Daracık bir sokaktan meydana adımınızı attığınızda etkileyici Strazburg Katedrali’nin devasa kulesi karşısında ağzınız açık kalıyor. Devasa dediğim abartı değil. Bu kule 1900’lerin başına kadar dünyanın en yüksek binasıymış. Tabii ki, Strazburg’da tek etkileyici şey bu bina değil, rengârenk evler, güzel meydanlara açılan daracık sokaklar, kanallar buranın diğer güzelliklerinden. 48 saat küçük bir şehir olan Strazburg için ideal. Stazburg’da gezilecek yerler için hazır bir rota hazırladım. Bu güzel şehri birlikte gezmeye ne dersiniz?
Size öyle bir şehirden bahsediyorum ki, Avrupa’nın en eski ve en büyük Noel pazarı burada… Güzelliği UNESCO’dan tescilli. UNESCO, “Dünya Mirası” unvanını, bir şehrin tamamına ilk defa Strazburg için vermiş.
Fransa’nın Almanya sınırındaki konumu onun tarihi geçmişiyle ilgili de biraz ipucu veriyor. Fransa’ya bağlı Alsas (Alsace) Bölgesi’nin başkenti olan şehir, iki ülke arasında yıllarca el değiştirmiş. Bir ona bir diğerini geçmiş ancak 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bu çekişme Fransa lehine son bulmuş. Bu karışık tarihin izlerini şehri gezerken her yerde görmek mümkün. Almanca öncelikle konuşulan diller arasında, mimaride de yemek kültüründe de Almanya’nın izlerine fazlasıyla rastlıyorsunuz.
Cıvıl cıvıl bir şehir
Pencerelerinden sarkan sardunyalarıyla bahar ve yaz ayları Strazburg’u ziyaret etmek için en güzel zamanlar. Ben ziyaret ettiğimde Ocak ayıydı ama yine her pencereyi, köprüyü süsleyen çiçekler eksik değildi. Aslında kış aylarında gidecekseniz siz, aralık – ocak aylarını tercih edin ki, ünlü Noel pazarını ve yılbaşı heyecanını da kaçırmamış olursunuz. Pazar değil ama süslemeler ocak ortasına kadar kalıyor. Ağustos – eylül ise bölgenin ünlü üzüm bağlarını keşfetmek için en güzel zaman. Sırf bu amaçla gelip birbirinden güzel köyleriyle kendinize çok güzel bir Şarap Rotası oluşturabilirsiniz.
Rengarenk şehir, suyun verdiği enerjiyle her zaman çok hareketli. Barlar, kafelerle dolu kanal boyu, sokak araları keyifli vakit geçirmek için çok uygun. Şehri ister yürüyerek ister bisikletle gezin her köşesinden zevk alacaksınız.
1. GÜN
Şehre trenle gelmişseniz tren istasyonundan çıkıp doğruca Petite France bölgesine doğru yürüyüşe başlayabilirsiniz. Yolunuzun üzerinde Vauban Barajı’nı göreceksiniz. Şehrin en etkileyici köşelerinden biri burası. 17. yüzyılda şehri Alman baskınlarından korumak amacıyla yapılmış. Eğer bir baskın olursa sular bırakılacak ve şehri kaplayan sular sayesinde düşmanların gelişi engellenecekmiş. Bu amaçla yapılmış ama sadece 1870 yılında bir kez kullanılmış. Şu ansa baraj ve etrafı hem yerlilerin hem de turistlerin en çok ziyaret ettikleri bölgelerden biri olmuş.
Barajdan devam ederek şehrin tarihi merkezi olan Grand Ile’ ulaşacaksınız. Burası aslında kanallarla çevrili bir ada… Bölgenin mimari dokusu muhteşem. Alman mimari tarzını yansıtan yarı ahşap yarı betonarme pastel tonlara boyanmış binalar bu bölgenin karakteristiği. Ponts Couverts Köprüsü ve civarı gezilmesi gereken yerlerin başında geliyor. Kanallar arasında tekne gezintileri de yapılıyor.
İhtişamlı Strazburg Katedrali
Bir sonraki hedef Katedral Meydanı. İlk başta bahsettiğim dev kulesiyle göz kamaştıran Strazburg Katedrali, şehrin birçok noktasından görülebiliyor. Katedral, 1015-1439 yılları arasında inşa edilmiş. 1874 yılına kadar dünyanın en yüksek binası olan kule şu an sadece en yüksek 6. kilisesi olma özelliğini taşıyor. Kulesi kadar ön cephedeki süslemeler de göz alıcı. Şehrin panoramasını izlemek için 142 metrelik binanın 66. metresindeki izleme platformuna çıkma şansınız var.
