Kalbinizi Bozcaada’da bırakıp dönme tehlikesine karşı sizi baştan uyarmalıyım. İtiraf edeyim, her gidişimde bana öyle oluyor. Bu küçücük adanın etkileyen, kalbe dokunan bir hali var. Rum ve Türk mimarisinin en tatlı örnekleri, serin ama el değmemiş koyları, çeşit çeşit üzümlerin rol çaldığı mutfağı ve kendine has o güzelim ada kültürü sizi baştan çıkaran şeylerin başında geliyor. Bu yazı ise ağırlıklı olarak Bozcaada plajları ve koyları ile ilgili olacak ama gerekli diğer detayları da bu yazıda bulacaksınız.
Adalar her ne kadar anakaraya yakın olsa da kendilerine özgü bir doku-kültür yaratmayı başarıyorlar bana göre. Bozcada da bunun en iyi örneklerinden biri. Çok yakın ve aynı bölgesel etkiye maruz kalsalar da mesela Gökçeada’dan çok başka bir havası var buranın.
Eski adı Tenedos
Türkiye’nin 3. büyük adası olan Bozcada, aynı zamanda Türkiye’nin köyü olmayan tek ilçesi. Eski adı Tenedos olan Bozcaada antik çağdan beri yerleşim yeri olmuş. Antik Yunan’da ve sonrasında Roma, Pers, Venedik, Ceneviz ve Bizans’ın egemenliğinde kalmış. 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde tam anlamıyla fethedilse de bazı dönemler Venedikliler ile ada için mücadele devam etmiş. Zaman zaman yine el değiştirdiği dönemler olmuş. Balkan Savaşı sırasında, 1. Dünya Savaşı sırasında işgale uğramış ancak Lozan Anlaşması ile Türkiye’ye geri verilmiş. Bozcaada 20 Eylül 1923’te tekrar Türkiye topraklarına katılmış.
Adanın nüfusu 2500-3000 arasında ama yaz aylarında bunun kat kat üstüne çıkıyor. Hem evlerine geri dönen ada halkı hem turistlerin akınına uğruyor. Ada böyle güzel olunca bu da sanırım çok normal.
Adada Türkler ve Rumların oluşturduğu karma bir kültür var. Ada sokaklarında bu iki kültürün izlerini görüyorsunuz zaten. Şu an ismi Cumhuriyet Mahallesi olan mahalle Rum, Alaybey Mahallesi’nde ise Türk kültürü ve mimarisi ağırlıkta. Adanın kilisesi Cumhuriyet Mahallesi’nde, hamam, cami, çeşme gibi Türklere ait özellikler ise Alaybey’inde. Bugün adada yaşayan Rumların sayısı 25-30’u geçmiyor.
Gerçek adalı kime derler?
Ada gezmek için çok güzel ama ada yaşamı gerçekten zor. Kış aylarında bazen anakarayla bağlantı birkaç gün kopabiliyor, rüzgarına, dalgasına katlanmak gerekiyor. Bütün bunlara dayananlara da “gerçek adalı” deniyormuş.
Bozcaada’nın hakkında ufak bir merakı olanlar onun soğuk deniziyle ilgili ününü mutlaka duymuştur. Evet, Bozcada çok güzel ama denizi biraz serin. Şunu belirtmeliyim bazen gerçekten de tersine denk gelebilirsiniz. Temmuz – Ağustos aylarında bile tüylerinizi diken diken edecek kadar soğuk olabiliyor. Ancak hakkını yemeyelim, her zaman bu kadar soğuk olmuyor.
Böylesine güzel ve el değmemiş olunca buralarda yüzmek de ayrı keyif veriyor. Ben de işte size bu güzelliklerden bahsedeceğim. Pırıl pırıl sulara ve incecik kumlara sahip Bozcaada’nın ünlü plaj ve koylarına geçebiliriz artık…
YÜZMEYE DOYAMAYACAĞINIZ BOZCAADA PLAJLARI VE KOYLARI
Evet, Bozcaada plajları ve koylarında deniz biraz soğuk olabilir ama öylesine temiz ve insanı ferahlatan bir yapısı var ki, inanın biraz üşümeye değiyor. Sonra her şeye alışıyorsunuz.
