Avrupa’da hangi şehrine giderseniz gidin bozulmamış yapısıyla sizi kendine hayran bırakıyor. Geçen sene görme şansı bulduğum birçok Doğu Avrupa şehri de Paris, Roma, Londra gibi büyük abileri, ablalarıyla boy ölçüşecek güzellikte bana kalırsa… Belki de küçük ölçekli olmaları, bir dönem dış dünyaya kapalı kalmaları ve tabi ki tarih bilinci onların korunmasına daha da katkı sağlamış. Vilnius da işte bunlardan biri… Ortaçağdan kalma küçücük şehir merkezi sizi adeta tarihte yolculuğa çıkartıyor. Bu rehberde Vilnius gezilecek yerler dahil bu harika şehri gezerken işinize yarayacak tüm bilgileri bulacaksınız.
Gösterişli zamanların izlerini korumaya devam eski şehir merkezi bu güzelliğiyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne seçilmiş. Avrupa’nın hem yeni hem de eski başkenti insanı kendine hayran bıraktıracak kadar güzel. Barok ağırlıklı mimarisi, daracık sokakları, kırmızı çatıları, gösterişli kiliseleri, her zaman canlı Katedral Meydanı, her adımda sizi karşılayan kafeleri, cıvıl cıvıl genç nüfusu ile Vilnius, Kuzey Doğu Avrupa’nın gizli kalmış mücevherlerinden biri bana göre.
2019’da yaptığım Oslo’dan başlayan Milano’da biten 1 aylık gezim sırasında uğradığım Vilnius’a açıkcası hayran kaldım. Küçük ama sıcak bir atmosfere sahip şehrin sokaklara taşan bir enerjisi var. Haziran ayında gitmemin etkisi belki de yerli halk evlerinin önlerine dökülmüş, turistler yavaş yavaş sokakları doldurmaya başlamıştı. Şehri saran tatlı huzur ve neşe sizi de sarıveriyordu hemen.
Vilnius, kendisi gibi küçük Tallinn ve Riga ile beraber yapılabilecek harika bir rota üzerinde… 8 – 9 günlük bir zaman ayırarak bu güzel üç şehri görmek mümkün. Şehirlerin küçük olması, aralarındaki mesafelerin kısa olması en büyük avantajı… Hatta biraz daha sıkıştırarak -buraya gelenlerin genellikle yaptığı gibi- çok yakınlardaki Minsk’e kadar uzanabilirsiniz.
Göz atmak isterseniz RİGA GEZİ REHBERİ ve TALLINN GEZİ REHBERİ‘ne bu sayfalardan ulaşabilirsiniz.
İşgallerle acılarla dolu bir tarih
İlk kez tarihte adı 1253 yılında geçen Vilnius, kuşatmalarla, işgallerle, savaşlarla dolu yıllar geçirmiş. Bir Ruslar bir İsveçliler sonra Almanların kontrolüne geçmiş. Polonya ile birlikte kurduğu federasyon onu bir süre düşmanlardan korusa da I. Dünya Savaşı yılları, daha sonra II. Dünya Savaşı yine sorunlarla geçmiş. II. Dünya Savaşı sırasında şehri işgal eden Almanlar, Vilnius ve civarında 265 binden fazla Yahudi’yi öldürür. Ardından gelen Kızıl Ordu Vilnisu’u Almanlardan kurtarır ama bu sefer de uzun yıllar sürecek Rus işgali başlar.
1980’lere gelindiğinde Sovyet ülkelerinde başlayan özgürlük dalgası Litvanya’yı da sarar. 1989 yılında Vilnius’tan Tallinn’e uzanan “Baltık Yolu” olarak adlandırılan ve milyonlara insanın oluşturduğu zincir bağımsızlığın sinyalleridir. Baltık Şarkı Devrimi kapsamında başlayan hareketler 1990 yılında bağımsızlıklarını ilan edene kadar bazen açık, bazen gizlice devam eder. Rusya ilk etapta asker göndererek buna engel olmaya çalışsa da 1991 yılında tamamen bağımsızlık gelir. O tarihten sonra hızlıca toparlanan Litvanya ve Vilnius, Avrupa’yla entegrasyonunu kısa zamanda tamamlar.
Artık yavaş yavaş gezginlerin rotasına giren etkileyici şehir, geçmişin acı izlerini çoktan silmiş. Etkileyici mimarisi, enerji dolu sokaklarıyla ve birçok Avrupa şehrine göre düşük fiyatlarıyla bana göre Avrupa’nın yükselen yıldızı olmaya aday…
Bu güzel şehri görmek için neden arıyorsanız 10 maddeye sığdırmaya çalıştığım birçok neden sıralayabilirim size…
Vilnius gezi rehberine, VILNIUS GEZİLECEK YERLER ile başlayabiliriz detaylarına geçebiliriz.
