Bir İspanyol şarkıcı, Sevilla için “Sevilla, cenneti hayal etmek gibidir” demiş. Gerçekten de bu şehre adım attığınızda bambaşka bir dünyanın kapılarını aralamış gibi oluyorsunuz. Özellikle Arap-İspanyol tarzının izlerini ilk kez burada keşfediyorsanız, Sevilla’nın büyüsü sizi hemen sarıyor. Endülüs’ün gözbebeği olan bu şehir, tarihî ve kültürel zenginliğiyle keşfetmeye değer. Gelin, Sevilla’da gezilecek yerler nereler detaylıca bakalım.
Endülüs bölgesinde yer alan, tarih, mimari ve sanatın bir araya geldiği büyüleyici bir şehir burası. Guadalquivir Nehri’nin kıyısında bulunan şehir, İspanya’nın tek nehir limanlarından biri, aynı zamanda en büyük dördüncü büyük şehri.
Bir zamanlar kültürün merkezi, Müslüman İspanya’nınsa başkentiymiş. Bir zamanlar yeni dünyaya açılan bir kapı olarak, farklı kıtalardan gelen zenginliklerle gelişti ve büyüdü. Bugün ise etkileyici Endülüs mimarisi, tarihî mirası ve tabii ki, ünlü flamenko gösterileriyle öne çıkıyor.
Biraz tarih…
Sevilla, Endülüs’ün kalbi ve İspanya’nın en büyüleyici şehirlerinden biri. Farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan bu şehir, Roma döneminde Hispalis adıyla anılıyordu. 8. yüzyılda Endülüs Emevîleri’nin yönetimine geçerek İslam kültürünün önemli merkezlerinden biri hâline geldi. Bugün Alcázar Sarayı, bu ihtişamlı dönemin en görkemli yapılarından biri olarak ayakta duruyor.
1492’de Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfetmesiyle Sevilla, İspanyol İmparatorluğu’nun en önemli ticaret merkezi hâline geldi. Guadalquivir Nehri sayesinde Avrupa ve Amerika arasındaki en stratejik bağlantı noktalarından biri oldu. Bu dönemde şehir, büyük bir kültürel ve mimari gelişim yaşadı. Gotik tarzıyla göz kamaştıran Sevilla Katedrali ve içinde yer alan Kolomb’un mezarı, bu görkemli tarihin bir simgesi olarak hâlâ ziyaretçilerini ağırlıyor.
Günümüzde Sevilla, geçmişiyle modern dokuyu ustalıkla harmanlayan, canlı ve enerjik bir şehir. Daracık sokakları, görkemli barok yapıları ve her köşede yankılanan flamenko ezgileriyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Şehrin ruhunu hissetmenin en iyi yolu ise bir tapas molası verip, eski zamanların atmosferini soluyarak sokaklarında kaybolmak…
İlk defa bu yazıya denk geldiyseniz Endülüs planları yaparken ihtiyacınız olan tüm bilgilere buradan ulaşabilirsiniz: ENDÜLÜS GEZİ REHBERİ
Sevilla’ya gitmeden önce bilmeniz gerekenler
- Sevilla’yı keşfetmek için en az 3 gününüzü buraya ayırın.
- Real Alcazar ve Sevilla Katedrali’ni aynı gün ziyaret etmeyin. İkisi de oldukça büyük mekanlar olduğundan hem yorucu olacak hem de gerekli zamanı ayıramayabilirsiniz.
- Bütçeniz kısıtlı ise her hafta katedral ve Giralda Kulesi için dağıtılan ücretsiz 300 biletten birin kaçırmayın. Pazartesi-Cuma her gün 2-3 gün arasında giriş yapabiliyorsunuz. Bilgi için buraya bakabilirsiniz.
- Birçok yer için yaz ayları gitmekten kaçının, derler ama Sevilla için asla kötü zamanı yok diyorlar. Yaz aylarında Sevilla oldukça sıcak olabilir. Ancak şehirde bolca gölgeli alan ve klimalı mekân bulunduğundan, her mevsimde keyifle gezilebilir.
- Birbirinden etkileyici iki bahar festivali var, mutlaka not edin. Biri benim de görme şansı bulduğum Semana Santa, diğeri Feria de Abril. Her ikisinin de tarihleri her yıl değiştiğinden o yılın tarihlerini kontrol edin.
- Araç kullanmaya niyetliyseniz bazı şehirlerde şehir içine araba sokamadığınızı, birçok yerde tek yön sokaklar olduğunu ve özellikle park ücretlerinin yüksek olduğunu aklınızda bulundurun.
- İspanya kültüründe yemek çok geç yeniyor. O yüzden saat 20.00’den önce yemek servisi bulamayabilirsiniz.
- İspanyalar da bizim gibi yanaktan öpüşüyorlar. Bize çok yabancı gelmese de Avrupalılara bu oldukça şaşırtıcı geliyormuş.
