Belgrad Kalesi’nden iki büyük nehrin birleştiği o etkileyici manzaraya bakarken beni en çok etkileyen şey şehri çevreleyen yeşillik oldu. Yıllar içerisinde genişleyen Belgrad yeşili koruma konusunda inanılmaz bir özen göstermiş. Ancak Belgrad sadece yeşilliği için gidilecek bir şehir değil. Yıllarca birçok medeniyetin egemenliğinde kalmış, feth edilmiş, yıkılmış, bombalanmış ve her seferinde yeniden ayağa kalkmayı başarmış.  Etkisinde kaldığı bunca kültürü de çok iyi sentezleyerek günümüze aktarmayı becermiş. Mimarisi, güzel bulvarları, sakin sokakları, yeme-içme kültürü ve medeni insanlarıyla Belgrad benim kalbimi fazlasıyla kazandı. Siz de bu güzel şehri keşfederken “Belgrad gezi rehberi” size yardımcı olacak. 

Belgrad gezi rehberi
Kale Meydan’dan Tuna manzarası

Belgrad’ı daha da güzel hale getiren en büyük avantajıysa Sırbistan’ın Türkiye’den vize istememesi. Giderken sadece pasaportunuzla biletinizi alıp gitme imkanı olan bir yer. Diğer Avrupa şehirlerine göre fiyatlar da uygun olunca Belgrad birçok Türk’ün ilk seyahat noktalarından biri oluyor. Vizesiz ülke, uygun fiyatlar ve harika bir şehir. Bir insan gezerken başka ne isteyebilir. 

Belgrad’da sizi neler bekliyor?

Belgrad’da sokaklara ve nehirlere yayılmış bir hayat sizi bekliyor. Her köşe başında karşınıza çıkan birbirinden güzel keyifli kafeler var. Osmanlıdan kalma kahve kültürüne artık yeni dalga kahveciler de eklenmiş. Kebabı, kaymağı, sarması, böreği ile yemekleri bize hiç yabancı değil. Gece hayatı derseniz çok iddialılar, yaz – kış bizde eğlence bitmez, diyorlar ve havalar ısınınca kapalı mekanlardan nehrin üzerindeki splavovi’lere taşınıyorlar. Sadece kulüpler değil, barlar restoranlar hatta hosteller bile nehirlerin üzerinde. Eğer yazın gitmişseniz mavi bayraklı plajlarıyla Ada Ciganlija sizi bekleyen güzellikler arasında.Sanat derseniz Ulusal Galeri, Batı Avrupalı eşdeşlerinden hiç de geri kalmayacak kadar önemli bir koleksiyona sahip. 

Şehrin geneli merkezini gezerken zaman tüneline girmiş gibi hissediyorsunuz. Şehir birçok kez yeniden yapılanmak zorunda kalsa da 80’ler – 90’larda asılı kalmış gibi geliyor size. Bir de en çok köpekleri seviyorlar. Başka bir şehirde bu kadar çok köpekleriyle gezen insanlara denk gelmemiştim açıkçası.

Belgrad gezi rehberi
Republic Meydanı

“Beyaz şehir” anlamına gelen Belgrad’a bu ismi verilmesindeki en büyük pay nehir. Panonian tepelerinden bakıldığında ışıl ışıl parlayan nehrin yüzeyi beyaza büründüğünden şehir ‘beyaz şehir’ olarak anılmış. Ama tarihte Romalılar, Bulgarlar ona farklı isimler koymuş Avrupa’nın en eski yerleşim yerlerinden olan Belgrad, Balkanlar’ın en önemli şehirlerinden biri aynı zamanda. Tuna (Danube) ve Sava nehirlerinin birleştiği noktada olması ona büyük bir önem sağlamış ve tarih boyunca cazibesini korumuş. Yıllar içerisinde yüzlerce kez işgal edilmiş, savaşlara maruz kalmış, yıkılmış ve birçok kez el değiştirmiş. 

Tarihini merak edenler için 

7000 yıl öncesine ait bulgulara rastlanan Belgrad, MÖ 253 yıllarında Keltlerin işgaline uğrar, MÖ 34 – 33 yıllarında ise Romalılar gelir. 400 yıl kaldıkları bu topraklar, Hristiyanlığı ilk kabul eden imparator Constantine dahil 16 Roma hükümdarının doğum yeri olur. Daha sonra Bizansların İşgal ettiği bölge Atilla’nın eline geçer, Bulgar Krallığı, Macar Krallığı, Sırp Krallığı bunları takip eder. Osmanlıların Belgrad’ı ele geçirmek için ilk denemesi ise 1371 yılında. Başarısızlıkla sonuçlanan seferden sonra Kanuni Sultan Süleyman 250 bin kişilik ordusu ve 100 gemiyle 1521 yılında Belgrad’ı fetheder.

Şehir alındıktan sonra hızlıca Osmanlılaştırma çalışmaları başlar. Müslüman nüfus buraya yerleştirilirken Belgrad’tan gelen halk bugün Belgrat Ormanı dediğimiz bölgeye yerleştirilir. O dönemde Osmanlı İmparatorluğu içinde İstanbul’dan sonra ikinci büyük şehir Belgrad’dır.  Osmanlı egemenliğindeyken birkaç kez kuşatılarak geri alınmak istenir ama başarısız olur. 19. yüzyılda başlayan milliyetçilik akımlarıyla birkaç kez isyan eden Sırplar önce özerklik sonra da bağımsızlıklarını elde eder. 

Bir sonraki işgalci Habsburg Hanedanı’dır. Birinci Dünya Savaşı’nı bir Sırp başlatır ve savaş sırasında birçok kez bombalanır. 1929’da artık Yugoslavya Krallığı kurulmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nda tekrar bombalanan şehir büyük hasar görür, yeniden inşa edilir. Tito yönetiminde geçen sosyalist yıllardan sonra 1990’lara gelindiğinde bu sefer iç ayaklanmalar başlar, Yugoslavya dağılmak üzeredir. 1999 yılında 78 gün boyunca NATO tarafından bombalanan şehirde hala bugünlerin izlerini görmek mümkün. O yıllarda yaşanan Kosova Savaşı, Sırbistan tarihi üzerinde büyük bir leke bıraksa da 2006 yılında bağımsız Sırbistan Cumhuriyeti’nin başkenti olarak Belgrad için yeni bir sayfa açılır. 

