıllı telefonlarda kullanılabilecek çevrimdışı harita uygulamaları da faydalı olabilir. Mesela Wikiloc rotalarını indirebilirsiniz.
Uyku tulumu ve mat
Kamp yapacaksanız kendi uyku tulumunuzu ve matınızı yanınıza almalısınız.
Kişisel bakım malzemeleri – İlaçlar
Diş fırçası, diş macunu, sabun, şampuan gibi kişisel bakım malzemelerini ve küçük bir ilk yardım kiti yanınıza almalısınız.
Taşınabilir şarj cihazları
Akıllı telefon, fotoğraf makinesi veya diğer elektronik cihazlarınız için taşınabilir şarj cihazları kullanışlı olabilir.
Işıldak veya kafa Lambası
Gece konakladığınızda veya karanlıkta yürüyüş yapmanız gerektiğinde kullanmak üzere bir ışıldak veya kafa lambası alabilirsiniz.
Kamp çantanızı hazırlamakta zorlanıyorsanız “KAMP ÇANTAMDA NELER VAR” konulu yazım işinize yarayabilir.
Tek başına mı grupla mı yürümeli?
Bu tamamen size bağlı… Tecrübeli bir yürüyüşçüyseniz birçok etabın tek başına yürünmesinde bir sakınca yok. Ancak bazı zorlu etaplar için yanınızda birinin olması iyi olabilir. En azından iki kişi olmakta fayda var.
Organize bir tur grubuyla yürümenin de avantajları ayrı. Eğer kamp yüküyle yürümek istemiyorsanız bu turlarda eşyalarınız araçlarla bir sonraki konaklama noktasına iletiliyor. Konaklamanın yanı sıra yiyecek-içecek konusunu düşünmek zorunda kalmıyorsunuz. Her şeyin ötesinde etaplar hakkında tecrübeli rehberler işinizi oldukça kolaylaştırıyor.
“ANTALYA GEZİLECEK YERLER” veya “FETHİYE GEZİLECEK YERLER” hakkında merak ettikleriniz varsa bu yazılar size fikir verebilir. TÜRKİYE’NİN EN GÜZEL PLAJLARI için bu yazım işinize yarayabilir.
Seyahat etmeyi seviyorsanız güncel gezilerim ve renkli fotoğraflar için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorumlar kapandı...