- Bahşiş veriliyor ama şart değil…
- Sevilla genel olarak İspanya’nın en güvenilir şehirleri arasında gösteriliyor ama yine de ufak tefek cep hırsızlıklarına denk gelebilirsiniz. O yüzden kalabalıklarda ve yoğun saatlerde çok dikkatli olun.

Sevilla’ya nasıl gidilir?
Uçak ile;
Sevilla’ya uluslararası uçuşlarla Sevilla San Pablo Havalimanı’na (SVQ) ulaşabilirsiniz. Son yıllarda Türkiye’den de Sevilla’ya direkt uçuşlar düzenlenmeye başladı. Ayrıca Avrupa’nın birçok büyük şehrinden Sevilla’ya doğrudan uçuş bulmanız mümkün. Bilet ararken, en yakın büyük şehirlerden biri olan Malaga’yı da göz önünde bulundurun. Malaga’dan Sevilla’ya trenle veya otobüsle oldukça rahat bir şekilde ulaşabiliyorusunuz.
Sevilla ve Malaga için UYGUN FİYATLI UÇAK BİLETLERİ’ni buradan kontrol edebilirsiniz.
Havalimanından şehre ulaşım;
Havalimanından şehir merkezine otobüs, taksi ile ulaşmak mümkün. Otobüs en ekonomik seçenek! Sevilla Havalimanı ile şehir merkezi arasında çalışan EA (Especial Aeropuerto) otobüs hattı, Plaza de Armas otobüs terminaline kadar gidiyor. Yolculuk süresi yaklaşık 35 dakika, bilet ücreti ise 4 euro (tek yön), 6 euro (gidiş-dönüş). Otobüs, Prado de San Sebastián, Santa Justa Tren İstasyonu ve şehir merkezindeki önemli noktalardan geçerek merkeze ulaşıyor. 07.00 – 00.00 saatleri arasında yaklaşık 15-20 dakikada bir sefer düzenleniyor.
Daha hızlı ve konforlu bir seçenek arıyorsanız taksiyi tercih edebilirsiniz. Havalimanından şehir merkezine sabit ücret uygulaması var: 20-25 euro (gündüz), 25-30 euro (gece ve hafta sonu). Yolculuk yaklaşık 15-20 dakika sürüyor.
Daha rahat bir ulaşım isterseniz de özel transfer hizmetlerinden faydalanabilirsiniz. Önceden rezervasyon yaptırarak şoförlü araçlarla otelinize veya belirlediğiniz noktaya doğrudan gitmek isterseniz bunun ücreti 30-50 euro arasında değişiyor.
Araç kiralamak da başka bir seçenek ama farklı şehirlere gitmeyecekseniz Sevilla’da araca ihtiyacınız olacağını düşünmüyorum. Zaten otopark Sevilla’da büyük dert.
Tren ile;
Madrid veya Barselona gibi başka şehirlerden geliyorsanız, hızlı trenler (AVE) sayesinde Sevilla’ya kolayca ulaşılabiliyor. Madrid – Sevilla arasındaki yolculuk yaklaşık 2,5 saat Barselona – Sevilla arasında tren yolculuğu 5-6 saat sürüyor.
Karayolu ile;
Sevilla’ya İspanya’nın birçok şehrinden otobüsle ulaşım mümkün. Şehirdeki ana otobüs terminalleri olan Plaza de Armas ve Prado de San Sebastián’a birçok ulusal ve uluslararası otobüs firmasının sefer bulunuyor. Alsa, Socibus, Flixbus gibi firmaların sitelerinden güncel fiyatları kontrol edebilirsiniz.
Mesafeler:
Sevilla – Madrid yaklaşık 5-6 saat
Sevilla – Barselona yaklaşık 10-11 saat
Sevilla – Ronda yaklaşık 1,5-2 saat
Sevilla – Lizbon yaklaşık 4-5 saat
Farklı şehirlere gitmeyi düşünüyorsanız uygun fiyatlı ARAÇ KİRALAMA seçenekleri için buraya göz atabilirsiniz.
Ben Endülüs’teki ilk durağım Sevilla’ya Portekiz üzerinden gittim. Bu seyahatime aslında Londra’dan başladım. Uçakla önce Porto’ya geldim, oradan trenle Lizbon’a geçtikten sonra buradan da otobüs ile Sevilla’ya geçtim ve bölgeyi yine tren ve otobüslerle gezdim. Hatta bu gezimde Tarifa’ya kadar inmişken yaptığım en ilginç seyahatlerden birini yaparak bir gemiyle Cebelitarık’tan Fas’a geçtim ve Türkiye’ye Kazablanka’dan döndüm.
Sevilla nasıl gezilir?