Şehri gezerken tarihin izlerini her köşede görüyorsunuz. Bir köşede sosyalist dönemde kalma bloklar varken başka bir sokakta Avusturya mimarisine, diğer bir sokakta aralar sıkışmış bir Osmanlı dönemi evine rastlayabiliyorsunuz. Zaten şehrin birçok yeri Osmanlı döneminden kalma isimlerle anılıyor. Kalemegdan (Kale Meydan), Tashmegdan (Taş Meydan), Cukur Cesma ya da Dorcol da (dört yol) bunlardan birkaçı sadece.

Hayat sokakta ve nehirlerde

Belgrad Sırbistan
Sava Kıyısı

Yazın gittiğimden sanırım şehir gerçekten de sokaklara dökülmüştü. Her ne kadar pandemi döneminde (Temmuz 2020’de) gittiğimizden çok turist yok gibiydi ama Belgradlılar sokakları kafeleri doldurmuş sıcak günlerin keyfini çıkarıyordu açıkçası… İçinden nehir geçen şehirler suyun verdiği enerjiyle her zaman favorim. Bu açıdan Belgrad iki kere şanslı; Avrupa’nın ikinci büyük nehri Tuna ve Sava tam Belgrad’ın eteklerinde birleşiyor. Bu iki nehir de şehre inanılmaz bir enerji vermiş. Hayat nehir kıyısına taşınmış. Parklar, yürüyüş yolları, eğlence mekanları nehir kıyısında hatta üzerinde. Yeni Belgrad ise Sava Nehri’nin karşı kıyısına kurulmuş. Birçok noktadan şehir köprülerle karşı tarafa bağlanıyor. 

Belgradlılar ise oldukça güler yüzlü ve iletişime açıklar.  Her soruya yardımcı olmaya çalışıp muhabbet etmeye çalışıyorlar. Türk olduğumuzu söylediğimizde de konuşma hep Türk dizileriyle son buluyordu. Bana göre bir şehrin medeniyet seviyesi biraz da trafikte belli oluyor. Bu açıdan Belgradlılar o kadar medeni ki, yol da sizi görünce yavaşlamadan, durmadan geçen bir araç olmadı 8 gün içerisinde…

Belgrad ile ilgili benim söyleyebileceğim tek negatif şey, burada hala kapalı mekanlarda sigara içmeye devam edilmesi. Gerçi yaz dönemi gittiğimizden ve hep dışarıda oturduğumuzdan beni rahatsız edecek bir durum olmadı ama kış döneminde aynı durum geçerli olur mu işte ondan emin değilim. 

BELGRAD GEZİ REHBERİ için detaylara geçebiliriz artık… 

GENEL BİLGİLER

Belgrad neresi?

Belgrad Sırbistan’ın başkenti. Tuna ve Sava nehirleri arasında yer alan Belgrad 1,7 milyonluk nüfusu ile aynı zamanda Sırbistan’ın en büyük şehri. 

Belgrad’da kaç gün kalmalı?

Belgrad çok büyük bir şehir değil. Yeşillikler içerisindeki güzel şehir, köklü tarihi ve kültürü, renkli gece hayatı ile size çok fazla seçenekler sunan bir yer. O yüzden Belgrad’ı her yanıyla tanımak isterseniz 4 – 5 gün geçirmenizi öneririm. Özellikle yazın gidiyorsanız Belgrad’da yapacak çok şey var. Ama hızlıca gezmeyi sevenlerdenseniz 2 belki de 3 gün şehri tanımanıza yetecektir. 

Belgrad’a ne zaman gidilir?

İklim açısından bakınca karasal iklimin hüküm sürdüğü Belgrad’ın en güzel zamanı bahar ayları. Nisan – mayıs ortalamaları genellikle 18 – 20 derece civarları. Hazirandan itibaren ısınan havalar temmuz ve ağustos aylarında 25 – 28 derece ortalamalarında. Kış aylarında mesela ocak ve şubatta geceleri dondurucu soğuklar olabiliyormuş, gündüzleri ise 0 – 5 civarlarında. Soğuğa dayanma kapasitenize göre bu ayları da tercih edebilirsiniz. Sık sık kar yağan Belgrad’ı bir de adı gibi beyazlar altında görmek güzel olabilir. 

Eğer Belgradlılara sorarsanız “Bize her mevsim gelin, bizde yaz – kış eğlence bitmiyor” diyorlar, benden söylemesi.  

Festival kovalayanlardansanız şehirde birçok festival var, hatta denk getirirseniz Novi Sad’da temmuz ayında düzenlenen dünyaca ünlü EXIT Festivali’ni de gezinizin bir ucuna ekleyebilirsiniz. 

BELGRAD GEZİLECEK YERLER

Belgrad Kalesi – Kale Meydan (Kalemegdan)

Bir zamanların alınması en zor kalelerinden biri olan Belgrad Kalesi şimdi şehrin en önemli köşelerinden biri olmuş. Knez Mihailova Caddesi’nin bitiminde başlayan alan artık yerliler ve turistlerin günün pek çok saati sıklıkla kullandığı bir parka dönüşmüş. 2000 yıllık bir geçmişi olan kale ilk Romalılar zamanından yapılmış. Birçok kez yıkılan surlar Osmanlılar zamanında ve farklı zamanlarda birçok kez yenilenmiş.

Yeşillikler içerisindeki bu büyük alanda surlar, Askeri Müze, şehrin en eski kilisesi Ružica Kilisesi, İstanbul Kapısı, kafeler, çiçek bahçeleri, sanat galerisi, satranç oyun alanı, basket ve tenis sahaları ve bir de gözlemevi bulunuyor. Şehrin sembollerinden olan Pobednik Heykeli de burada. Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği noktaya bakan manzarası ile muhteşem gün batımları buradan izleniyor ve herkes günün bu güzel saatlerini yakalamak için burada toplanıyor. Çocukla gidiyorsanız parkın hemen alt tarafında Belgrad Hayvanat Bahçesi de ziyaret edilecek yerlerden.

İsmi, tahmin edeceğiniz gibi Osmanlı zamanında kalma… Park içerisinde Osmanlı’dan kalma eserler de var. Mimarisiyle zaten direk dikkatinizi çekecektir. Yine park içerisinde hediyelik eşya satan birçok tezgâh ve yiyecek içecek satan stantlar bulunuyor.  

