İlk defa gidiyorsanız Doğu Karadeniz kendisine özgü doğası, kültürü ve mimarisiyle sizi şaşkına çeviriyor. Baştan söyleyeyim!.. Gördüğünüz hiçbir yere benzemiyor; taşından toprağından sular fışkırıyor. Yükseklikten başınız dönüyor, gözleriniz yeşile, ciğerleriniz oksijene doyuyor. Tüm bunlara bir de bu çılgın coğrafyanın deli dolu, neşeli insanları eklenince kalbinizin bir parçası daha ilk seferinde orada kalıyor. Karadeniz’in tüm bu zenginliklerine sahip yerlerin başında Rize geliyor. Taşkonakları, kemerli köprüleri, yaylaları, zirveleri, binbir çeşit çiçeğiyle Rize yaylaları başınızı döndürecek hazır olun.

Rize yaylaları
Petran Yaylası

Rize, son yıllarda deniz tatiline alternatif arayanların tercih ettiği bir bölge haline gelmeye başladı. Ama bence sadece yaz mevsimi için değil her mevsim farklı güzellikler sunuyor size. Zaten Doğu Karadeniz’in atmosferi, o kadar etkiliyor ki, tekrar tekrar gitmek şart oluyor.  Yürüyüş, dağcılık yapanlar ve fotoğraf çekenler için bir cennet adeta. Sadece yemeklerini tatmak için bile gitmeye değer Rize’ye…

Karadeniz’i Anlamak

Karadeniz’de dolaştıkça, o yüksek yaylarındaki yaşama şahit oldukça, çisesinden yağmurundan yedikçe aslında Karadeniz insanının bize farklı gelen yapısını da anlamaya başlıyorsun. Bu amansız ve çetin coğrafyada, doğaya uyum sağlayabilmek için fazlasıyla dirençli olmak, inat etmek, pes etmemek gerekiyor. O zamanda bu kıpır kıpır halleri, deli dolu, neşeli yapıları, fıkralara konu olmuş pratik çözümleri daha bir anlamlı oluyor.

En Güzel Rize Yaylaları

Birbirinden güzel özellikleriyle ön plana çıkan birçok ilçesi var Rize’nin; Ardeşen, Çamlıhemşin, Çayeli, Derepazarı, Fındıklı, Güneysu, Hemşin, İkizdere, İyidere, Kalkandere, Pazar… Ama Rize’yi anlatmak için ilçelerinden çok yaylalarını anlatmak gerekiyor. Çünkü Rize’nin bu kadar popüler hale gelmesindeki en önemli faktörlerden biri aslında bu güzel yaylaları. Ayder ismini duymayan yok. Belki de artık Rize’den bile daha ünlü…

Rize’yi anlatmak için sanırım bu güzel Rize yaylaları anlatarak başlamak gerekiyor lafa…

Yaylalar, Yaylalar

Yayla kültürü zaman içerisinde şekil değiştirse de hala Karadeniz’in birçok yerinde devam ediyor. Karlar eriyip, dereler çoşmaya başladığında sıcaklığın artmasıyla yüksek yaylalara çıkan köylüler yaklaşık üç ay kadar yaylalarda kalıyor. Yayla hayatı gittikçe azalmasına rağmen hala ayakta tutulmaya çalışılan bir gelenek. Neredeyse her yaylanın kendi kuralları var, hepsinin de ortak özelliği misafirperverlikleri. Hangisine giderseniz gidin, sizi güleryüzle karşılıyor, bir şeyler ikram etmeden asla bırakmıyorlar. Bu aslında tüm Karadeniz’in ortak özelliği…

Rize yaylaları
Kavrun – Buzul Gölleri

Her yayla bir ya da birden fazla köy tarafından kullanılıyor. O köy halkının yaylada ev yapma hakkı var. Babadan erkek çocuklara geçiyor bu hak (kızlara değil maalesef)… Bazı köylerin iki yaylası var ve iki tertipte çıkılıyor bu yaylalara. İlk yaylanın otu tükendikçe biraz daha yukarıdaki ikinci yaylaya göç ediliyor. Bu göç zamanlarına köylü hep beraber karar veriyor. İlan edilen günlerden önce yaylalara çıkılmıyor.

Bazı yaylalarda halen elektrik yok. O yüzden yayla halkı kendi çözümlerini üretmişler. Ya yayla içerisinden geçen derelere dinamo kurarak elektrik üretiyorlar ya da jeneratörlerle idare ediyorlar. Birçok yaylada telefon da çekmiyor.

