Yaşamın binlerce yıl ötesine uzandığı Anadolu’da sizi en şaşırtacak şehirlerden biri belki de Mardin’dir. Mezopotamya Ovası’nın büyüleyici manzarasına ve eşsiz bir mimariye sahip Mardin’i gezerken sanki burada zaman durmuş gibi hissedersiniz. Farklı dillerin ve dinlerin huzur içinde yaşadığı şehir, size bir kardeşlik hikayesi anlatır. İşte bu güzel şehirle ilgili tüm detayları Mardin gezilecek yerler rehberinde bulacaksınız.
Bereketli Mezopotamya topraklarının ortasında yükselen Mardin, hemen ilk görüşte sizi etkiliyor. Camileri, kiliseleri, medreseleri gezerken gördüğünüz güzelliklere, sokaklardan çarşılardan gelen farklı sesler ve kokular ekleniyor.
Tarihi boyunca birçok medeniyetin de ilgisini çeken şehir, Akadlar, Sümerler, Hurriler, Persler, Asurlar, Babiller, Romalılar, Selçuklular, Osmanlılar’ın hükümdarlığına girmiş hatta bir dönem Timur’in istilasına uğramış. Ama Mardin’e asıl damgayı vuran 11 – 15. yüzyıllarda bölgeye hakim olan Artuklular olmuş. 1516 yılında Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlılar’a katılmış.
Etkileyici Mardin evleri
Sarı kalker taşından inşa edilen Mardin evleri şehrin en dikkat çeken özelliği. Kolay işlenen bu taşlar ustaların elinde bir sanat eserine dönüşmüş. Farklı büyüklüklerde yapılan evlerin birbirinin manzarasını kesmemesine dikkat edilmiş. Üst üste inci gibi dizilmiş evlere geceleyin uzaktan bakma şansı bulursanız neden buraya gerdanlık dendiğini siz de işte o zaman anlıyorsunuz.
Sokakların dokusal özelliklerinden biriyse abbaralar. Geçit gibi, evlerin altına inşa edilen abbaralar sokakları birbirine bağlamanın yanında halkı yağmurdan, güneşten koruma görevi görmüş yıllarca.
İnişli çıkışlı, dar sokaklarda halka yardım etme işindeyse en çok eşeklere iş düşmüş. Araç girmeyen sokaklarda çöp toplamadan malzeme dağıtıma kadar birçok iş için eşekler yardım ediyor burada. Hatta şehrin belediye görevli listesinde eşekler de var.
Her duyuya hitap ediyor
Şehrin labirent sokaklarında sizi bekleyen sürprizlerin en başında çarşılar geliyor. Rengarenk kumaşlar, mis kokan sabunlar, telkâri işlemeler, bakırlar, baharatlar ve çıtır çıtır bademler tüm duyularınızı harekete geçirecek cinsten. Teraslara kurulan kafelerde mırra içerek soluklanabilir, buralardan şehrin taklacı güvercinlerini izleyebilirsiniz.
Mardin öyle bir şehir ki, bölgede benzer yerleşimler olsa da onlar arasında eşsizliğini koruyabilen ender yerlerden biri olmuş. Şehri gezmeye başladığınızda bu farklılığını ve güzelliğini gördüğünüz her evde her sokaktan anlıyorsunuz zaten.
Mardin’i tarif ederken en çok kullanılan isimlerden biri de galiba “barış şehri” ifadesidir. Süryani nüfusunun fazla olduğu şehirde gerçekten de Hristiyanlar, Museviler ve Müslümanlar yüzyıllardır yan yana ve barış içinde yaşamayı başarmış. Bu huzur ortamını şehri gezerken de hissediyorsunuz.
Hazırladığım Mardin gezi rehberinde ilk olarak Mardin gezilecek yerleri anlattım. Sonrasında Mardin’de ne yenir / nerede yenir, Mardin’de nerede konaklanır ve Mardin’e nasıl gidilir gibi sorularının cevaplarını da bu yazıda vermeye çalıştım.
O zaman Mardin’i tanımaya başlayabiliriz.
MARDİN GEZİLECEK YERLER
Şehirde gezilecek yerlerin neredeyse çoğu eski şehir bölümünde toplanmış. Buranın da can damarı şehri ikiye bölen 1. Cadde… Caddenin başlangıcında yer alan Cumhuriyet Meydanı’ndan şehri gezmeye başlayabilirsiniz. Şehrin üst ve alt bölüm olarak ikiye ayırarak gezerseniz sizin için daha az yorucu olacaktır.