Bölge içinde ulaşım oldukça gelişmiş durumda. Gerek Endülüs’teki diğer şehirler arasında gerekse İspanya’nın diğer şehirlerinden Sevilla’ya tren ve otobüs seferleri bulunuyor. İç hat seferlerinden de yararlanabiliyorsunuz.
Ben de gezerken şehirler arasında otobüs ve tren seferlerini kullandım. Bazı küçük yerlere mesela Ronda’ya Sevilla’dan her gün tren seferi yok, o yüzden planlarınızı yaparken bunları önceden mutlaka kontrol edin.
Otopark sorunu
İspanya’da araç kiralamak oldukça uygun fiyatlı. Endülüs Rehberi’inde de açıkladığım gibi İspanya’da araç kiralamanın birkaç dezavantajı var. Öncelikle tarihi şehirlerde şehir içine araç girişine izin verilmiyor, ayrıca sokaklar çok dar… İzin verilen yerlerde de park ücretleri çok yüksek. Günlük 20 Euro gibi bir ücreti otopark için ayırmanız gerekiyor.
Sadece Sevilla’da kalacaksanız böyle bir sıkıntıya girmeyin, derim. Ama ille de kiralayacağım derseniz de bunun çözümü otopark olan otellerde kalmak ama şunu bilin ki her otelin otoparkı maalesef yok. Rezervasyon yaparken mutlaka sorun. Bir başka çözüm de merkezin biraz dışındaki otelleri tercih etmek. Bu durumda park sorununu daha rahat çözebilirsiniz. Merkeze 15-20 dakikalık yürüme mesafesinde bir otel bulursanız, bu işinizi oldukça kolaylaştırır.
Kendi başınıza gezmek yerine REHBERLİ TUR tercih edenlerdenseniz buraya göz atmanızda fayda var.
Sevilla gezilecek yerlere geçmeden bir notu da paylaşmak istiyorum. Ben son iki yıldır yurtdışında özellikle kısa kalacağım gezilerde internet için e-sim kullanmaya başladım. Denediklerimden biri AIRALO oldu. Bu paketler, yurtiçinde kullandığım operatörün paketlerinden daha uyguna geliyor. Siz de kullanmak isterseniz linki deneyebilirsiniz ve buradaki kodu kullanmanız durumunda ilk kullanımınız için 3 dolar da indirim kazanıyorsunuz. Referans kodu: FIGEN7288
Sevilla’ya ne zaman gidilir?
Bana göre Sevilla’yı ziyaret etmek için en iyi zaman ilkbahar (Mart-Haziran) ve sonbahar (Eylül-Kasım) ayları. Ben mart ayı sonunda gittiğimde hava öylesine güzeldi ki, gündüz tişörtle gezmek mümkün olmuştu. Bahar aynı zamanda portakal çiçeklerinin de açtığı zaman, bu güzel kokular arasında gezmenin de keyfi ayrı oluyor.
Gittiğiniz yerde yerel festivallere katılmayı seviyorsanız doğru yerdesiniz. Başta Semana Santa (mart – nisan), Feria de Abril (Semana Santa’dan yaklaşık 2 hafta sonra), Flemanco Bienali / Festival Internacional de Flamenco (her iki yılda bir eylül/ekim aylarında, çift yıllarda) Sevilla’da düzenleniyor.
Nedir bu SEMANA SANTA derseniz bu konuda daha önce yazdığım bu yazıma göz atabilirsiniz.

Sevilla’da ne kadar kalmalı?
Sevilla’ya bence en az 3 gününüzü ayırmalısınız. Çok vaktiniz yoksa da 2 günden az olmamalı. Endülüs turu yapmayı planlıyorsanız bölge için 10 gün ila 2 hafta arasında bir zamanı ayırmanızı tavsiye ederim.
SEVİLLA’DA GEZİLECEK YERLER
Alcazar Sarayı / Real Alcazar de Sevilla
Mürekkep gibi koyu mavilikte çinileri, nefes kesen bahçeleri ve detaylı işlemeleriyle Alcazar Sarayı, Endülüs’ün en etkileyici yapılarından biri. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu saray, Arap ve Hristiyan mimarisinin muhteşem bir karışımı.
10. yüzyılda bir kale olarak inşa edilen saray yıllar içerisinde genişletilerek bir saraya dönüşmüş. Binanın üst katları hala İspanya kraliyet ailesinin resmi konutlarından biri olarak kullanılıyormuş. Ziyaretçilerse alt katları ve bahçeleri gezebiliyor.
İç avluları, karmaşık Arap süslemelerini ve renkli çinilerle kaplı duvarları, kapıları gördüğünüzde şehirdeki en etkileyici şeylere baktığınızı siz de hissedeceksiniz. Patio de las Doncellas (Bakireler Avlusu), ince sütunları ve detaylı süslemeleri ile sarayın en etkileyici bölümlerinin başında geliyor.
