Hayat renklendikçe güzel, diyenlerdenseniz siz de benim gibi çiçekleri çok seviyorsunuz demektir. Evlerimizin bahçelerimizin baş köşesine koyduğumuz bu güzelliklerin geliştiğini görmek büyük mutluluk. Peki ya, gözünün içine baktığınız bu çiçekler saksılara sığmaz olduysa ya da yakın bir arkadaşınız sizden bir dal istediyse… Ana bitkimize zarar vermeden bunu nasıl yaparız? Bu işlere yeni olanları hem biraz cesaretlendirecek hem de soru işaretlerine cevap bulacakları güzel bir rehber hazırladım. Kafanıza takılan soruların cevaplarını ev çiçeklerini çoğaltmak için pratik öneriler rehberinde bulacaksınız.
Bu bilgileri her ne kadar ev çiçekleri (salon bitkileri de diyebiliriz) üzerinden anlattıysam da bu yöntemlerin çoğunu bahçe çiçeklerine de kolaylıkla uygulayabilirsiniz.
Benim çocukluğum bahçe ve çiçeklerle iç içe geçtiğinden bu işleri babaannemden annemden görerek öğrendim. Yıllar geçip merakım arttıkça okuyarak bu bilgilerimi geliştirdim. Burada yazdığım şeyler hem denenmiş hem de kitaplardan teyit edilmiş bilgiler.
Uzman olmadığımdan teknik terimler çok kullanmamaya çalışıyorum. Ama çoğaltmayla ilgili iki terimi de baştan söyleyeyim. Başka yerlerde gördüğünüzde kafanız karışmasın. Çoğaltma için iki ana teknik kullanılıyor. Birincisi generatif çoğaltma yani tohumdan çoğaltma. İkincisi ise vegetatif çoğaltma o da ana bitkiden yaprak, dal, kök alarak yeni bir bitkinin oluşturulması.
Önce birkaç sorunun cevabını vermek istiyorum:
Ev çiçeklerini çoğaltmayı neden isteriz?
- Bazı çiçekler hızlıca büyüyorlar ve kaplarına sığmaz oluyorlar. Onları biraz daha büyük bir saksıya alarak rahatlatmak gerekebilir.
- Kendiniz için ya da bir tanıdığınıza vermek için bir tane daha aynı çiçekten üretmek isteyebiliriz.
- Bazı çiçekleri harekete geçirmek ya da gelişmelerini sağlamak için budamak gerekir. Budadığımız dalları atmak yerine çoğaltmak bence harika bir deneyim. Bunları yine kendimiz için ya da arkadaşlarımıza hediye etmek için kullanabiliriz.
Ev çiçeklerini çoğaltmak için en uygun zaman nedir?
Bunun için genellikle en uygun zaman havaların çok sıcak ve çok soğuk olmadığı ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Bu sayede yeni bitkiler ve tabii ki ana bitki de kendini toparlamak için uygun bir ortam bulacaktır.
Eğer çok sıcakta ya da çok soğukta bunu yapmak zorunda kalırsak bir süre serin bir yerde saklayarak ona destek olmalısınız. Daha sonra uygun bir yere alabiliriz bitkimizi.
Mümkünse çiçeklenme döneminden sonra yapmakta fayda var.
EV ÇİÇEKLERİ İÇİN PRATİK ÇOĞALTMA YÖNTEMLERİ
1. Keserek çoğaltma / Çelik alma
Sanırım en kolay yöntemlerden biri keserek çoğaltmak yöntemi. Bunu dalından ya da bazen yaprağından alarak yapabiliriz. Bu aldığınız parçaya çelik deniyor. Bunun için en çok kullanılan iki yöntem var. Suda bekleterek kök vermesini sağladıktan sonra dikmek ya da aldığınız çeliği direk uygun şartlarda toprağa dikmek (daldırmak).
Çoğu ev çiçeği bunun için çok uygun. Hatta bazılarını yapraklarından bile çoğaltabiliyorsunuz.
Çelik alırken şunlara dikkat etmek gerekiyor:
- Kestiğiniz parçanın çok küçük bir parça olmamasına dikkat edin. En azından 10 – 12 santim uzunluğunda olursa iyi olur. Üzerinde birkaç boğum olmalı.
- Keserken düz değil 45 derece açıyla kesmeye çalışın.
- Yeni sürgünlerin tutması daha kolay olduğundan bunları tercih edin.
Daldırarak çoğaltma
- Çelik aldığınız parçayı eğer hemen dikecekseniz saksınızı dikim için hazırlayın.
- En alt boğuma yakın yerden kesin ya da uzun bir dal ise boğuma yakın kısaltın. Boğumun bir santim kadar altından olsun.