İŞTE EN GÜZEL RİZE YAYLALARI

Ayder Yaylası

Ayder Yaylası, Rize yaylalarının en bilinenlerinden. Ulaşımı en kolay olduğundan belki bu kadar popüler olmuş. Son yıllardaki turist akını sayesinde artık yayla özelliğini kaybetmeye başlasa da Rize yaylalarını gezerken merkez olarak kullanmak için en iyi nokta.

AYDER YAYLASI daha detaylı okumak isterseniz bu yazıya göz atabilirsiniz.

Huser Yaylası

Rize’nin en yüksek yaylalarından biri;  2400 metre… Bu yüzden en güzel manzaraya sahip olduğunu söylemek abartmak olmaz. Kaçkar Dağları’nın büyüleyici manzarasında gün batımını izlemeye doyamıyorsunuz. Altıparmak, Kavrun, Verçenik zirvelerinden Pokut, Avusor, Çeymakçur yaylalarına ve Karadeniz sahiline kadar geniş bir manzarası var. Eğer şanslıysanız gün batımında bulut denizine denk gelmek şahit olabileceğiniz en olağanüstü olaylardan biri…

En güzel Rize yaylaları
Huser’de bulut denizi

Ayder’den 2-3 saatlik bir yürüyüşle ulaşabileceğiniz gibi, günübirlik (gün batımı saatinde) turlarla da 20-30 dakikalık bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Yol toprak ve oldukça dik. Kendi aracınızla gitmek için yolun durumunu önceden sormakta fayda var. Yürüyüş yapmayı düşünenler için belirtmeliyim: Oberj’in yanından çıkan patika belirgin ama dik bir yol olduğundan oldukça zorlayıcı.

Günü birlik tur yapan servisleri otellerden öğrenebileceğiniz gibi, yol üzerlerinde kafelerde bırakılan broşürlerden de Huser turları hakkında bilgi alabilirsiniz. Her akşam üzeri yaylaya telefon ederek hava durumuyla ilgili bilgi alıyorlar, bu sayede onca yolu boşa çıkmış olmuyorsunuz. Bu bölgenin en büyük dezavantajlarından biri her an inebilen sis, görüşünüzü tamamen kapatabiliyor.

Kavrun (Kavron) Yaylası

En güzel Rize yaylaları
Kavrun Yaylası – Buzul Gölleri

Yürüyüşçü ve dağcılar için cennet… Aşağı Kavrun (1953 metre) ve Yukarı Kavrun  (2267 metre) olmak üzere iki yaylası var. Yayla, Kavrun gölleri ve zirve yürüyüşü için başlangıç noktası.

Daha detaylı KAVRUN YAYLASI bilgileri için bu yazıya göz atabilirsiniz.

Avusor Yaylası

Ayder’den araçla rahatlıkla ulaşabileceğiniz Rize yaylarlarından biri (yaklaşık 2400 metre)…  Rahatlık dediğime bakmayın, tüm yayla yolları gibi toprak yol ve bol çukurlu. 45 dakika boyunca sallantısı bol bir yolculuk yapıyorsunuz. Taştan ve ahşaptan yapılmış buradaki evler. Çoğunda olduğu gibi buradaki evlerde çığ yüzünden oldukça alçak yapılıyormuş.

En güzel Rize yaylaları
Avusor’daki buzul gölü

Gölüyle ünlü olan yayla yine yürüyüşçülerin tercih ettiği yaylalardan biri. 1- 1,5 saatlik bir yürüyüşle ulaştığınız göle yukarıdan baktığınızda kalp şeklinde. Bir dağ gölü olduğundan suyu buz gibi… O kadar tırmanıştan sonra serin sularına girmeyi tavsiye ederim.

Yaylada alışveriş yapabileceğiniz bir bakkal ve konaklama için bir pansiyon var. Dilerseniz çadır kurmak da mümkün…

Pokut – Sal Yaylaları

Pokut bence Rize yaylaları arasında en güzeli, en etkileyicisi. Bu sadece benim fikrim değil tabi; konuştuğum herkes ya da okuduğum tüm yorumlarda herkes aynı kanıda.

Yaylaların en güzeli  POKUT YAYLASI yazısı için bu yazıya bakabilirsiniz.