Mardin Müzesi
Cumhuriyet Meydanı’na geldiğinizde güzel mimarisi ile dikkatinizi çekecek yer müze binası olacak. Mardin Müzesi aslında patrikhane olarak inşa edilmiş. Daha sonra bir süre garnizon binası sonra da siyasi parti merkezi gibi farklı amaçlarla kullanılmış.
En sonunda Kültür Bakanlığı’nın binayı satın alması ile müzeye dönüştürülmüş. 1947’den beri açık olan müzede yakın bölgeden çıkartılan birçok değerli eser sergileniyor.
Mardin Müzesi giriş ücreti: 12,5 Lira – MÜZEKART geçerli.
Mardin Kalesi
Şehrin en üst bölümünde yer alan kale için kartal yuvası boşuna demiyorlar. Tepeye konumlanmış kale 10. yüzyılda Hamdaniler zamanında inşa edilmiş. Uzunluğu bir kilometre kadar. Daha sonra şehri ele geçirenler kaleyi kullanmışsa da bir dönem tamamen terk edilmiş.
Şu an ziyarete açık olmayan kalede birkaç yıldır devam eden bir restorasyon çalışması var. Şehrin en güzel manzara noktası olduğundan umarım en kısa zamanda açılır. Çünkü kaleden ovayı ve şehri izlemek bence harika bir deneyim olacak.
Zinciriye Medresesi
Şehrin üst bölümünde ziyaret edeceğiniz yerlerden bir de etkileyici yapısıyla Zinciriye Medresesi. Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa bin Muzaffer Davud bin El Melik Salih tarafından 1375 yılında yaptırılmış. (Nasıl uzun bir isimdir bu böyle 🙂 Timur şehri istila ettiğinde Melik Necmettin İsa’yı bir süre burada hapis tutmuş.
Yivli kubbesi, avlusu, camisi ve insan hayatını simgeleyen su havuzuyla şehirde görebileceğiniz en özel binalardan biri. Ayrıca buradan şehri ve ovayı izlemek ayrı bir keyif veriyor.
Giriş ücretsiz
Hatuniye Medresesi
1176 – 1185 yılları arasında yaptırılan medrese 2 katlı planla inşa edilmiş. Günümüze ulaşana kadar birçok değişiklikler yaşayan bina yine Artuklular’ın harika taş işçiliğinin en güzel örneklerinden birini oluşturuyor.
Yapının güzelliğinin ötesinde manevi değeri de çok fazla. Mihrabın hemen yanında göreceğiniz Hz. Muhammed’in ayak izleri, buraya uğramanız için önemli bir neden olabilir.
Mardin Ulu Cami
Mardin’in sembollerinin en önemlisi Ulu Cami. Neredeyse her Mardin fotoğrafında bu caminin kendisini ya da minaresini bir şekilde görürsünüz. Bu güzel cami bir Artuklu döneme eseri. İlk olarak bu binada kullanılan yivli kubbe modeli daha sonra gelenek haline gelmiş. Başlangıçta iki minaresi varmış ancak biri zaman içerisinde yıkıldığından bugüne tek minaresi ulaşmayı başarmış. Yıllar içerisinde camiye farklı ilaveler ve düzenlemeler de olmuş.
Kırklar Kilisesi
Şehrin en eski kilisesi sayılan yapının diğer bir adı da Mor Behnam Kilisesi. Bir dönem patriklik merkezi olarak kullanılmış. Daha sonra da okul olmuş. Kilisenin taş işçiliği kadar ahşap kapıları ve bezemeleri de görülmeye değer parçalar arasında.
Giriş ücretsiz
Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhanesi
Yine göz alıcı yapısı ve taş işçiliğiyle dikkat çeken Meryem Ana Kilisesi Cumhuriyet Meydanı’nda görebileceğiniz yerlerden biri. Bina 1895 yılında inşa edilmiş. 1988 yılında Kültür Bakanlığı’na devredildikten sonra müze olarak hizmete vermeye başlamış.
