Doğa turizmi yaygınlaştıkça adını daha çok duyacağımız Kastamonu tam da bunun için yaratılmış. Bu kadar ormanı, kanyonu, mağarayı, şelaleyi, nehri hatta muhteşem koyları bir arada görebileceğiniz nadir yerlerden biri. Ne de olsa Karadeniz. Doğusu kadar batısı da cennet… Siz bunun üzerine birde köklü tarihini ekleyin. Güzelim konakları, el değmemiş köyleriyle Kastamonu gerçek bir hazine. Bu yazıda genel bir rehber yerine Kastamonu kanyonları ve doğal güzelliklerini anlatmayı tercih ettim. Kastamonu gezilecek yerler ise bir başka yazının konusu olacak.
Kastamonu’nun doğal güzelliklerinden bahsederken öne çıkan yer ise Küre Dağları oluyor. Bölge Anadolu’nun en gür ormanlarına sahip. Böyle olunca yoğun yağış ve suların aşındırmasıyla muhteşem kanyonlar ve mağaralar ortaya çıkmış. Hepsi de kendi ekosistemlerini oluşturmuş. Bitkileriyle hayvanlarıyla çok özel bir bölge burası…
Kastamonu’yu böyle doğal güzelliklere sahip yerlere göre özel yapan şeyse bilinçli bir yaklaşım olarak gördüm. Hem halk hem de yönetim bu konuda oldukça bilinçli çalışmalarla Kastamonu doğasını korumak için el ele vermiş. Şimdilik bu konuda başarıyı yakalamış gibi de duruyorlar.
Küre Dağları, milli park olduktan sonra 2012 yılında Avrupa’nın seçkin koruma alanlarını simgeleyen “PAN Parks – Korunan Alanlar Ağı Parkları” arasına kabul edilmiş. Bu anlamda Avrupa’nın 13. Türkiye’ninse ilk PAN Park’ı. Burada birçok bölge de Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından korumada öncelikli alanlar arasında gösterilmiş.
Bölgeyi gezerken merkezi Pınarbaşı alın
Kastamonu kanyonlarını gezerken görülebilecek yerlere yakınlığı ile Pınarbaşı’nı merkez alırsanız işiniz oldukça kolaylaşacak. Valla Kanyonu, Horma Kanyonu, Ilıca Şelalesi, Çatak Kanyonu ya da Ilgarini Mağarası buraya 20 – 30 dakikalık araç mesafesinde. Küçük bir yer olsa da yeme içme mekanları, kalacak yerler ya da alışveriş için küçük birçok işletme bulabiliyorsunuz.
Yürüyüş turu ile kasım ortasında gittiğim Pınarbaşı, muhteşem doğası ve harika sonbahar görüntüleriyle TÜRKİYE’DEN EN GÜZEL SONBAHAR ROTALARI‘mın en üst sıralarına yerleşti bile. Kastamonu’nun bu birbirinden özel yerlerini tanımaya başlayabiliriz artık.
Küre Dağları Milli Parkı
2000 yılından beri milli park statüsünde olan Küre Dağları Milli Parkı 37.753 hektarlık bir alanı kapsıyor. Etrafındaki tampon bölge ile beraber 134 bin hektarlık bir alan aslında… Bartın’dan başlayıp Sinop’a kadar uzun bir bölge Küre Dağları olarak anılıyor. Milli parksa Bartın ve Kastamonu illeri sınırları içerisinde bulunuyor.
Bitki çeşitliliği ve doğa oluşumları olarak büyük zenginliğe sahip bölge tahribatın önlenmesi için 2000 yılında milli park ilan edilmiş. Azdavay, Pınarbaşı, Ulus, Kurucaşile, Amasra ve Cide bu milli parkın içerisinde yer alıyor. Bölge aynı zamanda kurt, ayı, geyik, çakal, tavşan, yapan domuzu, tilki, ötücü ve yırtıcı kuşlar olmak üzere birçok hayvana ev sahipliği yapıyor.