Bozcaada’da denize mayıs sonundan ekim ortalarına kadar giriliyor. Adaların bir güzel yanı var, rüzgârı. Böyle efil efil esince sıcaklar biraz daha çekilir hale geliyor. Rüzgâr rahatlatıyor ama denizi de etkiliyor. Gökçeada’da olduğu gibi burada da rüzgârın yönüne göre denize gireceğiniz koyu seçiyorsunuz. Rüzgâr eğer güneyden esiyorsa doğu ve kuzey plajlarını, kuzeyden esiyorsa güney plajlarına gitmelisiniz. Batıdaysa yüzmeye uygun koy pek bulunmuyor.
Ayazma Plajı
İsmi en bilinen plajlardan biri burası. Hem denizi çok güzel hem etrafında tesisler var hem de ulaşımı çok kolay. Denizi gerçekten de Ege’de girdiğim en güzel denizlerden biri diyebilirim. Pırıl pırıl suların sıcaklığı bu sene şansıma ideal seviyedeydi. Ama adı gibi donduran dönemleri de oluyormuş. Poyraz varsa denize girmek için en uygun noktalardan biri.
Sahilde ince kum var ama yapışmıyor. Şezlong ve şemsiyelerden ücretli olarak yararlanabiliyorsunuz. Tesisler ise kumsalın 4-5 metre yukarısındaki yol kenarında. Duş var ama sahilde değil, hemen kumsalı üst kısmında. Belediyenin yaptığı duşlarda 1 TL karşılığı 1-2 dakika duş alabiliyorsunuz. Hemen yanında bir de soyunma kabini var. Sahilde boyunca bir soyunma kabini de ortalarda sahile inen bölümde yer alıyor.
Dilerseniz deniz bisikleti kiralayabiliyorsunuz. Deniz orta yerinde küçük bir iskele vardı, atlamak istenler orayı kullanıyorlar. Bir güzel yanı da burada cankurtaranların olması. Gün boyunca denizde tekne ile dolaşıyorlar.
Yeme-içme mekanları yine sahilin üst kısmındaki tepede. Hepsi de genel olarak beğenilen mekanlar. Ama en ünlüsü Vahit’in Yeri. Diğerleri ise Koreli, Ayazma Restoran ve Thenes Restoran.
Üst kısımdaki yol boyunca ücretsiz park edebiliyorsunuz.
Sezon boyunca buraya merkezden kalkan dolmuşlarla kolayca ulaşmanız mümkün.
Sulubahçe Plajı
Burası Ayazma Plajı’nın hemen sağ tarafında uzanan kumsal. En az Ayazma kadar güzel, hatta daha da cazip olabilir. Çünkü onun kadar kalabalık olmuyor. Sanırım bunun nedeni sahilde işletme olmaması. Tabii ki, buranın da denizi soğuk. Kullanımı ücretsiz. Poyraz esiyorsa buradan denize girebilirsiniz.
Kampçılar ya da karavancılar için de uygun. Ayazma’ya yakın yerlerde birçok karavan görebilirsiniz.
Habbele Plajı
Burası da Sulubahçe’den sonraki plaj, 10 dakikalık mesafede yer alıyor. Burada bir beach kulüp var. O yüzden daha organize bir şeyler arayanlar buraya gidiyor. Denizi kumluk ve taşlık. Herkes burası için denizi çok iyi diyor ama ben havanın kapalı olduğu bir gün gitmiştim o yüzdendir belki bana çok cazip gelmemişti açıkçası. Ama kumsuz alanda, ahşap bir zeminde minderli şezlonglarda güneşlenip, yemek- içecek ayağımı gelsin diyorsanız, burası doğru adres.
Dolmuşlar buradan da geçiyor, o yüzden ulaşım sorunu yok. Otoparkı var.
Giriş ücreti 2022 için 250 TL idi.
Sahilin biraz ilerisinde ücretsiz girebileceğiniz bölümü de var.
Beylik Koyu
Ayazma’nın sol tarafında yer alan koy, çok da bilinmeyen koylardan biri. Pek bilinmediği için de oldukça bakir bir yer. Ana yoldan saptıktan sonra 1 kilometre kadar asfalt yolu takip ediyorsunuz sonrasında 300 metre kadar toprak yoldan devam ediyorsunuz. Bir zamanlar burada bir gemi enkazı vardı.2015’te karaya oturan gemi çevreye zarar vermeye başlayınca 2019’da kaldırılmış.