Kasımiye Medresesi
Muhteşem mimarisiyle şehrin eteklerinde konumlanan Kasımiye Medresesi, Mardin’in etkileyici yapılarından bir diğeri. İnşası Artuklular zamanında başlamış ancak araya giren savaşlar nedeniyle Akkoyunlular döneminde tamamlanabilmiş. 1502 yılında biten binanın yer aldığı alan camisi, türbesi ile bir külliye şeklinde planlanmış.
Giriş ücretsiz.
Tarihi Postane Binası
Mardinli bir aile olan Şatana ailesinin yaptırdığı bina şehrin zengin mimari mirasını görebileceğiniz yerlerden biri. 1890 yılında yapıldıktan sonra konut olarak kullanılmış ancak 1950 yılında bina PTT binası olmuş. Günümüzde ise Artuklu Üniversite’sinin uygulama oteli olarak kullanılıyor.
Revaklı Çarşı / Tellallar Çarşısı
17. yüzyıl eseri olan çarşı sıra sıra dükkanlardan oluşuyor. 2002 yılında geçirdiği restorasyonla şehrin en çok gezilen yerlerinden biri haline gelmiş. Bugün içerisinde hediyelik eşyaların yanı sıra kumaşlar, çalgı enstrümanları ve bakırdan yapılma birçok şey bulabiliyorsunuz. Mardin’de ismi çok anılan Şahmeran motiflerini de yine çarşıda bulabilirsiniz.
Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi
Binanın yapım tarihi çok bilinmemekle birlikte 19. yüzyılda kışla olarak inşa edildiği tahmin ediliyor. 2007 yılında burası Sabancı Vakfı tarafından alınarak Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi’ne çevrilmiş. İki katlı binanın üst katında Mardin şehrinin kimliğini/belleğini oluşturan zanaatlar, yaşam alanları, sosyal yaşam ve kent tarihine ait buluntu ve eşyalar sergilenirken alt kattaki galeride fotoğraf, resim, ebru gibi sanat eserlerini görebiliyorsunuz.
Detaylı bilgi için: SAKIP SABANCI MARDİN KENT MÜZESİ
Giriş ücreti: Tam 10 Lira / Öğrenci 5 Lira
MARDİN MERKEZ DIŞINDA GEZİLECEK YERLER
Deyrulzafaran Manastırı
Şehrin dışında görülecek önemli yerlerden ilki adını safrandan alan Deyrulzafaran Manastırı. Tüm dünyaya yayılmış Süryaniler için çok önemli bir dini merkez olan manastır, yapısının güzelliğiyle dini anlamı dışında da her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Yapı ilk olarak Güneş Tapınağı olarak daha sonra Romalılar dönemindeyse kale olarak kullanılmış. Romalılar bölgeden ayrıldığında Aziz Şleymun bazı azizlerin kemiklerini buraya getirterek kaleyi manastıra çevirirmiş. Safran ismini ise 15. yüzyıldan sonra almış. Taş işçiliği dikkat çeken binanın kubbeleri, kemerli sütunlarının yanı sıra ahşap el işlemelerine de hayran kalacaksınız.
Deyrulzafaran Manastırı Giriş Ücreti: Tam 10 Lira / Öğrenci: 5 Lira
Dara Antik Kenti
Burası öyle bir yer ki kazılar tamamlandığında “Güneydoğu’nun Efes”i olmaya aday olduğunu söylüyorlar. Ben gittiğimde bile çalışmalar şu anki haline göre çok geride olmasına rağmen çok etkilenmiştim açıkçası. Sadece yüzde 5’inin açıldığını düşünürsek ileride gerçekten müthiş şeyler göreceğimizden eminim.
Dara Antik Kenti Doğu Roma İmparatorluğu’nun sınırlarını korumak amacıyla imparator Anastasius tarafından 491 – 518 yılları arasında bir garnizon yani askeri üs olarak yaptırılmış. Kayaların içerisine oyulan binaları çevreleyen bir sur varmış. İç kale içerisinde ise saray, çarşı, zindan, tophane gibi alanlar bulunuyormuş.
Giriş ücretsiz
Mor Gabriel Manastırı
Süryani topluluğunun çok önemli yapılarından biri olan Mor Gabriel Manastırı, Midyat ilçesinin 23 kilometre dışında bulunuyor. Tarihçesi 397 yıllarına kadar uzanan yapıya farklı zamanlarda çeşitli bölümler eklenmiş.