Giriş ücretsiz. 

Knez Mihailova Caddesi

Belgrad gezilecek yerler
Knez Mhailova

Eski şehir merkezinin kalbi desek abartmış olmam sanırım. Republic Meydanı’ndan başlayıp Kale Meydan’ın girişine kadar uzanan şık binalarla süslü cadde sadece yaya trafiğine açık.  Kafeler, müzeler, mağazalar, marketler, barlarla donanmış cadde boyunca GAP’tan, LC Waikiki’ye, hediyelik eşyadan, kitapçıya aradığınız birçok şeyi bulabiliyorsunuz. Ara sokaklar ve alt paralelleri de yine birbirinden güzel kafe ve restoranlarla dolu. Cadde gün içerisinde ve akşamları her zaman çok hareketli. 

Republic Meydanı (Cumhuriyet Meydanı) – Trg Republike

Burası şehrin ana meydanı ve Mihailo Obrenovic’i at üstünde gösteren ünlü heykel de burada. Bu heykel Sırpların Osmanlı’ya karşı 1800’lerde kazandığı zaferi simgelediğinden şehir için çok önemli.  Meydanın görüntüsüne damga vuran National Museum (Ulusal Müze), National Theatre (Ulusal Tiyatro)’nun yanı sıra meydanda kafeler, restoranlar da var. Şehrin bir çeşit buluşma noktası. Knez Mihailova Caddesi’nin başlangıç noktası buradan başlıyor, birçok otobüsü hattı da buradan geçiyor. 

Belgrad
Republic Meydanı

Skadarlija 

Gündüzleri sakin sokak, akşamları başka bir atmosfere bürünüyor. Parke taşlarıyla döşeli, ilginç duvar boyamalarıyla süslü sokak için şehrin Bohem bölgesi, diyorlar. Kafeler ve restoranlarla dolu caddede akşamları yürürken mekanlardan yükselen müzik sesleri de size eşlik ediyor. 

1830’ların başlarında Çingenelerin yaşadığı barakalar 1850’lerde kaldırılarak yeniden yapılandırılır ama bölge Çingene bölgesi diye anılmaya devam eder. 1900’lerin başlarında kafanalar açılmaya başlar, yazarlar ve sanatçıların akın ettiği bir yer haline gelir ama bir süre sonra ihmal edilir.  1968’de restore edilen bölge tekrar sanatçıların buluşma noktası olur. Tekrar eski canlılığına kavuşan bölge modernleşerek bugünkü halini alır. 

Belgrad gezilecek yerler
Skadarlija

Bölgenin ana caddesi Skadanska Caddesi… Cadde bol boyunca kafana denen tavernalar dizili. Buralarda geleneksel yemekleri tadarken masalar arasında dolaşan müzisyenler de size Sırp müziklerinden örnekler dinletiyor. Mekanların en ünlüsü Tri šešira. 

Republic Meydanı’nın alt köşesinden ya da Francuska Caddesi üzerinden giriş yapabilirsiniz. İlk bakışta çok turistik görünebilir ama yerel halkın da fazlasıyla gittiği bir yer. Şehrin en eski kahvecisi Znak pitanja da burada.

Sırbistan Ulusal Müzesi (The National Museum of Serbia)

400 binden fazla esere ev sahipliği yapan müze Republic Meydanı’nın baş köşesinde… 15 yıllık uzun bir restorasyon döneminden sonra 2018 yılında tekrar açılmış. Sırp topraklarındaki arkeolojik kazılardan çıkan 7000 yıllık bulguların yanı sıra paha biçilmez sanat eserleri de müze koleksiyonunun en değerli parçaları arasında yer alıyor. Küçük ama bu özel koleksiyonda; Titian, Raphael, Tintoretto, Monet, Degas, Pissaro, Matisse, Vincent Von Gogh, Rubens, Mondrian, Chagal, Rembrandt gibi birçok değerli sanatçıya ait eserler bulunuyor. Bu eserler müzenin 3. katında…

Giriş katında ise arkeolojik kazılardan çıkan eserlere yer verilmiş. Tarih öncesi çağlardan günümüze uzanan koleksiyon etkileyici bir anlatımla sunulmuş. Yine giriş katında tarihi paraların da yer aldığı bir bölüm var. 

Bu arada Belgrad’da birçok müze pazartesi günleri kapalı, o yüzden gitmeden önce web sayfalarından mutlaka açık oldukları günleri kontrol edin. 

Salı, çarşamba, cuma ve pazar günleri 10.00 – 18.00 arası açık.

Perşembe, cumartesi günleri 12.00 – 20.00 arası açık.

Giriş ücreti: 300 RSD, pazarları ise ücretsiz 

Bilgi için: THE NATIONAL MUSEUM OF SERBIA 

Ulusal Tiyatro (National Theatre)

Republic Meydanı’nın köşesinde yer alan bina 1869 yılında yapılmış. Knez Mihailo Obrenovic’in isteğiyle yapımına başlanan binanın mimarisi Milan’daki La Scala’yı andırıyormuş. Daha sonra geçirdiği restorasyonlarla bir parça değişen binanın etkileyici bir atmosferi var. Turla tiyatroyu, sahne arkasını gezebiliyorsunuz. Programlarında Yaz Gecesi Rüyası’ndan AIDA’ya, Antigone’dan Carmen’e kadar birçok opera, bale ve tiyatro gösterileri var. Bilet fiyatları da çok yüksek değil, yakalayabilirseniz böyle etkileyici bir ortamda bir gösteri izleme fırsatını kaçırmayın.

Nikola Tesla Müzesi 

Belgrad’a uçakla geliyorsanız sizi karşılayan ilk şey Nikola Tesla oluyor. Havalimanına verilen ismi sayesinde bu ülkeyle bağlantısını kurmaya hemen başlıyorsunuz. Ben açıkçası Sırp asıllı olduğunu bilmiyordum Tesla’nın. O zamanlar Avusturya İmparatorluğu sınırlarında doğan Sırp asıllı kâşif, elektrik akım sistemine yaptığı katkılarla tanınıyor. Fizik ve mühendislik eğitimi aldıktan sonra ABD’ye göç eden Tesla, çalışmalarının çoğunu orada gerçekleştiriyor ve birçok önemli buluşa imza atıyor. 