GENEL BİLGİLER
Vilnius neresi?
Vilnius, bir Baltık ülkesi olan Litvanya’nın başkenti. 402 metrekarelik şehir merkezinde nüfusu da 580 bin kadar. Litvanya’nın Beyaz Rusya (Belarus) sınırına yakın bir konumu var.
Vilnius’ta kaç gün kalmalı?
Vilnius gerçekten de küçük bir şehir. Ama eski şehir merkezi o kadar keyifli ve etkileyici ki burada ne kadar vakit geçirseniz o kadar keyif alırsınız. En az 2 tam gün burası için yeterli olur. Ama 3-4 günlük bir programla şehrin güzel atmosferini hissederek gezmek çok daha iyi olabilir bence.
3-4 günden fazla kalacaksanız yakınlardaki Kaunas ya da Trakai’ye günübirlik geziler de planlayabilirsiniz.
Vilnius’a ne zaman gidilir?
Kuzey ülkesi olduğu için kışları biraz soğuk geçiyor. Nisandan sonra ısınan hava ile beraber şehrin mekanları da tekrar dışarılara taşmaya başlıyor. Ben haziran ayında gittiğimde 25 dereceleri bulan bir sıcaklık vardı. Bu sanırım o yıla göre biraz anormalmiş ama genellikle haziran ortalamaları 18-20 dereceleri buluyor. En sıcak aylar temmuz – ağustos ortalamaları ise 22-23 dereceleri geçmiyor. En sıcak ay temmuz, en soğuğu ise aralık. O yüzden yazın bile gidiyorsanız yanınıza bir kalın kazak ya da mont almanızda fayda var.
Temmuz ve ağustos ayları, şehirdeki festivallere de denk gelebileceğiniz aylar. Ekim ve kasım aylarında gidiyorsanız caz ve tiyatro festivalinin programını kontrol edin. Yine kasım sonundan – ocak başına kadar da Noel pazarını ziyaret edebilirsiniz.
VILNIUS’A GİTMEK İÇİN ON GÜZEL NEDEN / VILNIUS GEZİLECEK YERLER
Vilnius Eski Kent (Old Town)
Neris ve Vilnia nehirleri kıyısına kurulu şehir daha çok Vilnia etrafında gelişmiş. Şehrin yeni yapılanması ise Neris Nehri’nin diğer yakasında… Savaş yıllarının izlerini silerek büyük bir renovasyon geçiren eski şehir merkezi en dikkat çekici yerlerinden biri. Sokaklar, binalar, kilseler birbirinden güzel. Arnavut kaldırımlı Pilies Caddesi eski şehrin ortasından geçen ana caddelerden biri. Hafif meyille şehrin üst kısımlarına kadar uzanıyor. Cadde boyunca mağazalar, hediyelik eşya dükkanları, birbirinden şık kafe ve restoranlar var. Kahve eşliğinde şehrin atmosferini izleyebileceğiniz birçok yer var etrafta.
Önemli sokaklarından biri de Literatu Gatve. Edebiyata adanmış bu sokakta duvarları, ülkenin en iyi ve ünlü yazarlarına adanmış minyatür sanat eserleri kaplanmış.
Stikliu Sokağı ise eskiden cam üfleyicilerin yer aldığı bir sokakmış. Artık bu dolambaçlı sokakta mağazalar ve küçük kafeler yer alıyor.
Şehrin ayakta kalan tek giriş kapısı Şafak Kapısı’ndan başlayan Didzioji Caddesi ise üst bölümü Geminidas Kulesi’ne kadar bağlayan gösterişli caddelerden biri.
Şafak Kapısı’na yakın Hales Pazarı (Hales Turgus) 1906 yılında açılmış. Pazarda etten balığa, sebzeden kıyafete her şeyi bulabiliyorsunuz. İçerisinde fırın ve kafeler de var.
Harika mimarisiyle Vilnius Üniversitesi, Botanik Bahçesi, Barok mimarisiyle Başkanlık Sarayı, Neo-klasik Belediye Sarayı, (Town Hall) da eski şehrin sınırlarında.
Katedral Meydanı
Şehrin benim en sevdiğim yeri bu meydan oldu. Beyaza boyalı kocaman katedral, yanında yükselen kulesi ve meydandaki Büyük Dük Gediminas Heykeli ile oldukça etkileyici… St. Stanislav ve St. Vladislav Katedrali Litvanya’nın en önemli katedrali sayılıyor. Şehrin en canlı yerlerinden biri aynı zamanda. Gündüzleri nispeten sakin olan meydan akşam üzeri kalabalıklaşıyor ve her köşede farklı bir hareket başlıyor. Gösteri yapanlar, dans eden çocuklar, şarkı söyleyenler, kaykaylarıyla-bisikletleriyle şov yapanlar buradan eksik olmuyor bu saatlerde. Geç saatlere kadar meydanın heyecanı bitmiyor.