Koçdüzü Yaylası

Çamlıhemşin’den ulaşımı en uzak yaylalardan biri. Yolu yine zorlu olanlardan… 40 kilometrelik yol yaklaşık 2,5 saat sürüyor ama tüm zorluklara değiyor. Sarı çiçeklerle bezenmiş iki tepe karşılıyor sizi. Tepelerden biri Cennet – Cehennem diye adlandırılıyor. Tepenin bir tarafı sarp uçurum diğeri tarafıysa çiçeklerle örtülü olduğunu görünce cennet ve cehennem  tabirinin nereden geldiğini anlıyorsunuz. Tepeye çıkarsanız Karadeniz’e kadar ulaşan bir manzarada gün batımı görülmeye değer.

En güzel Rize yaylaları
Koç Düzü Yaylası

Birkaç köy tarafından kullanılan yayla da iki göl var. Göllerden birinin üzerinde yüzen 3 ada bulunuyor. Söylenenlere göre eskiden köylüler, havanın nasıl olacağının yüzen adaların duruşundan anlarlarmış. Dağlar gibi göl de kendine has çiçeklerle bezeli. Fotoğraf için girdiğimiz gölde yüzmek de mümkün… Ama çıktığınızda sinek ilaçlarını bolca sürmek gerekiyor. Zira minik sineklerin saldırısına uğruyorsunuz. Tatilinizi oldukça tatsız bir hale getirebiliyorlar.

Yaylada tek bir pansiyon var. Göl Ada Pansiyon. Biz bahçesine çadır kurduk, yemeğimizi oradan yedik. Marketinden de temel ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz.

2400 metre yükseklikte telefonun çektiği tek bir yer var. O da Cennet – Cehennem tepesinin belirli bir yeri. Dolayısıyla, yaylaya vardığınızda tepede dolaşan insanlar görürseniz onlar manzara peşinde değil, telefonun çektiği o yeri arıyorlar demektir.

Gito – Badara Yaylaları

Pokut’tan sonra galiba en sevdiğim ve beğendiğim Rize yaylası oldu Gito. Belki de o benzer ve eşsiz manzarayı paylaştığından. Ama Gito’dan vadinin daha geniş halini görüyorsunuz. Göz alabildiğince yeşil ve güzel… Yaz aylarında olduğu kadar kışın da muhteşem bir görüntüsü varmış. Karlı manzaraları sevenlere duyurulur.

En güzel Rize yaylaları
Gito Yaylası

Arabanız yoksa Ayder’den ya da Çamlıhemşin’den günü birlik turlarla Gito ve Badara yaylalarına gidiliyor. Yolu da diğer yaylalar kadar bozuk değil. Şans bu sefer yüzüme gülünce sisli bir gün yerine açık bir havada yakalayabildim bu iki yaylayı da… Üstüne bir de bulut denizine denk gelince en mutlu günlerimden biri oldu.

2070 metredeki yaylaya, Çat’a giderken Meydan Köyü’nün aşağısında sağa kıvrılan yolu takip ederek gidiliyor. Önce Badara yol ayrımı var, devam eden yol sizi Gito Yaylası’na çıkartıyor. Ambarlı Yaylası’na da bu yoldan ulaşılabiliyor.

En güzel Rize yaylaları
Badara Yaylası

Tur sırasında Hozboncuk Dağ Evi’nde mola vermiştik. Burada konaklama imkanı da var. Ev sahipleri güleryüzlü ve misafirperver, yemekleri de çok güzel. Buranın en önemli özelliği bahçesindeki salıncağı… Tam vadinin kıyısındaki salıncakta sonsuzluğa uçarmış gibi hissediyorsunuz kendinizi…

Verçenik Yaylası

Çat’ta kaldığım sırada tesadüfen bir araya geldiğim Nevra ve Ozan çiftiyle çıkma şansım oldu Verçenik Yaylası’na. Zaten onlar olmasa da çıkışım sanırım imkansız olurdu. Çünkü en uzak ve  yüksek yaylalardan… Çok bilinmeyen Verçenik Yaylası daha çok dağcıların gözdesi. Kaçkar Dağları’nın en yüksek zirvelerinden biri de burada… 3711 metreyle Türkiye’nin en yüksek 12 zirvesinden biriymiş… Üstelik çıkışı en zor olanlarından.… 10’dan fazla göl varmış ama biz Kapılı Gölleri’ne yürüdük ve 3 tanesini görebildik.