Belgrad gezilecek yerler
Tesla Müzesi

Belgrad’da Nikola Tesla adına kurulmuş bir müze var. Müzede sergilenen eserler arasında kişisel eşyaları ve çalışmalarına ait 160 bin orijinal doküman yer alıyor. Küllerinin yer aldığı vazo da müzenin girişine yerleştirilmiş. 

Pandemi dönemine rast geldiğimizden rehberli turlar iptal edilmişti ama eğer denk gelirseniz siz mutlaka bir rehberli turla gezmeye çalışın. Bu sayede izlediğiniz, gördüğünüz çalışmalar daha anlamlı olacaktır. 20 – 30 dakikalık hayatını anlatan bir film gösterisi var, izlemeyi ihmal etmeyin. 

Pazartesi hariç her gün 12.00 – 17.00 arası açık. (Bu saatler pandemi dönemine yönelik saatler, ileriki bir tarihte giderseniz önceden mutlaka kontrol edin.)

Giriş ücreti: 250 RSD, yedi yaş altı çocuklar için ücretsiz

Yugoslavya Müzesi ve Tito’nun Mozolesi (Museum of Yugoslavia)

Burası eski Yugoslavya Krallığı ve Sosyalist Yugoslavya’ya adanmış bir yer. Şehrin en çok ziyaret edilen müzelerinden biri. Aynı zamanda Yugoslavya tarihinde önemli bir yere sahip Josip Bronz Tito’nun da mozolesinin olduğu yer. Biraz merkezin dışında olan Dedinje bölgesinde yer alıyor ama görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.   

Müze, 25 Mayıs, Çiçekler Evi ve Eski Müze olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Çiçekler Evi’nde (House of Flowers) Tito’nun Mozolesi; 25 Mayıs binasında Tito’ya ait eşyalar ve Eski Müze’de ise Yugoslavya tarihine ait kültürel ve etrografik eserleri görülebiliyor. 

Salı – pazar günleri 10.00 – 18.00 arası açık. Pazartesi, salı ve çarşamba günleri kapalı. 

Giriş ücreti: Yetişkin 400 RDS, öğrenci 200 RDS, on yaş altı ise ücretsiz. 

Müze hakkında bilgi için: MUSEUM of YUGOSLAVIA

Çağdaş Sanat Müzesi (Museum of Contemporary Art)

Belgrad çağdaş sanat severleri de unutmamış. 1958 yılında farklı bir yerde kurulan Modern Gallery daha sonra Usce’deki yeni yerine taşınmış. Sırp iki ünlü mimar tarafından tasarlanın binanın kendisi de bir şaheser olarak kabul ediliyor. 35 bin parçadan oluşan koleksiyonda Sırp ve Yugoslav sanatçıların eserleri sergileniyor. 

Tuna ile Sava nehrinin birleştiği noktada yer almasından dolayı kendisine “kavşaktaki kristal” ismi verilmiş. Biz gidemedik maalesef ama kaçırılmaması gereken yerlerden biri.

Salı hariç her gün 14.00 – 21.00 saatleri arasında açık (Bunlar yaz dönemi çalışma saatleri)

Giriş ücretsiz

Detaylı bilgi için: MUSEUM OF CONTEMPORARY ART

Sava Katedrali (Saint Sava Temple)

Sırbistan’ın en büyük, dünyanın da ikinci büyük Ortodoks kilisesi olan Sava Katedrali şehrin sembollerinden biri olarak kabul ediliyor. Beyazlar içerisindeki görüntüsü muhtemelen size bir parça Ayasofya’yı hatırlatacak. Katedralin yeriyle ilgili hikâye ise Vezir Sinan Paşa’ya dayanıyor. Belgrad’ın fethinden bir süre sonra şehri geri almak için 1594 yılında Sırplar isyan edince paşanın emriyle Aziz Sava’ya ait kutsal emanetler yakılır. Bu olayı unutmayan Sırplar, yıllar sonra 1935’te emanetlerin yakıldığı tam o noktada Sava Katedrali’ni inşa eder. 

Belgrad gezi rehberi
Belgrad gezi rehberi: Sava Katedrali

İnşasına II. Dünya Savaşı nedeniyle ara verilir ve 50 yıl sonra 1985’te tamamlanır. İç dekorasyonu ise hala bitmemiş, o yüzden sadece alt kattaki gösterişli rölyef ve ikonalarla süslü bölümü ziyaret edebiliyorsunuz.  Bu arada boyutlarından dolayı katedral deniyor ama dini olarak katedral statüsünde değilmiş. 

Republic Meydanı’ndan 30 dakikalık bir yürüyüşle gidebilirsiniz. Benzer yönlerde olduğundan Nikola Tesla Müzesi ve St. Mark’s Kilisesi’ne gidecekseniz hepsini aynı güne koymanız iyi olabilir. 

Giriş ücretsiz.  

Eski Saray (The Old Palace) – Yeni Saray (The New Palace) – Beyaz Saray (White Palace) 

Bu şehirde saray yok mu diyorsanız Belgrad’da da tabi ki var. Hatta bir değil, üç tane var. 1881 yılında kraliyet ailesi için inşa edilen Eski Saray, bugün Belediye Binası olarak hizmet veriyor. İçerisine girilmiyor ama dışarıdan görebilirsiniz. 

Eskisinin hemen yanında 1911 – 22 yılları arasında inşa edilen Yeni Saray ise Kral Petar Karadordevic için hazırlanmış. Bu bina da günümüzde Sırbistan Cumhurbaşkanına ev sahipliği yapıyor.

Merkezin biraz dışarısında yer alan Beyaz Saray yine kraliyete ait binalardan biri. 18. yüzyılda inşa edilen bina Dedinje bölgesinde yer alıyor. 

Aziz Michael Katedrali (St. Michael’s Cathedral)

Aziz Michael Katedrali şehrin siluetinde ve en güzel fotoğraflarında yer alan binalardan biri.  Altın bezemelerle süslü siyah kubbesi şehrin birçok yerinden görünüyor. Kilise şehrin acılar, savaşlar ve zaferlerle dolu geçmişinin bir sembolü olarak görülüyor. 1837 yılında başlanan inşaatı 9 yılda tamamlanıyor. Mimarisinde ise klasizm ve geç Barok tarzı hâkim. İçerisindeki süslemeler ve ikonalar ise ünlü Sırp sanatçılar Dimitrije Petrović ve Dimitrije Avramović tarafından yapılmış. İçerisi aynı zamanda kraliyet ailesinden ve bağışçılardan gelen çok değerle eserlerle dolu. 