Alcazar’ın bahçeleri ise apayrı bir dünya. Los Baños de Doña María de Padilla (Kraliçe Maria’nın Banyoları), yer altındaki mistik atmosferiyle oldukça etkileyici. Labirent bahçeleri, fıskiyeleri ve narenciye ağaçlarıyla bu bahçeler, sarayın huzur veren bir köşesi olarak öne çıkıyor.
Ayrıca, Alcazar Sarayı Game of Thrones dizisinin çekildiği yerlerden biri olduğu için dizi hayranları arasında da çok popüler.
Genel giriş ücreti: Bileti 35 euro (Çocuklar ve 65 yaş üzeri için indirimli bilet var)
Katedral, Giralda Kulesi’ni gezip ve İspanyol Meydanı’nda bot turu yapacaksanız kombine bilet almak daha ucuza gelebiliyor.
Rehberli tur almak için buraya bakabilirsiniz.
Sevilla Katedrali / Catedral de Santa María de la Sede
Sevilla’nın kalbinde yükselen Sevilla Katedrali (Catedral de Santa María de la Sede), sadece İspanya’nın değil, tüm dünyanın en etkileyici dini yapılarından biri. 1401 yılında eski bir caminin yerine inşa edilmeye başlanan bu görkemli katedral, dünyadaki en büyük Gotik katedrali unvanına da sahip. Büyüklüğüyle göz kamaştırmasının yanı sıra, içinde barındırdığı hazineler ve tarihi olaylarla da dikkat çekiyor.
Katedralin inşaatı başladığında, dönemin dini liderleri iddialı bir hedef koymuş, “Öyle büyük bir katedral yapalım ki, görenler bizi deli sansın!” Sonuç mu, gerçekten de devasa bir yer çıkmış ortaya. Katedralin iç alanı 11.500 m² yani bir futbol sahasından bile büyük.
Sevilla Katedrali bir başka özelliğiyse ünlü kâşif Kristof Kolomb’un mezarına da ev sahipliği yapması. Tabutunu taşıyan dört figür, İspanya’nın dört krallığını (Kastilya, Leon, Aragon ve Navarra) temsil ediyormuş. Ancak ilginç bir detaydan bahsetmezsem olmaz, Kolomb’un kalıntılarının bir kısmının Dominik Cumhuriyeti’nde olduğu da söyleniyor… Yani gerçekten burada mı yatıyor, bu oldukça tartışmalı bir konu.
Katedralin en göz alıcı noktalarından biri, Altın Mihrabı (Retablo Mayor). Tam 18 metre yüksekliğindeki bu muhteşem altar, altın kaplamalarla süslenmiş ve Hristiyanlık tarihinden 45 farklı sahneyi barındırıyor. Bu kadar büyük ve detaylı bir mihrabı yapmak tam 80 yıl sürmüş.
Sevilla Katedrali, Gotik ihtişamıyla ünlü olsa da İslam mimarisinin izlerini de taşıyor. Katedralin iç avlusu Patio de los Naranjos (Portakal Ağaçları Avlusu), Endülüs döneminden kalma ve hâlâ bir caminin ruhunu yaşatıyor. Burada yürürken hem Hristiyan hem de İslami geçmişi hissediyorsunuz.
Genel giriş ücreti: Katedral + Kule 29,99 Euro
Biletinizi Real Alcazar ile kombine alırsanız 49,99 Euro
Katedral ve Alcazar’ı BİR REHBERLİ EŞLİĞİNDE gezmek isterseniz buraya mutlaka göz atın. Böylesine detaylarla dolu yerleri bazen bir rehberle gezmek çok başka bir bakış açısı katabiliyor insana.
Giralda Kulesi / La Giralda
Katedralin en ikonik yapılarından biri olan La Giralda, aslında buradaki eski caminin minaresiydi. 12. yüzyılda Müslümanlar tarafından inşa edilen bu minare, katedral yapıldıktan sonra çan kulesine dönüştürülmüş. En güzel kısmıysa kuleye bir rampa ile çıkılması. O dönem at sırtında çıkan müezzinler düşünüldüğünde oldukça akıllıca bir tasarım olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım. Bugün ise 34 rampa ve birkaç basamak tırmanarak Sevilla’nın en güzel manzarasına ulaşabiliyorsunuz.

İspanyol Meydanı / Plaza de España
Açıkçası burası bir meydandan çok daha fazlası, ben buraya Sevilla’nın Açık Hava Sarayı diyorum. Plaza de España, Sevilla’nın en ikonik noktalarından biri. Muhteşem kemerleri, seramik süslemeleri, romantik kanalları ve büyüleyici atmosferiyle adeta bir açık hava sarayını andırıyor.
