Doğanın çoştuğu bahar aylarının keyfine gerçekten doyulmuyor. Baharda gezilecek öyle çok yer var ki Türkiye’de… Ben bu yazıda bana göre en güzel 8 tanesini seçtim.
TÜRKİYE’NİN EN GÜZEL KAMP ALANLARI için bu yazıma göz atabilirsiniz.
BAHARDA GEZEBİLECEĞİNİZ EN GÜZEL YERLER
Van
Biraz uzak gelebilir ama baharda Van’ı mutlaka görmelisiniz. Akdamar Adası, eşsiz manzarası ve badem ağaçlarıyla bir doğa harikası… Mis kokular eşliğinde Ada’yı dolaşırken vızıldayan arılar ve rengarenk kelebekler göreceksiniz. Tarihi kiliseyi de gezmeniz mümkün… Eğer çıkabiliyorsunuz adanın en yüksek tepesine çıkın ve manzarayı bir de oradan seyredin… Gitmişken Van Kalesi’ni, Muradiye Şelalesi’ni, Hoşap Kalesi’ni gezebilir, meşhur Van kahvaltısının tadına bakabilirsiniz… Dönerken yanınıza otlu peynirinden almayı unutmayın… İstanbul’dan 2 saatlik bir uçuşla ulaşılıyor.
Kaz Dağları
Kaz Dağları gerçek bir doğa harikası… Fazla yeşilden fazla oksijende başınız dönecek. Tarihin en eski saylarında yer alan, hakkında efsaneler yazılmış bir yer Kaz Dağları…. Sakin huzurlu ortamıyla bahar aylarında 2-3 günlük hafta sonu kaçamakları için ideal. Kazdağı Milli Parkı doğal güzellikler ve kültürel değerler açısından oldukça zengin… Sütüven Şelalesi, Hasanboğuldu, Pınarbaşı, Sarıkız Tepesi, Çamlıbel Köyü, Tahtakuşlar Köyü, Kızılkeçili Köyü, Adatepe, Zeus Altarı, Şahindere Kanyonu ve Yeşilyurt gitmişken görmeniz gereken yerlerden. İstanbul’dan yaklaşık 500 km, uçakla giderseniz de Edremit Havalimanı’na 55 dakika da varıyorsunuz.
Kaz Dağları‘nda gezilecek yerler ile ilgili daha detaylı yazı için bu yazıya göz atabilirsiniz.
Yedigöller
Öyle bir cennet ki, her mevsimi çok güzel. Aslında sonbahar ile anılan Yedigöller’in ben baharını da en az sonbaharı kadar seviyorum… Yedigöller, İstanbul’dan yaklaşık 310 km, 4-5 saatlik bir araba yolculuğuyla ulaşılıyor. Bu mesafe, Bolu’ya vardıktan sonra 1- 1,5 saatlik bol virajlı bir yolcuğu da içeriyor… Sonrasında tüm dünyayla alakanızı kesebilirsiniz. Nazlıgöl, İncegöl, Sazlıgöl, Büyükgöl, Deringöl, Seringöl, Küçükgöl derken saatlerin nasıl geçtiğini unutuyorsunuz… Kamp kuracak belirli alanlar var ancak Milli Parklara bağlı 18 üniten oluşan 72 yataklı bungalov evlerde de kalma şansınız var.