Katedralin en güzel görüntüsü için nehrin karşı kıyısına geçebilir ya da Kale Meydan’dan Sava Nehri tarafına doğru yürüyebilirsiniz. 

Giriş ücretsiz.

Belgrad gezi rehberi
St. Michael Kilisesi

St. Mark’s Kilisesi 

1931 – 1940 yıllarında inşa edilen kilise Taş Meydan Parkı’nın içerisinde yer alıyor. Bizans mimarisiyle inşa edilen yapı şehrin Ortodoks kiliselerinden biri. 

Giriş ücretsiz

Ada Ciganlija

Yaz ayların vaz geçilmezi Ada Ciganlija aslında dört mevsim Belgradlıların en sevdiği yerlerden. Adanın doğası ve ortamı çok güzel ama onu bu kadar özel yapan şey gölü… Sava Nehri üzerindeki adaların en büyüğü olan ada, sonradan kara ile birleştirilerek muhteşem bir göl oluşturulmuş. Burası için insan eliyle oluşturulmuş en büyük göllerden biri olduğunu söylüyorlar. Ada 7 kilometrelik sahiliyle Belgradlıların deniz özlemine karşılamaya fazlasıyla yetiyor. Göl suyu olduğundan temizliği, hijyeni gözünüzü korkutmasın; adanın plajları yıllardır Mavi Bayraklı temizlik sertifikasına sahip. Gölde su sporları da yapabiliyorsunuz.

Belgrad gezi gezilecek yerler
Ada Cigannlija

Adaya giriş ücretsiz, plajları da ücretsiz kullanabiliyorsunuz. Sahil kısmında yan yana birçok tesis var, bazı yerler ise boş bırakılmış. Bu boş alanları ücretsiz kullanabiliyorsunuz ya da tesislerde yeme içme karşılığı şezlong, şemsiye, minder, tuvalet gibi hizmetlerden ücretsiz yararlanabiliyorsunuz. Sahili ise ince çakıl taşlı. Belirli aralıklarla duş, tuvalet ve soyunma kabinleri yerleştirildiğinden tesislere mecbur da değilsiniz. Kendi malzemelerinizi getirerek ücretsiz imkanlardan sınırsızca yararlanabiliyorsunuz. Akşamları ise mekanlar parti mekanlarına dönüşüyor. 

Meşe ağaçlarıyla kaplı adanın kendine has bir doğası var. Ada bu yönüyle tam bir outdoor cenneti. Spor tesisleri, bungee jumping merkezi, tırmanma duvarı, paintball, piknik alanları, macera parkurları, yürüyüş ve bisiklet yollarıyla Belgradlılar için bulunmaz bir cennet. 

Biz temmuz ayında gittiğimizden hava sıcaklığı 25 derece civarlarındaydı ve fazla günümüz olduğundan bir günümüzü buraya ayırdık. Yürüyerek gittiğimiz ada yolunun bir kısmı inşaatlar yüzünden çok cazip değil ama diğer kısımları oldukça keyifliydi. Yürüyüşle 1 saat 20 dakika sürüyor. Dilerseniz otobüsle de gidilebiliyor. 

Belgrad
Ada Ciganlija

Dorcol Bölgesi 

Belgrad’ın en eski bölgelerinden olan Dorcol, Osmanlı zamanında ticaretin merkeziymiş. Francuska Caddesi’nden başlayıp, Kale Meydan’ın altlarına ve Tuna kıyılarına kadar uzanan bölge bugünlerde gösterişli mimarisi, her köşe başında karşınıza çıkan kafeleri, sahildeki spor alanlarıyla halkın en çok tercih ettikleri yerlerden. 2000’lerden sonra sanat çevrelerince tercih edilir olmuş. BBC, The Guardian, Time Out burayı “en iyi 50 mahalle” arasında göstermiş.

Bölge, Osmanlı zamanında “dört yol” olarak anıldığından zaman içinde değişerek isminin Dorcol’a dönüştüğü söyleniyor.  Şeyh Mustafa’nın türbesinin yer aldığı Dervsh Tekija bu bölgede yer alıyor. Belgrad’ın tek camisi Bayraklı Cami de yine Dorcol sınırlarında. 

Kahve kültürünü Belgrad’a Osmanlılar getiriyor. “Kafana” ise o zamanlar kahve satılan mekanlara verilen isim yani bir çeşit kahvehane… İlk kafana Osmanlılar zamanında Dorcol’da açılmış. Kafana’lara Belgrad’ı gezerken birçok yerde denk geliyorsunuz, ancak kafana kültürü şimdilerde birazda farklılaşarak şekil değiştirmiş, artık bu isim taverna – meyhane benzeri yerler için kullanılıyor.  

Avusturyalılar geldiğinde bölgeyi Osmanlı etkisinden çıkartarak biraz daha modern bir hava vermiş. Bölge Barok Belgrad olarak anılmaya başlanmış. Dorcol’un yukarı kısmı Zerek (Türkçe Zeyrek kelimesinden geliyor) Aşağı Dorcol ise Jalija (Yalı kelimesinden geliyor) olarak anılıyor.

Zemun Bölgesi

Karşı kıyısında yer alan Zemun, belki de şehrin en güzel köşelerinden. Tarihi renkli binaları, çiçeklerle dolu sokakları, capcanlı pazarı ve kuğuların gezindiği sahili ile benim en sevdiğim yerlerden biri oldu. 

Zemun
Gardos Kulesi’nden Zemun

Bir zamanlar Belgrad’dan ayrı bir bölge iken günümüzde Belgrad’a dahil edilmiş. Osmanlı’nın da egemen olduğu bölge daha sonra Osmanlı ile Avusturya – Macaristan arasında sınır oluşturmuş. Bölgede şu an Avusturya – Macaristan etkisini daha çok görüyorsunuz. Tarihin izlerini taşıyan her sokak ayrı güzel Zemun’da. Masarikov Caddesi, Veliki Caddesi, Fruskogorska Caddesi, Sindeliceva Caddesi, Gardoska bu güzel sokaklardan birkaçı. Gardos Kulesi, Madlenianum Opera Binası diğer görülecek yerler arasında. Gelmişken nehir üstündeki kafe ve restoranlara da uğramayı unutmayın.

