Prag gibi güzel bir şehirdeyseniz ve gezecek bir sürü yer varsa insan nereden başlayacağını bilemiyor. Ama şu da aklınızda olsun, şehir merkezi küçük olduğundan gününüz az da olsa Prag’da gezilecek yerlerin tamamını neredeyse görmeniz garanti.
Vltava Nehri ile bölünen şehir sizi ister istemez planlı bir geziye yönlendiriyor. İlk günü eski şehir merkezine, ikinci günü kale bölgesine, 3. günü de Kampa bölgesine ayırabilirsiniz mesela.
Aslında bu üç bölge arasında kesin çizgiler yok tabi… Zaten Charles Köprüsü’ne belki gün içinde yolunuz birkaç kere düşecek… Hatta mutlaka düşürün de. Çünkü hem gün batımında hem de gün doğumunda buradan şehri seyretmek harika oluyor.
Kafka Müzesi’ne giderken park gibi küçük bir açıklık göreceksiniz. Buraya inip kuğulara ördeklerle yakınlaşarak köprünün en güzel görüntüsünü de burada izleyebilirsiniz.
Köprülerin yanı sıra nehir üzerindeki adalar da çok güzel… Vaktiniz kaldıysa bunlara da uğramayı unutmayın.
Prag’ı gezerken ihtiyacınız olacak bilgilerin tamamı PRAG GEZİ REHBERİ – HARİKALAR DİYARI yazısında… KARLOVY VARY notlarım için bu yazıya göz atabilirsiniz… İşte size detaylı PRAG GEZİLECEK YERLER listesi…
STARE MESTO BÖLGESİ
Eski Şehir Meydanı (Staromestske Namesti – Old Town)
Prag’ın yüzyıllardır en önemli meydanı olmuş. Rengarenk binalarla çevrili meydan adeta şehrin kalbi. Birçok şey burada gerçekleşiyor. Astronomik Saat Kulesi, Eski Belediye Binası ve Meryem Ana Kilisesi (Tyn Kilisesi) meydanın en göze çarpan binaları.
Eski Belediye Binası’nın bünyesindeki Astronomik Saat Kulesi’nin altında biriken kalabalık görüyorsanız anlayın ki, saat başı yaklaşıyor. Her saat başı, kulenin alt bölümündeki saatin kapakları açılıyor ve içerisinden çıkan heykeller, çan sesleri eşliğinde dolanarak bir tur atıp geri giriyorlar… Kulesine mutlaka çıkın… 60 metre yüksekliğindeki kuleden meydanın ve şehrin görüntüsü harika…
Gotik akımının en gösterişli eserlerinden biri olan Meryem Ana Kilisesi (Church of Our Lady Before Tyn) ise meydanın baş köşesinde. İçi de dışı kadar etkileyici ama gezmek için saat 16.00’dan önce orada olmalısınız.
Meydana açılan her sokakta gezmeye değer birçok şey var. Kinsky Sarayı, kafeleri, kiliseleri restoranları, küçük müzeleri, hediyelik eşyalar satan dükkanları ile uzun süre buradan ayrılamayacaksınız.
Ünlü Noel pazarı da bu meydanda kuruluyor.
Charles Köprüsü (Karluv Most)
Şehrin en önemli simgelerinden olan Charles Köprüsü adeta bir açık hava müzesi. 1400’lü yıllarda tamamlanan köprü 600 yıldır birçok sel baskınına göğüs germiş. Gotik tarzda yapılmış köprü kendisini inşa ettiren İmparator IV. Charles’ın (Çekler Karl diyor) adıyla anılıyor. Üzerinde yer alan 30 heykelin hepsi çok özel ama özellikle bir tanesine uğramadan geçmiyor buraya gelenler. Yaklaştığınızda John of Nepomuk Heykeli’nin hangisi olduğunu anlıyorsunuz zaten. Milyonlarca kişinin dokunarak aşındırdığı yer, hemen göze çarpıyor. İnanışa göre buraya dokunursanız bir gün Prag’a mutlaka geri geliyormuşsunuz.
