İspanya’nın en göz alıcı şehirlerinden Barselona sanırım her göreni kendine hayran bıraktıran ender şehirlerden biri. Mimarisi, müzeleri, plajları, leziz yemekleri, futbolu ve gece hayatıyla herkese sunacak bir şeyleri var bu şehrin. Belki de hızlı yaşayan ve çok yönlü bir şehir olduğundan her gören onu bu kadar seviyor ve iki şey hep birlikte anılıyor: Barselona ve Gaudi…
Barselona’yı tanımaya çalışırken görüyorsunuz ki, gezecek çok yer, yapacak sayısız şey var. Gittiğiniz mevsime göre hem bir deniz tatili yapabilir hem de kültür turunu aradan çıkartabilirsiniz. Daha soğuk bir zamanda gidiyorsanız, sokaklar, müzeler şaheserlerle dolu. O yüzden Barselona’ya gitmenin en iyi zamanı diye bir şey yok. Sadece bu güzel şehri keşfetmeyi çok geçe bırakmayın, çok şey kaçırırsınız.
Bir dâhinin izleri: Barselona ve Gaudi
Barselona 2000 yıllık bir geçmişe sahip bir şehir ama gezerken fark ediyorsunuz ki ona en çok iz bırakan Antoni Gaudi olmuş. Gaudi, kendine has tarzı ile modern mimarinin, modernizm akımının öncülerinden biri sayılıyor. Barselona’da adımınızı attığınız her yerde, kafanızı çevirdiğiniz her nokta da onun ismini, yaptığı bir eseri görüyorsunuz. Barselonalılar da kendisini o kadar sahiplenmişler ki her yer onun eserlerinden oluşan eşyalar, kitaplar, hediyeliklerle dolu. O yüzden Barselona’yı gezmek demek, biraz da Gaudi’yi tanımak demek.
Katalan kültürünün ağır bastığı Barselona İspanya’nın en büyük, en önemli şehirlerinden biri. Büyüklüğü tabi zenginliğinden geliyor. Barselonalılar sanırım bu yüzden biraz isyanda… Ekonomiye yaptıkları katkının geri dönüşünü geri alamamaktan şikayetçiler uzun zamandır. İsyan dediğim gerçek bir isyan… Daha birkaç sene önce baş kaldırıp bağımsızlıklarını bile ilan ettiler, hatırlarsanız.
Bu yazı klasik bir Barselona gezi rehberi olmasından çok, Gaudi’nin eserlerini tanıtan bir yazı olsun istedim. Bu gözle bakarsanız sevinirim. Klasik Barselona rehberi ise yakında blogda yerini alacak.
Antoni Gaudi kimdir?
Gaudi, 1852 yılında Katalanya’nın Reus kasabasında doğar. Çok küçük yaşlarda resme ve desene gösterdiği ilgi üzerine 1870 yılında ailesi onu mimarlık eğitimi almak üzere Barselona’ya gönderir. Daha okul yıllarında yaptığı ilginç çalışmalar birkaç hocasının dikkatini çeker. Mezuniyet töreninde hocası “Bu diplomayı bir dâhiye mi yoksa bir deliye mi verdiğimi kim bilebilir? Bunu bize zaman gösterecek” diyerek verir diplomasını. Zaman onu, mimarinin en önemli isimlerinden biri yapar.
Gaudi daha küçük yaşlarında doğaya oldukça düşkündür. Doğa olaylarının nedenlerini merak eder, doğada gördüğü şeyleri 3 boyutlu resmetmeye çalışırmış. Devam eden bu ilgi, ilerleyen yaşlarda ortaya koyduğu birçok eserde kendini gösterir. La Sagrada Familia’yı gezerken gördüğünüz ağaç sütunlar, deniz kabukları, yılansı duvarlar bunları işaretidir. Birçok dostuna, atölyesinin dışındaki ağacın akıl hocası olduğunu söylermiş çoğu zaman.
Mimarlık okurken bir yandan da çalışmaya devam eder. Mezuniyetinden sonra ilk önemli işi Plaza de Reial’in lamba direklerinin tasarım işidir.1978’de Paris’te katıldığı Paris Dünya Fuarı’nda sergilediği eser ile Katalan iş adamı Eusebi Güell’in dikkatini çeker. Çalışmalarında onu tamamen serbest bırakan bu iş birliği sonucunda Gaudi, birçok unutulmaz esere imza atar. Güell Şarap Mahzenleri, Güell Sarayı (Palau Güell), Park Güell, Colonia Güell bunlardan birkaçı. Yaptığı işlerle tanınan mimar, tarzını geliştirerek bilinen ve tercih edilen mimarlar arasına ismini altın harflerle yazdırır. Tasarladığı o lamba direklerini Barselona’da halen görmek mümkün.