1929 yılında düzenlenen İbero-Amerikan Expo Fuarı için inşa edilen meydan o günden beri Sevilla’nın en gözde yapılarından biri olmuş. Plaza de España’nın yarım daire şeklindeki mimarisi, İspanya’nın eski kolonileriyle olan dostane ilişkisini simgeliyormuş. Meydanın merkezi Guadalquivir Nehri’ne bakıyor; bu da İspanya’nın keşifler çağında Amerika’ya açılan kapısı olduğuna bir göndermeymiş.
Meydanda İspanya’nın 52 ilini temsil eden renkli seramik banklar (azulejoslar) bulunuyor. Her biri de o ilin tarihi, kültürü ve önemli olaylarını anlatan mozaiklerle süslenmiş.
Plaza de España’nın ortasında 500 metrelik bir kanal var ve buradan gondolla gezmek mümkün ama sadece 500 metre olduğunu unutmayın. “Sevilla’nın küçük Venedik’i” olarak anılan gölette küçük bir ücret karşılığında kürek çekerek dolaşabiliyorsunuz.
Bu meydan, Hollywood’un da gözdesi: Star Wars: Attack of the Clones ve Lawrence of Arabia ve The Dictator gibi ünlü filmlerin bazı sahneleri burada çekilmiş.
Plaza de España’nın en dikkat çeken özelliklerinden bir diğeriyse seramik işçiliği. Endülüs’ün ünlü azulejo (çini) sanatının en güzel örnekleri burada görülebiliyor. Renkli kemerler, mozaikler ve desenlerle dolu yapı, Endülüs’ün sanat mirasını yaşatan en önemli eserlerden.

Azulejosları anlattığım PORTO GEZİLECEK YERLER yazım belki ilginizi çekebilir.
Metropol Parasol
Sevilla’nın tarihi dokusuna modern bir dokunuş ekleyen Metropol Parasol, adeta şehrin geleneksel mimarisine meydan okuyan devasa bir sanat eseri. Dünyanın en büyük ahşap yapısı unvanına sahip bu devasa mantar formundaki yapı, yerel halk arasında “Las Setas” (Mantarlar) olarak da biliniyor. Yapı, Sevilla’nın en eski meydanlarından biri olan La Encarnación Meydanı’nda yükseliyor ve görenleri kendine hayran bırakıyor.
Metropol Parasol, Alman mimar Jürgen Mayer tarafından tasarlanmış ve 2011 yılında tamamlanmış. Yapının en dikkat çeken özelliği, tümüyle ahşaptan yapılmış olması. Modern inşaat teknikleriyle geleneksel malzemeleri birleştiren bu sıra dışı yapı, 150 metre uzunluğunda ve 26 metre yüksekliğinde.
İnşaat sırasında Sevilla’nın tarihiyle bağlantılı bir keşif de yapılır: Kazılarda Roma dönemine ait kalıntılar bulunur. Bu nedenle, projenin tamamlanması uzun yıllar alır. Bugün Metropol Parasol’un altında, bu kalıntıların sergilendiği Antik Roma Müzesi (Antiquarium) bulunuyor.
Yapının en etkileyici yerlerinden biri seyir terası. Çatıya çıktığınızda, Sevilla’nın en güzel panoramik manzarasını izleyebiliyorsunuz. Özellikle gün batımında buradan katedralin kuleleri, eski şehir merkezinin dar sokakları ve Guadalquivir Nehri büyüleyici bir şekilde görünüyor.
Sevilla, yaz aylarında inanılmaz sıcak olabilen bir şehir. Metropol Parasol’un tasarımı, geleneksel Arap sokaklarının gölgelik sistemlerinden ilham alınmış ve bu nedenle meydanda yürürken doğal bir serinlik hissediyorsunuz. Yani estetik olduğu kadar işlevsel de bir yapı olmuş.
Bu devasa yapının alt katları ise pazar yeri olarak kullanılıyor, içerisinde restoranlar ve kültürel etkinlik alanları bulunuyor. Konserler, tiyatro gösterileri ve sanat sergileri için de sıkça kullanılan bir mekân.
Genel giriş ücreti: 16 Euro
Triana Mahallesi
Flamenko’nun doğduğu yerlerden biri olan Triana, şehrin en otantik bölgelerinden. Dar sokakları, renkli evleri ve tapas barları ile Sevilla’nın yerel hayatını deneyimleyebileceğiniz yerlerin başında geliyor.
Triana Seramik Merkezi / Centro Cerámica Triana
Sevilla’nın ünlü Triana Mahallesi, geleneksel Endülüs çini ve seramik sanatının doğduğu yerlerden biri olarak gösteriliyor. Centro Cerámica Triana, buradaki eski bir seramik atölyesinin restore edilmesiyle kurulmuş. Müzede Sevilla’nın çini sanatına dair tarihi eserler, üretim teknikleri ve renkli seramik panolar görebiliyorsunuz. Ayrıca buradaki seramik dükkânlarında geleneksel azulejo çinilerinden satın alma şansınız var.