408 – 450 yılları arasında Kral Theodosius zamanında lahitlerin konacağı abide evi, Meryem Ana Kilisesi, Resuller Kilisesi, Kırkşehit Kilisesi, Mor Şmuel Mabedi, Theodora Kubbesi, Mor Şlemun Mabedi gibi bölümler eklenmiş.
Mor Gabriel Manastırı Giriş ücreti: 10 Lira
Beyazsu
Bölgenin vahası görevi gören Beyazsu şehrin hem serinleme hem de içme suyu ihtiyacını karşılayan yerlerden biri. Midyat – Nusaybin arasında akan dere ve çevresi halkın en sevdiği yerlerden. Dere üzerine kurulu balıkçı tesislerinde taht adı verilen geleneksel oturma alanları bulunuyor. Suyun hemen üstlerine kurulu bu tahtlarda dinlenirken nehirden tutulan balıkların da tadına bakabiliyorsunuz.
Midyat
Mardin’e 1 saatlik mesafede olsa da Midyat bence bölgede görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Mardin’e benzeyen dokusu ile dikkat çeken yerlerden biri. Birçok diziye de ev sahipliği yaptığından manzaralar size çok tanıdık gelecektir. Camileri, manastırı ve kiliseleriyle başlı başına vakit ayrılması gereken bir yer aslında. Eğer Mor Gabriel Manastırı’nı görmek istiyorsanız o zaman yolunuzu Midyat’a kadar uzatmalısınız.
GEREKLİ BİLGİLER
Mardin nerede?
Güneydoğu bölgesinin Suriye ile sınır oluşturan kentlerimizden biridir. Komşu illeri ise Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Siirt ve Şırnak.
Mardin’e ne zaman gidilir?
Coğrafi konumu nedeniyle karasal iklimin hüküm sürdüğü Mardin’de kışlar soğuk, yazlar ise çok sıcak geçiyor. Bu yüzden Mardin için en güzel zaman bence ilkbahar. Özellikle mart sonu – nisan başına yani badem ağaçlarının açtığı döneme denk gelebilirsiniz en güzel zamanı yakalarsınız. Mayıs ortalarına kadar yine sıcaklıklar gezilebilecek ortalamalarda oluyor. Sıcaklığın düşmeye başladığı eylül – ekim arası da yine uygun zamanlar.
Mardin’de ne kadar kalınır?
Mardin’de sadece eski şehri gezip döneyim isterseniz 2 tam gün size yeterli gelir. Ancak gezilecek yerlerde de anlattığım gibi Mardin’inin çevresinde de görülmeye değer fazlaca yer var. O yüzden 1 günü de çevreye ayırırsanız 2 gece 3 gün daha uygun olur.
Alternatif olarak hızlı bir program isterseniz eski şehre ilk günü ayırmanızı öneririm. Böylelikle ikinci günü de çevredeki gezilecek yerlere ayırma imkanı yaratmış olursunuz.
Mardin’de ne yenir? Mardin’de nerede yenir?
Baharat ve etin başrolde olduğu Mardin mutfağının yıldızlarını şöyle sıralayabilirim:
Irok (içli köfte): Mandalina şeklinde pişirilen bir çeşit içli köfte.
İsfire: Yumurtadan bir çeşit omlet, pekmez ile servis ediliyor.
Kaburga dolması: Kuşbaşı et ile yapılan harç, kaburganın içine dikilerek pişiriliyor.
Sembusek: Yarım ay şekliyle sac üzerinde pişirilen gözleme.
İkbebet: Haşlanarak yenen bir çeşit içli köfte.
Kibe: Bir çeşit işkembe dolması. Kuzu ve oğlak işkembesinden yapılıyor.
Dobo: Kuzu kolu, sarımsak, yağ, badem ve baharatlarla işlendikten sonra yoğurda bandırılarak yağda kızartılıyor.
Firkiye: Et ve köftenin bir arada olduğu çağla ile yapılan bir çeşit sulu yemek.
Lebeni: Aşurelik buğday ve süzme yoğurt pişirilerek muhallebi kıvamına getiriliyor.
Harire: Üzüm, un, tarçın, ceviz, şeker ve pekmez ile yapılan bir çeşit tatlı.