Meydandaki gösterişli katedralin kökeni 13. ve 15. yüzyıllara kadar uzanıyor. 1922 yılında da bazilika unvanı almış. Litvanya tarihindeki birçok önemli isim kilisenin temellerinde yatıyor. Sovyet rejimi sırasında bir depo olarak kullanılan bina, 1989 yılında restore edilerek tekrar kullanıma açılmış. Dışının gösterişine göre içi oldukça sade.
Meydanın ilginç özelliği ise kaldırımda yer alan taşlarından biri… Stebuklas (Mucize) yazan karo taşına bastığınızda mucizelerin gerçekleşebileceğine inanılıyor.
Litvanya Ulusal Müzesi katedralin hemen arkasında yer alıyor.
Şafak Kapısı (Gates of Down) ve kutsal ikonası
Şehrin eskiden sahip olduğu 5 giriş kapısından ayakta sadece bu kapı kalmış. 1503- 1522 yıllarında yapılan kapı daha önce yokuşun başında olduğundan “Dik Kapı” olarak da anılıyor. Dini olarak büyük önem taşıyan Meryem Ana’nın gün doğumuyla ilişkilendirilmesi nedeniyle buraya daha sonra Şafak Kapısı denmiş.
Kapısının hemen üzerindeki küçük bir bölmede yer alan Meryem Ana tablosu buraya büyük bir önem kazandırıyor. Dünyanın birçok kilisesinde kopyaları olan tablonun mucizeler gösterdiğine inanıldığından kutsal olarak kabul ediliyor. İçeride her zaman yerlilerden turistlerden oluşan bir kalabalık var. Sessizlik içerisinde herkes bu tabloyu görme çabası içerisinde.
Turlar genelde buradan başlayarak şehrin derinliklerine iniyor.
Bağımsız Uzupis Cumhuriyeti
Eskinin tehlikeli bölgesi şimdi şehrin en çarpıcı yerlerinden biri olmuş. Nehrin karşı yakasında yer alan bölgenin ismi de buradan geliyor. Uzupis’in kelime anlamı “nehrin diğer kıyısı” demekmiş. Bölgenin hikayesi ise ilginç: 16. yüzyılda şehrin bu fakir bölgesi uyuşturucu satıcılarının, hayat kadınlarının bulunduğu bir bölgeymiş. Sovyet döneminde kendi haline bırakılan ve harabeye dönen bölge, bağımsızlıktan sonra ucuz kiraları nedeniyle sanatçılar tarafından tercih edilir olmuş. Geçirdiği değişimle sanatçıların elinde bambaşka bir çehreye bürünmüş. 1997 yılında kendi bağımsızlıklarını ilan eden bölgenin şimdi kendi başkanları, kendi bayrakları ve anayasası var.
Meydanda bulunan melek heykeli ise Uzupis’in koruyucu meleği olarak kabul ediliyor. Nehir kıyısına kurulmuş sanat atölyeleri, kafeleri ve güzel sokaklarıyla şehri gezerken sizi başka bir aleme götürüyor. Sokaklara asılmış bir sayfalık anayasaları, Türkçe dahil birçok dile çevrilmiş. Bu alan herkesin ilgisini çeken şeylerden biri. Nehir kıyısını gezerken nehir kıyısındaki duvarlarının içerisinde saklanan Deniz Kızı’nı görmeyi unutmayın.
Muhteşem kiliseler
16. yüzyılda önemli bir merkeze dönüşen ve zenginleşen Vilnius, bu dönemden sonra birçok kilise ile donatılmış. Özellikle Barok, Gotik sanat akımlarıyla yapılmış kiliselerin birçoğu şehri gezerken zaten yolunuzun üzerine çıkıyor. Sovyet döneminde şehirdeki kiliseler kapatılarak depo amaçlı kullanılmış. Cumhuriyetin ilanından sonra çoğunluğu restore edilerek tekrar ibadete açılmış ve görevlerini gizlice sürdüren din adamları da görevlerinin başına dönmüş.
Ausro Vartu Caddesi şehrin kiliselerle kaplı en ikonik bölgesi. Yol boyunca St. Kazmir’s Kilisesi, Holy Trinity Kilisesi, Holy Sprit Ortodox Kilisesi, St. Teresa Kilisesi görebiliyorsunuz.
Barok tarzıyla yapılmış St. Peter ve St. Paul Kilisesi şehrin en gösterişli kiliselerinden biri. Bina iç dekorasyonunda kullanılan 2000 alçı figürle göz kamaştırıyor.