Her yıl temmuz ve ağustos aylarında kurulan geçici bir köprü ile Zemun, karşısındaki Great War Island – Zemunski Kej (Büyük Savaş Adası)’na bağlanıyormuş. Bu sayede adaya yürüyerek geçme şansınız oluyor. Diğer zamanlarda gitmek için tekneler kullanılıyor. 

Belgrad gezi rehberi
Zemun sokakları

Savamala Bölgesi

Şehrin “yaratıcı bölgesi” olarak geçen Savamala bölgesi son zamanlarda gündeme gelen yerlerden. Bir dönem ihmal edilmiş bölge daha sonra öngörülü birkaç kişinin çabalarıyla canlanmaya başlanmış. Düzenlenen farklı kültürel etkinlikler sayesinde dikkat çekince, bu sayede gece hayatı da bu bölgeye kaymış. Branko’s Bridge ve Karadordeva arası gezebileceğiniz yerlerden. 

Ünlü KC Grad, Berliner, Jazz Basta burada uğrayabileceğiniz mekanlardan birkaçı. 

BAŞKA NELER YAPILIR?

Şehir içerisinde yukarıda anlattıklarımdan başka da gezecek çok yer var. Dilerseniz nehir kıyısındaki güzel patikayı takip ederek yarımadanın etrafında güzel bir yürüyüş yapabilirsiniz. 

Benim gibi pazar sevenlerdenseniz Zeleni Venak otobüs duraklarının hemen yanında ilginç mimarisiyle dikkat çeken Büyük Market tam size göre. Yolunuz zaten çok yakınlarına birçok kez düşecek. 

Belgrad
Belgrad

Şehirde 1999’daki NATO bombardımanından kalma birkaç bina var. Yugoslavya Savunma Bakanlığı’nın eski binası ve hemen karşısındaki binayı görmek isterseniz Nemanjina Caddesi’ne uğrayabilirsiniz. 

Ulusal Kongre Binası, Zepter Müzesi, Avala Tower (Telekomünikasyon Kulesi – Balkanların en yükseği), Havacılık Müzesi, Sırbistan Tarihi Müzesi diğer gezilecek yerler arasında. 

Novi Sad

Eğer Belgrad’da fazladan bir gününüz varsa mutlaka Novi Sad’a ayırın, derim. Burası Sırbistan’ın gizli harikalarından biri. Yine Tuna kıyısına kurulmuş şehir, tarihi sokakları muhteşem Petrovardin Kalesi ve renkli Meryem Ana Katedrali ile kaçırılmaması gereken bir yer. Voyvodina eyaletinin başkenti olan Novi Sad, aynı zamanda Sırbistan’ın ikinci büyük şehri. Sakin bir yapısı var ama aslında sokaklar cıvıl cıvıl, belki stres yok desek daha doğru.  Temmuz ayında giderseniz Avrupa’nın önemli müzik festivallerinden biri olan EXIT Festivali’ne denk gelebilirsiniz. 

Novi Sad’a gitmesi çok kolay… Sadece 1 saat 20 dakika uzaklıktaki şehre Belgrad’dan otobüs veya tren ile kolayca gidebiliyorsunuz. Her iki istasyon da merkeze 15 dakika yürüyüş mesafesinde. 

Novi Sad
Novi Sad sokakları

Belgrad’da nerede yenir? Ne yenir?

Uzun yıllar Osmanlılarla birlikte yaşamanın getirdiği en güzel şeylerden biri de yemeklere etkisi olmuş. O yüzden Belgrad’da gezerken zorluk çekmeyeceğiniz şeylerin başında yemek geliyor. Ortak kültür olunca bizde de olduğu gibi hamur işi öne çıkan yiyeceklerin başında. Et ve sebze de yemeklerde baskın bir şekilde kullanılıyor. Mekan seçenekleri çok fazla… Türk, İtalyan, Uzak Doğu mutfağı da bulabiliyorsunuz. Cevapiden sarmaya, burekten ajvara, rakijadan biraya Sırpların yeme – içme kültürlerini öğrenmek ve mekân önerilerimi görmek için BELGRAD YEMEK İÇME ve EĞLENCE REHBERİ’ne göz atabilirsiniz. 

Belgrad’da nerede kalınır?

Apartment Glorija

Salgın dönemi olduğundan bu sefer özellikle hotel yerine apartman dairesinde kalmayı tercih ettik. Seçtiğimiz mekân hem temizlik hem de konum olarak çok iyi bir seçim oldu bizim için. Republic Meydanı’na ve Knez Mihailova Caddesi’ne 5 – 6 dakikalık yürüyüş mesafesinde olan dairenin muhteşem bir konumu var. Tek yatak odalı daire, odaya dahil küçük bir mutfağa ve ayrı bir banyoya sahip. Mutfakta dolap, fırın, su ısıtıcısı ve diğer gerekli mutfak araçları mevcut. Çamaşır makinesi, televizyon, Wi-Fi ve klimada da evde sorunsuz işliyordu.  

İçeride deterjan ve dezenfektanlar olduğundan dışarıdan geldiğimizde kendimiz de evi temizleme konusuna dikkat ettik. Bu sayede de herhangi bir sorun yaşamadan dönmeyi başardık.  Dairenin gecelik fiyatı 200 – 260 lira civarı… 

Hotel Bohemian Garni – Skadarlija 

Skadarlija’nın girişinde yer alan otel şehrin en güzel bölgesinde, hatta tam kalbinde, diyebilirim. Ayrıca, meydana ve ana caddelere de sadece 500 metre uzaklıkta. Bir fabrikadan otele dönüştürülmüş mekânın odaları modern döşenmiş, her türlü konfor düşünülmüş. Hatta bazı odalarda odanın içerisine dahil edilen jakuzili küvetlerle farklı bir hava yaratılmış. Odalarda su ısıtıcısı ve kahve makinesi gibi ayrıntılara da yer verilmiş. Bunca şıklığına rağmen fiyatlar da oldukça uygun. 300 – 500 lira civarı.