Sevilla Güzel Sanatlar Müzesi / Museo de Bellas Artes de Sevilla
İspanya’daki en önemli sanat galerilerinden biri olan bu müze, Murillo, Zurbarán ve Valdés Leal gibi ünlü İspanyol ressamların eserlerine ev sahipliği yapıyor. Eski bir manastırdan dönüştürülen müze binasının kendisi de başlı başına bir sanat eseri. Barok ve Rönesans dönemi resimleriyle dolu müze, sanatseverler için kaçırılmayacak noktalardan biri.
Santa Cruz Sokakları
Burası Sevilla’nın eski Yahudi mahallesi ve en büyüleyici bölgesi. Daracık taş sokakları, rengârenk çiçeklerle süslenmiş avluları ve şirin kafeleriyle tam bir Endülüs rüyası gibi. Santa Cruz Mahallesi’ni yürüyerek keşfetmek, Sevilla’nın ruhunu en iyi hissettiren deneyimlerden biri olabilir.
Flamenko Müzesi / Museo de Baile Flamenco
Flamenko denilince akla ilk gelen şehirlerden biri Sevilla. Ünlü flamenko sanatçısı Cristina Hoyos tarafından kurulan bu müze, Flamenko’nun tarihini, farklı türlerini ve kültürel önemini interaktif bir şekilde anlatıyor. Burada canlı flamenko gösterileri de düzenleniyor, yani burada hem Flamenko’nun tarihini öğrenebilir hem de muhteşem bir dans performansı izleyebilirsiniz.

Hint Arşivleri Müzesi / Archivo General de Indias
Kristof Kolomb’un Yeni Dünya’yı keşfinden sonra, İspanya’nın Amerika’daki sömürgeleriyle ilgili belgeleri toplamak için kurulmuş bir arşiv. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu tarihi bina, Amerika kıtasının keşfi ve sömürge dönemi hakkında önemli belgelere sahip. Burada, Kolomb’un mektupları ve İspanyol kaşiflerin haritaları gibi orijinal belgeleri görmek mümkün.
Pilatos Evi / Casa de Pilatos
Sevilla’nın en güzel Endülüs-Rönesans saraylarından biri. Casa de Pilatos, İslam, Gotik ve Rönesans mimarisinin karışımıyla büyüleyici bir iç avluya sahip. Muhteşem çini süslemeleri, zarif sütunları ve bahçeleri ile Sevilla’da gizli kalmış bir cennet gibi.
Sevilla Arkeoloji Müzesi / Museo Arqueológico de Sevilla
Sevilla’nın tarihini derinlemesine keşfetmek isteyenler için Sevilla Arkeoloji Müzesi, antik çağlardan Orta Çağ’a kadar uzanan geniş bir koleksiyona sahip. Roma, Fenike, Yunan ve Vizigot dönemlerine ait eserlerin sergilendiği müze, özellikle İspanya’nın en önemli Roma hazinelerinden biri olan “El Tesoro del Carambolo” ile ünlü.
Sevilla yakınlarında yer alan Italica Antik Kenti, İspanya’daki en önemli Roma yerleşimlerinden biriymiş. Müzedeki en etkileyici koleksiyonlardan biri, burada yapılan kazılardan elde edilen mozaikler, heykeller ve lahitler. Özellikle Trajan ve Hadrian gibi Roma imparatorlarının doğduğu yer olan Italica’dan gelen eserler büyük ilgi görüyor.
Müzenin en dikkat çekici koleksiyonlarından biri “El Tesoro del Carambolo” olarak bilinen altın takı ve süs eşyaları koleksiyonu. Bu hazine, Sevilla yakınlarındaki Carambolo bölgesinde keşfedilmiş ve Tartessos uygarlığına ait olduğu düşünülüyor. 3000 yıldan eski olduğu tahmin edilen bu altın eserler, eski Endülüs’teki zenginlik ve kültürel etkileşimi gözler önüne sermeye yetiyor sanırım.
Müzenin bulunduğu bina ise 1929 İbero-Amerikan Expo Fuarı için inşa edilen yapılardan biri ve Plaza de América bölgesinde yer alıyor. Kendine özgü neoklasik mimarisiyle dikkat çeken yapı, sadece içindeki koleksiyonlarla değil, dış cephesiyle de büyüleyici.

Maria Luisa Parkı / María Luisa Park in Seville
Sevilla’nın en büyük ve en güzel parklarından biri. Plaza de España’ya komşu olan bu park, egzotik ağaçları, göletleri, çeşmeleri ve romantik köprüleri ile şehrin içinde bir vaha gibi adeta. Burada yürüyüş yapabilir, bisiklet kiralayabilir veya at arabasıyla dolaşabilirsiniz.
Ziyaret saatleri: Genellikle salı – pazar günleri açık, pazartesi kapalı.