Son dönemi Sagrada Familia’da geçer
1882 yılında Gaudi, unutulmaz eseri Sagrada Familia’yı inşa etmek için görevlendirilir. Hali hazırda var olan planları tamamen değiştirerek kendi imzasını attığı bir proje yaratır. 1926 yılında ölümüne kadar da kendini adeta bu projeye adar. Tabi, o yıllar içerisinde farklı projeler üretmeye de devam eder, Malaga’ya Tangiers’e yolculuklar yapar.
Barselona’da farklı yerlerde yaşayan Gaudi, uzun bir dönem Gark Güell’in içerisinde asistanın inşa ettiği bir binada yaşar. Ölümünden sonra bu bina Gaudi Müzesi’ne çevrilir. Son ayları ise artık Sagrada Familia’da geçiriyordur.
Ölümü ise çok trajiktir… 7 Haziran 1926’da akşam üstü yürüyüşüne çıktığında bir tramvayın çarpması üzerine yaralanır. Üzerinde kimlik olmayan, dağınık görünüşlü ihtiyar adam bilinci kaybetmiştir ve hastaneye kaldırılması gecikir. Daha sonra yoldan geçenlerin müdahalesiyle hastaneye götürülür. Kim olduğu ancak hastanede Sagrada Familia’nın rahibi tarafından teşhis edilir. Kazadan 3 gün sonra 10 Haziran’da hayata veda eder.
Bugün yedi eseri UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş durumda. Barselona’yı gezerken bir sanatçının bir şehre nasıl bu kadar nüfus edebileceğine şaşırıyor ve hayranlık duyuyorsunuz.
İşte dâhinin unutulmaz eserleri:
Park Güell
Sizi ünlü kuleleriyle ve kertenkelesiyle karşılayan park, Gaudi’nin en ünlü eserlerinden biri. İlk gördüğünüz anda sizi şaşkına çeviren park Gaudi’nin tarzını gösterdiği örneklerden. Park 1904-1912 yıllarında inşa edilir. Heykeller, mozaikler, farklı şekillerde yapılar ve çiçeklerle süslü park, zamanın çok ötesindedir. Her yıl milyonlarca insan bu parkı görmeye geliyor.
Parkın içerisinde Gaudi’nin son yıllarını geçirdiği bina da ziyaret edilebiliyor. Parktan şehrin manzarası muhteşem görünüyor. 1984 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine kabul edilmiş.
Giriş ücreti: 10 Euro, rehberli tur 22 Euro, 65 yaş üzeri 7 Euro.
6 yaşına kadar çocuklar ücretsiz, 7-12 yaş arası 7 Euro.
Bilet için: PARK GÜELL
Güell Sarayı (Palau Güell)
Eusebi Güell, zaman içerisinde Gaudi’nin sadece işvereni değil aynı zamanda en yakın arkadaşlarından biri olmuştu. Aralarındaki bu iş birliğinden çıkan ilk eser Palau Güell olur. Gaudi, La Rambla üzerinde Güell ailesinin yaşayacağı küçük bir saray inşa eder. 1886-1888 yıllarında inşa edilen bina, kendisinin ilk önemli işlerinden biri olduğundan tamamıyla tarzını yansıtmasa da birçok yenilikler içerir.
Ailenin ihtiyaçlarını ve sosyal statüsünü göz önüne alarak planladığı bina Art Nouveau şaheserlerinden biridir. Aile daha sonra Park Güell içerisindeki binaya taşınana kadar burada yaşar. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan yerlerden biri.
Giriş ücreti: 12 Euro (nakit), 11 Euro (kart ile öderseniz veya online alırsanız).
18 yaş üstü öğrenci 9 Euro, 0 – 6 yaş arası ücretsiz.
Her ayın ilk pazar günü ve 23 Nisan, 10 Haziran, 11 Eylül ve 15 Aralık günleri ücretsiz ancak bilet almak gerekiyor.
Bilet için: PALAU GÜELL
La Sagrada Familia Bazilikası
1882 yılından beri hala inşası devam eden bu eşsiz eser Gaudi’nin son yıllarını adadığı bir proje. Aslında başka bir mimarla başlayan proje mimarın ölümü üzerine Gaudi’ye devredilir. Gotik, Art Nouveau formlar ve kendi geometrik tarzıyla yeni baştan yarattığı bir tasarımla devam eder çalışmalarına. Ölümünden sonra savaşlar, ihtilaller sonucu biraz ihmal edilen binada çalışmalar finansal yardım bulunmasının ardından tekrar başlar. İnşaatının tamamlanması için artık hedef 2026. Gaudi’nin ölümünün 100. yılında bitmesi planlanıyor. Öldüğünde bazilikanın sadece bir transepti ve dört kulesi bitmiş haldeymiş.