Valla Kanyonu
Dünyanın en derin 2. kanyonu olan Valla Kanyonu, Kastamonu’nun en vahşi kanyonlarından biri. Devrekani Çayı’nın yaratmış olduğu bir güzellik. Pınarbaşı’nda Muratbaşı Köyü yakınlarında Devrekani ile Kanlıçay’ın buluştuğu yerde başlıyor. Kaya duvarlarının yüksekliği 800 ile 1200 metre arasında. Kanyona izinsiz ve ekipmansız girmek yasak. Ancak kanyonu izlemek için yapılan terasta kanyonun bu vahşi güzelliğini doyasıya izlemek mümkün.
Muratbaşı Köyü’nde son dönemde düzenlenen 1,5 kilometrelik yol, önce ahşap patikaya oradan da demirden yapılmış burgulu terasa ulaşmanızı sağlıyor. 3 katlı terasa çıkmak gerçekten nefes kesiyor. Tabi ki, manzaralar müthiş. Kanyonun uzunluğu ise 10 kilometre kadar. Dediğim gibi kanyonu ancak bölgeyi çok iyi bilen rehberlerle ve tam ekipmanla geçmek gerekiyor. Maalesef birkaç kez kötü deneyim yaşandığından bunu lütfen ciddiye alın.
Sizi terasa götüren, patikanın başladığı Muratbaşı Köyü de, patika da en az kanyon kadar güzel, etrafta dolaşmayı ihmal etmeyin.
Şu an için kanyona giriş ücreti alınmıyor.
Horma Kanyonu
Horma Kanyonu, Pınarbaşı gezisinin benim için en büyük sürprizi oldu. Öncesinde hakkında çok şey bilmediğim kanyon beni güzelliğiyle inanılmaz etkiledi. O yüzden Kastamonu gezilecek yerler listesinin en başına bu kanyonu koymanızı kesinlikle tavsiye ederim.
Daha önce kanyonun belli yerine kadar uzanan yürüyüş patikası 2020 nisan ayında bitirilerek hizmete açılmış ve inanılmaz bir iş yapılmış. Kanyon içerisinde kazan ya da kuyu diye adlandırılan bölgelerde su derinlikleri çok yüksek olduğundan burada dolaşmak imkansız. Patika sayesinde bu geçit vermez kanyonun derinliklerine girebilme ve tüm güzelliklerini görebilme şansı yaratılmış. Sonbahar renkleriyle de kanyon çok daha etkileyiciydi benim gittiğim dönemde.
Zarı Çayı’nın içinden geçtiği kanyonun uzunluğu 4 kilometre. Kanyonun 3 kilometrelik kısmını patika ile dolaşabiliyorsunuz. Ilıca Şelalesi tarafından girdiğinizde merdivenlerle başlayan patika, bir süre tırmanan sert etaplar içeriyor ancak ondan sonra düz bir şekilde devam ediyor. Yükseklik korkunuz varsa diğer girişten girmeniz sizin için daha iyi olur.
Her iki girişte de ücretli otopark alanı var. Ilıca Şelalesi yönünde park köyün içerisinde. Diğer uçta ise Horma Kanyonu’nun ana girişinde. Burada otopark yanında tesis de bulunuyor. Oturma alanı, lavabolara, cami ve bir küçük bir kafe var. Ancak çok yakında bir yerleşim yeri yok.
Horma Kanyonu giriş ücreti (Ilıca Şelalesi’yle beraber) yetişkin 6 TL, öğrenci 3 TL.
Ilıca Şelalesi
14 metreden dökülen bu ufak şelalenin güzelliği bana göre bulunduğu ortam. Yükseklerden dökülen benzerleri gibi çok büyük bir ihtişamı yok. Ancak şelaleye giden yol üzerinde ve etrafında öyle bir yeşil bitki örtüsü gelişmiş ki, kendinizi bir masalın ya da bilim kurgu filmin içerisinde hissediyorsunuz. Ağaçlardan sarkan yosunlar, likenler inanılmaz büyüleyici bir ortam yaratmış. Koca taşlar, asma köprü ve ağaçlar bu ortamı daha da güzelleştiren diğer şeyler.