Sabah akşam her zaman çok hareketli köprüde el sanatları eserlerinin yapıldığı birçok tezgâh var. Şehri izlemek için en güzel noktalardan biri. Mümkünse mutlaka bir sabah gün doğumunu buradan izleyin. Köprünün kulelerine de çıkılıyor.
Yahudi Mahallesi (Josefov – Jewish Quarter)
Eski şehrin en önemli bölümlerinden biri de Yahudi Mahallesi olarak bilinen Josefov… Şehirdeki Yahudi geçmişine dair birçok şey göreceksiniz bu bölgede… Çok ayrı bir hikayesi var buranın. Eski Yahudi Mezarlığı, Prag Yahudi Müzesi, Eski-Yeni Sinagogu, İspanyol Sinagogu, Jeruselam Sinagogu burada görebileceğiniz yerlerden birkaçı…
Hemen yanı başında ise bir sürü büyük markanın yer aldığı şehrin en pahalı caddesi olan Parizska Caddesi uzanıyor.
Sokaklarda gezerken ünlü Kafka heykellerinden birini burada görebilirsiniz.
Ulusal Müze (The National Museum)
Şehrin önemli meydanlarından olan Wenceslas Meydanı, Ulusal Müze kapsamındaki tarihi binaya da ev sahipliği yapıyor. 1962 yılında tamamlanan göz alıcı bina, Ulusal Müze’nin 11 binasından biri. Restorasyondan geçtikten sonra 2018 yılında tekrar açılan binada doğa ve tarih üzerine birçok eser bulunuyor.
Ulusal Kütüphane (Klementinum)
Charles Köprüsü’nün hemen yanı başındaki tarihi kompleks, daha önceleri manastır ve üniversite olarak hizmet vermiş. Şimdi ise bir kütüphaneye çevrilmiş. Belki de dünyanın en güzel kütüphanelerinden biri. Kulesini de gezebiliyorsunuz. Şehir manzarası için güzel noktalardan biri. Rehberli turlarla gezebileceğiniz kütüphanede turlar, her 30 dakikada bir var ve 50 dakika kadar sürüyor.
Hemen karşısında ise Prag Belediye Kütüphanesi var.
Eski şehir bölümünde, Barut Kulesi (Powder Tower), Dum U Minuty Evi, St. Nicolas Kilisesi de görebileceğiniz diğer yerler.
Müzeleri seviyorsanız Prag Şehir Müzesi, Mucha Müzesi, DOX, Seks Müzesi, İşkence Müzesi, Wax Müzesi de gezebileceğiniz diğer müzelerden birkaçı…
MALA STRANA BÖLGESİ
Franz Kafka Müzesi
Köprüden geçip sağ döndüğünüzde hemen karşınıza çıkıyor Franz Kafka Müzesi. 20. yüzyıl edebiyatının önemli isimlerinden Prag doğumlu Franz Kafka’nın yaşamı ve çalışmalarıyla ilgili doküman ve belgelerin yer aldığı müzenin bir de alışveriş yapabileceğiniz küçük mağazası var.
Bahçesinde ise David Černý’nin ünlü heykellerinden olan “The Piss” (İşeyen Adamlar) isimli eseri var.
U Luzickeho Seminar
Bu sokak Prag’ın en dar sokağı olarak ün yapmış. Bir insanın ancak sığabildiği sokak, Charles Köprüsü’nden Kafka Müzesi’ne giderken hemen sağda… Sıkışıklığı önlemek için de hemen başına bir trafik ışığı koymuşlar.
HRADCANY BÖLGESİ
Prag Kalesi
Şehirle bütünleşen Prag Kalesi ise Hradcany bölgesinde yer alıyor. Şehre tepeden bakan kale, 570 metre uzunluğuyla “Dünyanın en uzun kalesi” olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş. Uzun yıllar kraliyet ailesine ev sahipliği yapan kale artık devlet başkanını ağırlıyor. Görkemli St. Vitus Kilisesi, Eski Kraliyet Sarayı, kuleleri, zindanları, küçük oyuncak müzesi, parkı, kafeleri ve seyir terasıyla yarım gününüzü alacak bir yer.