Uzupis’e giderken yolunuza çıkacak kırmızı tuğlalı St. Anne Kilisesi’nin içerisine mutlaka girin. Napolyon’nun Vilnius’u işgali sırasında hayran kaldığı bina, 500 yıldır değişmeden günümüze ulaşmayı başarmış ve Vilnius’un sembollerinden biri olmuş. Bernardine Kilisesi ise onu hemen yanı başında. Dini amaçlı kullanılan bina savunma amaçlı da kullanılmış. Litvanya Kültürel Mirası ilan edilen kompleksi kısa ve uzun tur olmak üzere iki şekilde gezebiliyorsunuz.
Baltık kehribarı
Helsinki’den başlayan Tallinn, Riga, Vilnius hatta Varşova rotasında gördüğünüz ortak şey kehribar / amber dükkanları… Anavatanı Baltık bölgesi olan kehribar bölgede “kuzeyin altın’ı olarak anılıyor. Baltık Denizi’nden çıkartılan kehribar, aslında milyon yaşındaki çam ağacının fosilleşmiş reçineleri. Sarı ağırlıklı tonlarda ve birçok şekillerde olabiliyor. Kehribarlar ustaların ellerinde çok farklı şekillerde işlenerek birbirinden güzel takı, objelere dönüştürülüyor. Taşın güzellik unsuru olarak kullanılmasından öte iyileştirici etkisine de inanılıyor.
Vilnius’ta da her köşe başında bir kehribar mağazası bulmanız mümkün. Vaktiniz varsa Mykolo Sokağı’ndaki Kehribar Müzesi’ni gezebilirsiniz.
Kehribar alırken dikkatli olmak lazım. Plastikten, camdan taklitleri yapılabiliyor. O yüzden otelinizin ya da bildiğiniz birilerin önerdiği yerden almanızda fayda var.
Keyif taşan yol üstü kafe-barlar
Küçük ve huzur dolu ortaçağ şehri Vilnius’u gezerken gördüğüm en önemli şeylerden biri de insanların keyifle sokaklarda dolaşıp gece gündüz fark etmeden mekanlarda, parklarda eğleniyor olmalarıydı. Özellikle hafta sonuna denk geldiğim için sanırım mekanlar dolu ve dışarılara taşan eğlenceli bir atmosfer vardı her yanda.
Şehir zaten adım başı kafeler, barlar ve publarla dolu. Hepsi birbirinden özenle dekore edilmiş. Coffee Inn gibi zincir kafeler bile oldukça güzel kahveye, içerisinde rahat alanlara sahip. Yeme içme mekanlarını çoğu Vilniaus Caddesi üzerine toplanmış. Burası bir çeşit barlar sokağı diyebilirim.
Bardakas, La Birra, Da Antonio, Talutti Bakes ‘n’ Shakes City, Cat Cafe, VeCafe, Distilerija, Brooklyn Brother, La Bohem yemek ve içmek için uğrayabileceğiniz yerlerden birkaçı.
Eğlenip dans edebileceğiniz yerler arıyorsanız onların da çoğu Vokieciu Gatve civarında toplanmış.
Birbirinden farklı müzeler
Şehir, tarih, sanat ve diğer alanları kapsayan irili ufaklı birçok müzeyle dolu. Büyük Dük’ün eski sarayı Litvanya Ulusal Müzesi’ne çevrilmiş. İki ayrı bina da gezilebilen müzede şehrin gelişimini gösteren sergilerin yanı sıra saraydaki günlük yaşama ait bölümler ve Litvanya ulusal sanatından örnekleri görebileceğiniz bölümler de yer alıyor.
İlk kez bu tarz bir müzeyi ziyaret ettiğim yer olması açısından KGB Müzesi en çok dikkatimi çeken yerlerden biriydi. Müzenin aslında ismi İşgaller ve Özgürlük Savaşı Müzesi (The Museum of Occupations and Freedom Fights)… Uzun yıllarca KGB’nin kullandığı bu bina daha sonra müzeye çevrilmiş. 50 yıllık işgal dönemini, işkence gören, birbirinden koparılan binlerce insanın hikayelerine şahit oluyorsunuz. Hikayelerin resimlerle-objelerle anlatıldığı giriş katının yanı sıra işkence ve hücrelerin olduğu alt kat da oldukça dikkat çekiciydi.