Dilerseniz ahşap platformdan ya da merdivenle aşağıdaki kumluk alana inerek şelaleyi ve ortamı dilediğiniz şekilde izleyebiliyorsunuz.
Konumu ise Pınarbaşı merkeze 11 kilometre uzaklıkta olan Ilıca Köyü’nde. Köyün içerisinden yürüyerek de ulaşabilirsiniz. Girişin olduğu bu köy de çok güzel. Ahşap – kiremit karışımıyla inşa edilen bu evlere bayılacaksınız.
Ilıca Şelalesi giriş ücreti (Horma Kanyonu ile beraber) yetişkin 6 TL, öğrenci 3 TL.
Çatak Kanyonu
İsmi çok bilinmeyen ama inanılmaz manzaralara sahip bir kanyon burası. Azdavay ilçesinde yer alan kanyonun en önemli özelliği cam seyir terası. 900 metre üzerine kurulan bu cam teras nefes kesici. Yükseklik korkunuz olmasa bile camın üzerine attığınız ilk adımla içiniz ürperiyor. Park yerinden sonra 1 kilometrelik bir yürüyüş yoluyla terasa ulaşabiliyorsunuz.
Terastan manzara müthiş… Önünüzde uçsuz bucaksız uzanan yeşillik ve kaya duvarlarından oluşan bu manzaradan etkilenmemek mümkün değil… Ayrıca yan tarafta bir fotoğraf platformu daha bulunuyor; buradan da cam teras ile beraber kanyonu görebiliyorsunuz. Çok güzel bir fotoğraf noktası.
Şu an terasa giden küçük orman içi bir patika var ama otopark alanından başlayan yol üzerinde ahşap patika yapımı devam ediyor. Ödeme yapacağınız gişe ise terasın hemen yanında… Bu noktadan sonra kısa bir merdivenle önce ahşap platforma çıkıyorsunuz, sonra galoş giyip cam platforma geçebiliyorsunuz.
Kanyonun yüksekliği yer yer 400 – 880 metreleri buluyor. İçerisinde kartal, atmaca, ayı, ceylan gibi birçok yaban hayvana rastlanabiliyor. Kanyona rehbersiz ve teçhizatsız girmek yasak.
Çatak Kanyonu seyir terası giriş ücreti yetişkin 6 TL, öğrenci 3 TL.
Loç Vadisi
Küre Dağları Milli Parkı ve Cide sınırlarında yer alan Loç Vadisi Kastamonu’nun gizli kalmış cennetlerinden biri. Şenpazar yolu üzerindeki vadinin seyir terasına 2 kilometrelik bir yürüyüş yolu ile ulaşılıyor. Yine Devrekâni Çayı boyunca uzanan vadi Küre’nin en bakir köşelerinden. Vadiyi izlemek için buraya da ahşaptan küçük bir seyir terası yapılmış. 1000 metre yükseklikten Gömeren Kanyonu, Kılıçlı Mağarası, Valla Kanyonu, Malyas Kanyonu kadar geniş bir bölgeyi görebiliyorsunuz.
Vadinin kendine özgü bitki örtüsü ise oldukça şaşırtıcı. Bir tarafında Karadeniz bitki örtüsü bir tarafında Akdeniz bitki örtüsü hakim. Bu yüzden kanyon civarında sandal ağaçlarına rastlamanız çok mümkün bu bölgede. Ayrıca su samurundan, yaban domuzuna, sincaptan vaşağa kadar birçok yaban hayvanının da yaşam alanı. Nisan – ekim arası kanyonu ziyaret etmek için en uygun zamanlar.
Ilgarini Mağarası
Ilgarini Mağarası dünyanın en büyük 4 mağarası özelliğini taşıyor. Pınarbaşı’na 36 kilometre uzaklıktaki Yamanlar Köyü yakınlarında bulunan mağaraya gitmek için yaklaşık 5 kilometrelik işaretli yolu yürümeniz gerekiyor. Tek yön 1,5 – 2 saat süren inişli çıkışlı yol son dönemde ahşap bağlantılarla düzenlenerek yürümesi daha kolay bir hale gelmiş.