Kale, katedral, saraylar, bazilika, Altın Yol ve Prag Kalesi’nin hikayesinin anlatıldığı serginin de içinde olduğu her şey dahil bir bilet almak istiyorsanız ücreti kişi başı 350 CZK, aile bileti ise 700 CZK…
Ayrıca kaleye çıkan yol üzerinde hediyelik eşya satan ve sanat eserleri bulabileceğiniz bir sürü dükkan var.
St. Vitus Kilesi
Ülkenin en önemli kilisesi olan St. Vitus, Prag Kalesi’nin avlusunda inşa edilmiş. Görkemli bir girişle sizi karşılayan binanın içerisindeki vitraylar ve tavanı da çok etkileyici… 96 metrelik kulesine dilerseniz 297 merdivenle çıkabiliyorsunuz. Ücretsiz gezilebiliyor.
Bu arada akşam saatlerinde birçok kilisede düzenlenen konserler, Prag’ın özel etkinliklerinden… Programlarını, gündüz gezerken kiliselerin önlerindeki duyuru tabelalarından takip edebilirsiniz.
Altın Yol (Golden Lane)
Orijinali 16. yüzyılda kurulan cadde, Prag Kalesi’nin sınırları içerisinde yer alıyor. Adını 17. yüzyılda burada yaşamış altın ustalarından almış. 1950’lerde rengarenk boyanan evler artık hediyelik eşya dükkânı olarak kullanılıyor. Gezmek ücretli. Prag Kalesi için aldığınız bileti burada da kullanabiliyorsunuz.
Metronom ve Letna Park
Şehrin ilginç sembollerinden biri de Metronom… Metronum kendisi yakından pek dikkat çekici değil ama içinde yer aldığı Letna Park çok güzel… Ayrıca parka çıkış yolu Vltava Nehri’ndeki köprüleri sırasıyla görebileceğiniz ve şehre tepeden bakabileceğiniz çok güzel manzaraya sahip.
Strahov Manastırı ve Strahov Kütüphanesi
Tepelerdeki manastırın geçmişi 1140 yılına dayanıyor. Şu anki halini 17. ve 18. yüzyıllarda almış. İçindeki kilisesi ve muhteşem kütüphanesi yolunuzu buralara düşürmenize değecek güzellikte.
KAMPA BÖLGESİ
Şehri gezerken biraz ihmal edilen bir bölge ama bence burada da diğer yerler kadar güzel ve özel yerler var. 2 günden fazla kalıyorsanız 1 gününüzü mutlaka buraya ayırın.
Lennon Duvarı
Lennon’un ölümünden sonra ismi bilinmeyen bir sanatçı bu duvara Lennon’un resmi yapar ve şarkı sözlerini yazar. Sonrasında komünist rejime eleştirmek isteyenler tarafından duvara yazılar, grafitiler eklenmeye devam eder. O dönem bu yazıları yazanları alkolikle, serserilikle suçlar hükümet. Hatta birkaç kez tamamen boyayarak yok etmeye çalışır duvarı ancak her seferinde yeniden boyanır. Barışın ve sevginin simgesi olarak görülen duvar, artık şehrin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri…
Petrin Tepesi
Petrin Tepesi, Charles Köprüsü’nden baktığınızda üzerinde Eyfel benzeri kulenin yer aldığı tepe… Uzak gibi görünmesine karşın, 15-20 dakikalık bir yürüyüşle en tepeye ulaşıyorsunuz. Ben her seferinde ertelemiştim ama buraya çıkmak üçüncü gidişime kısmetmiş. Güzel bir parkın içerisinden geçerek en tepeye çıkıyorsunuz.
Hava güzelse hem piknik yapar hem de en tepedeki kuleyi ve binaları ziyaret edebilirsiniz. Şehri farklı bir yerden izlemek istiyorsanız burayı mutlaka gezi rotanıza alın.
Başka neler var?
Danseden Bina (Dancing House)
Dünyada pek çok ünlü esere imza atan Frank Gehry imzalı “Danseden Bina” şehrin sembollerinden biri. Asıl adı ise “Fred ve Ginger” imiş… Yan taraftan baktığınızda bir kadınla bir erkeğin dansını anımsatan yapısı onun bu takma isim ile anılmasını sağlamış. Nehir kıyısından Naplavka boyunca yürüyerek 15-20 dakikada buraya ulaşabilirsiniz. Akşam yemeğiyle birleştirerek en üst katındaki barında manzara keyfi de yapılabilir. Rezervasyon gerekebilir.