Katedralin içerisinde olduğu meydan, dükkanları, kafeleri, müzisyenleriyle her zaman çok eğlenceli ve hareketli.
Buraya 5 dakika yürüyüş mesafesindeki Place Kleber Meydanı şehrin ikinci önemli meydanı. Aslında şehrin merkezi desek daha doğru olur. Her şeyi bulabileceğiniz dükkanlar, güzel binalarıyla mutlaka uğramanız gereken bir yer. Kasım sonu – Aralık ayı açık olan Avrupa’nın en büyük Noel Pazarı da burada kuruluyor.
2. GÜN
Bugünü şehrin müzelerini ve yeşil alanlarını gezmeye ayırabilirsiniz. İlk durak için önerim Krutenau Bölgesi. Burada gezebileceğiniz iki önemli bina var. Bir zamanlar şehrin prens-piskoposlarına ev sahipliği yapan Rohan Sarayı (THE PALAIS ROHAN) artık müze olarak kullanılıyor. Şehrin üç önemli müzesi olan Arkeoloji Müzesi, Dekoratif Sanatlar Müzesi ve Güzel Sanatlar Müzesi bu bina kompleksi içerisinde gezilebiliyor.
Bölgede görebileceğiniz ikinci nokta ise tarihi bir binada yer alan Alsas Müzesi (MUSÉE ALSACIEN). 18. ve 19 yüzyıllarında bölgede günlük yaşam nasıl olur merak ediyorsanız bu döneme adanmış bu müzeye uğramalısınız.
Bugünün öğle molasını yeşillikler içerisindeki Parc l’Orangerie’de verebilirsiniz. Buradan sonraki durağınızsa Modern Sanat Müzesi (MUSÉE D’ART MODERNE ET CONTEMPORAIN)… Modern mimarisiyle dikkat çeken baraj manzaralı müzede çağdaş sanatın önemli isimlerini bulabilirsiniz. Ernst, Rodin, Picasso, Sisley, Kandinsky müzede eserlerini görebileceğiniz önemli birkaç isim. Binanın üst katındaki kafe, nehre karşı bir kahve molası için ideal.
Eğer vaktiniz varsa şehrin güzel parklarından olan Jardin des Deux Rives’a kadar uzanabilirsiniz. Baraj bölgesinden parka yürümek 1 saat kadar sürüyor. O yüzden şehirde yaygın olarak kullanılan bisikletlerden kiralayarak şehri bir de böyle dolaşma fırsatı yakalayabilirsiniz.
BAŞKA NELER VAR?
Alsas Bölgesi birbirinden güzel köylerle dolu. Bunların en ünlüsü Colmar’ı mutlaka duymuş ya da sosyal medyada fotoğraflarından birine denk gelmişsinizdir. Trenle sadece 20-30 dakikada olan Colmar bence bölgeye gelmek için tek neden bile olabilir. Detayları COLMAR GEZİ REHBERİ’nde inceleyebilirsiniz.
Yine Ortaçağ kasabalarından olan Haut-Koenigsbourg, Eguisheim, Riquewihr ve Kaysersberg’i de gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.
Strazburg’a yaz sonu ya da sonbahar başlarında gelmişseniz yapacağınız en güzel şeylerden biri de Alsas’ın ünlü “üzüm bağları turu”nu yapmak. Strazburg’dan başlayan ünlü rota içerisinde Obernai, Barr, Ribeauville, Guebwiller, Mulhouse gibi harika kasabalar ziyaret ediliyor.
Strazburg’a nasıl gidilir?
Strazburg’a direk uçuş yok ancak gitmek için en yakın havalimanı Basel Havalimanı. Almanya – Fransa – İsviçre’nin ortak kullandığı havalimanı her kapısı farklı bir ülkeye açılan ilginç bir havalimanı… Almanya’da, Stuttgart veya Frankfurt havalimanlarını da kullanmanız mümkün. Bu şehirlerden tren veya otobüsle Strazburg’a kolayca ulaşabilirsiniz.
Paris’ten gelmek de başka bir seçenek. Araçla 5 – 6 saatle, trenle 2 – 3 saatte şehre gelebiliyorsunuz.
Eğer Strazburg dışında etrafındaki köyleri – kasabaları da gezecekseniz araç kiralamayı da düşünmelisiniz. Özellikle birkaç kişiyseniz bu alternatifi değerlendirebilirsiniz.
Avrupa’da keşfedecek yerler arıyorsanız şu yazılara bakabilirsiniz:
Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için Instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorumlar kapandı...