Dışardan gördüğünüzde bile sizi etkileyen bina içeriye girdiğinizde sizi çarpıyor. İnanılmaz detaylarla süslü bina ince ince işlenmiş. Gaudi mimarisiyle ve heykellerle; doğa, insan ve dinin muhteşem birlikteliğini tasvir etmek ister. Ağacın kollarını andıran sütunlar bunun en güzel örneklerinden biri belki de.
Kulelerin yüksekliğini ise şehrin en yüksek tepesi olan Montjuic’in, 170 metre olan yüksekliği ile sınırlar. Böylece tanrının yarattığının önüne geçmek istemez. Binada yükseklikleri 125 ile 170 metre arasında değişen dört kule var. Gaudi’nin şaheseri kuleleri yakından görmek isterseniz kulelere çıkış yapılabiliyor.
Sagrada Familia’nın yanındaki küçük bina yine Gaudi’nin eseri… Kilisede çalışan çocuklar için yapılan bina savaşta zarar görmüş ancak daha sonra aslına uygun olarak tekrar inşa edilmiş.
Giriş ücreti: Kilise + kule 33 Euro, kilise + Gaudi Müzesi 22 Euro, kilise rehberli tur 17 Euro, Sadece kilise bileti 20 Euro, 11 yaş altı çocuklar ücretsiz, öğrenci 18 Euro.
Bilet için: SAGRADA FAMILIA
Casa Mila (La Pedrera) “Taş Ocağı”
Casa Mila diğer adıya La Pedrera, Barselona’nın modernist binalarından biri. Alışılmamış şeklinden esinlenerek ona La Pedrera yani “Taş Ocağı” lakabı verilmiş. Gaudi’nin yaratıcılığını gösterdiği en görkemli örneklerden biri sayılıyor. Passeig de Gracia’da yer alan binayı Gaudi, 1906-1912 yıllarında Pere Milà and Roser Segimo çifti için konut olarak inşa eder. Gaudi binada öyle alışılmadık çizgiler kullanır ki, bir mimari eserden çok heykeli andırdığı söylenir. Binanın her katında farklı bir plan uygular. Hatta bazı yerlerde tavan yükseklikleri bile farklıdır. Binanın içi, dışı hatta çatısı bile ayrı şaşırtıcılıkta.
Baştan aşağı bir sanat eseri olan binayı mümkünse turla gezmeyi tercih edin. Bina aynı zamanda dâhinin UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan eserlerinden biri.
Giriş ücreti: 24 Euro, 65 yaş üzeri 18,50 Euro.
7-12 yaş arası çocuk 12 Euro, 0-6 yaş arası ücretsiz, öğrenci 18,50 Euro.
Bilet için: LA PEDRERA
Casa Batllo
“Kemik Ev” olarak adlandırılan bina Gaudi’nin diğer bir şaheseri. Bina balkonlarındaki görünümden dolayı halk tarafından “kemik bina” olarak adlandırılmış. Paseo de Gracia’da 43 numaralı ev, 1877 yılında başka bir mimar tarafından inşa edilmiş. 1903 yılında binayı satın alan Josep Batllo yenileme çalışmaları için Gaudi ile anlaşır. 1904-1906 bina yıkılarak tekrar inşa edilir. Gaudi doğa tutkusunu bu binayı tasarlarken fazlasıyla gösterir. Sütunlar fil ayağını, çatısı dinazoru, balkonları kuş yuvasını andırır. Dış cephesinde ise balık pulu ve deniz dalgalarından esinlenir.
Gaudi tasarladığı evlerde görsel güzelliği kadar binanın foksiyonelliğini de düşünür. Tahta kapılar, cam işlemeler, pencereler, çiniler ve oyma şöminesi başta olmak üzere her bir detayıyla sizi büyüleyecek yerlerden biri olacak. Birçok kez el değiştiren bina 1990 yılında Bernat ailesi tarafından alınır ve restorasyon çalışmasından sonra 1995 yılında halka açılır. Burası da yine UNESCO Dünya Listesi’nde olan yerlerden biri.
Giriş ücreti: Her şey dahil bir bilet almak isterseniz 35 Euro (buna özel salona giriş, smartguide, hızlı giriş, ücretsiz iptal ve fotoğraf çekimi dahil). Sadece giriş ve smartguide 25 Euro.