- Alt yaprakları temizleyin.
- Eğer üzerinde çiçek varsa onları da kesin. Bunlar gereksiz yere bitkinin gücünü alacaktır.
- Saksınızı toprakla doldurun.
- Sivri uçlu bir çubuk ya da belki kalemle toprağın ortasına bir delik / çukur açın.
- Eğer elinizde köklendirmeyi kolaylaştıracak jel ya da toz varsa ona batırın. Direk kutunun içine batırmak yerine kullanacağınız kadarını alıp işlemi dışarda yapın.
- Dik bir şekilde deliğe /çukura yerleştirin.
- Birden fazla filizi / budağı aynı saksıya dikebilirsiniz ama çok sık dikmeyin.
- Dikim işleminden sonra filizin etrafındaki toprağı elinizle hafifçe bastırarak sıkılaştırın. Çok sert şekilde yapmayın ki, filiz zarar görmesin.
- İlk verdiğiniz suya can suyu deniyor. Aşırıya kaçmadan sulayın.
- Yeni diktiğiniz bitkinizi bir süre direk gün ışığından uzak tutun. Özellikle şiddetli güneşten…
- Ben genellikle hassas bitkilerde ya da hava serinse köklendirmeye yardımcı olmak için bir yöntem uyguluyorum. Bir sera etkisi yaratarak köklendirmeyi kolaylaştırıyorum hem de içerdeki nem ve ısı dengesini sabit tutmaya çalışıyorum. Bunun için bir poşeti saksının üzerine geçirip alttan bağlıyorum ya da tam tersini poşetin içine oturtup üstten bağlıyorum. Bir alternatif de boyutları uygunsa pet şişeyi ucundan keserek diktiğim filizin üzerine geçiriyorum.
Suda bekleterek çoğaltma
Bazı ev çiçeklerinin köklenmesi yavaş olduğundan onu biraz yardımcı olabilmek için suda bekleterek köklenmesini sağlayabiliriz. Bazılarının 3 – 4 günde bile kök vermeye başladığını görebiliyorsunuz ama genelde 2 – 3 hafta içerisinde dikmeye hazır hale gelebiliyorlar.
Bazı ev çiçekleri dallarından bazen de yapraklarından çelik alabilirsiniz. Mesela Afrika menekşesini bunun için çok uygundur.
- Suya koyarken yine alt boğuma yakın bir yerden kesin.
- 45 derece eğimle kesmeye çalışın.
- Suya giren yaprakları temizleyin.
- Üzerindeki çiçekleri kopartın.
- Kökler 2 – 3 santimi bulduğunda toprağa dikmeye hazırdır.
- Çok büyük olmayan bir saksı alın ve uygun toprakla 3’te 2’sini doldurun.
- Saksının ortasına köklerin zarar görmeden yerleştirebileceğiniz büyüklükte bir çukur ya da delik açın. Köklerin boyutundan biraz daha geniş olmasına dikkat edin.
- Bitkinizi deliğe / çukura yerleştirin.
- Üzerine toprakla örtün. Ama bunu sert olmayacak şekilde yapmaya çalışın ki, kökler zarar görmesin. Bazıları gerçekten narin olabiliyor.
- Saksının geri kalanını da toprakla doldurun. Çok hafifçe filizin etrafında yavaşça bastırarak yerini sağlamlaştırın. Yine bu konuda çok dikkatli olun.
- Gerekiyorsa köklere zarar vermeyecek şekilde yanına bir çubuk dikerek destek olun.
- Kökler geliştiğinden saksıya daha hızlı adapte olacaktır ama yine yukarda bahsettiğim sera sistemini kısa bir süre burada da uygulayabilirsiniz.
- İlk 1 – 2 gün direk güneşten uzak tutmaya çalışın.
Yapraktan çoğaltma
Bazı bitkiler her şekilde büyümeye can atıyorlar. Bu tür bitkileriniz varsa gerçekten şanslısınız. Mesela Afrika menekşesi, telgraf çiçeği, pilea / para çiçeği yapraktan üremeye çok uygun. Bunları yukarıda bahsettiğim gibi ya suda bekleterek köklenmelerini sağlayıp dikebilirsiniz ya da direk uygun şekilde toprağa dikebilirsiniz.
Ama asıl yapraktan kolayca çoğalanlar sukulentler. Ben sukulentlere çok sonradan merak saldığımdan bu yöntemi de çok geç keşfettim. Öğrendiğimde hemen denedim ve 3 – 4 gün gibi kısa sürede hareketlenen yaprakları görünce bundan sonra tek bir yaprağı bile ziyan etmez oldum. Bu sayede ürettiğim her çiçeği meraklılarına hediye etme fırsatım oluyor.