Merkezden kalkan dolmuşlar buranın yakınından geçiyor.
Akvaryum Koyu (Mermer Burnu)
Adanın güney plajlarından olan Akvaryum Koyu ismi üstünde tertemiz deniziyle ünlü. U şeklinde korunaklı bir koy ancak sahili oldukça küçük. Buna rağmen oldukça kişi tarafından tercih ediliyor. Tabii ki, suyu soğuk. Hayatımda girdiğim en soğuk deniz buradaydı ama bu sene (2022) tekrar gittiğimde o derece soğuk hissetmedim. Sanırım ilkinde o ters zamanlardan birine denk gelmiştim.
Koyda herhangi bir tesis yok. Bu yüzden şezlong ve şemsiye isterseniz yanınızda getirmeniz gerekiyor. Yiyecek içeceklerinizi de yanınıza alın mutlaka. Burası da gece kamp için ve karavanla kalmak için oldukça güzel bir nokta.
Buraya merkezden kalkan dolmuşlarla ulaşabiliyorsunuz.
Poyraz limanı
Merkeze en yakın denize girilecek yerlerden biri burası. Plaja yürüyerek 15 dakikada gelebilirsiniz. Koyda herhangi bir tesis yok. Deniz biraz sığ ve içerisinde taş ve kestane oluyor. O yüzden deniz ayakkabınız varsa burası için mutlaka yanınıza alın.
Çayır Plajı
Bozcaada’nın en kuzeyinde yer alan plaj güney rüzgarları estiğinde can kurtarıyor. Çok bilinmediğinden plajı oldukça sakin oluyor. Suyun rengiyse burada başka bir güzel. Burası aynı zamanda kite surf için uygun. Lodos varsa denize girmek en iyi adres.
Merkezde denize girilecek yerler
Salhane
Salhane adanın sembolü olmuş yerlerden biri aslında. Gündüzü ayrı gecesi ayrı bir mekân. Gündüz beach gibi hizmet verirken akşamları bara dönüşüyor. Fazla uzaklara gitmek istemeyenler için ideal bir yer ama deniz rüzgârın durumuna göre dalgalı olabiliyor. Özellikle lodoslu havalarda buradan girebilirsiniz.
Yat Limanı
Burası bir yat limanı olmasına rağmen denize girmek için en temiz yat limanlarından biri olduğu söyleniyor. Kale önündeki çay bahçeleri de gündüzleri beach gibi hizmet veriyor. Ancak gemilere ve feribota dikkat etmek gerekiyor.
Kaikias Otel
Otelin kendine ait küçük bir plajı var gündüzleri bir beach havasına bürünen mekâna dışarıdan pek ziyaretçi almıyorlar, genellikle otel misafirleri kullanıyor.
BOZCAADA’DA GEZİLECEK YERLER
Bozcaada sokakları; Cumhuriyet Mahallesi (Rum Mahallesi) – Alaybey Mahallesi (Türk mahallesi)
Bozcaada Kalesi
Bozcaada Yat Limanı
Çınaraltı
Bozcaada Müzesi
Meryem Ana Kilisesi
Polente Feneri ve rüzgâr santralleri
Bağlar ve şarap fabrikaları; Ataol, Talay, Yunatçılar
Ayazma Manastırı
Rengigül Sanat Galerisi
Göztepe
Alaybey Cami ve Alaybey Hamamı
BAŞKA NELER YAPILIR? YAKINLARDA NELER VAR?
Çanakkale Merkez
Truva Atı
Şehitlikler
Assos
Troya Müzesi
Truva Antik Kenti
Gökçeada
GENEL BİLGİLER
Bozcaada neresi?
Bozcaada Ege Denizi’nde Çanakkale şehrine bağlı bir küçük ada. Geyikli’nin hemen karşısındaki adanın yüzölçümü 40 kilometre kare, anakaraya uzaklığıysa sadece 6 kilometrede.
Bozcaada’da kaç gün kalmalı?