Mağaranın uzunluğu 858 metre, derinliği ise 250 metre. İki bölümden oluşan mağaranın sağdaki bölümünden ilerlediğinizde sarkıtların dikitlerin olduğun büyük bir salona ulaşıyorsunuz. Diğer (soldaki) bölümden ilerlerseniz de taşlarla desteklenmiş yol 27 dönemeçle size mağaranın derinliklerine indiriyor. Burada ise sizi şu an büyük bölümü yıkılmış bir şapel, mezarlar ve sarnıç karşılıyor. Çok eskiden Roma ve Bizans döneminde dini amaçlı kullanılan bir yermiş.
Mağarada salonlara inecekseniz yanınıza mutlaka ışık alın ve daha derinlere kesinlikle rehbersiz ilerlemeyin. Bu noktalardan sonra teknik ekipmansız ilerlemenin çok tehlikeli olduğu söyleniyor.
Mağaraya giden işaretli yol boyunca çok güzel bir orman içi patikayı izliyorsunuz. Yol üzerinde ayrıca Mantar Mağarası ve Ejder Mağarası olarak bilinen iki mağara daha bulunuyor. Bu mağaralara kısa patikalarla ulaşılıyor. Kesinlikle görülmeye değer.
Mağaralara giriş ücretsiz.
Ilgaz Dağı Milli Parkı
Kuzey Anadolu’nun en büyük sıradağlarından olan Ilgaz Dağları “Türkiye’nin önemli bitki alanlarından biri kabul ediliyor. 1976 yılından beri milli park statüsünde olan 750 hektarlık alanın 338 hektarlık alanı Çankırı ili sınırları içerisinde. Denizden yüksekliği 1600 ile 2000 metre arasında değişen bölgede en yüksek nokta ise 2587 metre ile Büyükhacat Tepesi. Milli park kapsamında kış sporları için tesisler bulunuyor. 700 metrelik pisti kayak ve snowboardcular arasında oldukça popüler.
Bölgenin bitki ve hayvan çeşitliği çok zengin. Özellikle yırtıcı kuşlar açısından Türkiye’nin önemli kuş alanlarından biri sayılıyor.
BAŞKA NELER YAPILIR?
Yaz aylarında gidiyorsanız Cide yakınlarındaki Gideros Koyu’nu mutlaka rotanıza alın. Yine İnebolu Abana bu mevsimde çok güzel . Kastamonu evlerini merak ediyorsanız merkeze de mutlaka uğrayın.
Asıl hazine ise çok yakınlardaki Safranbolu… Osmanlı’dan kalma en güzel miraslardan biri olan Safranbolu’yu hayatınızda bir kez mutlaka görün, derim.
Amasra ve Bartın yine bu bölgedeyken uğrayabileceğiniz yerlerden…
Aklınızda bulunsun
Buralara gelmişken yöreye özgü ne alabilirim diye düşünüyorsanız Taş Köprü sarımsağının ününü duymayan yoktur sanırım. Bunun yanında pastırma, çekme helva, Siyez bulguru, kestane, mantar, Tosya pirinci, Tosya üzümü, üryani eriği gibi taze meyvelerden mevsimine göre bolca alabilirsiniz.
GENEL BİLGİLER
Kanyonlar görmek için kaç gün kalmalı?
İstanbul’dan neredeyse 6 saat, Ankara’dan 4 saatlik bir yol olunca günübirlik bir gezi için çok uygun değil. O yüzden en azından 2 gecelik bir plan size bu kanyonları hızlıca gezme fırsatı verecektir. Rahat rahat ve bolca yer gezebilmek için 4 gecelik bir program bence buralar için çok iyi bir zamanlama olur. Deniz, kanyonlar ve tarihi mekanlarıyla daha zengin bir plan düşünüyorsanız da 1 haftalık plan yapabilirsiniz.
Kanyonlara ne zaman gidilir?