Belgrad
Belgrad sokaklarından

Avangarda Suites

Yeni Belgrad tarafında yer alan apartman şehrin kalabalığından uzakta kalmak isteyenler için ideal. Daireler çok şık ve konforlu döşenmiş. İsteyenler binanın alt katındaki spor salonunda da yararlanabiliyor. Terası olan odaların içerisinde TV, oturma alan, Wi-Fi, klima mevcut. Dilerseniz bisiklet kiralaması da yapabiliyorsunuz. Fiyatlar 300 liradan başlıyor.

Hostel Ruler

Şehrin önemli merkezlerinden Zemun’un tarihi atmosferini yaşamak ve nehre yakın olmak isteyenler burada ekonomik fiyatlara kalabiliyor. Hostelin bütün odaları bahçe manzaralı. Ortak kullanabileceğiniz mutfağı ve salonu mevcut. Tuvalet ve banyolar ise paylaşımlı kullanılıyor. Otobüs duraklarına yakın olan hostelden merkeze ulaşmak için tek bir otobüse binmeniz yeterli. Fiyatlar 175 liradan başlıyor. 

Hotel Majestic

Eski şehrin tam kalbinde tarihi bir binada hizmete veren otel, Knez Mihailova Caddesi’ne 200 metre uzaklıkta. Kafelere, dükkanlara ve restoranlara oldukça yakın. Konumunun avantajı yanı sıra odaları da oldukça şık ve geniş. Odalarda minibar, klima, Wi-Fi imkanı var. Bazı odaları duşlu bazı odaları ise küvetli. İçerisindeki restoranında kahvaltı ve yemek servisi alabiliyorsunuz. Çift kişilik oda fiyatları 390 liradan başlıyor. 

Hotel Moskva

Şehrin ikonik yapılarından biri de Hotel Moskova. Hitchcock, Nixon, Pavorotti, Einstein gibi birçok ünlünün de ziyaret ettiği otel şehrin en güzel yapılarından sayılıyor. Republic Meydanı’na sadece 5 – 6 dakika yürüyüş mesafesinde olan otel Belgrad’ın ana caddelerinden birinde. Odalar ününe layık şekilde harika bir şekilde dekore edilmiş. Geleneksel ve modern karışımı döşenmiş odalar her türlü konforla bezenmiş. Otel içesinde hamam, saunadan ücretsiz yararlanabiliyorsunuz, ayrıca masaj isterseniz o ücretli. Standart çift kişilik odalar kahvaltı dahil 1100 liradan başlıyor. 

Bu arada otelin pastane kısmı da çok ünlü. Kalmasanız da sadece o güzel tatlılarından yemek için bile uğrayabilirsiniz. 

Belgrad’a nasıl gidilir?

En kolay yolu sanırım uçak… THY, Pegasus, Air Serbia’nın normal şartlarda düzenli seferleri var. Pandemi sürecinde Sırbistan, Türkiye’den gelenlere ikametgâh, karantina ya da sağlık raporu gibi bir zorunluluk koymamış. Vaka sayılarının da az olması burayı seçmemizde etkili oldu. Biz Pegasus’un uçuşuyla gittik. Sabiha Gökçen’den Nikola Tesla Havalimanı’na ulaşmak 1 saat 20 dakika sürüyor.

Belgrad gezi rehberi
Belgrad’ın eski tramvayları

Uzun yol seviyorsanız otobüs, tren ya da kendi aracınızla Belgrad’a gitmeniz mümkün. Otobüsle gitmek yaklaşık 16 – 17 saat sürüyor. Şehirlerarası ve uluslararası otobüs terminali nehir kıyısında sahile yakın. Tren istasyonu da hemen yanında. Tren ile Halkalı’dan Sofya’ya oradan da aktarma yaparak Belgrad’a ulaşabilirsiniz. Bu da yaklaşık 20 saatin üzerinde sürüyor. Belgrad’ın uluslararası hizmet veren ana tren istasyonu Belgrade Centar ama daha çok Prokop ismiyle anılıyor. Bar, Sofya ve Üsküp için trenler Vukov Spomenik İstasyonu’ndan kalktığı aklınızda olsun. 

Aracınızla gitmek istiyorsanız her şey daha kolay.  Aracınıza kalacağınız güne göre uluslararası seyahat sigortası yaptırdıktan sonra Polovdiv, Sofya, Nis yolunu takip ederek 9 – 10 saatte Belgrad’a ulaşmış oluyorsunuz. Yol yaklaşık 960 kilometre…  

Şehir içi ve havalimanı ulaşım

Şehir küçük, birçok gezilecek yer birbirine çok yakın… Yani yürüyerek kolaylıkla gezilebilecek şehirlerden. Sadece birkaç yer için araç kullanmanız gerekebilir. Toplu taşıma için otobüsler, troleybüsler ve tramvaylar oldukça iyi hizmet veriyor. Biletler tek yön 150 – 200 dinar civarında. Eğer fazlaca binmeyi düşünüyorsanız Bus Plus’ı edinebilirsiniz. Günlük, 3 günlük ya da 5 günlük olarak satın alabiliyorsunuz. 

Toplu taşıma deyince şunu vurgulamadan geçmeyeyim. Belgrad’da halk yönetimi protesto etmek amacıyla uzun bir süredir toplu taşımaya ücret ödemiyor. Birkaç kez bindiğimiz otobüslerde neredeyse hiç kimse ücret ödemedi, kartını okutmadı. Tabi, siz de buna bakıp ücret vermek istemeyebilirsiniz ama turistlerin verme zorunluluğu var ve araçlara herhangi bir duraktan binen kontrolörler ani bir denetim yapabiliyor. Sonuçta ceza ödemek zorunda kalıyorsunuz. 

Biz ne yaptık derseniz ilk şoku havalimanında otobüse binince yaşadık. 300 dinarlık bilet için 1000 dinar uzatınca şoför bize geçin işareti yaptı, biz de sonradan alacak herhalde diye düşündük ama tekrar bizden herhangi bir ücret istemedi. Sonra binen kimse de ödemeyince önce şaşırdık ama sonra bloglarda okuduğumuz bilgi geldi aklımıza. Başka bir sefer kısa mesafe binmek zorunda kaldığımız otobüste bir kaçamak yaptık ama bir sonraki uzun mesafeler için biletimizi aldık. Şanslıydık ki, tesadüfen otobüsümüze binen kontrolörden denetimi başarıyla atlattık. Seçim size kalmış…

Belgrad
Ada Ciganlija sahili

Dilerseniz taksi de kullanabilirsiniz. Fiyatlar euro olmayınca burada biraz daha makul fiyatlara seyahat etme şansınız oluyor.  Biz kullanmadık ama Pink Taxi (Pembe tepelikli olan) en çok tavsiye edilen. Bir de eğer taksi kullanacaksanız taksimetrenin açık olduğundan emin olun. Bu durumda pek sıkıntı yaşamazsınız. Çünkü bizde de olduğu gibi açıkgöz taksiciler çok varmış Belgrad’da… 

Türkiye dışından bir ülkeden gidiyorsanız deniz yolunu da düşünebilirsiniz. Tuna Nehri üzerinde gezi tekneleriyle taşımacılık yapılıyor. Tabi, pahalı bir yöntem.