Bozcaada aslında küçücük bir yer. Bir günde gezmeyi bitirirsiniz, denizinize girer, gün batımını yapar, bir balıkçıda yemeğinizi yer ve son vapur ile ayrılabilirsiniz. Ama Bozcaada tam bir keyif mekânı. Çarşısında gezip, kafelerinde meyhanelerinde oturup, Bozcaada plajları ve koylarının keyfini çıkarmanız gerek. O yüzden en azında 2 ya da 3 akşamlık bir gezi size rahat rahat yetecektir.
Bozcaada’ya ne zaman gidilir?
Bozcaada da yaz mekânlarından… O yüzden mayıs sonundan ekim sonlarına kadar en güzel zamanı. Denize girmek önemliyse haziranı beklemenizde fayda var.
Bozcaada’da nerede yenir? Ne yenir?
Domates başta olmak üzere birçok meyve ve sebzeden yapılmış reçellerin tadına burada bakmalısınız. Hatta çarşıdan onlarca çeşidin arasından birkaç tane kendinize ya da yakınlarınıza hediyelik alabilirisiniz.
Damla sakızlı ve bademli kurabiye çok ünlü. Doğru adres Çiçek Pastanesi.
Çavuş ve Vasilaki üzümü adaya has üzümlerden. Ya çarşıdan taze taze alın ya da bağ bozumunu bekleyip dalından kendiniz toplayın.
Bozcada şaraplarının tadına bakabilir, şarap evlerini gezebilirsiniz, dilerseniz yanınıza bolca alabilirsiniz. Adadaki şarap evleri Yunatçılar (Çamlıbağ) – 1925, Ataol – 1927, Talay – 1948, Corvus – 2002, Gülerada – 2008, Amadeus – 2010.
Ayrıca çiğ dolma, sardalye, koruk suyunun da tadına mutlaka bakmalısınız.
Bozcaada mekanları
Salhane
Vahit’in Yeri
Pavli
Nevreste Bozcada
Asma6
Manastır
Madamın Kahvesi
Çınaraltı Kafe
Hikotakis Meyhanesi
A’dam
Battı Balık Restaurant
Yalova
Patiska Bağ Evi
Bozcaada’da nerede kalınır?
Kaikias Otel
Ada merkezde, kalenin hemen arkasında eski bir Rum evinde hizmet veren otelin kendisi de konumu da harika. Denizin hemen yanında olan otelin odaları birbirinden özenle döşenmiş. 20 odada 48 yatak kapasitesi bulunuyor. Antikalarla dekore edilmiş otelin lobisi de oldukça farklı düzenlenmiş ve kahvaltısı muhteşem. Yüzmek için denize sıfır sahilini kullanabilirsiniz.
Bozcaada Camping
Adanın güney bölümünde yer alan kamp alanı Ayazma, Sulubahçe gibi plajlara yürüme mesafesinde. Sulubahçe kamptan 5 dakika, Ayazma 10 dakika sürüyor. Adanın tek kamp alanı olan kamp ağaçlar içinde yamaca konumlanmış oldukça büyük bir yer. Aşağı bölümde düzlük ve gölgelikler altında çadır alanı ve karavan alanları bulunuyor. Daha üst bölümlerde ağaçların altına ya da bulabildiğiniz açıklık alanlara çadırınızı kurabiliyorsunuz. Aralara da küçük bungalov ve karavanlar yerleştirilmiş. Çadır haricinde kalmak isteyenler buraları tercih ediyor. Çadırı olmayanlar için çadır kiralama hizmeti var.
Kafe, bar, mutfak alanı, tuvalet ve duş alanları var. Genel olarak temiz bir kamp ancak duş ve lavabo kısmı biraz daha temiz tutulabilir, diye düşünüyorum.
Kişi başı kendi çadırınla 175 TL.
Bozcaada’ya nasıl gidilir?
Bozcaada gitmek için şu an için tek yöntem var, Geyikli’den feribota binmek. Araçlı ya da araçsız geliyorsanız Geyikli yolunu takip etmeniz gerekiyor. Daha önce kısa bir süre çalışan Çanakkale-Bozcaada deniz otobüsü seferleri ise maalesef kaldırılmış.