Kasım ortasından sonra hava sıcaklığı bölgede akşamları 1 – 2 derecelere düşmeye başlıyor. Yaz aylarında gelecekseniz temmuz ve ağustos ayları en uygun dönemler. Mayıs – haziran gibi havalar ısınmaya başladığından doğanın bu en renkli halini sevenlerdenseniz bu ayları düşünebilirsiniz. Eğer soğuktan hoşlanmıyorsanız bu zamanlara çok kalmayın derim ama eğer kış seyahatine uygun aracınız – ekipmanlarınız varsa bölge kar altında da harika manzaralar sunuyor, aklınızda olsun.
Pınarbaşı’nda nerede yenir? Ne yenir?
Pınarbaşı’nda kısıtlı bir zaman kaldığımdan yeme içme ile ilgili detaylı bir program yapamadım. Ama yöreye has siyah çorbayı, etli ekmeği ve mantısını deneme fırsatım oldu.
Özellikle siyah çorbasını çok merak ediyordum. Haşlanmış ve minik minik parçalara ayrılmış tavukla ve suyuyla yapılan çorbaya rengini veren ise kızamık ekşisi. Güçlü bir antioksidan olan ve enfeksiyonlara iyi gelen kızamık bitkisinden yapılan bu çorbayı özellikle Azdavay ve Pınarbaşı’nda denemelisiniz. Etli ekmeği ve mantısı lezzetli olsa da fazlaca öne çıkan bir özelliği yoktu açıkçası.
Pınarbaşı’nda çorba için Pınarbaşı Köylüm Mantı Evi veya Merkez Et Lokantası’na uğrayabilirsiniz.
Ayrıca patates paçası, banduma, ekşili pilav, püryan kuyu kebabı, simit tiridi, çekme helva, siyez bulgur pilavı, cırık tatlısı yörenin diğer ünlü yemekleri.
Pınarbaşı’nda nerede kalınır?
ParkIlıca
Dağların eteğinde, yeşillikler arasındaki tesisin konumu harika. Pınarbaşı’na araçla 15 dakika, Ilıca Şelalesi’neyse yürüyüşle 10 dakika mesafede. Tesisin sahipleri Sabri Bey ve ailesi gelenleri mutlu edebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Tesiste bulunan 5’i dubleks, 9’u tek katlı 14 adet bungalov 56 yatak kapasiteye sahip. Restoran, dinlenme salonu , kamp alanı, oturma-yemek alanları ve kocaman bahçesi ile kalması çok keyifli bir yer. Odalarda her mevsim sıcak su ve elektrikli ısıtma bulunuyor.
Adres: Ilıca Köyü, Pınarbaşı
Telefon: 0532 264 18 01 – 0(366) 771 23 57
PARKILICA’nın web sitesinden tesisi inceleyebilirsiniz.
Pınarbaşı’na nasıl gidilir?
İstanbul’dan kendi aracınızla gidecekseniz Pınarbaşı yaklaşık 480 kilometre ve 5,5 – 6 saat sürüyor. İzmit, Düzce, Bolu, Gerede, Karabük ve Safranbolu hattını takip ederek Pınarbaşı’na ulaşabilirsiniz. Ankara’dan gidiyorsanız Pınarbaşı yaklaşık 300 kilometre ve 3,5 – 4 saat sürüyor. Ankara, Gerede, Karabük, Safranbolu rotasını ya da Kızılcahamam, Çerkeş, Karabük, Safranbolu rotasını kullanabilirsiniz.
Otobüs ile gitmeyi tercih ederseniz İstanbul’dan Pınarbaşı’na direk sefer var. Ankara’dansa Kastamonu aktarmalı seferler bulabiliyorsunuz.
Kastamonu Havalimanı’na haftanın belirli günleri THY’nin seferleri bulunuyor, Pegasus şu an için uçmuyor. Buradan da Pınarbaşı 110 kilometre, yaklaşık 1,5 saat sürüyor.
Yalnız gidilir mi?
Bu gezimde yalnız değildim bir yürüyüş grubuyla gitmiştim. Ancak gözlemlerim yalnız seyahat etmek konusunda bir sıkıntı yaşanmayacağı yönünde. Bölge halkı çok yakın ve misafirperver. Yalnız seyahat ediyorsanız özellikle geceleri çok dikkatli olmakta fayda olduğunu unutmayın.
Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorumlar kapandı...