Ayrıca, Çağdaş Sanat Müzesi (National Gallery of Art), İllüzyon Müzesi, Puşkin Müzesi, TV Kulesi, Vilnius Resim Galerisi, Oyuncak Müzesi, Para Müzesi, Vilna Gaon Yahudi Müzesi ve ilginç bir koleksiyona sahip Kuklalar Müzesi Vilnius’ta ziyaret edebileceğiniz diğer müzelerden birkaçı…
Tepelerden harika bir şehir manzarası
Kırmızı kiremitli çatılardan oluşan bir deniz, kiliselerden yükselen kuleler ve yeşillikler içerisinde uzanan Vilnius gerçekten güzel bir şehir. Tepelerden Vilnius’un bu güzel manzarasını izleyebileceğiniz birkaç özel nokta var. Bunlardan ilki Gediminas Kulesi. Tepeye Arnavut kaldırımlı bir yol ile ya da finüküler ile çıkılabiliyor. Kuleye giriş ücreti 5 Euro ama terastan da manzara en az o kadar güzel.
Başka bir nokta ise Üç Haç Anıtı’nın yer aldığı Kreivasis Tepesi ya da Bleak Tepesi… Tepeye çıkış biraz dik ama parkın içerisinden geçen yol oldukça güzel… Geçmişi 17. yüzyıla kadar uzanan haçlar Sovyet döneminde kaldırılmış ancak bağımsızlıktan sonra tekrar yerine konmuş. Heykeller sonra da birkaç kez değişmiş. Şu anki halini heykeltıraş K. Silgalis yapmış.
Ayrıca Radissonblu Oteli’nin terası da şehir manzarası seyredebileceğiniz yerlerden biri.
Leziz Litvanya birası
Litvanyalıların gurur duydukları en önemli şeylerden biri de biraları. 11. Yüzyıla kadar uzanan bir geçmişi var burada biranın. Eskiden 200 üzerinde üreticisi varken şu an 80 civarında marka kalmış. Her köşede göreceğiniz bar ve publarda bunların tadına bakmak mümkün. Hatta bazı parklarda masalar kurup buralarda da eğlenerek biralarını içiyorlar.
Širvenos, Jovaru Alus, Piniavos Seklyčios, Vasaknu Dvaro Tamsus, Senojo Vilniaus Tamsusis su Prieskoniais, Ramūno Čižo Gira, Kupiškio Salaus Alus Švyturys (alkolsüz), Kanapinis, markaları bunlardan birkaçı.
Alaus Namai biraların tadına bakacağınız yerlerden biri. 18 yerli bira yanında 100’ün üzerinde ithal bira çeşidi var.
ALAUS NAMAI Adres: A. Goštauto g. 8, Vilnius
VILNIUS’TA BAŞKA NELER YAPILIR?
Vilnius’a sadece 20 dakika mesafedeki Trakai, dağlar, göller ve Vilnius arasında kalmış tarihi kasabalardan biri. 14. yüzyılda Galve Gölü üzerinde inşa edilmiş ünlü Trakia Kalesi’nin etkileyici bir manzarası var. Bu güzel kaleye ahşap yolu takip ederek ya da teknelerle geçebiliyorsunuz. Şehir bir zamanlar Litvanya’nın başkentiymiş. Burası aynı zamanda Karay Türkleri’nin yaşadığı bir bölge. Şirin evleri ve doğasıyla beğeneceğiniz kasaba için yarım gün yetecektir.
Vilnius’a bir saatlik mesafedeki Kaunas, Litvanya’nın ikinci büyük şehri. Şehrin ortaçağdan kalma mimarisiyle oldukça etkileyici. Nehir kıyısında, yeşillikler içerisindeki şehir katedralleri, kalesi ile ünlü.
Doğayla iç içe geçmiş sanat eserlerinin yer aldığı Eurora Park, nehir içerisine monte edilmiş taşlarıyla ünlü Taş Heykel Parkı Vilnoja görülebilecek diğer yerler arasında.
VILNIUS GEZİ REHBERİ – 3 GÜNLÜK ROTA
Gün I
Şehri gezmeye başlamak için en güzel nokta Şafak Kapısı. Öncesinde Hales Turgus’a girerek şehrin ünlü pazarını gezip buradan giriş kapısını ve Meryem Ana Tablosu’nu görerek eski şehre gezmeye başlayabilirsiniz. Aşağı inişte yol üzerinde göreceğiniz kiliselerin hepsi birbirinden güzel.
Yolunuzun üzerindeki Şehir Belediye Sarayı (Town Hall) ve Stç Kazimir Kilisesi’ne de göz atın. Sonra eskiden cam üfleme atölyelerinin olduğu şimdi şık mağazalarla dolu Stikliu Caddesi’ni oradan da Pilies Caddesi’ni keşfe başlayabilirsiniz.
Etkileyici binalarını görmek için dilerseniz Vilnius Üniveristesi’inde bir rehberli tura katılabilirisiniz. Sonra Literatu Gatve Sokağı’na, buradan da Katedral Meydanı’na kadar gidin. Katedralin hemen yanındaki Ulusal Müze ve Geminidas Tepesi’ne çıktıktan sonra günün kalan kısmını Katedral Meydanı ya da yakınlarında geçirebilirsiniz.