Bunun için yapmanız gereken mümkünse düşen yaprakları ayrıca bir yerde ya da çiçeğin dibinde düz bir şekilde bırakmak. Ayrı bir yerde yaparsanız bana göre daha iyi olur. Çünkü bu yaprakları sulamak için püskürtme yöntemi tavsiye edildiğinden ana çiçeğe zarar verme ihtimaliniz olabilir. Zira, sukulentler püskürtme yöntemini çok sevmiyorlar, dipten sulamak onlara daha iyi geliyor.
Daldırma yöntemi (yukarıdakinden farklı)
Bu da benim sonradan öğrendiğim bir yöntem… Burada bitkinin bir dalını (buna uygun esnek bir yapısı olması lazım) eğerek bir kısmı toprağa gömülüyor. Dalın uç kısmı yine dışarıda bırakılıyor. Bir süre sonra dalın toprak altında kalan kısım köklendiğinde o bölümü keserek topraktan çıkartılıp yeni yerine dikiliyor.
Uygun çiçeklerle hiç sıkıntısız yararlanabileceğiniz bir yöntem. Yasemin, sarmaşık gül, fil bahri ya da hanımeli bunun için oldukça uygun bitkiler.
2. Bölerek çoğaltma
Bu işlem kesme yönteminden biraz daha hassasiyet isteyen bir işlem. Çünkü köklerinden bölmek isterken ana bitkiye zarar vermek mümkün o yüzden dikkatli olmakta fayda var.
Kökten bölme
- İşlem yapacağınız yere genişçe bir örtü ya da naylon sererek başlayın ki, toprakları boşa harcamayalım. Tabii, ortalığı da dağıtmayalım.
- Çiçeği gövdesinin toprağa yakın yerinden tutarak nazikçe çekerek saksıdan çıkarın.
- Bazı çiçekler saksıyı çok sardığından zorlanabilirsiniz ama bunu iki tarafından kavrayarak yaparsanız daha kolay olacaktır.
- Büyük ihtimal kökler saksıyı kapladığından çok az toprak kalmıştır. Kökleri topraktan temizleyerek gövdeleri birbirinden ayırın. Tek tek ya da birkaç tanesini bir arada olacak şekilde gruplayın.
- Toprağını hazırladığınız saksıya yarıya kadar toprak koyun. İçerisine, bir oyuk / çukur oluşturacak şekilde toprağı açın. Çiçeğinizi gövdesinden tutarak saksıya yerleştirin. Saksıyı toprakla doldurun.
- Yine köklere zarar vermeyecek şekilde gövdenin etrafındaki toprağı hafifçe bastırarak yerleşmesini sağlayın. Gerekiyorsa biraz daha toprak ekleyin.
- Can suyunu vererek serin bir yerde ya da direk güneş almayacak yerde birkaç gün saklayarak kendine gelmesini sağlayın.
- Sonrasında çiçeğin istediği şartlara uygun bir yere yerleştirin.
- İlk 1 – 2 gün direk gün ışına çıkarmayın ki kendine gelebilsin.
Bu işlemleri bahçedeki bir çiçeğe yapacaksanız. Öncelikle gövdenin toprakla buluştuğu yerden değil daha genişçe bir yerden etrafını kazın. Kazdığınız yerden bel ya da kürek ile çiçeği yerinden çıkarın. Yine köklerdeki toprağı temizleyin ve uygun şekilde bölerek, istediğiniz alanlara dağıtarak tekrar gömün.
Soğanları ayırma
Lale, nergis, sümbül gibi soğanlı bahçe çiçeklerini evde ya da balkonda yetiştirmeyi tercih edebiliriz. Ancak bunları da zamanla bölmek gerekebilir.
Soğanları bölmek için özellikle çiçek açtığı dönemden sonraki bir zamanda yapmaya dikkat edin. Etrafını yine genişçe bir alandan kazın ve küçük bir kürek ile soğanları çıkartın. Çıkardığınız soğanları topraklarını temizleyin ve bölme işlemini gerçekleştirin. Böldüğünüz soğanları yeni bir saksıya ya da toprağa dikiyorsanız aralarında 20 – 25 santim olacak şekilde tekrar dikin. Etrafındaki toprağı bastırarak can suyunu verin.
Soğanlı çiçekleri dikerken özellikle çok derine dikmemek gerekiyor. Eğer böyle yaparsanız soğanlar ya çürür ya da çiçek vermeyecek şekilde körleşiyorlar maalesef. Bunda kural genellikle soğanın büyüklüğünün 1,5 katı derinliğe dikmek.