7-18 yaş arası çocuk 32 Euro, 7 yaş altı ücretsiz, öğrenci 22 Euro (öğrenci kartıyla).
Bilet için: CASA BATLLÓ
Casa Vicens
Burası sadece Gaudi’nin en önemli işlerinden biri olarak değil aynı zamanda dünyada Art Nouveau tarzıyla inşa edilen ilk bina olarak kabul ediliyor. Bina seramik işiyle uğraşan iş adamı Manuel Vicens tarafından yazlık ev olarak yaptırılmış. 1883 – 1885 yıllarında inşa edilen bina Gaudi’nin öncülük ettiği Modernizm akımının ilk eserlerinden biri. Gaudi binayı ev sahibinin işini gösteren fayanslarla süsler. Bina yapımı sırasında iş adamı iflas edecek duruma gelir ancak bina güzelliği ile o kadar dillere düşer ki, bu fayansların moda olmasıyla iş adamı durumunu kurtarır.
Bahçesi de yine Gaudi’nin Akdeniz bitki örtüsünden esinlenerek tasarladığı bir yerdir. Bahçeyi palmiyeler, manolyalar, sarmaşıklar ve güllerle donatarak muhteşem hale getirir. Bina 2014 yılında müzeye dönüştürülerek kapılarını ziyaretçilere açar. Bina Gracia bölgesinde yer alıyor.
Giriş ücreti: 16 Euro, 65 yaş üzeri 14 Euro.
12-25 yaş arası öğrenci 14 Euro, 11 yaşına kadar çocuk ücretsiz.
Fiyatlar Online fiyatları gösteriyor. Gişeden 1,5 Euro daha fazla.
Bilet için: CASA VICENS
Casa Calvet
Eixample bölgesinde yer alan Casa Calvet’i Gaudi, bir tekstil fabrikatörü için tasarlar. Girişi iş yeri diğer katları konut olarak planlanır. Barok tarzının özelliklerini taşıyan binanın inşası 1898-1900 yılları arasında tamamlanır. Uzmanlar göre bu bina, Gaudi’nin en geleneksel tarzda yaptığı işlerden biridir. Barok etkisini dış cephesinin yanı sıra pencerelerde, iç tasarımında da görebiliyorsunuz. Gaudi işlerinde pek kullanmadığı simetriyi burada kullanır. Her ne kadar geleneksel tarzda dense de detaylara baktığınızda kendi tarzının izlerini yakalamanız mümkün. Şehir yönetimi binayı 1900 yılında “yılın binası” olarak ödüllendirmiş.
Binanın tamamı gezilemiyor ama giriş katı bir restoran olarak hizmet veriyor. Yemek vesilesiyle girerek en azından o katı inceleyebilirsiniz.
Colonia Güell Kilisesi
Barselona yakınlarında Santa Colomo de Cervello köyünde bulunan Colonia Güell Kilisesi Gaudi’nin bitmemiş işlerinden biri. Kilise 2005 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş. Fikir babası olan Eusebi Güell’in amacı çalışanları için fabrikanın yanına entegre, evlerin, kilisenin, spor alanlarının olduğu çok amaçlı bir yaşam alanı yaratmaktır. Alan içerisinde yer alan şapel artık yetmediğinden Gaudi’den yeni bir kilise yapılmasını ister. 1898’de konuşulan proje ancak 1908’de başlar. Kont Güell’in ölümüyle bir süre ara verilse de 1917’de bitirilerek ibadete açılır. Gaudi burada farklı yöntemler dener, arkadaşlarına Sagrada Familia’nın gelecekteki çalışmaları için testler yaptığını söyler. İlk defa parobolik kemerleri burada kullanır. Tepeye inşa edilen kiliseye “yer altı kilisesi” dense de aslında bina yer altında değildir. Etkileyici iç tasarımını vitraylar ve kolonlar daha da muhteşem kılar.
Barselona’ya 20 dakika uzaklıkta Santa Colomo de Cervello’ya Plaça Espanya’dan kalkan trenle gidilebiliyor. Dilerseniz tren bileti ve giriş ücretini kapsayan kombine bir bilet alabiliyorsunuz.
Giriş ücreti: Sadece kiliseye 9,50 Euro.
Combine bilet 14,30 Euro. Barselonada gidiş dönüş tren yolculuğu, audioguide ve kiliseye giriş ücretini kapsıyor.
Bilet için: COLONIA GÜELL
Barselona’da yer alan Ulusal Sanat Müzesi (Museu Nacional d’Art de Catalunya) ve Gaudi Müzesi’nde Gaudi ile ilgili daha çok eser ve bilgiyi bulabilirsiniz.