Gün II
Güne Uzupis’in etkileyici sokaklarında başlayın. Buradaki Melek Heykeli’nin gölgesinde atölyeleri gezip kafelerde oturabilir ya da nehir kıyısında piknik yapabilirsiniz. Vilna Nehri’ni tekrar geçerek önce yolunuz üzerindeki St. Ann Kilisesi ve Bernardine Kilisesi’ni ziyaret edin. Sonra tekrar Katedral Meydanı’ndan geçerek Vilniaus Caddesi’nin kafeleri mağazaları arasından yürüyerek KGB Müzesi’ne kadar gelin. Günü civardaki barlar sokağında bitirebilirsiniz.
Gün III
Sabah erkenden kalkarak otobüsle göl kenarındaki Trakai kasabasını keşfedin. Yarım günlük gezi burası için yeterli olacaktır. Eğer yarım günde bitirmeyi tercih ederseniz kalan vaktinizi şehir merkezine dönerek Çağdaş Sanat Müzesi’nde geçirin. Gün batımını yakalamak için Bernardine Parkı’nın içerisinden geçerek Üç Haç Heykeli’ne çıkabilirsiniz.
Vilnius’ta nerede yenir? Ne yenir?
Vilnius’ta yerel ve dünya mutfağından çeşitler bulabileceğiniz çok fazla seçenek var. Kuzey Avrupa genelinde rastlayabileceğiniz ortak bir yemek kültürüne sahip. Çavdar, patates, turp, pancar, mantar ve süt ürünleri en çok kullanılan malzemeler arasında.
Cepelinai ya da Didžkukuliai – Bir çeşit içli köfte. Patatesten yapılan dış kısım, içerisine et konduktan sonra suda haşlanarak hazırlanıyor. Yanında ekşi krema sosu (sour cream) ya da mantar ile servis ediliyor.
Saltibarščiai (Pancar çorbası) – Pancardan yapılan çorba özellikle yaz aylarında tercih edilen soğuk bir çorba çeşidi. Pancardan yapıldığı için rengi pembe… Pancar, haşlanmış yumurta, salatalık ve dereotunun süt veya kefirin içerisine doğranmasıyla yapılıyor.
Juoda düona (Esmer çavdar ekmeği) – Duona ekmek anlamına geliyor. Bu ekmek Litvanya’nın geleneksel ekmeği aynı zamanda. Sabah, öğle, akşam her öğünde yedikleri ekmeğin dayanma süresi de çok uzun.
Balandėliai (Yaprak sarması) – Bizim etli lahana dolmamıza benziyor. Beyaz lahana yapraklarının içerisine kıyma, pirinç ve soğan konarak pişiriliyor. Domates sosu veya ekşi krema ile servis ediliyor.
Bulviniai Blynai (Patates krepi) – Rendelenmiş patatesler, yumurta, un, baharat ve soğanın karışımıyla yapılıyor ve az yağda kızartılıyor.
Gira / Kvass (Mayalanmış çavdar içeceği) – Siyah çavdar ekmeğinden yapılıyor. İçerisine kuru üzüm de konuyor. Kuzey Avrupa ülkelerinde genelde sevilen ekmek tadında bir içecek… Mayalanma sürecinden dolayı içerisinde az da olsa alkol bulunuyor (0,005 – 1,5 oranında) …
Birkaç mekân önerisi
Fine dining tarzı bir yer arıyorsanız yerel ve Avrupa mutfağını bulabileceğiniz Amandus, Sweet Root ve Selfish Bistro’yu tercih edebilirsiniz.
Daha yerel bir şeyler tatmak isterseniz Mykolo 4 ve Restaurant Lokys’u deneyebilirsiniz.
Uygun fiyatlı yerel bir şeyler arıyorsanız Fiorentino ve Alus Biblioteka’ya ya da Gaspar’s Restoranas’a uğayabilirsiniz.
Daha hesaplı yemek içinse Jurgis ir Drakonas Pilies, Pizza di Ascari, Gusto Blynine’i tercih edebilirsiniz.
Kahve için ben bolca Coffee Inn’e uğradım. Daha çok ortam ve özellikli kahveler için Chaika, Coffee 1, Pinavija & Bakery, Crustum, Vero Cafe, Crooked Nose & Coffee Stories, Taste Map, Holly Donut en iyi adresler.
Vilnius’ta nerede kalınır?