Ada yaz aylarında oldukça popüler olduğundan ulaşım sıkıntısı yaşamazsınız. Aracınız yoksa otobüsleri deneyebilirsiniz. Yaz aylarında Geyikli’ye kadar otobüs seferleri var. Oradan yaya olarak feribota binebiliyorsunuz. Çanakkale üzerinden gelmek isterseniz önce otobüsle Çanakkale’ye gelip oradan Geyikli’ye aktarma yaparak adaya geçebilirsiniz.
İstanbul’dan Tekirdağ yolu ile Çanakkale’ye geliyorsanız karşıya geçiş için Gelibolu – Lapseki, Eceabat – Çanakkale, Kilitbahir – Çanakkale yollarını tercih edebileceğiniz gibi yeni açılan otoban ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nü kullanabilirsiniz. Size zamandan oldukça kazanç sağlıyor. Köprü ücretleri oldukça yüksek ama yapacağınız kilometreyi hesap ettiğinizde çok fark etmiyor açıkçası. Yolun tamamını ve köprüyü kullanırsanız geçi ücreti otomobil için 272,50 TL gibi bir ücret (2022 için).
Biletleri online mı gişeden mi almalı?
Geyikli’den feribot seferlerini GESTAŞ düzenliyor. Biletler internetten alınabiliyor ancak Bozcada seferleri için farklı bir yöntem uygulanıyor. Normalde online bilet ücreti daha ucuz olması gerekirken burada yer garantisi düşünüldüğünden internet bilet fiyatları daha yüksek tutulmuş.
Bizde gidip gişeden alırız, diye düşünerek bileti son ana bıraktık ama şansımıza yoğun bir güne denk geldiğimizden 2,5 saat kadar kuyrukta beklemek zorunda kaldık. O yüzden gideceğiniz zamana göre biletleri nereden alacağınıza karar verin.
Biletleri çift yönlü alıyorsunuz. Dönüş açık bilet oluyor. Dönüşte dilerseniz yine biletinizle direk kuyruğa girip sıraya göre size denk gelen feribota biniyorsunuz. Burada yine bekleme durumunuz çok yüksek. Dilerseniz de internetten girerek dönüş için istediğiniz saate rezervasyon yaptırıyorsunuz. Bu durumda saatinizden 20-30 dakika önce sıraya girmeniz yeterli oluyor.
Geçiş süresi yaklaşık 30 dakika. Yoğun dönemde sefer sayıları artıyor, tarifeye göre değil doldukça kalkıyor.
Bilet ücretleri yolcu 30 TL, otomobil 150 TL, motor 140 TL. Eğer online alırsanız otomobil 400 TL. Güncel fiyatlar için GESTAŞ’ın sitesini kontrol edebilirsiniz.
Ada içinde ulaşım
Adanın merkez bölümü olduk küçük, 2015’te çıkan bir kararla ada içi trafiğe kapatılmış. 2 ana cadde dışında araç geçişi yasaklanmış. Dolayısıyla çok da güzel de olmuş. Bu güzelim sokakların keyfini çıkarmak, rahat rahat fotoğraf çekebilmek için de fırsat yaratılmış. Burada ulaşım yürüyerek yapılıyor. Araçla gelmek tabii ki, daha avantajlı ancak özellikle merkezde kalacaksanız burada park etme sorunu yaşanıyor. O yüzden kalacağınız yer merkezdeyse kendine ait bir park yeri var mı, ya da yakında nereye park edebilirsiniz önceden öğrenmeye çalışın.
Yaz aylarında mayıs – eylül arasında Ayazma ve Habbele plajlarına dolmuş kalkıyor. Bu minibüs Sulubahçe’den geçiyor. Sabah akşam her yarım saatte bir kalkan dolmuşların geceleri de iki seferi var. Son sefer merkezden 00.00’da Ayazma’dan 00.15’te…
Ada içinde hizmet veren taksiler de var.
Adada bir benzinci var o da Ayazma yolu üzerinde.
Çanakkale taraflarını gezmeyi planlıyorsanız detaylı bilgiler bulabileceğiniz GÖKÇEADA ve ÇANAKKALE GEZİLECEK YERLER yazılarıma da göz atmanızı öneririm.
Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorumlar kapandı...