Öncelikle yaylaya çıkış çok uzun ama bir o kadar büyüleyici manzaraya sahip… Dağlardan fışkıran sular ve turuncu gelincik çiçeklerinin eşliğinde çıkıyorsunuz yaylaya. Arabayı bıraktıktan sonra 1,5 saatlik bir yürüyüşle göllere ulaşıyorsunuz. İlk bir saatlik güzergah oldukça rahat bir yürüyüş ve dereyi takip ederek hafifçe yükseliyor. Son yarım saatte ise kayalardaki patikayı tırmanmanız gerekiyor.

Zaman zaman zorlaşsa da yolu takip etmek kolay çünkü etrafta yolu belirleyen (taştan) birçok işaret var. Bir ara taşların arasında kaybolan derenin sadece sesini duyuyorsunuz ama kısa bir süre sonra eşsiz manzarasıyla önce dereyi sonra da gölün büyüleyici renklerini görüyorsunuz. Biraz daha yürüdüğünüzde de büyük göle ulaşıyorsunuz. Gölün etrafında Verçenik ile beraber uzanan diğer zirveleri ve o binbir çiçeği görünce yorgunluk hemen gidiyor. Sadece birkaç dakikalığına gölün soğuk sularına bırakıyorsunuz kendinizi. Çünkü sadece o kadar kalabiliyorsunuz. Şok etkisi yapsa da dışarının sıcaklığında o soğukluğu bir anda unutuyorsunuz.

Verçenik’e çıkarken önce Çiçekli Yayla’yı ziyaret ettik. Yayla yolu takip ettiğinizde yol sizi bir seyir tepesine götürüyor ki manzara sizi nefessiz bırakabiliyor.

Yol üzerinde yine Kaleköy ziyaret edilebilir. 2800 metredeki son köy… Kale şu günlerde restorasyon geçiriyor.

Verçenik yoluna saptığınızda da Sıra Köy ve Orta Yayla’yı görebiliyorsunuz…

Elevit – Palovit – Trovit – Samistal Yaylaları

Çat yolunu kullanarak ulaşacağınız yaylalar Doğu Karadeniz’in en güzel yaylalarından. Yolu düzgün olduğundan Elevit’e rahatlıkla ulaşıyorsunuz. Yayla horonuyla ün yapmış, yazın insanlar buraya sadece Horon oynamak için gelirmiş. Rakımı alçak olduğundan da yaz kış kullanılıyormuş bu yayla. Konaklama imkanı var.

​​Elevit’ten devam ederek önce Trovit’e oradan da 2860 metredeki aşıtı geçerek Palovit Yaylası’na ulaşıyorsunuz. İki bölümden oluşan Palovit Yaylası 2338 metrede. Vadideki en büyük yaylalardan biri. Burada evler genelde taştan yapılmış.

Rize gezilecek yerler
Rize yaylaları: Palovit Yaylası

​​Patika yoldan devam ederseniz Samistal Yaylası’na (2450 metre) varıyorsunuz. Yol boyunca bizi takip eden sis burada da geçit vermedi. Onca zorlu yola rağmen köyün sadece siluetini görebildik. Samistal Yaylası’ndaki evler oldukça eskiymiş ve en büyük özelliğiyse evlerin yapımında kullanılan taşların sal şeklinde ve de büyük kütle halinde olmasıymış. Tabi biz göremedik, söyleyenlerin yalancısıyız… Bu güzellikleri artık başka sefere göreceğiz.​​

RİZE GEZİLECEK YERLER – RİZE’DE NELER YAPILIR? 

Rize’yi anlatmak için yaylaları anlatmak lazım demiştim ama birkaç noktayı da eklemeden olmayacak.

Şenyuva Köyü (Çinçiva)

Buralara kadar gelmişken Şenyuva Köyü’nü eski adıyla Çinçiva’yı mutlaka görmek lazım. Eğer Pokut veya Çat taraflarına gidiyorsanız yolunuzun üzerinde. Sevdaluk dizisiyle de ünlenen köyün yol üzerindeki kahvesi ve taş köprüsü en çok ziyaret edilen yerler arasında. Çinçiva Kahve’sinde Fırtına Deresi manzarasına karşı bir çay-kahve için mutlaka. Daha çok vaktiniz varsa kahvaltısı da çok güzel. Hemen karşısında ise Zua Cafe var… İstanbul’dan uzakta, yeşilin içerindeki bu 3. nesil kahveci sizi şaşırtacak… Buraya giderken yol üzerinde metrelerce yukarıda inşa edilmiş muhteşem taş konakların en güzel örneklerini görebilirsiniz.