Adrasan
Antalya’dan 75 kilometre uzaklıktaki Adrasan henüz çok fazla keşfedilmemiş yerlerden… Sahile kadar inen çam ağaçları ve masmavi deniziyle etkileyici bir köşe… 2 kilometre uzunluğundaki sahiliyle huzur dolu bir sahil kasabası. İçinden geçen nehir kıyısına kurulan birçok pansiyon var ve bu tesislerin nehir üzerine kurdukları sofralarda yemeklerinizi yemek doyulmaz bir zevk… Likya Yolu üzerinde olan Adrasan’da günübirlik yürüyüşlerle birbirinden güzel koylara ulaşmanız mümkün. Oralara gitmişken Gelidonya Feneri, Karaöz, Korsan Koyu, Çıralı, Olimpos ve muhteşem Sazak Koyu’na da mutlaka uğrayın… Buraları bir de baharda görün…
Cennet Koyu
Adı gibi kendi de bir cennet… Karadan araç ulaşımı olmayan koya ancak deniz yoluyla veya yürüyerek gidebiliyorsunuz. 1,5 saatlik bir yol ve orta zorlukta parkurlara sahip. Deniz yoluyla gitmek isterseniz, Kabak Koyu’ndan kiralayacağınız teknelerle ulaşabileceğiniz gibi, Cennet Koyu’nun tek işletmesi olan kamp işletmesinden de sizi almalarını isteyebilirsiniz. Burada yapılaşmaya izin verilmediğinden sadece çadırlı kamp alanını işleten bir aile var. Dilerseniz oradan çadır kiralayabilir ya da kendi çadırınızı kurabilirsiniz. Sahilde akşamları bağımsız çadır kuranlara da denk geliyorsunuz.
Likya Yolu
Likya Yolu’nu yürümek için en ideal aylar baharda Mart-Mayıs ve sonbaharda ise Eylül-Kasım ayları… Pek çok kaynak bu yolu “dünyanın en iyi 10 uzun mesafe yürüyüş rotası”ndan biri olarak gösteriyor. Yürüyüşü seviyorsanız, isterseniz tamamını bir kerede, isterseniz de farklı zamanlarda parça parça yürümek mümkün… 540 kilometrelik yolun tamamı işaretlenmiş durumda… Arabayla ulaşamayacağınız öyle güzel koyları görme şansınız oluyor ki, manzaralar bir daha gözünüzün önünden gitmiyor… Yol boyunca Sdyma, Pyndai, Phellos, Apelia, Theimussa, Letoon, Xanthos, Patara, Antiphellos, Apollonia, Idyros, Simena, Myra, Limyra, Gagae, Olympos, Sura, Belos, Phaselis ile birlikte birçok antik kenti ve yerleşim yerini görebiliyorsunuz.
Mardin
Yaz sıcakları basmadan görebileceğiz en güzel seyahat noktalarından biri. Zengin tarihi ve kültürüyle herkese hitap eden bir şehir. Taş evleri, hanları, çarşıları gezerken günün nasıl geçtiğini unutabilirsiniz. Bahar aylarında Mezopotamya manzarası, badem ağaçlarıyla muhteşem bir ikili oluşturuyor. Kasımıye Medresesi, Mardin Kalesi, Zinciriye Medresesi, harika işlemeleriyle camiler, şehir içinde görebileceğiniz yerlerden bazıları… Deyrulzafaran Manastırı, Midyat, Hasankeyf, Dara Antik Kenti de 1-2 saatlik yolculuklarla yakın mesafede görebileceğiniz yerlerden… Aynı zamanda Türk, Arap, Süryani yemeklerinin oluşturduğu Mardin mutfağına da hayran kalacaksınız.
Kefken
İzmit’in Karadeniz kıyısındaki küçük bir sahil kasabası… KEFKEN, İstanbul’dan günübirlik bir yolculukla gidebileceğiniz yerlerden. En çok Pembe Kayalar’ı ile ünlü… Kayalar özellikle akşam gün batımında aldığı renkten dolayı bu ismi almış. Gün batımında burada hem kayaların rengini hem de gün batımı renklerini izlemek bir ömre bedel. Eğer havalar uygunsa etrafta denize girilebilecek plajlar da yürüyüş yapabileceğiniz patikalar da var. Oralara kadar gitmişken hemen yanı başındaki Kerpe’ye de uğramadan geçmeyin… Bu küçük sahil kasabasında da balık lokantaları, hediyelik eşya ve yerel ürünler satan birçok dükkan var.
Kış rotası ve sonbahar rotası önerilerim için bu yazılar da ilginizi çekebilir. Instagram sayfamı takip etmek için burayı tıklamanız yeterli 🙂 Figen Kokol
Yorumlar kapandı...