Kitel raha: Yarma, dövülmüş et, bulgur, soğan, maydanoz ve baharatlarla yapılan içli köfte.
Zerde: Süt, pirinç, tane yeni baharat ve şekerle yapılan bir çeşit tatlı.
Zingil: Kızartılan hamurların üstüne şerbet dökülerek yeniliyor.
Süryani şarabı: Bölgede yetişen üzümlerden yapılan şaraplar burada tadına bakabileceğiniz özel lezzetler.
Mardin’de nerede yenir?
Cersis Murat Konağı
Harika bir Mardin konağında hizmet veren restoran yöresel yemekler yiyebileceğiniz en özel yerlerden biri. Zengin Mardin mutfağının leziz örneklerinin birçoğuna burada bulabiliyorsunuz. Adeta bir müzeyi andıran konağın yıllar içerisinde çok ünlü misafirleri de olmuş. Prens Charles bu isimlerden biri mesela… Yeri 1. Cadde üzerinde…
Kaburgacı Selim Amca
Yörenin ünlü kaburga dolmasını yemek için en çok tercih edilen yerlerden biri. Tepside getirilen kaburga önünüzde ayıklanarak servis ediliyor.
Kebapçı Yusuf Usta
Mardin kebabını gerçek lezzetiyle yiyebileceğiniz yer burası. Sade, fıstıklı ya da cevizli seçenekleri bulunan kebabın yanında domates, lavaş, biber ve sumaklı soğan geliyor.
Seyri Merdin
Manzara eşliğinde yine harika yöresel lezzetler bulabileceğiniz yerlerin başında geliyor. Aşur kebabı, tahinli tavuk, kıdre, sac tava, ırok, mumbar, haşu, patlıcan dolması, ikbebet, mezeler ve harire burada bulabileceğiniz lezzetten birkaçı.
Sadık Künefe
Künefenin lezzeti kadar farklı baklava çeşitlerini bulabileceğiniz bir tatlıcı. Künefe yanında isteyenlere dondurma servis yapılıyor. Ayrıca Diyarbakır ve Batman’da şubeleri var.
Bagdadi
Bagdadi’de çeşit çeşit mezelerin tadına bakmak isterseniz Mezopotamya Tabağı bunun için en iyi seçim olacak. Şah Mahallesi’nde hizmet veren restoranın iştah açan bir manzarası var.
Rıdo Kebap Salonu
Mardin’in ünlü kebapçısı. Dedesi Kebapçı Rıdo’nun yerini şu an Şeyhmus Usta almış. Mardin’e gelen herkesin neredeyse uğradığı bir yer burası. Rido kebabı mekânın spesiyali ama Urfa, Adana, Patlıcanlı, kuşbaşı kebabını da deneyebilirsiniz.
İzla Arte Cafe
Mardin’in ünlü Süryani şarabını tadabileceğiniz yer arıyorsanız İzla Arte’ye uğramalısınız. Güzel dekore edilmiş sıcacık mekân Mardin havası almak için doğru adres.
Marangozlar Kahvesi
Marangozlar Çarşısı’nda yer alan aslında bir kahvehane olan mekân Mardin’le bütünleşmiş yapısıyla gidenlerin ilgisini çeken yerlerden biri. Manzarayı izlerken bir yandan da Mardinlilerle sohbet etme şansı da bulabilirsiniz burada…
Mardin’de nerede kalınır?
Mardin turizmde hareketlenmeye başladıktan sonra güzel bir değişime girdi. Tarihi şehir bölümünde birçok bina restore edilerek otele çevrildi. Birbirinden güzel binaların bir kısmı gerçekten çok etkileyici. Yeni şehir bölgesinde de konaklama imkânı var ama mümkünse eski şehirdeki bu tarihi binalarda kalma deneyimini yaşamanızı çok isterim. 1. Cadde üzerindeki oteller en merkezi olanlar.
Selçuklu Konağı
Şehrin en gösterişli otellerinden biri burası. Muhteşem döşenmiş tarihi bir konakta hizmet veren mekânın 7 odası var. Güzel bir avlusu ve manzaralı bir terası bulunuyor. 1. Cadde üzerindeki otel aynı zamanda gezilecek yerlere de kısa yürüyüş mesafesinde.