​​Zil Kale

Zil Kale, Doğu Karadeniz turlarının en çok ziyaret edilen noktalarından. Kesin yapılış tarihi bilinmiyormuş ama Bizanslılar ve daha sonra Osmanlılar tarafından da kullanılmış.

​​Petran Yaylası

Rize gezilecek yerler
Petran Yaylası

Petran aslında başlı başına yazılacak Rize yaylalarından biri… İkizdere yolu üzerinde… En çok benzersiz çiçeklerinden etkilendim. Doğası ve endemik bitki türleriyle insanı büyülüyor. Adeta renk cümbüşü… Kış aylarında yapılan şenlikleriyle ünlenen Petran’da Lazboard’u (laz usulü snowboard diyebiliriz) görme şansını bulabilirsiniz. Yol üzerinde ünlü Anzer balının üretildiği Anzer Yaylası da ziyaret edilebilir.

Rize’nin Meşhur Çay Bahçeleri 

Rize yaylaları diye başladım ama Rize’nin en önemli özelliğini neredeyse unutuyordum. Rize, Türkiye’nin çay cenneti. Rize’ye vardığınızda, sizi ilk karşılayan şey, çay bahçeleri oluyor.  Dolaştıkça yüzlerce metre yükseklikteki çay bahçelerini gördüğünüzde aklınız başınızdan gidiyor.

Rize Merkezi

Rize merkezinden ulaşabileceğiniz Dağmaran semti de Rize’yi yukarıdan görebileceğiniz, kafesinde çayınızı yudumlayabileceğiniz en güzel noktalardan…

Fırtına Deresi

Fırtına Deresi aslında tüm bu yayla seyahatleri sırasında size farklı kollarla eşilik ediyor. Son yıllarda üzerinde birçok rafting merkezi açılmış. Kuralsız büyüyen bu rafting merkezleri artık denetim altına alınmış gözüküyor.

Palovit Şelalesi, taş konakları, türküleri, horonu, sisi, yağmuruyla anlatılmaya değer o kadar çok şey var ki… Bir kere yetmiyor anlayacağınız gibi…

Çamlıhemşin

Rize yaylalarını gezerken belki de en çok yolunuzun  düşeceği yerlerden biri. Yaz aylarında kalabalıklaşan ilçe, kışın Rize’nin en tenha ilçelerinden biri oluyor. Fırtına Deresi kıyısındaki bu küçük ilçe tam bir yol ayrımı… Bir kolundan Ayder Yaylası’na ve ötesindeki yaylalara ulaşırken, diğer koldan da Çat ve ötesindeki yaylalara ulaşıyorsunuz. Her türlü malzemeyi bulabileceğiniz küçük marketleri, kafeleri, lokantaları ve eczanesi ile bir uğrak noktası…

Yolunuz buralara düşmüşken mutlaka Sini Yöresel Yemek ve Kahvaltı Yeri’ne uğrayın…

Bir aile işletmesi olan Sini’de bu bölgede bulabileceğiniz en güzel yöresel yemekleri ve kahvaltıyı edeceksiniz ve bana duacı olacaksınız.

Çayeli

Rize’den yola çıktığınızda sahil yolunun 19 kilometresinde vardığınız ilk ilçe Çayeli… Bu küçük sahil kasabasının hemen arkası denize paralel yemyeşil tepeler…  Ama Çayeli’nin kendisinden de meşhur olan şeyi, kuru fasulyesi… Ünlü iki kuru fasulyeci bu ilçenin sınırlarında: Hüsrev ve Lale… Son yıllarda artık Lale adından daha da söz ettirir oldu… Her Karadeniz turunda ilk durağımız burası oluyor. Ama sadece kuru fasulye yemeden kalkmayın, ne olursa olsun bol fındıklı bir sütlacının da tadınına bakın mutlaka…

BAŞKA NELER YAPILIR? 

Rize’ye kadar gelmişken birkaç gününüzü mutlaka Artvin‘in güzelliklerini görmeye ayırın. Başta Şavşat, Borçka, Maçahel olmak üzere neredeyse tüm Artvin, bana göre her mevsim Türkiye’nin en güzel doğasına sahip.

Karadeniz’in bu kadar doğusundaysanız komşumuz Gürcistan’ı da kısa ya da uzun süreli gezi planlarınıza eklemelisiniz. Batum günü birlik bir gezi için ideal… Hem de pasaport, vize gerekmeden sadece kimlikle girebiliyorsunuz. Blogda çok detaylı Gürcistan rehberleri de var. Mutlaka göz atmanızı tavsiye ederim.

