Benim için Artvin’in en güzel yerlerinden biri olan Şavşat, her mevsim büyüleyici manzaralara sahip. Yaylaları, gölleri ve inanılmaz yöre insanıyla sizi burada unutulmaz bir deneyim bekliyor. O zaman Şavşat gezilecek yerler için detaylara bakmaya başlayabiliriz.
Artvin gezi rehberi ve Artvin gezilecek yerler‘in tam listesini de bu yazıda bulabilirsiniz.
Şavşat’a nasıl gidilir?
Şavşat’a gitmek için iki yol var. Eğer uçakla gelecekseniz Kars üzerinden daha kolayca ulaşabilirsiniz. Buradan önce Ardahan’a oradan da Artvin dolmuşlarıyla Şavşat’a ulaşılıyor.
Trabzon’dan gelecekseniz ya otogardan sabah Şavşat otobüsünü yakalayacaksınız ya da Artvin’e giden otobüslerle önce Artvin merkeze oradan da Şavşat dolmuşlarına bineceksiniz.

Bir diğer seçenek de Trabzon Havalimanı’ndan Havaş ile Hopa’ya gelmek oradan da önce Artvin dolmuşlarına sonrasın da Şavşat dolmuşlarına binmek.
Araçla geliyorsanız Hopa, Borçka, Artvin ve Şavşat rotasını izlemeniz gerekiyor. İşte size detaylıca Şavşat gezilecek yerler….
ŞAVŞAT GEZİLECEK YERLER
Şavşat Karagöl
Artvin sınırları içerisinde tam 3 tane Karagöl var: Borçka, Şavşat ve Ardanuç’ta… Borçka’dan sonra en çok ziyaret edilen Şavşat Karagöl en az Borçka kadar güzel. Sahara Karagöl Milli Parkı içerisinde yer alan göl, ladin, çam ve köknar ağaçlarıyla çevrilmiş. Göl ve etrafı her mevsim inanılmaz görüntülere sahip. Sabah saatlerinde ya da sisler içerisindeki görüntüsünü görmek büyüleyici. Gölün etrafını çevreleyen bir patika, piknik alanları ve bir de yemek-konaklama için bir tesis var. Etrafında çadır kurabileceğiniz gibi 20 kişilik kapasitesi olan tesisten de yararlanabilirsiniz. Şavşat’a uzaklığı 25 kilometre, yolu da asfalt.
Balıklı Göl

Pınarlı Köyü’nde gidilen Balıklı Göl’e vardığınızda sanki kilometrelerce ötedeki başka bir diyara gelmiş gibi hissediyorsunuz kendinizi. İzole güzelliği, ince uzun yapısı, çiçeklerle ve dağ çilekleriyle kaplı doğası görülmeye değer. Eskiden bir kenarında küçük boş bir kulübe ve küçük bir tesis vardı. Şu an etrafının turizm açılıp inşaat yapılacağı söyleniyor. Her zamanki gibi bu eşsiz yeri hoyratça kullanmaktan kaçınmıyoruz maalesef. Etrafı kamp için çok uygun. Ancak giderken yiyecek ve giyecek olarak hazırlıklı gitmenizi önerim.
Yavuzköy Seyir Terası – Şavşat Evi

Şavşat’tan Ardahan yönüne giderken 4 kilometre sonra göreceğiniz Yavuzköy Seyir Terası, benim için Şavşat’la özdeşleşen görüntülerden biri. Kısacık bir tırmanışla çıkacağınız terastan göreceğiniz manzara hem gözlere hem ruha iyi geliyor. Göz alabildiğince güzelliğiyle uzanan vadi, tepeler ve sonsuz bir yeşillik. Aralardan görünen beyaz evler… Hele sonbaharda terastan bakıyorsanız başka bir güzellik karşılıyor sizi. Yeşillikler arasına karışmış, ceviz ve meyve ağaçlarının sararan yapraklarıyla mükemmel bir görüntü oluşup0oyor. Artvin’in yükseltili yapısına uygun oluşturulan taraçalara vuran güneş ışıklarını görmelisiniz. Uzaktan bu kadar güzel gözüken köyler, içlerine girdiğininiz de aynı güzellikte…
Seyir terasının arka tarafında yer alan Şavşat Evi bölgeye özgü mimariyle yapılmış bir örnek ev. İçi kafe olarak işletilen mekânda yöreye özgü yemekleri bulabiliyorsunuz.
Maden Köyü (Bazgiret) – Cancir Yaylası
Gürcüce ismi Bazgiret olan Maden Köyü Şavşat’ın sembol köylerinden biri… Ulaşımı zor ama gittiğinizde değdiğini görüyorsunuz. Şavşat’ın meşhur ahşap evlerinin en güzellerini burada görebilirsiniz. Buradaki evler neredeyse hiç çivi kullanılmadan birbirine geçme ahşap tekniği kullanılarak yapılmış. Kapılarının önünde oturan teyzeler, ineklerini otlatmaya götüren amcalar, sokaklarda özgürce oynayan çocuklar çıkıyor karşınıza… Muhabbet mutlaka çaya davetle bitiyor buralarda. Zaten içirmeden de bırakmıyorlar sizi. 1800 metre yükseklikteki köyde kışın, çok zor şartlarda geçtiğini söylüyorlar. Bazen 1-2 ay aşağılara inilemiyormuş maalesef.