Giriş ücreti: AB vatandaşları için ücretsiz, diğer ziyaretçiler için düşük bir ücret talep ediliyor.
Real Maestranza Boğa Güreşi Arenası
İspanya’nın en eski ve en ünlü boğa güreşi arenalarından biri. 18. yüzyıldan beri İspanya’nın boğa güreşi kültürünün kalbi olarak kabul ediliyor. Eğer boğa güreşlerine ilgi duyuyorsanız, burada rehberli bir turla arenanın tarihini ve geleneklerini öğrenebilirsin.
Endülüs Çağdaş Sanat Müzesi / Centro Andaluz de Arte Contemporáneo
Sanatın modern yüzünü görmek isteyenler için harika bir adres! Bu müze, eski bir manastırdan dönüştürülerek çağdaş sanat merkezi haline getirilmiş. İçerisinde başta olmak üzere Picasso ve farklı birçok modern İspanyol sanatçının eserleri görebiliyorsunuz. Sevilla’nın tarihi ile sanatın yenilikçi yüzünü bir arada görmek için mükemmel bir yer.
Duenas Sarayı / Palacio Las Dueñas
Sevilla’nın en güzel aristokrat malikânelerinden biri. 15. yüzyılda inşa edilen bu saray, Endülüs mimarisinin en güzel örneklerinden biri olup büyüleyici bahçeleri, renkli çinileri ve tarihi mobilyalarıyla dikkat çekiyor. Ünlü İspanyol şair Antonio Machado’nun doğduğu yer olarak da biliniyor.
Altın Kule / Torre del Oro

Guadalquivir Nehri kıyısında yükselen bu 12. yüzyıldan kalma savunma kulesi, Sevilla’nın denizcilik geçmişinde önemli bir yere sahip. Rivayete göre, buradan geçen altın ve gümüş yükleri nedeniyle “Altın Kule” adını almış. Bir zamanlar hapishane olarak da kullanılan yapı günümüzde denizcilik müzesi olarak ziyaret ediliyor ve tepesinden güzel bir manzara izlenebiliyor.
Sevilla pazarları
· Mercado de Triana (Triana Pazarı)
Triana Mahallesi’ndeki Isabel II Köprüsü’nün yanında bulunan bu pazar Sevilla’nın en meşhur pazarlarından birisi. Taze meyve, sebze, şarküteri ürünleri, balık ve deniz ürünleri gibi yerel lezzetleri burada bulabilirsiniz. Aynı zamanda pazarda Endülüs mutfağından tapasları deneyebileceğin küçük barlar ve gastronomi dükkanları var.
· Mercado de la Encarnación (Setas Pazarı)
Metropol Parasol’un altında yer alan pazar Sevilla’nın en modern ve merkezi pazarlarından biri. Burada yerel üreticilerden taze meyve, sebze, baharatlar, şarap ve gurme ürünler satın alabilirsiniz. Sevilla’nın en iyi jamón ibérico (İber domuzu jambonu) ve peynirlerini bulabileceğiniz yerlerin başında geliyor. Ayrıca burada tapas barları da var.
· El Jueves Pazarı (Calle Feria Bit Pazarı)
Calle Feria Caddesi’ndeki pazar sadece perşembe günleri kuruluyor. Sevilla’nın en eski açık hava pazarlarından biri ve 13. yüzyıldan beri her perşembe günü kurulmaya devam ediyormuş. Burada antikalar, ikinci el eşyalar, eski kitaplar, plaklar, resimler, mobilyalar, boğa güreşi posterleri ve daha birçok ilginç şeyi bulmak mümkün.

Venerables Hastanesi / Hospital los Venerables
1675 yılında, Pedro Sánchez Falconete tarafından yaşlı ve hasta din adamları için bir bakım evi olarak inşa edilmiş. İsmi de buradan geliyor: “Venerables”, yani “saygıdeğerler” demek. Zaman içinde hastane işlevini yitirmiş, 19. yüzyılda ise Napolyon’un işgali sırasında zarar görmüş ve hatta bir süre boğa güreşi arenası olarak bile kullanılmış.
Bugün ise Fundación Focus Abengoa tarafından yönetilen bir sanat merkezi ve müze olarak hizmet veriyor. Hastanenin en dikkat çeken kısmı, Endülüs’ün geleneksel iç avlu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Barok tarzı avlusu. Şadırvanlı merkezi bir avlu, beyaz sütunlar ve zarif kemerlerle süslenmiş yapı Sevilla’nın tarihi dokusunu yansıtıyor adeta…
Bina içindeki şapel, Barok sanatının en önemli figürlerinden Valdés Leal ve Juan de Valdés’in çarpıcı freskleriyle süslenmiş. Özellikle Valdés Leal’in ölüm ve ölümsüzlük temalarını işlediği eserleri, sanatseverler için etkileyici bir deneyim sunuyor.