Ulusal Tiyatro Binası (The National Theatre)
Charles Köprüsü’nden baktığınızda görünen bu harika bina, 1881 yılında yapılmış. Dışı kadar içi de muhteşem bir mimariye sahip… Açılışından sadece günlerce sonra bir yangın sonucu hasar gören bina için ulusal kampanya başlatılır. Sadece 47 günde 1 milyon florin toplanır. Onarılan bina 1883 yılında tekrar açılır.
Černý’ Heykelleri
Prag doğumlu dünyaca ünlü sanatçı David Černý’nin eserleri Prag’da farklı bölgelere yayılmış. Eğer meraklısıysanız onları bulabileceğiniz adresler şöyle:
– The Piss – Kafka Müzesi’nin önünde
– Head of Franz Kafka – Spalena 22
– Embryo – Eski şehir içerisindeki Divadlo Na Zábradlí Theatre’ın duvarında / Tricafe’nin karşısındaki binada
– Babies – Kampa Müzesi’nin önünde
– Man Hanging Out – Husova ile Betlemske Namesti caddelerinin kesiştiği köşede
– Brownnosing – Futura Gallery
– Saint Wenceslas – Lucerna Atrium’un içerisinde
Bunlar da var…
Bunlardan başka Prag gezilecek yerler listesinde çok fazla yer var. Mesela öğrenci ve sanatçıların rağbet gösterdiği Zizkov bölgesi, turistlerin yeni keşfetmeye başladığı Karlin bölgesi, sanat galeriyle ünlü Holesevice bölgesi ve hem alışveriş hem de yeme-içme seçenekleri bulabileceğiniz yerleriyle Nove Moste olarak geçen şehrin “yeni” bölümü fazladan zamanınız varsa değerlendirebileceğiniz yerlerden birkaçı…
PRAG’DA BAŞKA NELER YAPILIR?
Karlovy Vary
Prag’a 128 kilometre mesafedeki KARLOVY VARY‘ye 2 saatte gidiliyor. Prag’dan daha masalsı, tepelerin arasındaki bu kaplıca şehrinde ne yapılır demeyin… Sokaklarında dolanıp, parklarında oturmak bile bir ömre bedel… Ayrıca bir dönem Atatürk’ün de bu küçük şehirde kalması buraya (bizim için) ayrı bir önem katıyor.
Terezin Nazi Kampı
Nazilerin toplama kampı olan Terezin 1941 yılında kurulmuş. Aslında bir toplama kampı olmasına rağmen maalesef binlerce insan buradan çıkmayı başaramamış. Girişte büyük bir mezarlık karşılıyor sizi. 10 bin kişinin yattığı mezarlığı ve büyük acıların yaşandığı kampı içiniz burkularak bazen de gözyaşlarıyla geziyorsunuz. Prag’a 1 saat kadar uzaklıktaki Terezin Kampı’na turlarla veya metro-otobüs aktarmasıyla gidebilirsiniz. Toplu taşımayı kullanacaksanız önce kırmızı hat ile Nadrazi Holosovice metro durağına gidip oradan da kampa gelen otobüslere binmeniz gerekiyor.
Kutna Hora
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan şehir, ülkenin “ulusal hazine” olarak gördüğü yerlerden biri. 13. yüzyılda gümüş madenleri ile zenginleşen şehir Almanlarla Çekler arasında yıllarca çekişmelere sebep olmuş. II. Dünya Savaşı’nın ardından önce Çekoslavakya’ya sonra da Çek Cumhuriyeti’ne geçer. Harika mimarisiyle etkileyici şehir, Prag’a sadece bir saatlik mesafede…
Dresden
2 saatlik mesafede olan Dresden, hem tarihi yerleri hem de alışveriş imkanlarının çokluğuyla Prag’a gidenlerin tercih ettiği yerlerden. Nehir kıyısına kurulu güzel şehre biraz Almanya havası almak ve güzel biralarının tadına bakmak için gidilebilir.
Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorum
Harika bir yazı, aradığım her sorunun cevabını buldum. Emeklerinize sağlık 🙂