Eğer buradan devam ederseniz yolunuzun üzerinde önce küçük bir göle oradan da yukarı mahalleye ulaşıyorsunuz. Daha yukarılara devam ederseniz hem inanılmaz bir manzara hem de sertleşen yollar başlıyor. Bir sonraki durak Maden Köyü’nün yaylası olan Cancir Yaylası. Burası da hem mimarisi hem de konumuyla oldukça etkileyici.

Lekoban Yaylası
Cancir’den yukarılara devam ettiğinizde ise Lekoban Yaylası’na varıyorsunuz. Artık bitki örtüsünün bittiği, sarp dağlar arasında uzanan yayla artık Maçahel sınırlarına doğru yaklaştığınızı gösteriyor. O kadar yüksektesiniz ki, insanı ısıran bir havası var. Şanslıysanız bir bulut denizi görmenin keyfini burada düşünemiyorum. Buradan sonraki birkaç yaylayı geçip oldukça zor toprak yollar aştıktan sonra Maçahel’e inebiliyorsunuz. Yaylada elektrik yok ama hangi kapıyı çalarsanız çalın yiyecek bir şeyler bulabilirsiniz.
Çağlapınar / Erikli Yaylası

Ulaşmak için Meydancık’tan sonra orman içi yoldan bir saatten fazla toprak yoldan gitmek gerekiyor. Tırmandıkça bitmez gibi gelen virajlardan sonra çam ağaçlarının bitiminde sırta dizilmiş ahşap evleri görüyorsunuz. Ben ekim ayı ortalarında gittiğim için artık yayla sakinleri köylerine geri dönmüştü. Pokut benzeri bir sırta kurulu evler ve muhteşem manzarasıyla beni en çok etkileyen yaylalardan biri oldu. Önünüzde uzanan köyler ve yaylalarla doyamayacağınız bir manzarası var.
Erikli Yaylası’na tepelerden devam ederek ulaşıyorsunuz. Bir uçurumun kenarına kurulu yayla evleri yine Şavşat’ın yemyeşil vadilerine açılan bir manzaraya sahip.
Papart Vadisi
Meydancık Köyü sınırlarında yer alan Papart Vadisi bozulmadan kalabilmiş yerlerden biri. Yok olmadan kalabilmiş asırlık ağaçları ve zengin bitki çeşitliğine sahip. 70’den fazla endemik bitkinin yer aldığı vadi aynı zamanda vaşak, boz ayı gibi yaban hayatıyla da oldukça önemli. Akarsuları ve şelaleleriyle etkileyici doğa sonbaharda renkten renge bürünüyor. Bu el değmemiş ortamı sayesinde önemli bir bal üretim merkezi aynı zamanda.
Tibet Manastırı

Artvin civarında dolaşırken birçok yerde Gürcü dini yapılarına rastlamanız mümkün. Büyük kısmı artık terkedilmiş ve harabeye dönüşmüş durumda olsa da etkileyici mimarilerini hale görebiliyorsunuz. Cevizli Köyü’nde yer alan Tibet Manastırı da bunlardan biri… Bölgede inşa edilen 5 manastırdan biri olduğu bilinen manastırın 9. yüzyılda inşa edildiği biliniyor. Bagratlı Prensi Aşut Koh tarafından yaptırılan yapının maalesef kitabesi bulunmuyor. Bölgenin İslamlaşması ile bir süre cami olarak kullanılmış ancak 1889 yılından sonra terkedilmiş.
Pınarlı Köyü
Cin Dağı eteklerine kurulmuş köy neredeyse 1000 kişilik nüfusuyla Şavşat’ın en kalabalık köylerinden biri. Sonbaharın harika görüntüler oluşturduğu köyün yukarılarına çıktıkça sararan ağaçlar ve koyun sürülerinin oluşturduğu güzellikler doyulmaz görüntüler oluşturuyor.
Arsiyan Yaylası

Gürcistan’a sınır Arsiyan Yaylası, Artvin’de yayla kültürüne şahit olabileceğiniz çok eski yerleşim yerlerinden biri. Arsiyan’ı özel yapan en önemli şey ise yaylaya çok yakın gölleri. Efsaneleriyle ünlü Boğa Gölü ve Kız Gölü ayrıca Çim Gölü, Kalp Gölü, Yüzen Göl gibi 7 tane büyüklü küçüklü göl, yayladan yürüyüşle ulaşabileceğiniz mesafede.
Yukarı Koyunlu Köyü / Rutav Gölü
Sahara Dağı eteklerindeki köy, buralarda gördüğüm en güzel köylerden biri. Kavak ağaçları ve meyve ağaçlarının oluşturduğu muhteşem görüntüler eşliğinde geziyorsunuz köyü. Köyün biraz yukarılarında yer alan Rutav Gölü’nü sonbaharda gördüğümde sakinliği ve göz kamaştıran yansıması hiç aklımdan çıkmıyor. Etrafı da küçük şelaleler ve meyve bahçeleriyle sarılı.
Kocabey Kışlası, Yeşilce, Meydancık Şavşat’da gezilecek yerlerden diğerleri.

Artvin’le ilgili daha detaylı bilgi için ARTVİN – BİR YERYÜZÜ CENNETİ yazısına göz atabilirsiniz.
Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol
Yorumlar kapandı...