Bernardinu B&B House
Eski şehir sınırılarında restore edilmiş Barok bir binanın içerisinde olan otel bir aile işletmesi. Bazı odalar balkonlu, tavanlar ve duvarlar resimlerle süslenmiş. Size eski şehrin havasını hissettiriyor adeta. Otel her yere kısa yürüyüş mesafesindeki konumuyla da oldukça tercih ediliyor. Odalarda küçük mutfak alanı ve elektrikli su ısıtıcısı bulunuyor. Single odalar 36 Euro’dan başlıyor.
Radisson Blu Hotel Lietuva
Zincir hotel olan Radisson grubuna bağlı otel, 4 yıldızlı. Güzel ve modern döşenmiş odaları, klimalı. Şehrin merkezinde Neris Nehri kıyısında yer alıyor. 22 katlı binanın üst katından şehir manzarası oldukça güzel. Eski şehir meydanına 10 dakikalık bir yürüyüş mesafesinde. Uluslararası ve İskandinav mutfağı olan otelde kahvaltı dahil olan ve olmayan seçeneklerden birini tercih edebilirsiniz. Standart single odalar 85 Euro’dan başlıyor.
Hostel Oras
Otobüs terminali ve tren istasyonuna 5 dakika, şehir merkezine 15 dakika, Şafak Kapısı ve büyük pazar Hales Turgus’a da sadece 6 dakika yürüyüş mesafesinde. Hostel iki binadan oluşuyor. Benim kaldığım ana binanın bir bina yukarısındaydı ve daha yeni ve sakindi. Her katta kendi tuvalet ve banyosu olan hostelin ortak mutfak alanı ve oturma alanı bulunuyor. Şehrin üst kesiminde ama merkezden yukarı yürürken hafif bir meyil olduğundan zorlamıyor. Karma odalar 8 Euro, ortak banyolu single odalar 25, ekonomik double odalar da 18 Euro’dan başlıyor.
Tilto Otel
Bir İrlandalı tarafından işletilen otel eski şehir merkezinin tam kalbinde, Katedral Meydanı’na sadece 250 metre uzaklıkta. Odalar oldukça şık düzenlenmiş, el yapımı mobilyalarla dekore edilmiş. Geç kararan havaları düşünerek camlara ışık geçirmeyen (black-out) perdeler takılmış. Restoranında yerel yemekleri bulabiliyorsunuz bir de tabi ki Guiness bira J Dilerseniz havalimanından karşılama yapıyorlar.
Vilnius’a nasıl gidilir?
Vilnius’a direk uçak isterseniz tek seçeneğiniz Türk Hava Yolları… Yıl ortalaması (gidiş – dönüş) 1300 TL civarlarında… Ama Ukrayna Hava Yolları, Aeroflot, Pegasus, Ryanair, AirBaltık hava yolları ile de aktarmalı ve belki de daha hesaplı uçuşlar yakalayabilirsiniz. Mesela bir aktarmalı Ukrayna Havayolları ile 900 TL civarında uçabiliyorsunuz.
Ben başta da dediğim gibi Oslo’dan başlayan bir rota üzerinde uğradım Vilnius’a. Tallinn –Riga yoluyla Vilnius’a otobüs ile geldim. Riga ile arası yaklaşık 4 saat. Ecoline, Lux Express gibi otobüs firmalarının bu rota üzerinde birçok seferi var.
Ben buradan Beyaz Rusya’nın başkenti Minsk’e geçmiştim. Onunla da arası yine 3,5 – 4 saat arası. Ecolines, Infobus, Toks gibi firmaların seferleri var. Diğer Avrupa şehirlerine de yine otobüs ile bağlantı yapabiliyorsunuz.
Ülke içerisindeki birçok şehre ve komşu ülkelere tren ile gidilebiliyor. Riga, Minsk, Moskova gibi şehirlere belirli günlerde seferler yapılıyor. Biletler için LİTVANYA TREN HATLARI sayfasına bakabilirsiniz.
Şehirlerarası ve uluslararası otobüs hatları için de BU SAYFAYA bakabilirsiniz.
Şehir içi ve havalimanı ulaşım
Gezilecek yerler genelde yürüyüş mesafesinde ama yürümek istemezseniz otobüs – tramvay servisleri oldukça iyi. Günlük ya da birkaç günlük biletler alarak bunları ekonomik hale getirebilirsiniz.
1 günlük bilet – 5.00 Euro
3 günlük bilet – 8.00 Euro
5 günlük bilet – 12.00 Euro
Kartları otobüs içerisindeki sarı renkli cihazlara değdirerek okutmayı unutmayın.
Burada Über yerine BOLT kullanılıyor. Fiyatları oldukça iyi. Taksiye binecekseniz sokaktan çevirmek yerine telefonla çağırırsanız daha uygun bir tarifesi oluyor.