Zinciriye Hotel
Bölgedeki birçok otel gibi tarihi bir binada hizmet veren otel, aynı zamanda birçok yere kolay erişim imkanına sahip. Konforlu odaları ve güzel kahvaltısıyla iyi seçeneklerden biri.
Artuklu Kervansarayı
58 odalı otel yine tarihi binalardan birinde hizmet veriyor. 800 yıllık bir kervansaray olan bina harika bir şekilde restore edilerek otele dönüştürülmüş. Taş işçiliğinin en güzel örneklerini odalarda görebiliyorsunuz ama hiçbir konfor eksik kalmamış. Şehre gelen birçok ünlü isim yine buraya uğramış.
Ramada Plaza by Wyndham Mardin
Yeni Mardin bölümünde yer alan Ramada Türkiye çapında hizmet veren zincir otellerden biri. Bu standardı koruyan otelde oldukça konforlu bir şekilde kalabiliyorsunuz.
Mesoptamia Garden Hotel
Yeni Mardin bölümündeki otel yakın dönemde hizmete açılmış. Havuzu, açık büfe kahvaltısı var. Araçla çok kısa sürede eski Mardin’e ulaşabiliyorsunuz.
Mardin’e nasıl gidilir?
Mardin’e Türk Havayolları ve Pegasus’un düzenli seferleri bulunuyor. Mardin – Diyarbakır arası karayoluyla 1 saat 20 dakika olduğundan burası da uçuş noktası olarak kullanılabilir. 2 – 3 saatlik mesafelerde olan Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman uçuş için diğer alternatifler olabilir. Bu noktalardan daha sonra karayolu ile Mardin’e ulaşılabilirsiniz.
Demiryolları ile karayolu aktarması yaparak gelmek mümkün. Ankara’dan Güney Kurtalan Ekspresi ile Diyarbakır’a geldikten sonra Mardin’e otobüs- minibüs aktarması ile ulaşabilirsiniz. Trenle Ankara Diyarbakır arası neredeyse 24 saat sürüyor ve yataklı ve kuşetli kompartımanları var. Diyarbakır – Mardin arası ise araçla 1 saat 20 dakika.
Bunlar dışında karayolu ile gelmek isterseniz çevre şehirlerden ve İstanbul – Ankara – İzmir gibi büyük şehirlerden otobüs ile ulaşma imkânınız var.
İstanbul – Mardin arası yaklaşık 1470 kilometre yaklaşık 15 saat
Ankara – Mardin yaklaşık 1041 kilometre yaklaşık 10,5 saat
İzmir – Mardin yaklaşık 1444 kilometre yaklaşık 16 – 17 saat
Antalya – Mardin yaklaşık 1153 kilometre yaklaşık 13 – 14 saat
Trabzon – Mardin 665 kilometre yaklaşık 9,5 saat
Mardin Havalimanı’ndan şehre ulaşım
Havalimanı ile şehir merkezi arası yaklaşık 20 kilometre kadar. Şehre ulaşmak için HAVAŞ araçlarından ve toplu taşıma araçlarından yararlanabilirsiniz. Havalimanı otobüsleri ile şehir merkezine, otogara ve Kızıltepe’ye ulaşma imkânı var. Bunun yanı sıra taksi servisinden de yararlanabilirsiniz.
Ayrıca terminal binasında araç kiralama servisleri bulunuyor.
Tek başına gidilir mi?
Doğu Anadolu’da bu sene (2021) birçok şehri tek başıma gezme fırsatı buldum. Daha önceki yıllarda da tek gittiğim şehirler olmuştu ve bir sıkıntı yaşamadım. Özellikle Mardin bu konuda rahat edebileceğiniz yerlerin başında geliyor. Anadolu insanı burada da çok yardımcı ve ilgili. Ancak ben yine de her zaman özellikle geç saatlerde tek başına dolaşırken dikkatli olmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Doğu Anadolu ilginizi çekiyorsa VAN – AKDAMAR ADASI, İSHAK PAŞA SARAYI ve ELAZIĞ GEZİLECEK YERLER yazılarım işinize yarayabilir. Mardin’e kadar gitmişken Türkiye’nin en özel yerlerinden biri Nemrut Dağı’na da uğramanızı öneririm. Detaylar için NEMRUT’UN SESSİZ BEKÇİLERİ yazısına göz atabilirsiniz.
Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için Instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorumlar kapandı...