3. Tohumdan ekerek çoğaltma
Galiba en zor kısım bu. En azından bana göre… Çünkü burada ekim şartlarınız, tohumun durumu gibi birçok şey işin içine girerek durumu zorlaştırıyor maalesef. Ama biraz dikkat ve araştırmayla üstesinden geliniyor, içiniz rahat olsun.
Burada iki yöntem izleyebilirsiniz. Birisi dağınık ekmek yöntemi yani tohumları avucunuzdan belli aralıklarla serperek dikmek. Bu yöntemi biraz daha ince tohumlarda tercih edebilirsiniz. Dağınık ektiğinizde tohumların dağılımı da karışık olacağından çıkan fidelerde sık çıkma ihtimalleri var. O yüzden bunlar bir süre sonra şaşırtma işlemi ile asıl dikeceğiniz alana almanız gerekiyor.
Tohumlar biraz daha büyükse bunları sıralı ya da aralıklı dikmeyi deneyebilirsiniz. Bu durumda da her birini tek tek toprağa yerleştiriyorsunuz.
Bahçe çiçeklerinde kolay çimlenen tohumları genelde direk bahçeye dikmeyi tercih etsem de genelde önce bir saksı da fidelemeyi daha sonra asıl yerine almayı tercih ediyorum. Geniş bir saksı ya da eski yayvan kap bunun için kullanışlı oluyor.
Öncelikle toprağın iyi hazırlanması gerekiyor. Eğer tohumlar çok küçükse toprağınızı da elinizle ya da elek yardımıyla iyice inceltin. Tohumlarınızı eğer dışardan aldıysanız dikim talimatlarına uygun ya da internette bulduğunuz dikim şartlarına göre toprağa serpin ya da sıra ile dikin. Üzerine genelde çok fazla toprak atmamak gerekiyor. 1 cm kadar toprak yeterli oluyor.
Sulama ve ışık faktörü
Tohumların kolayca çimlenebilmesi için iyi bir sulama yapılması gerekiyor. Tohumları diktikten sonra sularkan dikkat edilecek en önemli kısım suyu direk boşaltmak yerine varsa ucu süzgeçli bir sulama kabıyla aralıklı olarak sulamak. Eğer böyle bir aracınız yoksa elinizle serpme yöntemini de kullanabilirsiniz. Direk üzerine döktüğünüzde suların akmasıyla tohumların tek bir yerde toplanmasına ve üst üste gelmelerine sebep olabilirsiniz.
Başka bir seçenek de toprağı hazırladıktan sonra iyice sulamak ve üzerine tohumları atmak. Sonra da üzerini yine toprakla kapamak. Ben genelde dikkat ederek birinci yöntemi kullanmaya çalışıyorum.
Daha sonra üzerine bir naylonla sarıp etrafını bağlayın ya da lastikle sabitleyin. Böylece hem nem hem de içerdeki sıcaklığı korumuş ve dengelemiş oluyorsunuz.
Bundan sonra da düzenli olarak kontrol ederek toprağın kuru kalmamasını sağlamak gerekiyor. Sıcak ortamlarda çimlenme daha kolay olur. Tabii ki, çok sıcaktan bahsetmiyorum. Hava akımının olmadığı ılık bir yerde saklarsanız çimlenme daha çabuk olur. Koyduğunuz yerin ışık alan bir yer olmasına da dikkat edin. Aksi takdirde fidelerinizin çok cılız çıkmasına neden olursunuz.
4. Aşılama
Aşılama bahçede meyve ağaçları için eskiden çok kullandığımız bir yöntemdi. Dedem sık sık yapardı ama ben şahsen denemedim. Ama yapılışını birçok kez gördüm.
Buradaki yöntemde bir genç ağaç seçiyorsunuz ve üretmek istediğiniz ağaçtan aldığınız bir parçayı bir şekilde kaynak yaparak tek bir bitki elde ediyorsunuz.
Bunu yaparken ana ağacın dalına ya da çok büyük değilse gövdesine bir çentik atılıyor ve asıl aşılanacak dal bunu içine yerleştiriliyor. Etrafı çamurla sıvanarak bir naylonla sarılıyor. Genelde sonbaharda yapılan bu işlem sonucunda baharda yeşillenen dal bu şekilde gelişimine devam ediyor.
Biraz tecrübe isteyen bir iş, ben dediğim gibi hiç denemedim ama yöntemlerden bahsederken eksik olmaması için buraya koymak istedim. Biraz daha detaylı bilgili için bu kaynaktan yararlanabilirsiniz.
Çiçeklerle ilgili şu yazılarıma da göz atmayı ihmal etmeyin:
KIŞIN AÇAN ÇİÇEKLER – HER MEVSİM RENKLİ BAHÇELER
Seyahat etmeyi seviyorsanız güncel geziler ve fotoğraflar için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorumlar kapandı...