Havalimanından şehre ulaşım
Havalimanı ile şehir merkezinin arası oldukça kısa, 5 kilometre… Kısa mesafe olduğundan taksi fiyatları da uygun gelebilir, yaklaşık 15 Euro civarı tutuyor. Tren ve otobüs servisleri de var. Toplu taşıma otobüslerine binerseniz şoförden alabileceğiniz tek yön bir biletle 1 Euro karşılığında şehir merkezine gidebiliyorsunuz. Sonrasında biletinizi otobüs içerisindeki makinelerde aktive etmeniz gerekiyor. Merkeze giden hatlar 3G, 88 ayrıca 1, 2 ve 88N hatları şehir içerisinde farklı noktalara servis yapıyor. Servis 20 dakika sürüyor.
No. 3G – Havalimanı – Merkez – Fabijoniškės
No. 1 – Havalimanı – Vikingai St. – İstasyon
No. 2 – A Havalimanı – Vikingai – Liepkalnio St. – İstasyon
No. 88 – Havalimanı –Merkez – Europa Square
No. 88N* – Havalimanı – Merkez – Europa Square (*Gece 22.30- 5.30 arası çalışıyor)
Saatler için: VILNIUS TRANSPORT
Airport Express otobüs hattı, her 40 dakikada bir şehir merkezine sefer düzenliyor. Seferleri 07.40 – 22.00 arasında…
Treni tercih ederseniz Vilnius Tren İstasyonu’na 8 dakikada ulaşıyorsunuz. Bileti trende veya Vilnius Tren İstasyonu’ndan alabiliyorsunuz.
Fiyatlar
Daha gelişmiş Avrupa ülkeleriyle karşılaştırdığınızda fiyatlar oldukça iyi diyebilirim.
Bir kahveyi 1,80 – 2,5 Euro arasında içerken bir kadeh şarabı ise 3 – 3,5 Euro fiyat aralığında içebiliyorsunuz.
Bir restoranda tek bir ana yemek fiyatı 7 – 18 Euro arası diyebilirim. Et yemeği isterseniz o da 12- 20 Euro aralığında…
Bira çeşitleri çok fazla. En ucuzu 2 Euro’dan başlıyor, 3,5 Euro’ya kadar çıkıyor.
Birçok şehirde kullanılan, indirim ve birçok müzeye ücretsiz giriş imkânı sağlayan şehir kartlarından almak isterseniz Vilnius’un da var tabi ki… VILNIUS PASS için 24, 48 ve 72 saatlik seçenekler var. MO Müzesi ve İllüzyon Müzesi hariç neredeyse bütün müzelerde serbest giriş hakkı var. Hop-on Hop-off otobüsleri, Vilnius Walking Tour yürüyüşleri, Gondola Tour, Botanik Bahçesi ve audioguide’lar ücretsiz… Bisiklet – Scooter kiralama, Trakai turları, Balonla gezi, bazı el işi ürünler satan atölyelerde, galerilerde ve bazı restoranlarda da indirim uyguluyorlar.
24 saat online fiyat 18,99 Euro
48 saat online fiyatı 28,99 Euro
72 saat online fiyatı 34,99 Euro
72 saat ve toplu taşımada kullanılan online fiyatı 41,99 Euro
Kart alırsanız broşürü de yanınızda taşıyın mutlaka… Müze girişlerinde bir kısmını kopartıyorlar.
Detaylı bilgi ve satın almak için: VILNIUS PASS
GEREKLİ BİLGİLER
Dil
Resmi dilleri Litvanca. Rusça ve Lehçe de konuşulan diller arasında. İngilizce konuşma oranı ise oldukça yüksek. Gençler arasında neredeyse %80 oranında…
Para birimi
Euro
Zaman
Aynı saat dilimindeyiz ama yaz saati uygulamasının kalkmaması nedeniyle kış aylarında bizden 1 saat gerideler.
Vize
Schengen vizesi gerekiyor. Litvanya genelde rahat vize alınan ülkeler arasında ama Litvanya gibi küçük ülkeler uzun süreli vize vermiyorlar genelde. Aklınızda olsun.
Eğer ilk defa SCHENGEN VİZESİ alıyorsanız bu yazı işinize yarayabilir.
Yalnız gidilir mi?
Litvanya izlenimim oldukça güvenli bir ülke olduğu… Küçük bir şehir ve huzurlu bir hayatı var, herkes kendi dünyasında… Gece geç saatlere kadar herkes sokaklarda, eğlence yerlerinde… 1 ay boyunca gezdiğim Doğu Avrupa şehirlerinin hepsinde yalnızdım ve herhangi bir sorun yaşamadım. Ancak ben şehirlerde her zaman geç saatlerde ve ara sokaklarda dikkatli olmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorumlar kapandı...