Barselona’yı gezerken aklınızda olsun:
- Eğer Gaudi’nin bütün eserlerini görmek ve diğer bir sürü aktiviteye katılmak istiyorsanız bilet fiyatlarının oldukça yüksek olduğunu fark etmişsinizdir. Bunun için önerim başka birçok şehirde de var olan şehir kartlarından almanız. BARCELONA CARD sayesinde hem ücretsiz seyahat edebilir, birçok müzeye hızlı ve ücretsiz girebilir hem de birçok aktivite için indirim hakkı elde edebilirsiniz. Kart ile Ulusal Sanat Müzesi, Miro Müzesi, Picasso Müzesi, Modern Sanat Müzesi, Botanik Bahçesi, Müzik Müzesi gibi birçok yere ücretsiz giriş hakkınız var. Ancak Gaudi’nin eserleri için sadece girişte %20-30 arası indirim hakkı elde ediyorsunuz. Dilerseniz kombine bilet alarak bunu daha ekonomik hala getirebilirsiniz. Kartla kombine ettiğinizde biletler daha indirimli oluyor. 72, 96 ve 120 saatlik olanlardan birini seçebilirsiniz. Mesela 72 saat olanın ücreti yetişkin 46 Euro, çocuk için 22 Euro…
- Yine aynı siteden alabileceğiniz BARCELONA CITY PASS’ın ise biraz daha farklı özellikleri var. Bu kart ile Sagrada Familia ve Park Güell’e hızlı ve ücretsiz giriş, havalimanı otobüsü biniş, Hop-on-Hop-off bus otobüsüne biniş, audioguide alma ve birçok etkinlik için %10 indirim imkanı elde ediyorsunuz. Fiyatı 80 Euro’dan başlıyor.
- Eğer Barselona kart almayacaksanız müze biletlerinizi mutlaka online alın. Verdiğim fiyatların birçoğu online fiyatlar. Eğer kapıdan almak isterseniz hem sırada beklemek hem de ekstra 2-3 Euro ödemeniz gerekebilir.
- Eğer ailece gitmişseniz ya da grup iseniz mutlaka aile indirim ya da grup indirimi olup olmadığını sorun.
- Ulaşım için birkaç günlük kart alarak daha ekonomik seyahat edebilirsiniz. Onları da 2 (16,30 Euro) – 3 (23,70 Euro) – 4 (30,80 Euro) – 5 (38 Euro) günlük olarak alabiliyorsunuz.
- Barselona yankesiciliğin yüksek olduğu bir yer. O yüzden paranızın tamamını yanınızda taşımayın. Metrolara, otobüslere ya da kalabalık yerlere girerken ekstra dikkatli olun.
- Mayıs-ekim arası gidiyorsanız yanınıza mutlaka mayonuzu da alın.
- Bazı müzeler pazar günleri ücretsiz, gideceğiniz günleri buna göre ayarlayın.
- Seyahat bütçenize dikkat ediyorsanız La Rambla’da yemek – içmekten uzak durun. Bulvar üzerindeki birçok yer inanılmaz pahalı.
- Birçok şehirde olduğu gibi ücretsiz yürüyüş turlarına burada da katılabilirsiniz.
- 13.00 – 16.30 arası siesta zamanlarını unutmayın. Merkezi yerlerde pek olmuyor ama daha az kalabalık yerlerde iseniz denk gelebilirsiniz.
- Politika konusu burada da hassas. Mümkün olduğunca uzak durun.
- Güzel şehir manzarası için Bunkers del Carmel’e, tarihi sokaklar için Gotic Quarter’a, sokak sanatlarını görmek için El Raval ve Poblenou’ya uğramayı unutmayın.
Barselona’ya ilk kez 2004 yılında gitmiş, şehri detaylıca gezme şansım olmuştu. O zamanlar henüz fotoğrafla bu kadar ilgilenmediğimden o geziden bu yazıda kullanabileceğim tarzda ve kalitede fotoğraflarım yok maalesef. Daha sonraki iki gidişim de iş gezileri olduğundan fotoğraf çekme şansım çok olmamıştı. O yüzden bu yazıda kullandığım fotoğrafları serbest kullanıma açık Pexel ve Pixabay’den aldım. Fotoğraf sahiplerinin isimleri altlarında yazıyor, kendilerine çok teşekkür ederim.
Türkiye’de UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİ‘ne dahil edilen yerleri merak ediyorsanız bu yazıya da göz atabilirsiniz.
Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorumlar kapandı...