Havalimanından şehre ulaşım

Havalimanı şehre 18 kilometre uzaklıkta. Yaklaşık 20 – 30 dakikalık bir yolculukla şehir merkezine ulaşıyorsunuz. Havalimanından şehre gitmek için toplu taşıma otobüsleri, havalimanı otobüsleri ve taksiyi tercih edebilirsiniz. Araç kiralamak isterseniz havalimanında birçok firmanın temsilciliği bulunuyor.

Toplu taşıma için 72 numaralı otobüs sizi şehrin merkezindeki Zlani Venac Otobüs Terminali’ne bırakıyor. Buradan Republic Meydanı’na (Cumhuriyet Meydanı) ulaşmak sadece 8 – 10 dakikalık bir yürüyüş. Otobüs ücreti kişi başı tek yön 150 dinar. Biletinizi otobüsün içerisinde şoförden alabiliyorsunuz. Otobüs birçok durakta durduğundan biraz daha uzun sürüyor, trafiğe göre 40 – 50 dakika da terminale varmış oluyorsunuz. 

Belgrad
Belgrad gezi rehberi: Sava kıyısındaki eğlence mekanları

Yinelemiş olacağım ama biz pandemi döneminde gittiğimizde Geliş Kapısı’nın (Arrival) hemen önünden kalkan A1 otobüslerine binecektik ancak bunlar çalışmadığından kapıdaki görevliler ve taksiciler bir açıklama yapmadan bizi taksilere yönlendirmek istedi. Ama 72 numaralı otobüsü bildiğimizden ısrarla farklı kişilere sorarak içeriden üst kata çıkıp Gidiş Kapısı’nın (Departure) hemen önündeki kalkış noktasına ulaşarak otobüse binmeyi başardık. 

Diğer bir yöntem ise Minibus A1 dedikleri havalimanı otobüslerini kullanmak. Bu hat ise sizi Slavija Square’e götürüyor. Yol üzerinde Fontana ve Belgrad – Glavna Tren İstasyonu’nda duruyor. Burası da Republic Meydanı’na yürüyerek 20 – 25 dakika, araçla 5 – 6 dakika mesafede. Pandemi döneminde çalışmıyordu. 

Eğer taksi kullanmak istiyorsanız biraz dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Çünkü dışarda bir sürü taksici etrafınızı sarıyor. Onlarla uğraşmak yerine ‘Ön Ödemeli – Prepaid’ sistemi kullanmanızı öneririm. Havalimanı içerisindeki taksi bankosuna gideceğiniz yeri söylüyorsunuz, onlarda ücreti hesaplıyor ve ödemeyi oraya yapıyorsunuz. Size verdikleri fişle kapıda sıradaki araca binerek gideceğiniz yere ulaşıyorsunuz. Eski şehir merkezi civarı yaklaşık 1400 dinar tutuyor. 

Fiyatlar

Vizesiz olmasından sonra ikinci güzel haber Belgrad’da fiyatlar diğer Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında oldukça uygun. 1 TL = 13,8 dinar (RSD). O yüzden biraz daha rahat harcama yapabilme imkânınız var. 

Fiyat ortalamaları ise şöyle:

Su yaklaşık 45 – 70 RSD, Coca Cola 175 – 200  RSD…

Bir Cafe Latte içmek isterseniz 175 – 300 RSD, Capuccino 195 – 250 RSD, Espresso ise 130 – 300 RSD civarı. 

Bira ise neredeyse kahve kadar… Yerel bir bira 0,33L 200 – 350 RDS, yabancı biralar 0,15L  180 – 400 RSD civarı. Kokteyller ise 300 – 400 RSD civarı. 

Bir porsiyon börek 100 RDS, bir sandviç ise 150 RSD civarı. 

Ortalama bir restoranda yemek yemek 400 RSD’den başlıyor iyi bir yerde yemek isterseniz 700 RSD’yi gözden çıkarmanız gerekiyor. 

GEREKLİ BİLGİLER

Dil

Sırpça birinci dil ve Kiril alfabesi kullanıyorlar. Rusça da yaygın olarak konuşuluyor. Belgrad turistik bir yer olduğundan İngilizce konuşma oranı oldukça yüksek. En kötüsü derdinizi anlıyorlar. Girdiğimiz hiçbir mekânda dil sorunu yaşamadık açıkçası. Alfabe farklı ama birçok yer de Latin harfleriyle yazılmış karşılığını da bulabiliyorsunuz. 

Para birimi

Sırbistan Dinarı ve RSD olarak kullanıyorlar. 

Zaman

Aramızda 1 saat fark var. Onlar gerideler ama kış aylarında yaz saat uygulamasının kaldırılmaması nedeniyle 2 saat oluyor. 

Vize

Belgrad gezi rehberi
Kale Meydan

Rehberin en güzel haberi: Sırbistan Türkiye’ye vize uygulamıyor. Geçerli bir pasaportunuz varsa çantanızı alıp ilk uçakla Belgrad’a uçmak mümkün.

Belgrad’a yalnız gidilir mi?

Belgrad’da en şaşırdığımız şeylerden biri ilk birkaç gün sokaklarda hiç polise rast gelmememiz oldu. Sonradan birçok kez gördük. Ama hissettiğimiz Belgrad’ın oldukça huzurlu – sakin bir şehir olduğu. Zaten yazılanlar ve söylenenler de hep o yönde. Kanunlar caydırıcı bir şekilde işliyor burada. Bu gezi de tek başıma değildim ama Belgrad da tek başıma oldukça rahat seyahat edebileceğim yerler arasında girdi. 

Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol

Yorumlar kapandı...