Rize’ye Ulaşım

Rize’ye direk olarak uçakla ulaşmak şu an için maalesef mümkün değil… Ama havaalanı açıldığında sanırım Trabzon Havalimanı üzerinden oldukça yük alacak… Rize’ye uçakla gitmek istiyorsanız, Trabzon Havalimanı’na uçmanız gerekiyor. Uçuş yaklaşık 1 saat 45 dakika sürüyor. THY, Anadolujet, Pegasus, Atlas Global’in birçok seferi var.

Rize yaylaları
Petran Yaylası

Uçaktan indiğinizde Hopa’ya giden Havaş araçlarıyla Rize’ye gidebilirsiniz. Yaklaşık 1,5 saat sürüyor, 16 lira ödüyorsunuz. Havaş dışında da Rize’ye sefer yapan başka toplu taşıma araçları da var.

Uçak haricindeki diğer seçenek de otobüs… İstanbul – Rize arası 18-19 saat sürüyor. 110 TL’dan başlayan fiyatlarla bilet bulmak mümkün… Ankara’dan da 12-13 saatlik bir yolculukla ulaşabiliyorsunuz.

Trabzon Havalimanı’nda birçok araç kiralama şirketi var. Buradan kiralayacağınız araç veya taksi ile de gitmek diğer alternatifler…

Rize yaylaları içinse ilgili yazılardan ulaşım hakkında bilgi alabilirsiniz.

​​Yapmadan Dönmeyin!

Rize’ye gelmişken, Çayeli’nde Lale Restoran’da kuru fasulye ve sütlaç yemeden, Ayder’e çıkmadan, Fırtına Deresi’nde rafting yapmadan, Huser Yaylası’nda bulut denizine şahit olmadan ve en önemlisi Pokut Yaylası’nın muhteşem manzarasında bir çay içmeden dönmemek gerekiyor.

​​Rize Yaylalarını Gezerken Nelere Dikkat Etmeli?

  • Ayder ve Çat yolu hariç neredeyse yayla yollarının tamamı toprak yol. O yüzden altı yüksek bir araçla özelikle bir 4×4 ile seyahat etmekte fayda var. Eğer araç kiralamayı düşünüyorsanız, Trabzon’dan kiralamanız tavsiye olunur. Önceden yolun durumuyla ilgili bilgi almadığınız yollara girmemekte fayda var.
  • Karadeniz deyince benim aklıma ilk, yağmur geliyor. Gerçekten de öyle, mevsim ne olursa olsun aniden bastıran sis ve yağmura karşı hazırlıklı olmakta fayda var. Sağlam bir yağmurluk önemli buralara gelirken.
  • Yürüyüş ayakkabısı yine olmazsa olmazlardan.
  • Gündüz oldukça sıcak olmasına rağmen, akşam sıcaklık düşüyor. Polar benzeri bir kıyafet bulundurmakta fayda var. Buna karşılık yaylalar serin olur dendiğine bakmayın oldukça sıcak günlere de denk gelebilirsiniz.
  • Ayder haricinde yüksek standartta konaklama bulamayabilirsiniz. Ama diğer yaylalarda oldukça temiz ve misafirperver pansiyonlar var.
  • Tüfek veya silah sesi duyarsanız takılmayın.
  • Arı ve sinek her yerde var. Özellikle sinekler için mutlaka sinek kovucunuzu ve ısırıklar için ilacınızı yanınıza alın.
  • Bir ay boyunca çoğunlukla yalnız seyahat ettim. Pansiyon yanı veya kampinglerde çadırla konakladım. Yalnız seyahat ederken hiç bir sıkıntı yaşamadım.
  • Yaylalarda dolaşmak istiyorsanız en büyük sıkıntı ulaşım. Her yaylaya düzenli servis yok. Eğer aracınız yoksa kaldığınız yerden aynı yöne giden birilerine bulmak ya da yoldan geçen birilerine otostop çekmek gerekiyor. Kimse de yadırgamıyor bunu, yerleri varsa mutlaka alıyorlar.
  • Yöre halkı o kadar misafirperver ve hoş sohbet ki, her fırsatta onlarla konuşmayı ihmal etmeyin.

Daha fazla fotoğraf ve güncel gezileri kaçırmamak için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol

SaveSave

SaveSave

SaveSave

SaveSave

SaveSave

SaveSave

SaveSave

Yorumlar kapandı...