Müze Sevilla doğumlu ünlü ressam Diego Velázquez’e adanmış bir sanat merkezi de barındırıyor. İçerisinde Velázquez ve çağdaşlarının tabloları sergileniyor.
Giriş Ücreti: Genellikle 10 euro civarında, özel sergilere göre değişebilir.
Sevilla’da Yapılacak Şeyler
- Flamenko Gösterisi İzleyin: Sevilla, Flamenko’nun kalbi. Tablao denilen mekanlarda profesyonel dansçıların sahne aldığı bir gösteriyi mutlaka izleyin. Flamenko gösterisi biletlerini buradan kontrol edebilirsiniz.
- Guadalquivir Nehri’nde Tekne Turu: Sevilla’nın tarihini ve görkemli yapılarını nehir turu ile farklı bir perspektiften görün. Tekne tuları için buraya göz atabilirsiniz.
- Tapas Lezzetlerini Deneyin: Sevilla, tapas kültürünün en yoğun yaşandığı yerlerden biri. Jamon Iberico, gazpacho ve espinacas con garbanzos gibi lezzetleri denemeden dönmeyin. Tapas tadımı için buraya göz atabilirsiniz.
- Santa Cruz Mahallesi’nde Kaybolun: Eski Yahudi mahallesi olan Santa Cruz, labirent gibi dar sokakları, beyaz badanalı evleri ve gizli avluları ile büyüleyici bir atmosfere sahip. Santa Cruz rehberli yürüyüş turu için buraya bakabilirsiniz.
Sevilla yakınlarında nereler var?

- Granada
- Córdoba
- Málaga
- Cádiz
- Marbella
- Jerez de la Frontera
- Beyaz köyler – Pueblos Blancos
- Tarifa
- Carmona
SEVİLLA GEREKLİ BİLGİLER
İspanya’nın para birimi nedir?
Euro
Sevilla’da ne yenir? Sevilla’da nerede yenir?
Sevilla, sadece tarihî ve kültürel zenginliğiyle değil, aynı zamanda eşsiz lezzetleriyle de İspanya’nın en cazip şehirlerinden biri. Endülüs mutfağının en güzel örneklerini sunan Sevilla, tapas geleneğinin en güçlü yaşandığı şehirlerden biri olarak öne çıkıyor. Burada yemek, sadece bir ihtiyaç değil; sosyal hayatın, keyifli sohbetlerin ve uzun akşamların bir parçası.
Şehirde, deniz ürünlerinden et yemeklerine, geleneksel Endülüs tatlarından modern füzyon mutfaklarına kadar geniş bir yelpazede lezzetler bulabilirsiniz. Sokak aralarındaki küçük tapas barlarından şık restoranlara kadar her bütçeye ve damak zevkine uygun seçenek mevcut. Üstelik Sevilla mutfağı, sıcak iklimin etkisiyle hafif ve ferahlatıcı lezzetlere de sıkça yer veriyor.
Endülüs’te ne yenir ve nerede yenir bunları ENDÜLÜS – YEME – İÇME REHBERİ yazımda detaylıca anlattım.

Sevilla’da nerede kalınır?
Sevilla’da konaklama önerilerimin olduğu SEVİLLA’DA NEREDE KALINIR yazım bu konuda size yardımcı olabilir.
İspanya vize istiyor mu?
Avrupa birliği ülkesi olan İspanya için Schengen vizesi gerekiyor. Turistik kategorisinde yapacağınız başvuru ile yapılan değerlendirmelere göre farklı sürelerde vize alabiliyorsunuz.
Bölgede gezerken Cebelitarık özel bölgesine girmek istiyorsanız İngiliz vizenizin de olması gerekiyor. Hazırda varsa kullanmak için iyi bir fırsat olabilir ama eğer yoksa bence özellikle girmeseniz de olur.
SCHENGEN vizesi nasıl alınır bu yazıda detaylarını bulabilirsiniz.
Yalnız gidilir mi?
Avrupa’da bir kadın gezgin olarak birçok yeri yalnız gezdim. İspanya’ya birçok kez hem yalnız hem de arkadaşlarımla gittim. 2023’te Endülüs’e yaptığım gezide de yalnızdım. Gözlemlerime göre şunu söyleyebilirim ki, İspanya tek başıma rahatça gezebileceğim yerlerden biri. Ancak ben her zaman tedbiri elden bırakmadan özellikle geceleri geç saatlerde dikkatli olmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca büyük şehirlerde başınıza gelebilecek küçük hırsızlıklara İspanya’da da bolca denk gelebiliyorsunuz. Seyahatte başıma gelen tek cüzdan çaldırma olayını Barselona’da yaşamıştım. O yüzden cüzdan, telefon, fotoğraf makinesi gibi değerli şeylerinize biraz daha fazla dikkat etmenizi öneririm.
Daha çok fotoğraf ve geziler için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorumlar kapandı...